Devrimci hareketin bugünkü çok parçalı tablosu, ideolojik-politik konum bakımından son tahlilde devrimden çıkarı olan sınıf ve tabakaların konum ve eğilimlerine tekabül etse de, bugünkü devrimci akımlar henüz belli sınıf ve tabakaların politik temsilcileri olarak siyasal mücadele sahnesinde belirgin bir rol oynamayı başarıyor değiller. (Bunun tek gerçek istisnası denebilir ki ulusal halk hareketinin temsilcisi olarak PKK’dır.) Elbetteki bu akımlardan bazılarının gelişme süreci (genel devrimci gelişme sürecine de bağlı olarak) bu doğrultuda ilerleyebilir. Fakat bu bugünün olgusu değil, geleceğin potansiyel bir ihtimalidir. Aynı süreç, bugünün bazı devrimci akımlarının herhangi bir toplumsal sınıf tabanına oturmadan silinip gitmesine de sahne olacaktır ki, bu da geleceğin bir sorunudur. Dolayısıyla bugünün devrimci akımları arasında toplumsal temsil gücüne dayalı olarak geliştirilecek bir “cephe” üzerine tartışmalar, somut bir sorunu karartan fantastik tartışmalar olmaktan öteye bir anlam taşımamaktadır.