“Olanaklar, olgular ve gelişmenin yönü” konusunda herşeyi birbirine karıştıranlar ve bu arada siyasal mücadele alanındaki en temel marksist kavramlardan biri olan “devrimci durum”u yerli yerine oturtamadıklarını gösterenler, şimdi de “kriz koşulları” ile “devrimci durum”u birbirlerine karıştırdıklarını ele veriyorlar. Kriz bu ülkede yıllardır var ve döne döne ağırlaşarak sürüyor. Ama hiçbir ciddi devrimcinin aklına kriz koşullarını gerekçe göstererek “İşçilerin üretimi denetlemesi” şiarını ileri sürmek ve bu koşullar altında bunun “devrimci bir rol oynayacağını” ileri sürmek gelmemiştir. Zira her aklı başında devrimci gerçekte bunun tam tersinin doğra olduğunu bilir. Bizzat özelleştirme saldırısının yerli deneyimi (somutta Karabük örneği), üretimi denetlemekten de öteye devralmanın nasıl sonuçlar yaratabileceğini bize göstermiş bulunmaktadır.