Türkiye’nin yakın tarihinden ve içinden geçmekte olduğumuz dönemi üzerinden yeterli açıklıkla görülebilecek tüm bu temel gerçekler, Perinçekçi safsataları olduğu kadar teslimiyetçi Kürt hareketinin gerici hayallerini de ortaya sermektedir. Teslimiyetçi Kürt hareketinin tutumunu salt bir gerici hayal saymak, gelinen yerde bu hareketin düştüğü durumu hafifsemek olur bir bakıma. Sorun hayalcilikten de öteyedir. Dün haklı ve meşru temellere dayalı görkemli bir mücadeleyle çözüm gündemine getirilen Kürt sorununu “siyasal çözüm” eğik düzlemi üzerinden emperyalizme havale edenler ve sonunda da bunu İmralı batağında boğanlar, şimdilerde denize düşen yılana sarılır misali, çözüm adına sorunun kaynağını oluşturan güçlerden medet umuyorlar. Bu her türlü ilkesizliği, oportünizme ve utanç verici davranışlara da kapıyı sonuna kadar aralamaktadır.