Aynı 10 Ağustos tarihli yazı “DETUDAP içinde yer almayanlar almalıdır” diyor. Kızıl Bayrak bir süredir fiilen DETUDAP etkinliklerinin içinde olmakla birlikte resmen bu oluşumun dışında bulunuyordu. (Bunun sorumluluğu Kızıl Bayrak'a değil, fakat zamanında bazı “küçük hesaplar”la hareket edenlere aittir.) Kızıl Bayrak, zindan direnişinin bitişinin hemen ardından ve DETUDAP’ı oluşturan yapıların “oybirliği” ile yaptığı çağrı üzerine, resmen de bu oluşumun içinde yeralma kararı aldı. Ama daha bu karar hayata geçmemişken, 3 Ağustos “ön kararı” dışarı ulaştı. Bunun üzerine Kızıl Bayrak bir kez daha dışında kalmakla kalmadı, DETUDAP kurucuları içinde yeralan başkaları (Alınteri) da dışına çıkarılarak, bilgileri ve iradeleri dışında “destekçi” durumuna düşürüldüler. Bu gelişmeler 10 Ağustos’tan hemen önce başladı ve 10 Ağustos’tan hemen sonra kesinleşti. Ama 10 Ağustos(430)tarihli Kurtuluş hala peygamberce bir iyiniyet havasında çağrılar yapıyor: “Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu’na katılmayanlar katılmalı, DETUDAP içinde yer almayanlar almalıdır”!