H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə125/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   119   120   121   122   123   124   125   126   127

Son haftalarda yaşanan ve birlik sürecinin olumlu seyrini tehdit eder hale gelen bazı gelişmeler, bu ilkesel bakışaçısının gereklerini yerine getirmemizi zorunlu hale getirmiştir. 7 Ağustos (1996) tarihli geçen sayımızda okurlarımıza şu açıklamayı yapmak durumunda kalmıştık:

Bilindiği ve beklendiği gibi, Kızıl Bayrak’ın bu sayısında ve bu sayfasında, “Güç ve Eylem Birliğinin Sorunları” başlıklı tartışmanın devamı yayınlanacaktı. Devrimci hareketin güç ve eylem birliği, üzerinde ciddiyetle ve önemle durduğumuz bir konudur. Son günlerde açığa çıkan ve ne olduğu henüz tam olarak anlaşılamayan bazı gelişmelerdeki belirsizliğin ortadan kalkmasına zaman tanımak kaygısıyla, yürüttüğümüz tartışmayı gelecek sayıya erteliyoruz. Bunu devrimci hareketin mücadele birliği sorununa verdiğimiz önemin, bu birliğin çıkarları karşısında gösterdiğimiz hassasiyetin bir gereği sayıyoruz. Okurlarımız bu ertelemeye neden olan sorunun mahiyeti konusunda önümüzdeki sayıda bilgilendirileceklerdir.” (S.Y. Kızıl Bayrak, sayı: 11)

Aradan geçen iki haftayı aşkın süre sözkonusu gelişmelerin neler olduğunu, ne anlama geldiğini yeterli ölçülerde açıklığa kavuşturmuş, sözü edilen belirsizlikler hiç değilse bazı çevrelerin tutumu açısından bugün ortadan kalkmıştır. Gerçekte bu gelişmelerin gerek mahiyeti ve gerekse ne anlama geldiği, kendi sınırları içinde, daha en başından itibaren bizim için fazlasıyla açıktı. Bayrampaşa Cezaevi’nde yaşanan ve zaten epeydir birileri tarafından fiilen işlemez hale getirilmiş bulunan Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu’nun resmen de dağılması anlamına gelen inanılması güç bazı girişimlerdi bunlar. Fakat “içerdeki” bu girişimlerin başını çeken grupların dışarıdaki temsilcileri, aradan günler geçmesine rağmen, içerde olanları hala bilmiyor, duyduklarına ise inanmaz görünüyorlardı. Ya da belki de bir kısmı gerçekte durumu bildiği halde bilmezlikten geliyordu. Her iki ihtimal de ciddi herhangi bir siyasal yapı için kaba zaafiyet göstergeleriydi.(417)

İlki örgütsel bir yapı olmanın ciddiyetiyle, ikincisi devrimci olmanın samimiyetiyle bağdaşabilir şeyler değildi. Hassas bir dönemde geneldeki birlik ilişkilerini doğrudan etkileyeceği kesin olan böylesine önemli gelişmelerin ciddi bir hareketin bilgisi ve onayı olmaksızın yaşanıyor olabilmesi ise bizim için anlaşılır bir durum değildi.

Gelişmeler genellikle bizden duyuldu, duyanlar şaşırmış göründü. Ya anında ve açıkça bu tavrın yanlışlığı ifade edilerek durumun abartılmaması, gerekli müdahalelerle telafi edileceği söylendi. Ya da, bir hareketin temel bir konuda farklı alanlarda bu denli kaba bir tutum farklılığı içinde olmasının verdiği sıkıntıyla suskunluk yeğlendi ve zaman kazanılmaya çalışıldı. Geçen sayıda konuyu tartışmayı ertelerken biz işte bu durumu hesaba kattık. Yani bizim için belirsiz olan içerde yaşananların mahiyeti değil, fakat dışarıdakilerin habersiz göründükleri bu gelişmeler karşısında alacakları tavırdı. Bu tavrın açıklığa kavuşmasını bekleyerek onarılabilir bir hatalı tutum üzerine zamansız bir tartışma yapmamayı devrimci sorumluluğumuzun gereği saydık. Zindan direnişinin zaferle sonuçlanmasıyla oluşan ve devrimci güç ve eylem birliği ilişkilerini yeni bir düzeye çıkarmayı hayli kolaylaştıracak gibi görünen devrimci bir ortam vardı. Bunun zamansız ve anlamsız tartışmalarla zedelenmesine fırsat vermemek kaygısıyla hareket ettik.

Bugün artık konuya ilişkin yeterli bir açıklık oluşmuş bulunmaktadır. İçerde yaşanan gelişmelerin başını çekenlerin dışarıdaki temsilcileri, içerdeki bu gelişmelerin hareket olarak kendilerini bağladığını, başlangıçta inanılmaz buldukları tutumları gelinen yerde onayladıklarını, ortak platformlarda açıklamış bulunuyorlar. Durumun ne olduğu anlaşıldığına ve belirsizlikler ortadan kalktığına göre, biz de artık verdiğimiz sözü tutarak, “ertelenmeye neden olan sorunun mahiyeti konusunda” gerekli açıklamaları yapabilir, buna ilişkin değerlendirme ve eleştirilerimizi ortaya koyabiliriz.(418)

Konuya geçmeden önce bir hususu daha belirtelim. Bu durumda biz, burada “Devrimci Güç ve Eylem Birliğinin Sorunları” ortak başlığı altında sürdürdüğümüz tartışmanın daha önce düşündüğümüz çerçevesini bir yana bırakıyoruz. O tartışmanın konuları ve kapsamı bu son gelişmeler karşısında ve hiç değilse şimdilik bizim için anlamlı olmaktan çıkmıştır. İçerde yaşanan ve dışarda onaylanan son gelişmeler, dünkü iyiniyetimize büyük bir darbe vurmuş, iyimserliğimizi büyük ölçüde boşa çıkarmıştır. Bugüne kadar alınmış mesafeyi bir anda hayli anlamsızlaştıran son gelişmelerin tahribatı bir an önce giderilmezse eğer, tartışmayı eski biçimiyle sürdürmek bizim için tümden anlamsızlaşacaktır. Bu durumda her şeye rağmen tartışılacaksa eğer, öncelikle tartışılması gereken, devrimci birliği geliştirip güçlendirmenin sorunları değil, fakat birlik üzerine edilen onca sözün ciddiyeti ve samimiyeti olacaktır. Zira son gelişmeler, devrimci bir birlik politikası mı izleniyor yoksa birlik üzerine “politika”mı yapılıyor konusunda bizi ciddi tereddütlere düşürmüştür.

Bu kuşku nedensiz değildir. Zindanlar gibi, devrimciler arası birliğin ateş hattında sınandığı, düşmanla cepheden ve ölümüne bir karşı karşıya gelişin birlikte yaşandığı bir yerde, birlik yeni düzeylere çıkarılacağına bugüne kadar atılmış adımlar bile en kaba bir biçimde boşa çıkarılabiliyorsa eğer, bizim birlik adına ortaya konulan iddianın ciddiyeti ve samimiyeti konusunda kuşkuya düşmememiz mümkün değildir. Bu tereddütlerimizi silmek, bunların yersizliğine bizi inandırmak, buna ihtiyaç duyup duymamak, tümüyle son olumsuz gelişmelerin sorumluluğunu doğrudan taşıyanların bileceği bir iştir.

Birleşik direnişin ortak onuru ve grupçu dargörüşlülüğün zafer sarhoşluğu

Son gelişmelerin anlaşılmasını kolaylaştırmak üzere onu önceleyen bazı olayları hatırlatmak zorundayız. Cezaevleri Mer(419)kezi Koordinasyonu 14 Mayıs’ta kuruldu. Bu, devrimci güç ve eylem birliği doğrultusunda hayli anlamlı bir adım, birliğin cezaevleri alanında kurumlaşmış somut bir örneği idi. Aynı zamanda, 6 Mayıs’tan itibaren zindanlara yönelik genel bir saldırı başlatmış bulunan faşist rejime de verilmiş en iyi ve çok güçlü bir yanıttı.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   119   120   121   122   123   124   125   126   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin