Bir karış kar yağdığında kent yaşamı günlerce felç olmaktadır. Kış boyunca tüm Türkiye’de onbinlerce köyün-kasabanın dış dünya ile bağlantısı kesilmektedir. Bugün büyük kentlerin göbeğinde bile onlarca yoksul insan donarak ölmektedir. Sel baskınları her yıl yüzlerce insanın canını almaktadır. Gecekondu bölgelerine yığılan çöpler patlamakta, onlarca insan yaşamını yitirebilmektedir. Çöplüklerin yığılı olduğu semtlerde her türlü salgın hastalık kol gezmektedir vb.
Düzenin egemenleri bu sorunları çözmek bir yana, halihazırda verdikleri sınırlı hizmetleri bile paralı hale getiriyorlar. “Ucuz ve kaliteli hizmet sağlamak”, “yerel yönetimleri özerkleştirerek demokratikleştirmek” vb. yalanlar eşliğinde, belediyeleri ve belediye hizmetlerini de özelleştirmeye hazırlanıyorlar. Yerel yönetimler eliyle, temel eğitim veren okulları, tüm sağlık hizmet ve kuruluşlarını tamamıyla ücretli hale getirecekler. Ormanlar ve müzeler de bu yağmadan payını alacak.