Birçok grup şahsında çok belirgin bir samimiyetsizlik gözlemliyoruz. İçtenliklerini neredeyse tümden yitirmiş durumdalar; politik çalışma adı altında, açıkça durumu idare etmek, dışa ve kendi tabanlarına karşı görüntüyü kurtarmak kaygısına dayalı işler peşindeler. Ama bunun bir sonu yok. Geçici olarak bununla kendi o sınırlı tabanlarını oyalayıp tutabilirler, hatta hatta koşullar elverirse çevrelerine üç-beş yeni insan da kazanabilirler. Ama bu bir şey ifade etmez ve böylelerine bir faydası da olmaz; zira onlar devrimcilik iddiası çerçevesinde en temel özellikleri olması gereken ciddiyetlerini ve samimiyetlerini yitirmişler. Buna siz gerçekte kimliklerini, kendi varlık nedenlerini yitirmişler de diyebilirsiniz. Sözkonusu olan devrimci siyasal mücadeleyse, herşeyin başı kimlik, yani niteliktir. Önce bir niteliğiniz olacak ki, o temel üzerinden niceliğinizin de bir anlamı ve değeri olabilsin.