Sonuçta TKİP şahsında başarılan tam da budur. Biz bunu başaramasaydık, zaten yeni bir siyasal akım olarak tutunamazdık da. Kendi varlık nedenimiz üzerinden kendimizi üretme imkanı bulamasaydık eğer, siyasal yaşamdan zaten çok geçmeden silinir giderdik. Öyle ya, hiçbir hazır imkanımız, ön avantajımız yoktu, maddi anlamda işe sıfırdan başlamak ve herşeyimizi kendi emeğimizle yaratmak durumundaydık. Buna başlarken, geçmişin devrimci muhasebesi ve eleştirisine dayalı olarak ortaya koyduğumuz ideolojik-siyasi çizgi ve bunu maddi bir güce dönüştürme iradesi dışında, elimizde hiçbir şey yoktu. Bu çizginin ve bu iradenin gerçek yaşamda bir karşılığı olmasaydı eğer, varlık hakkı bile kazanamadan ve neredeyse hiçbir iz bırakmadan silinir giderdi. Hele de bizzat geleneksel hareketten gelen çok yönlü düşmanca tutum ve davranışlarla karşı karşıyayken. (Çıkış dönemimizde ne türden saldırı, hakaret ve iftiralarla karşı karşıya kaldığımız zamanında belgelenmiş haliyle bugün orta yerde duruyor.)