Sözümona devrimci taktik adına sürdürülen bu tümüyle anlamsız, yararsız ve işlevsiz apolitik tutumu açık yürekli bir özeleştirel değerlendirme ile terketmenin zamanı çoktan gelmiştir ve geçmektedir. Bugünün Türkiye’sinde bu politikasızlık durumunu savunmanın artık hiçbir olanağı, zerre kadar inandırıcı bir gerekçesi kalmamıştır. Burjuva legalitesinden yararlanmayı zaaf ölçüsüne vardıran, daha da açık yüreklilikle söylersek legalizme boylu boyunca gömülen bu aynı kesimlerin, sıra seçimlerden ve burjuva temsili kurumlardan devrimci amaçlarla yararlanmaya geldiğinde rejimin “faşist” niteliğini ileri sürmelerini ciddiye almanın, tutarlı ve inandırıcı bulmanın artık hiçbir olanağı kalmamıştır. Önemle ve açıklıkla yineliyoruz; bunda ne ciddiyet, ne tutarlılık ve ne de inandırıcılık vardır. Bunun gerisinde olsa olsa güçsüzlük duygu(28)sundan ve durumundan gelen bir politik edilgenlik ve iddiasızlık vardır. Meydanı anlaşılması güç bir sorumsuzlukla tasfiyeci reformist akımlara bırakmak, bu yolla burjuva sınıf düzeninin 12 Eylül ürünü “ılımlı solu’ güçlendirme politikası için işleri kolaylaştırmak vardır.