Devrimci hedeflere dayalı bir ulusal özgürlük mücadelesi içerisinde kendisine anlam kazandıran kimliğini bulan dünün PKK’si,(304)İmralı’da bu kimliğinden geriye kalan ne varsa onu tümden yitirdikten sonra, pek övündüğü ifadeyle, hala “yüzbinleri” ardından sürükleyebilse ne olur ki? Nitekim hala bir biçimde sürüklüyor da. Ama düne kadar kendisini anlamlandıran kimliğini yitirmiş, aynı anlama gelmek üzere devrimci açıdan bakıldığında bitmiş tükenmiş bir harekettir sözkonusu olan. Ama Kürt halk kitleleri hala benim etrafımda diyor ve bunu yaşadığının, yolunu yürümeye devam ettiğinin bir göstergesi olarak sunabiliyor. Kitleleri etrafına toplamak kendi başına bir şey ifade etmez, bunu reformist ya da gerici düzen akımları da pekala aynı başarıyla yapabilirler. Gücünüzün, kitle desteğinizin anlamı kimliğinizden, onu belirleyen amaç ve hedeflerinizden, onun somutlanmış ifadesi olan siyasal program ve çizginizden ayrı düşünülemez. Siz “yüzbinler” üzerindeki etkinizi, Kürt emekçi halk kitlerini devrimci bir yolda yürümekten alıkoyup düzenle uzlaşma yoluna çekmede kullanıyorsunuz. Çizginiz bu olduktan sonra etrafınızda yüzbinler olsa ne olur ki? İşin aslında sizler, devrim için, emekçilerin ve ezilenlerin gerçek kurtuluşu için mücadele edenler karşısında, aşılması gereken bir engelden, yıkılması gereken bir barikattan başka bir şey değilsiniz artık.