Elbette tüm bunlar “normal” olandır. Oysa geleneksel küçük-burjuva hareketin davranış kültürü bu açıdan tam bir anormallikler silsilesidir. Buna yalnızca en yakın dönemden iki örnek vermekle yetiniyoruz. Gazi Direnişi 12 Eylül sonrasının en önemli devrimci çıkışı, 1 Mayıs ‘96 eylemi ise 12 Eylül sonrasının en büyük devrimci kitle gösterisiydi. Ama gariptir, bu iki eylem sonrasında, eyleme katılımın ve başarıyı birlikte gerçekleştirmenin onurunu taşıyan bazı gruplar, en rahatsız edici tartışmaları ve davranışları bizzat bu eylemleri izleyen günlerde sergilediler. Devrimci gruplar arası ilişkiler pekişeceğine tam tersine zedelendi. Davranış ve tartışmalara olgunluk ve sorumluluk değil, çiğlikler ve sorumsuzluklar egemen oldu.