Kökleşmiş yapısal zaafları nedeniyle bugünkü sonuç onların kaçınılmaz akibetiydi. Bunlar dünün akımlarıydı, yeni döneme zaten yanıt veremezlerdi. Dünyada ve Türkiye’de yeni bir döneme girilmiştir, bunlar ise geride kalmış bir özel tarihi dönemin akımları idiler. Bu özel koşulların ortadan kalkması, onların tarihsel ömrünün de bittiği noktaydı; gerisi ise, bu doğrultuda adım adım tükeniş ya da kimlik başkalaşımından başka bir şey değildi.
Burada ardından ağlanacak ya da zayıflık duygusuna neden olacak bir durum olduğunu da sanmıyorum. Bu kadar çok sol grubun olması, bu denli parçalı bir durum, zenginlikten çok belirgin bir(320)zaafiyet ifadesiydi. Bu durum Türkiye’de gerçek bir devrimci sınıf partisinin olmamasından da kaynaklanan aşırı bir küçük-burjuva parçalanmadan başka bir şey değildi ve devrim mücadelesi son 30 yıldır bundan çok büyük zararlar gördü. Sahnenin şimdi bu aşırı parçalanmışlık durumundan bir ölçüde olsun kurtulması, safların netleşmesi ve her bir konumun giderek daha belirgin bir iki parti ya da grup tarafından temsil edilir hale gelmesi, kesin olarak devrim mücadelesinin bundan sonraki seyri ve geleceği için bir avantajdır.