Buradan bakıldığında “Zeytin Dalı” politikasına bu denli rahat bir uyumu basitçe Kürt hareketine uyum ihtiyacının ifadesi saymak, SDP gerçeğinin özünü gözden kaçırmak olur, buna ilişkin düşüncemizi yineliyoruz. Unutmamak gerekir ki SDP eski Kurtuluş bile değil, fakat onun 12 Eylül yenilgisi ve ‘89 çöküşünün sarsıntısı altında devrimcilikten tümden kopmuş liberal bir kalıntısıdır yalnızca. Düzen solu bu partinin geldiği gelenek için geçmişten beri(58)zaten potansiyel bir müttefikti, kendisinin de tümden düzenin icazet alanına kaydığı bir dönemde bu haydi haydi böyledir. Meselenin asıl özü budur. Dolayısıyla liberal sol çizgiye kaymış Kürt hareketi SDP için bu tür politikaların nedeni değil, fakat olsa olsa Kürt sorununun sağladığı duygusal zemin sayesinde bir tür manevi kalkanıdır. Nitekim gerçekte 25 yılı bulan tasfiyeci çürümenin vardığı son aşamadan başka bir şey olmayan burjuva parlamentarizminin bütün bir kabalığı da Kürt halkıyla birlikte hareket etme demagojik duygusal söylemi içinde mazur gösterilmeye, enternasyonalizmin bir gereği olarak yutturulmaya çalışılmıyor mu?