“Yönetsel” baskı, siyasal olmaktan öteyedir ve anayasal bir temele sahiptir. Tahmin edilebilir nedenlerle faşist askeri cuntanın 12 Eylül anayasası, ‘61 anayasasından devraldığı “vesayet rejimi”ne en katı biçimini vermiştir. “Mahalli İdareler”e ayrılmış 127. maddenin 5. fıkrasından okuyoruz:
“Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir.”