12 Eylül’den beri sürekli bir biçimde tasfiyeci savrulmalar içinde kan kaybeden geleneksel sol hareket için 2002’deki 3 Kasım seçimlerinin yeni bir dönüm noktasını işaretlediğini önemle vurgulayageldik birçok vesileyle. Reformist solun ana gövdesini oluşturan partiler bu seçimlerde açık bir parlamentarist çizgiyle ortaya çıkmışlar, kendilerinden öteye irili ufaklı geniş bir sol gruplar yelpazesini de bu doğrultuda peşlerinden sürüklemişlerdi.
Olup bitenin anlamını, konuya ilişkin olarak daha önce yapılmış bulunan ve “Tasfiyeci çürümenin son aşaması: Burjuva parla(43)mentarizmi” alt başlığı taşıyan bir değerlendirmeden izleyelim: