Bunu öyle salt belli bireylerin parlamenter olma hevesi saymak, sorunu anlayamamak ya da fazlasıyla basitleştirmek olur. Sorun bireylerden önce ve öte, siyasal bir sorundur ve reformizm zeminine kaymış partilerin kendi bu konumlarına uygun düşen arayışlarının ürünüdür. Reformizmin karakterinde parlamentarizm vardır. Bir akım reformizme kaydığında, anlamı ve işlevi olan bir politik çalışma ve yaşamı ancak parlamenter zeminde, özellikle de parlamentoya girmekle elde edebilir. Türkiye’de ise giriş kapısı %10 barajıyla berkitilmiş bir parlamento gerçeği var. Bu durumda Kürt oyları bulunmaz bir olanaktır, hiç değilse bugünkü koşullarda. Tüm reformist akımların DEHAP eksenli blok etrafında parvane gibi dönmeleri işte bundan dolayıdır.