H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə103/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   127

Bu düşünce çizgisini alıp yalnızca 4.5 yıl sonraki 28 Şubat sonrası çizgiyle karşılaştırırsanız, ideolojik ilkesizliğin, çürümenin ve iflasın tablosunu bulursunuz. Perinçek’in düşünsel dürüstlüğün ve tutarlılığın zerresinden nasiplenmediğini görürsünüz.

***

Türk ordusu tipik bir düzen ordusudur. Kurulu düzenin sadık bir bekçisidir; bunu kendi temel misyonu olarak tanımlamakta, her vesile ile bununla övünmektedir. Onun “ulusal güvenlik” kaygısı “dış tehdit”lerden çok “iç tehdit”lere yöneliktir. Son 40 yıldır ve özellikle de 12 Eylül’le birlikte önünü bizzat açtığı dinsel gericiliğin kontrolden çıkmış olmasına getirdiği “balans ayarı” sayılmazsa, hedef haline getirdiği değişmez “iç tehdit”, şaşmaz biçimde ilerici halk hareketleleri ve bu zeminde yeşeren ilerici ve devrimci akımlardır. Türkiye’nin sert sınıf mücadeleleriyle geçen son 40 yılı buna en bariz biçimde tanıklık etmektedir. Düzen ordusu bu ülkede özgürlüğe yönelik her türlü çıkışın, her türden demokrasi mücadelesinin baş düşmanı ve baş engeli durumundadır. Türkiye’de yaşayıp da bunu bilmezlikten ve inkardan gelmek tam bir gericiliktir.

Düzen ordusu bağımsızlığın güvencesi olmak bir yana, Amerikancı ve NATO’cu bağımlılık ilişkilerinin sadık bekçisidir. Türkiye’de ‘60’lı yıllarda patlak veren büyük anti-emperyalist dalga son 40 yıl içerisinde bu ordu tarafından döne döne ezilmiştir. Emperyalist köleliğe karşı, üstelik kitleler içerisinde varolan tüm öfkeye rağmen, bügün hala aşılamayan edilgenliğin gerisinde tam da bu ordunun geçmişten bugüne kadarki kanlı icraatı vardır.

Bu orduyu, salt “ekonomik teslimiyetçilik”ten söz etti diye anti-emperyalist ilan etmeye kalkmak arsızlığın ta kendisidir. Bu ülkede, düştüğü utanç verici konumdan hareketle mevcut hükümeti İMF’ye teslimiyetle suçlamayan burjuva muhalefet partisi ya da akımı kaldı mı ki? Amerikancı Çiller bile bunu sabah akşam tekrarlayıp durmuyor mu? Kendi ayrıcalıklarını sınırlamaya yönelik(344)iğreti bir girişime karşı bunu yapanları “ekonomik teslimiyetçilikle” suçlamak, kendi de bir parti gibi hareket eden ve gerici burjuva siyasetine boğazına kadar batmış bulunan ordunun basit bir demagojisinden öteye ne anlam taşıyabilir ki? Bu ordunun İMF’nin ülke ve emekçiler için yıkımı ifade eden programlar karşısındaki tutumu, her ay yinelenen MGK toplantılarından belli değil midir? Emperyalist küreselleşmenin kendisine değil de bunun bu denli teslimiyetçi bir çizgide olmasına karşı, üstelik salt demagojik niyetlerle edilen bir sözü alıp, “Küreselleşmenin, yani emperyalizmin hedef alınması bu programın (Genelkurmay’ın 7 Ağustos bildirisinin!) belki de en önemli özelliğidir” diye sunmak arsızlıktan her türlü sınırı aşmaktan başka bir anlama gelir mi?

Bu ordunun emperyalizme bakışının ne olduğunu görmek için hiç de güncel ayrıntılara gerek yok. Bu tutumun ne olduğu, bizzat bu ordu tarafından hazırlanan ve dayatılan “Milli Güvenlik Siyaset Belgesi”nde yeterli açıklıkta yer almaktadır. Bu belge emperyalizme sadakatin bir belgesidir aynı zamanda; bunu vurgulamakla kalmıyor, mevcut bağımlılık ilişkilerinin daha da pekiştirilmesini öngörüyor. “Özelleştirmenin hızlandırılmasını tutup bu belgede kayda geçirmenin başka bir anlamı olabilir mi? Bu bu kadar açıkken, ötesindeki her lafın iğne ucu kadar bir değeri olabilir mi? Bu ordu Amerikan emperyalizminin bugün tüm dünyaya müdahale aracı olarak kullanmaya kalktığı NATO’nun ikinci büyük ordusu değil midir? Tam da bu ordunun damgasını taşıyan antlaşmalarla Türkiye topraklarının her yanı ABD ve NATO üs ve tesisleriyle donatılmamış mıdır? İncirlik üssü Irak halkına karşı bu orduya rağmen mi kullanılıyor? Bu ordu halihazırda Balkanlar’da emperyalizmin bir müdahale gücü olarak hareket etmiyor mu? Ortadoğu halklarına karşı ABD-İsrail ile mihver kuran ve daha bir ay önce Konya ovasında onlarla birlikte saldırgan askeri tatbikatlar yapan bu ordu değil midir? 7 Ağustos bildirisinden yalnızca 4 gün sonra, NATO’yu (dolayısıyla ABD’yi!) kurulmakta olan AB ordusuna karşı “en büyük koz” ve en temel politika ilan eden bu(345)ordu değil midir?

Türkiye’nin gözler önündeki bu temel gerçekleri karşısında Perinçekçi safsatanın zerre kadar bir değeri yoktur. Bu ülkede gerçek bir demokrasi mücadelesi kadar gerçek bir bağımsızlık mücadelesinin temel engeli bizzat mevcut burjuva düzen ordusudur. Dolayısıyla bu mücadelenin baş hedefi de o olmak durumundadır.

Perinçekçiler’in “Devrim ordusu” cilasıyla düzen ordusu hakkında gerici hayaller yaymaları, devrime yeminli bir düşmanlıktan başka bir anlam taşımaz. Bu çizgi bu çeteyi her türlü devrimci akıma ve bu arada Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı tam bir düşmanlık çizgisine düşürmüş bulunmaktadır. Perinçekçi parti bugün bu ülkede şoven bir milliyetçiliğin ve saldırgan bir militarizmin baş sözcülüğünü ve avukatlığını yapmaktadır. Bu konuda giderek MHP ile yarışacak bir konuma kaymaktadır. Ordu yalakalığı, salt ordu kaynaklı olduğu için hapishane katliamlarını alkışlamaya, F Tipi tecrit ve işkence hücrelerine destek vermeye kadar varmıştır.

Bu çizginin sonu bataktır demek bile yetersiz kalıyor artık; zira Perinçekçi parti halihazırda zaten boğazına kadar bu batağın içinde debelenmektedir.

-III-

Emperyalizm ve tekelci sermayenin yedeğinde “demokrasi mücadelesi”

Mesut Yılmaz’ın açtığı “ulusal güvenlik” tartışması karşısında en büyük heyecanı PKK eksenli teslimiyetçi Kürt cephesi gösterdi. Bu gelişme tarihi değerde görüldü, Yılmaz’a tam destek verildi ve Kürt basını “Saf tutma zamanı” başlığı altında herkesi “zorlu demokrasi mücadelesinde saf tutma”ya çağırdı. Bu vesileyle Özal dönemine ve politikalarına özlem dile getirildi, “Yılmaz ikinci Özal dönemini başlatabilecek mi?” soruları buna yönelik temenniler eş(346)liğinde soruldu.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   99   100   101   102   103   104   105   106   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin