Türkiye’nin gözler önündeki bu temel gerçekleri karşısında Perinçekçi safsatanın zerre kadar bir değeri yoktur. Bu ülkede gerçek bir demokrasi mücadelesi kadar gerçek bir bağımsızlık mücadelesinin temel engeli bizzat mevcut burjuva düzen ordusudur. Dolayısıyla bu mücadelenin baş hedefi de o olmak durumundadır.
Perinçekçiler’in “Devrim ordusu” cilasıyla düzen ordusu hakkında gerici hayaller yaymaları, devrime yeminli bir düşmanlıktan başka bir anlam taşımaz. Bu çizgi bu çeteyi her türlü devrimci akıma ve bu arada Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı tam bir düşmanlık çizgisine düşürmüş bulunmaktadır. Perinçekçi parti bugün bu ülkede şoven bir milliyetçiliğin ve saldırgan bir militarizmin baş sözcülüğünü ve avukatlığını yapmaktadır. Bu konuda giderek MHP ile yarışacak bir konuma kaymaktadır. Ordu yalakalığı, salt ordu kaynaklı olduğu için hapishane katliamlarını alkışlamaya, F Tipi tecrit ve işkence hücrelerine destek vermeye kadar varmıştır.