Türkiye gibi bir ülkede tüm güçlük, Kürt sorunu gibi doğası gereği rejimin temellerine dokunan bir sorundan çıkmaktadır. Kürt sorununun yarattığı özel handikap olmasa, o çok çarpıcı bulunan Zeytin Dalı örneğini Türkiye’ye uyarlamak demek, seçimlere yönelik olarak CHP, DSP ve SHP gibi tipik düzen partilerinden DTP, ÖDP ve EMEP gibi reformist sol partilere kadar geniş bir ittifak kurmak demektir. Birincilerin asıl ekseni oluşturacağı ve Prodi’lerini çıkaracağı böyle bir ittifaka ikincilerin dolgu malzemesi olmasının Türkiye’nin emekçilerine büyük bir hayal kırıklığı dışında kazandıracağı herhangi bir şey olamaz. Bu partilerin sicili tüm açıklığı ile ortadadır ve bu sicil onların tipik gerici düzen partileri olduğuna tanıklık etmektedir. Onları tipik düzen partisi yapan hiçbir biçimde yalnızca Kürt sorunundaki gerici-şoven tutumları değildir. Tümü de hükümette denenmiş bu partiler emek ve halk düşmanı neo-liberal politikaları da aynı pervasızlıkla uyguladıklarını göstermişlerdir. Emperyalizme sadakatte öteki düzen partileri ile aynı çizgide hareket etmekte kusur etmemişlerdir. Devrimcileri vahşi katliamlarla F Tipi zindanlara doldurmakla övünebilmişlerdir.