“Kuşkusuz ki; yerel yönetimlerin en klasik görevleri olan; yol, su, elektrik, doğalgaz, kanalizasyon, kitle taşıması gibi hizmetlerin ucuz, kaliteli, adil (yoksul bölgeleri ve yoksul halk kesimlerinin ihtiyaçlarını en öne alan bir adalet anlayışıyla) bir biçimde nasıl çözüleceği elbette ki, iyi bir biçimde propaganda edilmelidir. Bunun için yerel imkânların neler olduğu, geçmişte bunların nasıl çarçur edildiği, ’hizmet veriyoruz’ adı altında halkın parasıyla kimlerin nasıl vurgunlar yaptığı gösterilmelidir. Ama, bunun da ötesinde kentlerin, emekçi semtlerinin sadece; işe gidilip gelinen, sonra da uyunan mekânlar olarak değil; herkese insanca yaşam koşullarının sunulduğu sosyal ortamlar olarak ele alınması son derece önemlidir. Bu amaçla sağlık, eğitim hizmetlerinin herkesin parasız yaralanabileceği bir biçimde sunulması, sinemalar, tiyatrolar, halk kütüphaneleri, kültür evleri, kadın ve gençlik evleri gibi kurumların ihtiyaca uygun düzeyde hizmet verecek tarzda geliştirilmesi, yerel yayıncılığın tekelci yayıncılık karşısında desteklenmesi (gazete, radyo, tv. vb.), çevrenin korunması, hizmetlerin engellilerin ihtiyaçları da gözetilerek düzenlenmesi... Bütün bu hizmetlerin yerel dokunun ve onun imkânlarının kullanılması üstüne şekillendirilmesi, çalışmanın yerelleşmesi bakımından son derece önemlidir.”
Dostları ilə paylaş: |