Bu orduya umut bağlamış Dr. Hikmet Kıvılcımlı’yı 1971’deki yazılarında yerden yere vurmuş olan Perinçek, 12 Mart’ta ve 12 Eylül’de Amerikan emperyalizminin tam denetimi ve yönlendirmesi altında yaptığı iki faşist darbeyle ilerici akımları ve halk hareketini ezmiş ve 12 Eylül’den bu yana da yeni bir halk hareketi çıkışını her yolla dizginlemeye çalışan bugünün Amerikancı ordusunu “Devrimin ordusu” ilan edebilecek kadar, gerçeklerden kopuyor demeyeceğiz, daha da ötesi alçalıp yerlerde sürünüyor. 1970’lerde kurulu düzenin devleti ve ordusu hakkında halk kitleleri içerisinde(342)hayaller yaymanın burjuvaziye tam boy bir uşaklık demek olduğunu savunan Perinçek, bugün aynı düzen ordusunu göklere çıkarıyor, “Devrimin ordusu” ilan ediyor, emekçileri bu ordu etrafında kenetlenmeye çağırıyor. Bu uğurda dünya devrimi tarihini de en tiksinti verici biçimde döne döne tahrif etmekten çekinmiyor. Tümü de kurulu düzenlere ve dolayısıyla bu düzenlerin mevcut ordularına karşı mücadele içinde ortaya çıkmış yeni devrim ordularını örnek vererek, “her devrimin bir ordusu vardı” diyor ve bunu bugünkü Amerikancı düzen ordusunu “devrimin ordusu” olarak sunmanın ve yutturmanın dayanağı olarak kullanmaya çalışıyor.