Artık ne Birlik Kongresi Belgeleri’ndeki ilkesel ve stratejik kaygılardan ve ne de MLKP II. Kongre Belgeleri’nin güç ve eylem birliği sorunlarındaki devrimci tutumundan geriye eser kalmıştır. Bunlar devrim umutlarının ve genel olarak devrimci iyimserliğin korunduğu bir dönemin düşünsel yansımalarıydı. Dönem değişti; “Kürt ulusal devrimi” yenildi, Kürt hareketi teslimiyeti seçti ve devrime karşıt bir konuma geçti. Kendiliğindenciliği, olayların ve güçlünün ardından sürüklenmeyi kendileri için bir kimlik haline getirenlerde, bu yeni dönemin düşünsel yansımaları ve politikadaki sonuçları da elbette başka olacaktı.