Bunu oportünistçe, deyim uygunsa sinsi bir biçimde yapıyorlar, zira ciddiyetleriyle birlikte samimiyetlerini de yitirmiş bulunuyorlar. Ortalığı aldatarak reformizme gidiyorlar, ama bunu tabanlarını koruyarak yapmak istiyorlar. TDKP de benzer bir tutum izlemedi mi? TDKP yayınları en keskin ve “devrimci” yazılara, tam da EMEP açılımını yaptığı dönemde yer verdi. Bu ülkede sosyalizm adına mücadele yürütecek bir partinin legal olarak kurulabileceğine inanmak, bu ülkede özgürlüğün var olduğunu kabul etmek demektir, bu ise en büyük sahtekarlıktır diye yazdı, Özgürlük Dünyası, legal parti hazırlıklarının son aşamaya geldiği bir sırada (bkz. “Yasal Çalışma ve Yasalcılık-2”, sayı:77, Nisan-Mayıs 1995) Oysa sahtekarlığın kendisi tam da köklü bir konum ve kimlik değişimini böyle aldatıcı vurgularla gizleme çabasındaydı. Reformist bir açılım yapılırken en devrimci laflar edilerek, devrimci ilkeler döne döne tekrarlanarak, böylece insanlar aldatılmaya ve sersemletilmeye çalışılıyordu.
Dostları ilə paylaş: |