Tüm sol güçler yerine devrimci güçlerin birliğine mesafeli yaklaşmayı kitle örgütlerini ve eylemlerini bölmeme kaygısıyla gerekçelendirmek de mümkün değildir. Zira yaşam içinde yeterli bir açıklıkta görülmektedir ki, böyle bir sorun devrimciler açısından zaten yoktur. Birleşik bir devrimci eksen yaratmak, kitle örgütlerini ya da eylemlerini bölmek ya da güçten düşürmek bir yana, tam(410)tersi bir etki yaratır. Devrimci çizgi ve önderliğin güç kazanması, kitle örgütlerini güçlendirmenin ve işlevli hale getirmenin, kitle eylemlerini güçlü ve etkin kılmanın biricik güvencesidir. Yaşam, yaşanan olaylar her gün her an gösteriyor ki, bu tür bir bölücülüğü hep de reformist sol yapıyor. Zira devrimci etki onların en büyük korkularından biridir ve bu etkiden kaçışa duyulan özel ve ısrarlı eğilim onları fiilen bölücülüğe itiyor. Son SSK Kurultayı buna iyi bir örnektir. EP ve İP’le işbirliği halindeki reformist bürokratlar, işçi örgütleri olan sendikalar adına düzenledikleri bir toplantıdan komünist ve devrimci işçileri dıştalamaya kalkabiliyorlar. Bunun için bugüne kadar Türk-İş’in hain sendika bürokratlarının bile akıl ve cesaret edemedikleri özel bürokratik önlemler alma yoluna gidebiliyorlar.