İlki örgütsel bir yapı olmanın ciddiyetiyle, ikincisi devrimci olmanın samimiyetiyle bağdaşabilir şeyler değildi. Hassas bir dönemde geneldeki birlik ilişkilerini doğrudan etkileyeceği kesin olan böylesine önemli gelişmelerin ciddi bir hareketin bilgisi ve onayı olmaksızın yaşanıyor olabilmesi ise bizim için anlaşılır bir durum değildi.
Gelişmeler genellikle bizden duyuldu, duyanlar şaşırmış göründü. Ya anında ve açıkça bu tavrın yanlışlığı ifade edilerek durumun abartılmaması, gerekli müdahalelerle telafi edileceği söylendi. Ya da, bir hareketin temel bir konuda farklı alanlarda bu denli kaba bir tutum farklılığı içinde olmasının verdiği sıkıntıyla suskunluk yeğlendi ve zaman kazanılmaya çalışıldı. Geçen sayıda konuyu tartışmayı ertelerken biz işte bu durumu hesaba kattık. Yani bizim için belirsiz olan içerde yaşananların mahiyeti değil, fakat dışarıdakilerin habersiz göründükleri bu gelişmeler karşısında alacakları tavırdı. Bu tavrın açıklığa kavuşmasını bekleyerek onarılabilir bir hatalı tutum üzerine zamansız bir tartışma yapmamayı devrimci sorumluluğumuzun gereği saydık. Zindan direnişinin zaferle sonuçlanmasıyla oluşan ve devrimci güç ve eylem birliği ilişkilerini yeni bir düzeye çıkarmayı hayli kolaylaştıracak gibi görünen devrimci bir ortam vardı. Bunun zamansız ve anlamsız tartışmalarla zedelenmesine fırsat vermemek kaygısıyla hareket ettik.