İlkelere dayalı doğru ve sağlam bir tutumdan yoksunluk
Ama yine de bu, bizi, ‘90’lı yılların ortası ile bugünkü durumu aynılaştırma yanlışına götürmemelidir. ‘90’lı yılların ortasında ve hiç değilse söz planında, Kürdistan proletaryası bile PKK’ye terkedilmezken, bugün büyük kentlerin Kürt işçileri bile HADEP’e sunulabiliyor. İşte skandal olarak nitelediğimiz o HADEP yazısından bir pasaj:
“Seçim çalışmalarında zayıf bir şekilde işçi sınıfı ve emekçi milyonların taleplerinin de yer alması olumlu bir durum yaratmış ve oyların artmasına neden olmuştur, ama daha büyük bir destek sağlaması için yetmemiştir. Keza, kirli savaş sonucunda göç eden(278)yoksul Kürt köylüsü Batı’da işçileşmiştir. Ulusal sorunlarına bir de sınıfsal çelişkileri eklenmiş bu büyük kitle, emekten yana etkin bir siyaset izlemeyen HADEP çatısı altında örgütlenememiştir. Dolayısıyla HADEP, Batı'da da etkin bir kuvvet olarak ilerlemesi için, Kürt ulusal sorununun yanı sıra ezilen ve sömürülen milyonların talep ve şiarlarını da gündemine alarak politika yapmakla yüz yüzedir.” (HADEP “Türkiyelileşmek” İçin Emekçileşmeli yazısı, Atılım, sayı: 7, 9 Kasım 2002)