Yineleyelim ki, devrimci güç birliği ekseni kitle örgütlerini ve eylemlerini bölmek bir yana, bu birliği korumanın biricik güvencesidir. (...)
Gelinen aşamada, kimsenin solun devrimci ya da reformist kanadına mensup olmanın ayrım çizgisi ya da ölçüsü nedir diye sorabileceğini ise zannetmiyoruz. Zira ayrım çizgileri en tartışmasız ölçü olan siyasal pratik tarafından zaten çekilmiştir. 12 Eylül darbesiyle birlikte yeni bir ayrışma ve saflaşma süreci içine giren genel sol hareket, 15 yıllık uzun ve zorlu bir sürecin ardın(271)dan bugün yeterli açıklıkta yeni bir çehre kazanmıştır. Yaşam başlıca sol akımları yerli yerine oturtmuş durumdadır. Kitle mücadelesinin yeni bir ivme kazanarak devrimcileştiği son birbuçuk yılın olayları ise bu yeni saflaşmaya çok daha belirgin çizgiler kazandırmıştır.