fi , «1 jr""*™>., ¥ Â <; _________
/""""Y^—-- / ' / /İ532J:: > kx 1) PJılPo^JL—^->
Talabani, Barzani ve Cemil E'AYIK'a silah götürdüğü yönündeki gazete haberleri konusunu konuştuklarını,
3666 numaralı tape okundu, sorulduğunda; Doğu PERÎNÇEK'in telefonla bir basın açıklaması dikte ettirdiğini, İçeriğinde Hüseyin KIVRIKOGLU geçtiğini, Zaman gazetesinde işçi Partisinin Hüseyin KIVRIKOGLU hakında verdiği haberin yanlış olduğuyla ilgili bir konu olduğunu,
Mehmet EYMÜR, 17,06,2008 tarihinde tanık olarak alman İfadesinde;
Doğu PERİNÇEK'i şahsen tanımadığını, ancak hakkında bildikleri ve kanaatinin ise, 1970'li yıllardan itibaren güvenlik güçlerine (asker, polis, mit) karşı, onları hedef gösteren kendisinin de dâhil olduğu beyanatlarının olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in bu faaliyetlerini maksatlı olarak yaptığını, yabancı güçlerin telkini ile hareket ettiğini ve ülkesini seven bir insanın kendi milli kurumlarına bu derce zarar vereceği faaliyetler yürütmeyeceği kanaatinde olduğunu, bu kanaatini çeşitli yazı ve beyanlarla da açıkça belirttiğini, dikkat edilirse Doğu PERİNÇEK'in faaliyet yürüttüğü her alanda karışıklık ve kargaşa meydana geldiğini, devamlı olarak ideoloji ve kalıp değiştirdiğini, bazı zamanlar Abdullah Öcalan'la görüşmeye gittiğini yayın organları vasıtasıyla onları desteklediğini, bazı zamanlar sol örgütlerin içerisinde yer almış son dönemde de Ulusalcı olduğunu, bu durumu hayatın doğal akışı olarak algılamak mümkün olmadığım, olsa olsa maksatlı bir faaliyet olabileceğini,
Kendisinin görev alanıma girmemesine rağmen bu grup üzerinde çalışmalarının olduğunu, dikkat çekici bulduğu hususların ise Türkiye'de iki tane İngiliz ve Amerikalılara çalışan casus yakalandığını, bunlardan bir tanesinin Doğu PERİNÇEK grubu ile doğrudan ilgili olduğunu, bu şahsın isminin Em, Alb, Turan ÇAĞLAR olduğu, Diğeri MİT'te görevli Em,Kur,Alb, Sebahattin SAVAŞMAN olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in her ikisine de sahip çıkıp koruduğunu, yakalayanları suçladığını, diğer bir husus daha önce Doğu PERİNÇEK'in başında olduğu İhtilalci İşçi Köylü Partisi'nin İstanbul karargahının İstanbul Robert Kolej'de bir İngiliz hocanın ikametgahında bulunması olayı olduğunu, Bu evin basılmasında ve örgüt üyelerinin yakalanmasında bizzat bulunduğu için bildiğini, İhtilalci bir örgütün İstanbul temsilciliğini bir İngilizin evinde bulunması son derece dikkat çekici olduğunu, diğer bir başka husus olarak PERİNÇEK'in siyasal bilgilerden mezun olduktan sonra Almanya'da geçen ve ne yaptığı belirsiz iki senesi olduğunu, Doğu PERİNÇEK ve ekibinin PKK ile ilişkileri Abdullah Öcalan'la samimiyeti Atatürkçü Dernekler katılmasıyla birlikte bu derneklerde ikilik çıkması geçmişte Maocu bir ideolojiyi temsil ederek Türkiye'de ki solu bölmesi dikkat çeken diğer hususlar olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in Zaman zaman elde edilen Mit belgesi Genel Kurmay yazısı gibi uyduruk bazı yazılarla kamuoyunun zihnini bulandınp yönlendirme yaptığını bir doğruya on yalan ekleyerek kara propaganda unsuru olarak kullandığını defalarca tespit ettiğini ve bunları kendi internet sitesinde yazdığını, yapmış olduğu bu faaliyetlerle alakalı Mit Teşkilatında daha geniş bilgiler olduğu kanaatinde olduğunu,
Doğu PERİNÇEK'in MİT'ten bazı bilgileri alevi olan üst düzey bir görevliden aldığını tahmin ettiğini,
Bildiği kadarıyla Doğu PERİNÇEK ile birlikte yargılanan ve genç bir subayken daha sonra üst rütbelere yükselen bir takım asker kişilerle, Bahçelievler'den tanıdığı bazı Mit mensuplarıyla, devam eden ilişkilerinin olduğunu ve bu ilişkiler sayesinde bazı özel bilgilere de ulaşabildiğini, almış olduğu bu bilgileri kendi yayın organlarında yayınladığını, Doğu PERİNÇEK'in bazı bilgileri de yabancı istihbarat servislerinden almış olabileceğini,
Genelde PERİNÇEK ve grubu diğer basın organlarının yazmaya çekindiği sivri ve iddialı konulan yayınlamayı sevdiğini, bunun diğer Basın organlarının da işine geldiğini diğer basın organları önce Doğu PERİNÇEK'e açıklattırıp sonra onu referans göstererek yazdıklarını, bu durumun birinci ve ikinci Mit rapotu demlen calısnıalaıda da olduğunu,
Kamuoyunda birinci ve ikinci Mit raporu olarak bilinen raporları kendisinin Doğu PERINÇEK'e vermediğini, bu raporların değişik şekillerde büyük gazetelere ulaşmış olmalarına rağmen bu gazetelerin yayınlamaya cesaret edemediklerini yukarıda da anlattığı gibi önce Doğu PERINÇEK'e yayınlattırıp sonra da haber yaptıklarını, her iki raporu da kendisinin kaleme aldığını, İkinci Mit raporunun doğruluğu Susurluk kazasıyla da ortaya çıkmış olduğunu, kendisinin ikinci kez MİT'te göreve başladıktan sonra Alaaddin ÇAKICPnm aranır durumda olduğunu, Alaattin ÇAKICI'ya herhangi bir gerek kişisel gerek kurumsal görev vermediğini herhangi bir irtibatının olmadığını,
Basında kendisi hakkında Ergenekon soruşturması ile alakalı Cumhuriyet Savcısını yönlendirdiği şeklinde haberler çıktığını, böyle bir şeyin söz konusu dahi olamayacağını, kendisinin gelip bildiklerini anlattığını, geçmiş dönemde Susurluk kazasından sonra halen İstanbul C,Başsavcısı olan Aykut Cengiz ENGİN'e giderek bildiklerini anlattığını, bunun tamamen kamuoyunu yanıltma maksatlı haber olduğunu, özellikle Doğu PERİNÇEK ve grubu bu tür haberler yapmakta olduklarını, kendilerini mahkemeye verdiğini ve tedbir karan çıktığını Mahkeme kararından sonra somut belgeye dayanmayan haberler yapmaları halinde suç işlemiş olacaklarını, beyan etmiştir.
g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in İşçi Partisi Genel Başkanı olduğu, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinde resmiyette görünmese de fiili olarak en yetkili kişi konumunda bulunduğu, yayınlanacak her türlü yayın ve yazılann kendisinin bilgisi ve görüşü alınmaksızın yayınlanmadığı, Partisine bağlı Öncü Gençlik grubunu da bizzat yönettiği, Resmi koruması olduğu halde şoförlüğünü ve korumalığını yapan İşçi Partisi üyesi olduklan anlaşılan ve Parti binasında yatıp kalkan üç şüphelinin de ruhsatsız tabanca sahibi olduklan İşçi Partisinde yapılan aramalardan anlaşılmıştır.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Ergenekon terör örgütü üst düzey yöneticilerinden Şüpheli Veli KÜÇÜK'le çok sıkı irtibat halinde olduğu, örgütsel içerikli Tuncay GÜNEY'den elde edilen dokümanlann tamamı dijital ortamda CD olarak hem kendisinde hem de kendisine bağlı medya ve parti binalan içinde ele geçirildiği,
Soruştuma kapsamında bulunan şüpheli Tuncay GÜNEYe ait 119 sayfalık sorgu kasetinin çözümlerinin kendilerinde olduğu şeklinde görüşmeler yaptıklan ve görüşme içeriğinde geçen K.Irak'a giden silahlarla alakalı olarak 6 bin mi 12000 mi şeklinde görüştükleri, bu konuyu önceden bildikleri, kendileriyle alakalı herhangi bir soruşturma bulunmadığı zamanlarda sürekli Aydınlık Dergisinde Tuncay GÜNEY aleyhinde ve ERGENEKON örgütünün olmadığına devlet içinde gladyo tipi yapılanma olduğuna ilişkin örgütün amaçlan doğrultusunda dezenfermasyon amaçlı yayınlar yaptıkları,
Şüpheli Doğu PERİNÇEK ve grubuna bağlı medya kuruluşlarının; kendilerini Türk Silahlı Kuvvetleri adma hareket ediyor gibi gösterip kendilerine karşı yapılan her türlü Adli soruşturmanın Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapıldığı şeklinde kamuoyunun yanılttıkları, ayrıca adil yargılamayı etkileme suçuna teşebbüs ettikleri gibi (bu konuyla alakalı suç duyurulannm dosyada bulunduğu) ülkemizin en değerli kurumlanndan olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin adını da kendi örgütsel faaliyetlerine karıştırmak suretiyle kendi faaliyetlerini legal faaliyetler gibi göstermeye çalıştıkları anlaşılmıştır.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Emniyet Müdürlüğü'nde ifadesi alındığı sırada sorulan sorulara cevap vermek yerine sürekli olarak : "Kendisine^ böyle bir soru sorulmasının,
bütünüyle psikolojik savaş kapsamı içinde olduğunu, ,Mfğeyekdn'i'-s.pruşturması bu boyutuyla
//' •* ' . "%
■â^ -A l -?- =^. %r
işçi Partisi ve genel başkanına karşı psikolojik savaş kampanyalarına hizmet etmekte ve bu açıdan suç işlenmekte olduğunu ",
"Bu soru karanlık örgütlerin psikolojik savaş öğretilerinden ilham alınarak hazırlanmıştır "
"Bu soru Ergenekon operasyonu denen tertibin hedeflerini sergilemektedir şeklinde, Türk ordusunu ve işçi Partisini bir suç örgütü olarak gösterilmeye çalışıldığını, Türk ordusu ve işçi Partisi gibi bu planlara direnen askeri ve sivil örgütlenmelere karşı tertipler düzenlendiğini, psikolojik savaş faaliyeti yürütüldüğünü, sorulan sorunun bütünüyle bu kapsamda ve kamu görevinin kötüye kullanılması suçunun açık bir kanıtı olduğunu ",
bu tür sorularla vatan milleti savunan medya birliktelikleri tehdit edildiğini, birleşmesi gereken yurtsever yayın organlarının birbirinden korkar hale getirilmek istendiğini, ERGENEKON Operasyonunun hedeflerinden birinin böylece ortaya çıktığını,
Vatan Sever Güç Birliği'ne hiçbir destek vermediğini söyleyerek "General adları verilmesi ta 2001 de tasarlanan fakat çöpe atılan operasyonun Türk Ordusunu bir suç örgütü gibi gösterme çabalarının kanıtıdır" şeklinde cevaplar vererek, kendisine yöneltilen sorulara makul izahlar getirmek yerine soruşturmayı yürütenlere isnadlarda bulunmayı tercih ederek ERGENEKON terör örgütüyle olan irtibatlarını gizlemeye çalıştığı anlaşılmıştır.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in bazı örgütsel faliyetleriyle alakalı olarak yazdığı yazılan bilgilendirme amaçlı olarak ERGENEKON terör örgütü üst düzey yöneticilerinden olan şüpheli Veli KÜÇÜK'e gönderdiği gibi, bazı yazılarını da kendi beyanına göre, Genelkurmay Başkanına, bütün kuvvet Komutanlarına ve Ordu Komutanlarına aynı içerik ve ekleri ile birlikte göndermiştir.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Genel Başkanı olduğu ve aramada ele geçirilen her şeyin sorumluluğunun kendisine ait olduğunu şifahi olarak beyan ettiği, İşçi partisinde bulunan dokümanlar arasında; daha önce Ergenekon terör örgütü mensuplanndan şüpheliler Veli KÜÇÜK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Ümit OĞUZTAN'dan ele geçirilen "OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE MASONİK BİLDERBERG ÇETESİ" ve "ÖRTÜLÜ FAALİYETLER BİR" isimli örgütsel içerikli dokümanlann ele geçğirildiği,
Şüpheli Mafyokrasi adlı kitabını yazarken Aydınlık arşivinde bulunan Mafya ile ilgili birçok kitap ve belgeyi topladığını, yararlandığını, bu belgeyi de o kapsamda hatırladığını, beyan etmiş ise de; şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK beyanında kendisinden elde edilen bu örgütsel içerikli belgeyi Ulusal Kanal'da danışmanlık yaparken aldığını beyan ettiği, aynı dokümanın şüpheli Veli KÜÇÜK'ten de ele geçirilmiş olması şüpheliler aralanndaki örgütsel irtibatı göstermektedir.
İşçi Partisi'nde ele geçirilen dokümanlar arasında; 17.12.1996 tarihli "KİŞİYE ÖZEL" ibareli dönemin Başbakanı'na yazılmış Susurluk kazası ile ilgili hazırlanmış 39 sayfalık MİT Müsteşarlığı belgesi bulunmuştur. Belge ile ilgili olarak sorulduğunda; "Hatırlamadığını, basın yolu ile gelmiş olabileceğini, gelen belgeleri sakladıklarını, beyan ettiği.
06.02.2008 günü saat: 14.59 da Emcet... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Adil Serdan SAÇAN ile yapılacak bir görüşmeden bahsettikleri, Adil Serdar SAÇAN'm "... bak şunu söyle, arkadaş bu Güler KÖMÜRCÜ söylemiş bunu onu içeri alabilirler haber yolla diye göz altına aldıklan zaman" "... ÇIKSIN ASLANLAR GİBİ OLAYI EN İYİ GÖĞÜSLEMEK ÖYLE OLUR ÇIKIP Bİ AÇIKLAMA" YAPTIĞI ZAMAN Bİ DAHA İÇERİ ALMA FALAN FİLAN HİÇBİR ŞEY İHTİMAL KALMAZ YANİ" "..AKILLILIK
YAPIP ÇIKIP BU ÇATIR ÇATIR ... AÇIKLADIĞI ZAMAN BİZ BU GÖZ ALTINA ALDIK O ZAMAN SAVCININ EMRİ İLE TAKİPSİZLİK KARARI VERDİK HATTA BELGELERİ BİLE İADE ETTİK BUNLARI AÇIKLADIĞI ZAMAN FALAN HER ŞEY ÇÖKER YANİ" şeklindeki görüşmeyle alakalı olarak sorulduğunda; Görüşmenin doğru olduğunu, Adil Serdar SAÇAN'ın Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü olduğu zaman yaptığı uygulamayı ve sonuçlarını kamu oyuna açıklamasını istediğini, TSK yi dışarıdan ve içeriden yıpratma çabalarının olduğunu, ERGENEKON soruşturmasının da bütünü ile bu çabalarla bağlantılı olduğunu, soruşturmayı yürütenlerin, Türk Ordusunu gördükleri yerde suç var anlayışı ile yüklendiklerini, TSK ile ilgili her belgeyi bir suç bağlantısı olarak değerlendirdiklerini, generallerle yazışmayı bir suç belgesi olarak gördüklerini, kanunsuz olmanın ötesinde Türkiye'nin savunma gücünü kırmaya katkıda bulunan bilinçli bilinçsiz çabalar olduğunu, bu durumda ERGENEKON soruşturmasının düzmece ve uydurma olduğunun ortaya çıkarılmasının bir vatan görevi olduğunu, 2001 yılında uydurulan ifadelerin hiç bir değer taşımadığını, beyan etmiş ise de; 2001 tarihinde şüphelinin yönettiği yaym organlarında yaptıkları yayınlarda; o tarihte bu konuyu araştıran Adil Serdar SAÇANLAR'ı tarikatçılıkla ve komploculukla suçladığı, konu hakkında o dönem soruşturma açılmadığı halde Adil Serdar SAÇANLAR'a "ÇIKSIN ASLANLAR GİBİ İŞİ GÖĞÜSLESİN, TAKİPSİZLİK VERDİK, BELGELERİ İADE ETTİK DESİN" şeklinde baskı yaptırıp ERGENEKON soruşturmasını etkilemeye çalıştığı, ayrıca kendisine yönelecek bir soruşturmayı da amacından saptırıp bertaraf etmeye çalıştığı şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ ile alakalı soruşturmadan rahatsızlık duyması ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN içerisindeki konumumun ortaya çıkmasından dolayı olduğunun anlaşıldığı.
Tape No:3877, 07.02.2008 günü şüpheli Serhan BOLLUK ile yaptığı telefon görüşmesinde; Serhan'ın "Ankara'nın önerisi şu" "Bedri Abi işte M. C, ... toplanmışlar" "şeyi kapak yapalım diyorlar. "AKP Kapatılsın" dediği ve kendisinin de AKP yi halk ihtilaliyle devirmek gerektiğini savunduğu, ordunun "B Planı" yaptığından bahsettikleri sorulduğunda; görüşmeyi yaptığı şahsı hatırlayamadığını, AKP kapatılsın şeklinde bir kapak yapılmasına karşı olduğunu, çünkü bunun yargıya talimat gibi algılanacağını, Ordunun B Planından söz edildiğini hatırlamadığını, beyan etmiş ise de; hem kapatma davası için dilekçe verdiği hem halk ihtilaliyle hükümeti devirmek gerektiğini söylemesi de şüpheli darbe yaptırmak yoluyla Hükümetin devrilmesi için plan ve faaliyetlerini organize bir şekilde yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Şüpheli Emin GÜRSES'in 28.01.2008 günü Mustafa Y. isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesinin bir bölümünde "Bir süre telefon dinlemeleri hakkında görüştükten sonra Mustafa'nın "Bunlar geçecek ya." dediği, kendisinin "Sen başkasın, Perinçek ile konuşuyordum. Mesaj başka şimdi." dediği anlaşılmıştır.
Söz konusu telefon görüşmesinde bahsedilen konunun ne olduğu Emin GÜRSES'e sorulduğunda; "Burada Perinçek olarak bahsedilen kişi Doğu PERİNÇEK'tir. Doğu PERİNÇEK ile yapılan operasyon hakkında görüşmelerimiz oldu. Perinçek bana bu operasyonunun millicilere karşı yapılan bir operasyon olduğunu, özelleştirmeler, vakıflar kanunu, bor madenlerinin satılması, Türk ordusunun İran'a karşı kullanılması gibi başka bir şeyleri gizlemeyi amaçladığını söylemişti. Ben de bu beyanları Mustafa'ya aktarmıştım." Şeklinde bayamyla alakalı olarak, Emin GÜRSES'in doğru söylediğini, Türkiye düşmanı güçlerin, kuvvetlerinin ötesinde bir işe kalktıklarını bilmeleri gerektiğini, belirterek hem şüpheli Emin GÜRSES'le irtibatlı olduğu anlaşılmakla beraber hem de görüşme içeriğinden dezenformayon yapmak suretiyle gerçeğin ortaya çıkmasına engel olduğu anlaşılmıştır.
Aynı telefon görüşmesinde ".. .Yıllardır yani fikir öğrendiğimiz bir insan diyor ki, ya komutan artık emekli paşalar mı ... darbe yapıyor diyor yani herkes tiye alıyor artık yani şeyleri." "Hocam asker yapmayacak. Asker mesela PERİNÇEK'ten hep uzak durdu. KARDEŞİM PERİNÇEK GİBİ BU KONULARDA PROFESYONEL BİR ADAM BU İŞTE BU ÖRGÜTLENMEDE .... Öyle bir sürü örgütlenmeler var. Türkiye de silah üzerine o tür yemin edenler .... PERİNÇEK gibi Örgütlenmesi güçlü tavrı da sert." "Onların üzerine gelemiyorlar. PERİNÇEK dün meydan okudu. Dedi ki burda İstihbaratçılar var dedi. Onlardan rica ediyorum, bizden birini tutuklasmlar da göreyim dedi. Onlara zindan ederim İstanbul'u diyor, bak böyle konuşuyor." Şeklindeki konuşma Emin GÜRSES'e sorulduğunda; "Beyanlarım Perinçek'in beyanlarından ibarettir. Perinçek'ten bizzat duyduğum veya basından takip ettiğim beyanları Mustafa 'ya aktarmıştım." dediği. Buradan da İşçi Partisi genel başkanı Doğu PERİNÇEK'in kendi yaptıkları için devletin güvenlik güçlerine meydan okuyacak kadar ÖRGÜTLENMESİNE GÜVENDİĞİ GİBİ BİZDEN BİRİNİ TUTUKLASINLAR İSTANBUL'U BAŞLARINA YIKARIM" diyerek Ergenekon terör örgütünün ne denli güçlü bir örgüt olduğunu ifade ettiği anlaşılmaktadır.
Şüpheli Emin GÜRSES'in görüşme içeriğindeki "mevcut düzeni değiştirecek bir darbeyi TSK yapamayacağı, ancak Doğu PERİNÇEK'in yapabileceği hususu" Doğu PERINÇEK'e sorulduğunda; uEmin GÜRSES'in bu beyanlarında, kendisinin Türkiye düşmanı güçlere karşı kararlılığını anlatmaya çalıştığını" beyan ettiği buradan da şüpheli Doğu PERİNÇEK tarafından Türkiye'deki güvenlik güçleri Türkiye Düşmanı olarak nitelendiği, ERGENEKON terör örgütünün yazılı dokümanlannda da hep devleti yönetenler ve devletin tüm resmi kurumlarının ihanet ve aymazlık içinde olduklanmn belirtilmesi ile örtüştüğü anlaşılmıştır.
14.01.2008 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile İ.Ha.A. arasındaki telefon görüşmesinde; Bir toplantıdan çıktığı anlaşılan Güler KÖMÜRCÜ'nün "Çıktım şimdi bir başka yere geçmek zorundayım canım orda patladım artık...." "Şimdi bak Doğu PERİNÇEK, Mehmet H.., ondan sonra Yaşar O... işte ne biliyim Anıl Ç... daha sayiyim bir sürü isim böyle" "Bunlar şimdi Güler KÖMÜRCÜ'de katılımcı diyalog grubu oluşturmuşuz biz ve adamlar Bismillah dakka bir başında parti kuralım parti kuralım ...geldim ne parti kurması dedim" dediği, İBRAHİM'in "Doğu Perinçek demedi mi ki benim parti var işte buyrun gelin burda ..." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... o da öyle dedi zaten bizim partimiz var..." dediği tespit edilmiştir.
Telefon görüşmesi ile ilgili olarak şüpheli Doğu PERİNÇEK'e sorulduğunda; Bu toplantıların, eski Bakanlardan Kamuran İNAN, Eski Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ufuk SÖYLEMEZ, Başkent Üniversitesi rektörü Prof Dr. Mehmet HABERAL ve Prof Dr. Hasan EREN' in inisiyatifi ile başlayan ve basına açık yapılan Milli Egemenlik Hareketi (MEH) toplantıları olduğunu, çeşitli partilerden şahsiyetler, Üniversite öğretim üyeleri, Orgeneraller, kitle örgütleri yöneticilerinin katıldığını, bir eşgüdüm kurulu olduğunu, çalışmaların yasal olduğunu, Milli Güçlerin birleşmesinin, Türkiye'yi bölmek isteyen ABD ve Haçlı irtica tarafından kaygıyla karşılandığını, beyan etmek suretiyle de Milli güçlerin tek merkezden ERGENEKON tarafından yönetildiği ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN HAKİM GÜÇ KONUMUNDA olduğu anlaşılmaktadır.
Tape No:3823, 05.02.2008 günü Bedri.... İsimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin, Cumartesi günü yapılıyor mu diye sorduğu, Bedri'nin "Bu CHP Valiliğe Çevresinde şey önerisi varmış yani bu Cumartesiye birşey yapalım da ama asıl ondan sonra Anayasa Mahkemesine götürelim ve 16'smda Anayasa Mahkemesinde görüşülmeden önce ona destek amacı ile büyük eylem yapalım djtaj622*:**şd^büvük bir talep var bu çok büyük birşey olabilir zaten yani çok önemli gelişmelgfpfebiîir" "Jüiiraz sonra toplantı oluyor
abi partilerde katılıyor" dediği, kendisinin de "Kim bizden katılıyor" dediği, Bedri'nin de "Hüseyin K.." dediği, ilerleyen görüşmede kendisinin "Baksana Ertuğrul ÖZKÖK bey bizim tarafa geçti" "Aydın DOĞAN'lar bizim tarafa geçti" dediği, Bedri'nin "Evet abi TÜSİAD abi TÜSİAD bu tarafa geçti yani" şeklindeki görüşmeden de ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hakim güç olma konumunda olduğunu ve bizim tarafa geçtiler ibaresinden de birçok gazetecinin kendi kontrollerinde kendi fikirlerine uygun hareket ettiklerini beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
27.02.2008 günü, saat:21.07 de Süleyman isimli şahısla yaptığı telefon
görüşmesinde; kendisinin "...ben konuştum Akkayayla" dediği, Süleyman'ın "..Emin abiyi aldılar" "Şimdi Doğu abi biz bir şeyler düşündük" "Haftaya muhtemelen biz altı kişi size geleceğiz" "Altı özel kişi" " Ankara'dan Akkaya var" "Orhan abiyi düşünüyoruz Orhan abi gelecek" "Karabük'ten bir arkadaş var, Trabzon'da bir arkadaş var" "Biz size geleceğiz de işte onun haricinde bu şey var belki bilirsin Çağlayan mitingi" "Onda konumumuz ne olacak bizim" dediği, ilerleyen görüşmede, ....bakalım Emin Gürses için bir şey yapabilirsek yapacağız" dediği tespit edilmiştir.
Telefon görüşmesi sorulduğunda; Konuşmayı, Süleyman adında istanbul da oturan, soyadını bilmediği bir gençle yaptığını, bu şahsın kendisini ziyaret etmek istediğini ve bir heyet halinde gelip partide kendisini ziyaret ettiklerini, bu olayın Ergenekon suçu ile hiçbir ilişkisinin olmadığını, Çağlayan mitingini bir grup kitle örgütünün düzenlediğini, bu mitinge katılmanın yararı olup olmadığınının kendisine sorulduğunu, kendisinin de katılmalarını teşvik ettiğini, beyan etmiş ise de; soylsmini bile bilmediği ve "ALTI ÖZEL KİŞİ" TABİRİYLE konuşulup muhtemelen örgütsel konumda olan altı özel kişiden bahsettikleri ve bu altı özel kişinin tutuklu bulunan ERGENEKON terör örgütü üyesi Emin GÜRSES için bir şey yapılıp yapılmayacağım da örgütün lideri konumunda olan şüpheli Doğu PERİNÇEKTe konuşacakları anlaşılmaktadır.
Tape No:3851, 06.03.2008 tarihinde Yıldız A.... ile yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin "bizim bir Almanya ziyareti var Martın sonunda felan orda bir takım bulanıklıklar var o neticelensin o zaman şey yapalım" "ADD Bandırma çağırıyo Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nu .. geldiği zaman" dediği, Yıldız A...'in "Balıkesir merkezdeki ADD kongresi tamamlandı genel baş şube başkan yardımcısı bizim arkadaşımız yedi Delegenin altısı bizimle hareket ediyo Genel merkez delegesi" dediği, kendisinin "Şimdi biz ERGENEKON operasyonu ile ilgili basın toplantısı yaptık" "ilk basın toplantısı metni biraz ham sistematiği zayıftı şimdi daha düzeltilmiş son halini şimdi hemen size yolluyorum" "onu bir basın toplantısıyla yarın bi basm toplantısıyla Balıkesir'de açıklayın şeklindeki görüşmeye,
ERGENEKON la alakalı yaptığı faaliyetlere cevap vermek yerine parti üyeleriyle yaptığı legal görüşmelerin takip edildiğini idda etmekte olup görüşme içeriğinden parti üyelerinin çoğunun ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan doğrultusunda faaliyet göstermeye zorladığı ve ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) içinde örgütlenmeye gittikleri, bu konuda Veli KÜÇÜK'ten elde edilen ADD'nin ERGENEKON amaçlan doğrultusunda kullanılması hususunda alman karann çıkması da ERGENEKON terör örgütünün ADD dahil birçok sivil toplum kuruluşunu ele geçirip yönettiğini göstermektedir. Örgütün sızma stratejilerinin anlatıldığı Devletin Yeniden Yapılanması belgesinde sızılacak kuruluşlar arasında sivil toplum kuraluşlanmnda bulunduğu böylece ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN her yere sızma faaliyetlerinde çok ileri bir seviyeye geldiğini göstermektedir.
Yine ERGENEKON'la alakalı yaptıklan yayınlar ve görüşmelere Kendilerinin samimiyetlerini ve Ergenekon denen tertibin düzmece "senaryolar üzerine kurulduğunu Ergenekon operasyonu diye başlayan operasyonun belli merk@Mfrde belli merkezlerce
planlandığının görüldüğünü, Savcılıkların böyle planlar içinde bulunmasının düşünülemeyeceğini, öte yandan soruşturmanın Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef aldığını, bütün iddiaların getirilip orduya bağlandığını ve orduyu suçlu gösteren bir psikolojik savaş malzemesine dönüştürdüğünü, bunların çok tehlikeli ülkeye çok zarar verecek, çok tehlikeli uygulamalar olduğunu, operasyonun ABD tarafından desteklenmesinin, PKK ve DTP tarafından alkışlanmasının da herkes için uyarıcı olduğunu, kendisinin 4 kuşakla hapis yatmış bir insan olduğunu, dava adamı olduğunu, 68-78-88 ve 98 kuşağı ile fikirlerinden dolayı hapis yattığını, böyle şeylerden korkmadığını Fabrikatör belgesinde kendisine saldırıldığını, Fabrikatör belgesini Mehmet Eymür'ün yazdığı bir kitap olduğunu, Kendisinin CIA ajanı olduğunu,
Kızıl Elma sorulduğunda; bu konuda bir ülkücü, biri solcu genç, üstelik her ikisi de lider, kendi yönettikleri gençleri barış içinde bir araya getirerek, vatan savunmasında birleştiklerini,
Gizli Belgeler sorulduğunda; Sabancı suikastı ile ilgili MİT raporunu 1996 yılında
kendisinin ifşa ettiğini, raporu nereden aldığını bilmediğini, arkadaşlarının getirdiğini, raporda yazılanları, 1997 yılında yayınlanan ve 7 ayrı baskısı yapan Çiller Özel Örgütü adlı kitabında yayınladığını, beyan etmiş ise de: MİT Müsteşarlığı'nm bu konuya verdiği cevabi yazıda "Sabancı suikastı ile ilgili raporun Mit'e ait olmadığı bu raporu yazan şahısların kurumla alakalannm olmadığı ve raporun şekil itibanyla da kurumun yazdığı rapor ve yazışma ilkelerine uymadığı" belirtilmiş olup, buradan da şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ifşa ettiğini beyan ettiği MİT raporunun SABANCI suikastının gerçek amaç ve hedflerinden saptmlmak amacıyla bizzat Doğu PERİNÇEK tarafından tamamen sahte olarak tanzim edilip yayınlanması suretiyle dezenformasyon amaçlı hazırlandığı anlaşılmaktadır. Sabancı suikastı sanığı Mustafa DUYAR'm cezaevinde öldürülmesi akabinde öldüren şüphelilerin, dosyamıza gelen görüntü CD'sinde "devlet bize Mustafa Duyar'ı öldürttü Veli ağabeyyi arayın sorun, bizi Veli KÜÇÜK'e sorun" diye bağıran görüntüdeki Nuri ERGİN ve Vedat ERGİN'in savcılığımızda alman beyanlannda, "görüntülerdeki şahısların kendileri olduğu ve beyanların da kendilerine ait olduğunu ve görüntülerin montaj olmadığını" ifade etmişlerdir. Buradan da ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN bazı olaylann faillerinin kamu oyunda yanlış algılanmasını temin etmek amacıyla sahte Mit raporu tanzim ettiği ve raporun bizzat ERGENEKON terör örgütünce FABRİKATÖR olarak tarif edilen şüpheli Doğu PERİNÇEK tarafından açıklanmak suretiyle dezenfermasyon yapılarak hedef saptırıp kamu oyunu yanlış yönlendirdikleri anlaşılmaktadır.
Ulusal Güçler Meclisi Sorulduğunda; Çeşitli ulusal güçleri biraraya getirmek
amacıyla, 1997yılında önce, Mersin, Adana, Bursa, Zonguldak ve izmir'de örgütlendiğini, bu
meclise işçi Partisi, CHP, Demokratik Sol Parti ve bazı sendikalar ve meslek odalarının
katıldığını, 5 yerde oluştuğunu, 20 yerde planlandığını, ancak o sırada Atatürkçü Düşünce
Derneğine yapılan bir operasyon sonucunda Suphi Gürsoytırak genel başkanlıktan
uzaklaştırılınca Ulusal Güçler Meclisi çalışmasının sonuçsuz bırakıldığını, bu çalışma devam
etse idi, Türkiye'yi bu durumlardan kurtaracak bir ulusal iktidar seçeneği
oluşturulabileceğini, bunun suçla bir ilgisi olmadığı gibi her vatanseverin destekleyeceği bir
program ve hareket olduğunu, Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi isimli belgeyi
kendisinin yazmadığını, Kuvai Milliye denilen derneklerin, başı bozuk dernekler olduğunu
beyan etmiş ise de, buradan da yanm kalmış Ulusal Güçler Meclisi parojesi yerine
ERGENEKON terör örgütünün Milli Güçler, Ulusal Güç Birliği, Müdafai hukuk ve Kuvvai
Milliye gibi oluşumlann MİLLİ GÜÇ BİRLİĞİ çatısı altında birleştirilmesini öngören
örgütsel içerikli dokümanlardan ERGENEKON terör örgütünün bu işi daha sonra karara
bağlayıp hayata geçirdiği kanaatine varılmıştır. j^"'"^ ~~a*5:s:*-'..
GİZLİ BİLGİ VE BELGELER:
Genel Kurmay Başkanlığı Askeri savcılığına yazılan yazıya verilen 02.06.2008 tarihli cevabi yazıda,
Hayati Özcan'dan ve Hikmet Çiçek'ten gönderildiği yazılı CD'ler içindeki bilgilerin bir bölümünün Türk Silahlı Kuvvetlerine ait ve gizli bilgilerden olduğu, bir kısmının arşiv kaydının bulunmadığı, karagah içi taslak çalışması olabileceği belirtilmiş, ayrıntılı olarak gönderilen cevabi yazıda;
İşçi Partisi'nden elde edilen Hikmet ÇİÇEK yazılı CD'deki bilgilerden 68. noda belirtilen, İMHA EDİLEN ÖNEMLİ İSTİHBARAT MESAJLARI isimli dosyadaki bilgilerin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olduğu ve gizli olduğunu,
Hayati ÖZCAN - İşçi Partisi karetta ibareli CD içinde bulunan ekli toblada belirtilen 80 nolu C. BAŞBUĞ BNB. DAN-MY yazılı belgenin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olduğu ve gizli olduğu 81, 82, 83. sıradaki dosyaların "kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerden olduğu" belirtilmiştir.
Buradan da şüpheli Doğu PERİNÇEK'in İşçi Partisi olarak devlete ait gizli bilgi ve belgeleri tek merkezde toplayıp örgütün amaçlan doğrultusunda kullandığı, daha sonra Hayati ÖZCAN'dan elde edilen NATO' ya ait plan ve içeriğindeki bazı askeri bilgilerin de yine gizli olduğunu belirtilmesi de bu suçların örgütlü olarak yapıldığını göstermektedir. Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in hem örgüt içinde sevk ve idare eden sıfatıyla hemde parti genel başkanı sıfatıyla bu gizli bilgi ve belgelerden kanunen sorumlu bulunmaktadır.
FİŞLEMEYLE ALAKALI BİLGİ VE BELGELER,
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'e "Yargıtay ile ilgili notlar" isimli word belgesi içinde bulunan belgeler sorulduğunda; "Bilgisayar ortamında yazılı olan kişisel notların kime ait olduğu belli olmadığını, ayrıca bu notlarda suç oluşturacak bir şeyin bulunmadığını, tarihi bir karar verileceğini, bu operasyonun bir iş çi Partisi operasyonu haline dönüştürülmek istendiğini, Ergenekon denerek bazı terör eylemleri ile ilişkili olduğu iddia edilen bazı kimselerin suçlandığını, bahse konu şahısların suçlu olup olmadıklarının halen belli olmadığını, ancak belli olan tek şeyin bu şahıslarla kendileri arasında bağlantı kurulamayacağı, çünkü böyle bir şeyin olmadığını Veli Küçük ile karşı karşıya gelip bir kez görüşmüşlüğünün olduğunu, diğerlerini tanımadığını, Emin Gürses dışında ki hiç kimsenin dostu olmadığını ve kendilerine güvenmediğini" beyan etmiştir.
İşçi Partisi' nde ele geçirilen CD'lerde: Yüksek Yargı Mensupları, gazeteciler ve bir çok siyasetçi ile ilgili olarak "Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgilerin kişisel veri olarak kaydedildiği" tespit edilmiş olup, bu suçun da yine örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiği anlaşılmıştır.
ÖRGÜTSEL İÇERİKLİ DOKÜMANLARDAN büyük bir çoğunluğunun İşçi Partisinde de bulunduğu, bir kısım dokümanın orijinal ve fotokopilerinin bulunduğu, büyük bir kısmının ise digital ortamda PDF olarak taranmış halde bulunduğu,
"ÖRTÜLÜ FAALİYETLER BİR İSTANBUL 6 NİSAN 2000" başlıklı şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Ümit OĞUZTAN'dan elde geçirilen örgütsel içerikli dokümanın şüpheli Doğu PERİNÇEK'te de bulunmaş^jgJttıgNEKON terör örgütü ile irtibatını göstermektedir. Doküman içeriğinde, -/* * ' 3 %u
"Emekli Tuğgeneral Veli KÜÇÜK ile Mehmet EYMÜR tam olarak karşı karşıya geldiler. Veli KÜÇÜK bu mücadelede İşçi Partisini Kullanmayı planlıyor." şeklinde yazı olduğu, diğer maddelerde İşçi Partisine yönelik başlatılacak bir operasyondan bahsedildiği, bunun ile ilgili Emniyet içerisinde değişikliklerin olduğu, bazı maddelerin altının çizili belge olduğu,
(78) Sayfa üzerinde "İşçi partisi ve Kemalist Devrim" konusu ile başlayıp, "Kumanda şansını ele geçirmişlerdir" ile biten doküman içeriğinin; İşçi Partisi ve Kemalizm Devrim konusu başlıklı, Sosyalizm ve Türkiye'de bulunan Sol Gruplar aktanlarak yazının bir bölümünde,
Doğru olan model şudur: Türkiye Emekçi Hareketi Ulusun ve Ulusun en Yurtsever gücü olarak halkla ve Türkiye Ordusunun Yurtseverliği ile birleşerek Milli Demokratik Devrimi başka deyişle Kemalist Devrimi tamamlayacak burada emekçi hareketin gücü örgütlenmesi ve Halk kitlelerine önderlik birikimi belirleyici olacaktır. Şeklinde yazı ile İşçi Partisinin politikalannm anlatıldığı, yazıdan da açıkça şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ERGENEKON terör örgütünün amaçlan doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti hükümetini halk ayaklanması destekli bir askeri darbe ile devirmek için örgütsel çalışma içinde olduğu bu amaç için birçok örgütsel faaliyetleri legal görünümler altında perdeleyerek yaptığı anlaşılmaktadır.
66-(3) Sayfa san zarf içerinde mektup içeriğinin;
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'e hitaben yazılmış, Saym PERİNÇEK, ile başlayan, "Milli Güç Birliği Hareketini şimdilik dikkatle takip ediyoruz, Hareketinizin yönünü izleyeceği süreci titizlikle izleyeceğiz ve bu konudaki fikirlerimizi size zaman zaman aktaracağız Takdir edersiniz ki Şimdilik Sizinle uzaktan temas zorunluluğumuz vardır.
Ama aynı zamanda bizler sizin çok yakmımzdayız " TDHC-HGB imzalı mektup ve
ekinde iki sayfalık
TDHÇ-HGB
TÜRKİYE DEMOKRATİK HALK CUMHURİYETİ
HALKIN GÜÇ BİRLİĞİ hareketi başlıklı yazıdan da örgüt hücre yapılanması şeklinde birbirinden farklı birimler olarak hedefe ulaşmak için uygulanan stratejisi gereği herkesin aynı anda deşifre olmaması için farklı kollardan aynı amaca farklı gruplarmış gibi gösterilerek faaliyet yürüttükleri anlaşılmaktadır.
USİAD (Ulusal Sanayici ve İş adamları Derneği) İstanbul 12 Nisan 2000
157-158-159 ile numaralandıran 3 sayfalık dokuman içerisinde; Üzerinde İşçi Partisi Genel Başkanlığı Amblemi bulunan ve İşçi Partisi genel Başkanı Doğu Perinçek: yazılı söylemleri bulunan doküman içeriğinde; "bir kısım güvenlik güçleri mensuplannm dini görüşlerine göre fişlendiği, aynca Hrant Dink'in öldürülmesi, Danıştay üyelerine yapılan saldın, Hakkari Şemdinli'de meydana gelen patlama, Atabeyler grubu gibi olaylar ile ilişkilendirmek suretiyle soruşturmamız kapsamında Ergenekon terör örgütünün eylemlerinden olan Danıştay saldmsım örtbas etmek için hedef saptmlarak örgütün amaçlan doğrultusunda dezenfermasyon yapıldığı anlaşılmıştır.
Ulusal Strateji Merkezi ve Bilim ve Ütopya Dergisinde-"Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi/ Dinamik Ulusal Güç Birliği ve Kuvayı Milliye Cephesi/ Araştırma-Gözlem-Analiz-Teori/ İstanbul-29 Ekim 2000"
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN örgütsel içerikli dokümanlardan bir kısmının bizzat bu şüpheliler de bulunduğu gibi bir kısmının da cd ortamında bulunması bu belgelerin uygulanmasına yönelik olarak hareket edildiğine ilişkin faaliyetlerde şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üst düzey yapılanmasında yönetici olduğunu göstermektedir.
Örgüt mensupları Doğu PERİNÇEK ve İlhan SELÇUK'un birlikte hareket ettikleri, ERGENEKON Terör örgütünün amaçlan doğrultusunda ülkemizde bir kaos ortamının oluşması için çaba sarf ettikleri anlaşılmıştır.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK tarafından Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi Ergenekon terör örgütü yöneticisi şüpheli İlhan SELÇUK'a hitaben 17 Mart 2008 tarihinde "Sayın İlhan Selçuk Ağabey" hitabıyla başlayan, devamında:
"Yargıtay Başsavcısı 'nın kapatma davası açması üzerine bir yazı hazırladım. Parti yasakları konusunda Türkiye'de kitabı olan tek hukukçuyum. Anayasa Mahkemesi kararlarında ve Yargıtay Başsavcılığı iddianamelerinde kitabımdan çok uzun alıntılara yer verilmiştir."
Sanıyorum bu yazı kamuoyu için aydınlatıcı olacaktır. Lütfen okumanızı ve Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanmasını dilerim.
Saygılarımla, Doğu PERİNÇEK' şeklindeki mektuptan da anlaşılacağı üzere,
Doğu Perinçek'in ikametinde yapılan aramada, Fikret KAZANCI imzalı 27.04.2004 tarihli TC. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılmış, işçi Partisinin Ak Partiyi kapatma dilekçesine eklenmek üzere gönderilmiş yazı olduğu, yazıda "Dosyanın Takviyesini Teminen: Ergün POYRAZ'in... Patlak Ampul Kitabı ve ".... ayrıca gazeteci yazar (Cumhuriyet Gazetesi) Sn. İlhan SELÇUK'un 17.07.2007 tarihli köşesindeki yazılarını birlikte sunuyorum " şeklinde yazıların olduğu tespit edilmiştir.
Yine aynı yerde bulunan "Sayın İlhan SELÇUK'un dikkatine" başlıklı "isteğiniz Üzerine Cumhuriyet için bir yazı hazırladım. Konuştuğumuz konular sunuyorum.
Güncelliği nedeniyle biran önce yayınlanmasında yarar var gibi geliyor bana, takdir
sizin" şeklinde başladığı ekinde "Cumhuriyet Yıkıcılığının Güncel politikaları" başlıklı 4 Haziran 1997 tarihli yazı olduğu tespit edilmiştir.
Bu yazılardan; şüpheli Doğu PERİNÇEK ile Ergenekon terör örgütü yöneticilerinden şüpheli İlhan SELÇUK arasında örgütsel hiyerarşik bağın açıkça ortaya çıktığı, şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ERGENEKON yapılanması içinde bulunan ve sivil unsurlardan oluştuğu bizzat belgede belirtilen 07- numaralı başkanlık olarak nitelendirilen Teori Tasarım ve Planlama Dairesi Başkanlığı (sivil) bünyesinde görevli olduğu aralarındaki hiyerarşik ilişki gereğince şüpheli İlhan SELÇUK'un daire başkanı olduğu, Doğu PERİNÇEK'in de uzman olarak İlhan SELÇUK'un yardımcısı pozisyonunda bulunduğu aynı birimde şüpheli Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nun da asistan olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır. Bu üç şüphelinin etkin olduğu sosyal ve siyasi yapı içerisindeki insanların devletin çeşitli kurumları ve üniversitelerinde önemli mevkilerde bulunmalarından ve organize olarak önceden planladıkları tüm aşamaları birer birer uygulamaya koyup bu konuda çeşitli toplantılar yapıp toplumda ve devlette üst düzey görevlerde bulunan insanları yönlendirmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in tüm telefon görüşme, yazışma, eylem ve fiillerinden Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebir ve şiddet kullanarak, askeri müdahale yöntemiyle devirmeye kalkışmak bu konuda ERGENEKON terör Örgütünün önceden planladığı kurallar gereğince organize bir şekilde tek merkezden yönetim yoluyla her türlü menfi propaganda
1542
/\â^t-h.
yapılmak suretiyle askeri müdahale için gerekli zemini hazırlayıp, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde resmi hiyerarşiye uymayıp kendi düşüncelerine uygun davrandıklarını düşündükleri bir gruba darbe yaptırarak amaçlarına ulaşmayı hedefledikleri açıkça anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut Tape No:3878, 13.02.2008 tarihinde E.. Ö../M.. A., ile şüpheli Doğu PERİNÇEK'in yaptığı görüşmede özetle; E.Ö.'nün; M.. A..'nm Ankara'da bir kısım yüksek yargı mensupları ile görüştüklerini belirttikten sonra, daha sonra telefonu M... A..'m alarak "Şimdi biz bu Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcisi olarak 5 kişilik- 6 kişilik bir heyetle dün Ankara'da bu E.... beyin saydığı isim., şahsiyetlerle görüştük." "Son derece emin, son derece kararlı konuştular ve merak etmeyin bu iş, yani Cumhuriyet kazanından, biz de görüşlerimizi konuş., görüştük yani her biri için 3-4 dakka da biz konuştuk yani düşüncelerimizi belirttik." "Son derece olumlu yanıtlar verdiler ve Hukuk olarak, Hukuk çerçevesinde, yargı olarak sonuna kadar direneceğiz ve kimse merak etmesin dedi bu işleri çözeceğiz." diyerek görüşme neticesini aktardığı, Doğu PERİNÇEK'in "Kim?" diye sorması üzerine görüştüğünü iddia ettiği kişilerin makamlarını ve isimlerini söylediği, ayrıca görüştüğü yüksek mahkeme üyesi hakkında "...çok akıllı çok militan.." şeklinde yorum yaptığı, görüşmenin devamında "Son derece kararlılar yani Cumhuriyet meselesinde hiç de tavizleri yok. BİR ŞEY İSTEDİLER ORASI ÇOK ÖNEMLİ. SİZ DEDİLER BİZİM HER ŞEYİMİZLE, II... KİTLE DESTEĞİNİ, HALK DESTEĞİNİ TOPLUM DESTEĞİNİ OLUŞTURMANIZ GEREKİYOR. Bunu ..söylediler doğru tabi. Bu bi büyük bir bileşke. Büyük bir toplum..." "..ben., biz, bu CUMOK'un ben gittim, dönem sözcümüz ı...AVUKAT A... A.... var ... Bir de Ankara'dan katıldı S... da vardı." "S... çok ... orda biz epey görüştük yani son derece sağlam iyi şeyler söyledi. Özellikle de ADD konusunda da epey konuştuk." "Gelişmeler son derece önemli Ben vardım işte CUMOK'tan Me... diye bir arkadaş vardı Na... K...'in, N... K... B.... o gönderdi onu, o seçti onu. Böyle bir kadro.
Bir de ADD'den tabi o çok., -onu konuşuyorum şimdi Er - A.. E.... var şimdi
biliyorsunuz." Dediği,
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'e ifadesi sırasında bu telefon görüşmesi sorulduğunda; E.O. 'in genel başkan yardımcısı ve istanbul il başkanı olduğunu, Me.. A...N'ın 68'liler Birliği Vakfının genel sekreteri olduğunu, görüşmeyi kendisinin yaptığını" beyan ettiği, bu görüşmeden de şüphelinin Ergenekon terör örgütünün amaçlan doğrultusunda Sivil Toplum Kuruluşlarını kontrol altına alma ilkesine uygun davrandığı, toplumun değişik kesimlerine etki edebildiği anlaşılmıştır.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in bir yandan bu tarz girişimlerle Yargı Camiasını etki altına almaya çalışırken, diğer yandan kendi yaptığı bu çalışmaların deşifre olmaması içinde Aydınlık dergisi sorumlusu Serhan BOLLUK'la Tape No :3877, 07.02.2008 tarihinde yaptığı görüşmede özetle; Serhan BOLLUK'm "Ankara'nın önerisi şu" "Bedri Abi işte Mehmet C..., m... toplanmışlar," ".. şeyi kapak yapalım diyorlar. "AKP Kapatılsın" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Yani olmaz öyle yani bu, akıllıca bir şey değil. "AKP Kapatılsın" talebi, .... Bu tamamen halka güvenmeyen çizgiyi besliyo yani." "Yani AKP'nin hakkından yargıyla gelmek" dediği, Serhan BOLLUK'un "İşte dünden beri tartışıyoruz yani." "Hiç bu başlığı kullanmayalım değil mi dergide de kullanmayalım." Dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Bu noluyor biliyor musun? Hep bu umutları yargıya" "Bağlıyan..." "Bu bu AKP'yi çok daha güçlü getirir." "AKP'yi ancak halk şeyiyle İhtilaliyle devirmek lazım." Dediği, Serhan BOLLUK'un "Olay da oraya gidiyor göstere göstere yani." "... Şimdi Rafet buradaydı da," "Bir B planı var diyo. Bunları diyor sezgisel olarak şey yapıyorum diyo" "Sokağı bekliyolar diyo" "Komuta kademesinde çok tepki var diyo." Dediği, Doğu PERİNÇEK'in "B Planı"m kim yapıyo?" diye sorduğu, Serhan BOLLUK'un "Ordu yapıyo." Dediği, Doğu PERİNÇEK'in ".. Komuta kademesine tepkisi olan bir askeri güç" dediği, Serhan
'//tbffi
BOLLUK'un "Tabi. Görüştüklerimden çıkardıklarım diyo." Şeklindeki görüşmeden de atacakları başlıklardan yargıyı işin içine çekme planlan belli olmasın diye sözde demokratik yollan savunduklan imajını vermeye çalıştıklan ama akabinde yüksek yargı organlan üye lerini ziyarete gidip bu konuda kendi düşüncelerini gizlice anlatmaktan da geri durmadıklan açığa çıkmaktadır. Buradan "AKP'yi ancak halk şeyiyle İhtilaliyle devirmek lazım." Ve devamında B planı olarak adlandırdıkları hususunda bizzat Doğu PERİNÇEK'in ifadesiyle Komuta kademesine tepkisi olan bir askeri güç" denilmek suretiyle örgütün yaptığı çalışmaların hedefe ulaştığı hususları vurguladıkları gibi bizzat askeri yapılanmada etkin konumda olan şüpheli Doğu PERİNÇEK'in kendisine yakın olan adamlarıyla (genç subaylar) da ordu içinde aşağıdan yukarıya doğru komuta kademesine baskı yaptırdığı sonucu çıkmaktadır.
Ayrıca Doğu PERİNÇEK hazırladığı yazının Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanmasını istemiş olup yazının hükümete ağır ithamlar içerdiği görülmüştür. Ergenekon terör örgütü mensupları Doğu PERİNÇEK ve İlhan SELÇUK'un birlikte hareket ettikleri, ERGENEKON Terör örgütünün amaçları doğrultusunda ülkemizde bir kaos ortamının oluşması için çaba sarf ettikleri anlaşılmıştır.
Tanık Zihni ÇAKIR Cumhuriyet Başsavcılığımızda vermiş olduğu ifadesinde," Türkeli dergisini bu ofiste çıkartacağını, Taner ÜNAL' in kendisinden bu oluşum içerisinde yer almasını istediğini, oluşumda birçok paşanın bulunduğunu, ... Veli KÜÇÜK gibi isimlerin yanlarında yer aldığını, Doğu PERİNÇEK ve Hikmet ÇIÇEK'in solcu olmasına karşın bu oluşuma destek verdiğini..." beyan ettiği, şüpheli Mehmet M. Adnan AKFIRAT'tan ele geçirilen Veli KÜÇÜK imzalı derginin çıkanlmasma destek ve eleştirilerde yardım edilmesi yönündeki el yazması yazısından da anlaşılacağı üzere Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün bahse konu diğer şüphelilerle örgütsel yayın organlannm çıkanlması ve örgütsel propagandaya açık destek verilmesi konulannda ERGENEKON terör örgütünün talimatlanna uyulması için yazı yazdığı ve bu iş birliğinin sadece örgütün üst kademesi tarafından bilindiği, anlaşılmaktadır.
Tape No :3873'de kayıtlı, 25.02.2008 günü saat : 22.33'de Doğu PERİNÇEK ile İh.. A., arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Aralarında bir süre merhabalaştıktan sonra İh.. A..'in Ulusal Kanal'da ki programlara bir partili olarak bağlanamamasmdan dert yandığı, Doğu PERİNÇEK'in partili kişilerin programa katılmamasının daha olumlu olacağını belirttikten sonra bir süre aynı konu ile ilgili konuştuktan sonra, devrimci hareket konusuna değindikleri ve Doğu PERİNÇEK'in "KARDEŞİM DEVRİMLE RİCA EDERİM İH....'ÇIĞIM DEVRİMDEN VAZGEÇMEK ŞEREFSİZLİKTİR ALÇAKLAR DEVRİMDEN VAZGEÇER ÖYLE BİR ŞEY OLUR MU ÖYLE SAÇMA ŞEY. BİZİM YAPTIĞIMIZ HER ŞEY DEVRİME YÖNELİK" dediği,
Bu görüşmeden şüpheli Doğu PERİNÇEK'in eylem ve fiillerinin Devrime (ihtilale) yönelik olduğunu açıkça ifade ettiği anlaşılmıştır.
Tape No :3811'de kayıtlı, 26.02.2008 günü saat : 13.42 sıralannda Doğu PERİNÇEK ile Erkan ... arasında yaptıklan görüşmesinde özetle;
Doğu PERİNÇEK'in "Erkan.. Ulusal Strateji Merkezine 7-8 tane iskemle koydur"
"Tuğran'ı da çağır" "Turan, Ferid, Sen" "beş dakika sonra geliyorum ben" dediği ve görüşmeden sonra şüpheli Yusuf BEŞİRİK'in Ferid İLSEVER'i toplantıya çağırdığı ve bu toplantıda şüpheli Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nun da bulunlduğu anlaşılmıştır.
* Tape No :3811-2'de kayıtlı, 26.02.2008 günü saat: 14.17'de Yusuf BERİŞİK ile Ferid İLSE VER arasındaki telefon görüşmesinde özetle^ '-'--" -n-->
Görüşmede Yusuf BEŞIRIK'in "Ferid abi toplantı başlamıştı ben söyledim." Dediği, Ferid İLSEVER'in "Tamam bi şey yapı ver toplantı bitince kimler var dedin Kemal Alemdaroğlu." dediği, Yusuf BEŞIRIK'in "Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU Er.. Ün... Tu.. Öz.. Serhan Bolluk var." dediği, Ferid İLSEVER'in "Toplantı bitince bana bilgi ver." dediği,
Şeklindeki görüşmlerden örgütsel içerikli toplantılara Ferid İLSEVER Serhan BOLLUK' gazeteci olmadığı halde Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU' ve Yusuf BEŞİRİKin de katıldığı, bizzat organizeyi şüpheli Doğu PERİNÇEK'in yaptığı anlaşılmaktadır.
Tape No :3817'de kayıtlı, 29.02.2008 günü saat : 20.19'de YUSUF BEŞİRİK ile C... K.... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
C... K... isimli şahsın Doğu PERİNÇEK in telefonunu aradığı, telefonu Yusuf BEŞIRIK'in açtığı ve "Başkan bir toplantıda konutamm." dediği, Doğu PERİNÇEK'i bir ekonomi toplantısında olduğunu belirttikten sonra Cemalettin KORKUT'un "Evet ben 7-8 defa aradım BU ŞEYİN SON ÇEKİLME İLE İLGİLİ HAREKAT İLE İLGİLİ BİR KONUYU ARZEDECEKTİM KENDİSİNE OLDUKÇA ÖNEMLİ belki bu toplantıda da şey yapılabilir görüşülebilir isterseniz söyleyin kendisine." dediği ve görüşmenin son erdiği,
Tape No :3837'de kayıtlı, 27.02.2008 günü saat : 21.07'de Doğu PERİNÇEK ile Süleyman..? isimli şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Süleyman..? m "Emin abiyi aldılar. Emin ağabeyyi." Dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Ha aldılar evet." Dediği, Süleyman'ın "Şimdi Doğu abi biz bir şeyler düşündük. Haftaya muhtemelen biz altı kişi size geleceğiz. Türkiyenin her bölgesinden altı kişi. Altı özel kişi. Orhan abiyi düşünüyoruz Orhan abi gelecek. Karabükten bir arkadaş var ,Trabzonda bir arkadaş varBiz size geleceğizde işte onun haricinde bu şey var belki bilirsin Çağlayan mitingi. Onda konumumuz ne olacak bizim." Dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Tuncay mı yapıyor mitingi." diye sorduğu, Süleyman'ın "Ya Tuncay yapıyor Tuncayla pek alakası yok ADD yi biliyoruz. Çünkü ADD ye bazı çok yanlış yaptı hatta onun belgeleri bizde de var onu da atarız size çünkü sözcülerinin ADD karşıtı kullandığı kelimeler var. ADD yi dışladığı onlar bizde belge olarak duruyor." dediği, devamında Doğu PERİNÇEK'İN miting tarihini sorduğu e "Gidelim gidelim." dediği, devamında Süleyman'ın Akkaya isimli şahsın durumunu sorduğu Doğu PERİNÇEK'in "Konuştuk tamam hallettik onu." Dediği, Süleyman'ın "Çünkü biz Akkaya yönlen Akkaya bizi yönlendiriyor. Akkaya Adanada biliyorsunuz." Dediği ve devamında yine Süleyman'ın "Altı-yedi kişi biz size gelecez ondan sonra bakalım Emin Gürses için bir şey yapabilirsek yapacağız yapamazsak artık ne olursa." dedikten sonra görüşmenin sona erdiği,
Tape No :3852'de kayıtlı, 06.03.2008 günü saat :22.13'de doğu PERİNÇEK ile Fikret... isimli şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fikret'in "...karışık ... ortam" "Çok ya bir taraftan bu CHP ile MHP'nin gerçekleri
ortaya çıktı filan deniyor ama" "Fakat bi taraftanda Genelkurmay Başkanına yönelik
muazzam bir şey var" "Tereddüt oluştu hem toplumda hem askerler içinde diye söylüyorlar"
dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Abi onun aleyhine muazzam bir şey yarattılar ya" "Yani sana
söyleyim kim olsa yıpratacaklar Türk ordusuna karşı bir savaş başladı kim gelse
yıpratacaklar maalesef. Onun için korumak lazım bunları, bizim sağ kol ne diyor"
dediği, Fikret'in "Sol kolda şey fakat bu yani bir şey yaratmış asker içinde" "Muazzam
bir kararlılığa yol açtı diyor" dediği, ?..*- *-> .
Doğu PERINÇEK' m "Tabi. MHP'ye filan çok kızmışlardır" dediği, Fikret'in "MHP'ye çok kızmışlar CPH'ye de kızıyorlar ama CHP 'den çok MHP esas şey yapıyo Herkes diyo dokuz sabıka bilmem ne falan onu konuşmaya başladı diyo" dediği,
Görüşmeden de ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN sağ ve sol kolundan bahsettiklerinden ayrı farklı ideolojik grup görüntüsüne rağmen birlikte hareket ettikleri anlaşılmaktadır.
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK VE DHKP/C İRTİBATLARI
Dosyada mevcut raporlar, şüphelide ele geçirilen bazı belgeler ve resimler ile dosyamıza mektup ile gönderilen bir kısım resimlerde şüpheli Doğu PERINÇEK, Ferid İLSEVER ve Hayati ÖZCAN' in PKK bölücü başı ABDULLAH ÖCALAN ile birçok resimlerinin bulunduğu dosyada mevcut Gizli Tanık Denizin beyanında belirttiği gibi PKK terör örgütünün çöküş aşamasında olduğu dönemlerde yaptığı görüşmeler ve yayınlar sonucu örgütün ayakta kalmasını ve ideolojisinin yerleşmesini sağladığı, Serhan BOLLUK' a ait ajanda da bulunan Hakan SARAYLIOĞLU'nun öldürülmesinden önce yapılan sorgulamasına ilişkin el yazısı ile notlar bulunduğu ve bu şahsın öldürülmesinden sonra bu eylemin DHKP/C örgütü tarafından üstlenildiği,
Danıştay olayında gözaltına alman Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün beyanında Alparslan ARSLAN' m Doğu PERINÇEK ve grubunun amaçlanna yönelik olarak Danıştay saldırısını gerçekleştirmiş olabileceğini Danıştay dosyası kapsamında alman ifadesinde belirtmiştir.
Dosyada mevcut inceleme tutanaklarına göre Mersin'de meydana gelen bayrak yakma olaylarından sonra şüpheli Doğu PERİNÇEK'in VATANSEVER KUVVETLER GÜÇ BİRLİĞİ Derneği başkanı Taner ÜNAL ile birlikte Diyarbakır'da miting tertipledikleri, miting için Taner ÜNAL'a bir çok talimat verdiği, Taner ÜNAL' m da Doğu PERİNÇEK'e sayın başkanım diye hitap ettiği ve talimatlarını kusursuz yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK geçmiş yıllarda yazmış olduğu kitaplarında ve bazı söylemlerinde Türkiye' de ermeni soykırımının olduğunu ve Kürtlerin kendi federe devletini kurmalarının gerektiğini, bu amaçla referanduma gidilmesi şeklindeki söylemleri ile şu anki söylemlerinin benzerlik arzetmediği,
SONUÇ OLARAK Doğu PERİNÇEK'in İşçi Partisi Genel başkanı olmasına rağmen aynı gruba bağlı Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi ile diğer bağlı yayın organlarını tek başına yönetip sevk ettiği şüpheli Veli KÜÇÜK ile kabul etmese de örgütsel hiyerarşik yapı içinde ilişkilerinin olduğu aynı ilişkinin şüpheli İlhan SELÇUK' la da bulunması zıt fikir ve siyasi görüşlere sahip görünen bu üç kişinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hiyerarşik yapısında bizzat ERGENEKON yapılanmasının üst kademesinde yer alan sivil unsurların içinde önemli görevler üstlendiklerini açıkça ortaya koymakta olup, şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yapılanması içinde sevk ve idare eden konumunda bulunduğu, şüpheli İlhan SELÇUK'un yanında uzman olarak görev yaptığı, belirtilen medya ve yayın kuruluşlarını sevk ve idare ettiği,
Bizzat bazı örgütsel içerikli dokümanların bu şüpheli tarafından yazıldığı gibi bazı örgütsel içerikli belgelerin içinde geçen cümle ve paragrafların bizzat şüpheliye ait bilgisayar ve dijital ortamlarda bulunması da şüpheli tarafından ERGENEKON yapılanması için analiz ve çalışma yaparak hazırlandığı, örgütsel içerikli teklif belgelerini ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ'nün üst sorumlularına bizzat arz ettiği ve bazı örgütsel içerikli belgelerin hem dijital ortamda hem de şüpheliye ait sevk ve idare ettiği- örgütsel grup içinde bulunan diğer şüphelilerin ev ve işyeri aramalarında bulunması, hususları göz onune alındığında şüpheli
Doğu PERİNÇEK'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli üst düzey yapılanması içinde aktif olarak görev yaptığı, yönetici konumda olduğu anlaşılmaktadır.
Şüphelinin sevk ve idare ettiği İşçi Partisi, Ulusal Kanal, Medya organlarının bulunduğu binaları ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçları doğrultusunda kullandıkları ve bu yerleri paravan olarak kullanıp, örgütsel faaliyetlerini bu şemsiyenin altında gerçekleştirdikleri,
Şüpheli Kemal Yalçın ALEMDAROGLU tarafından bizzat kendisine Danıştaydaki davaların takip edilmesi söylendiğinde, Görevi üstümüze aldık gereğini yapıcağız diyerek, devam eden davalara müdahale edip seyrini değiştirme gayretlerinin örgütsel bir görev olarak algılayıp gerekli girişimlerde bulunduğu,
Başından beri yapılan ERGENEKON terör örgütünün deşifresine yönelik soruşturmanın Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapıldığını iddia edip bu konuda verdiği cevaplar ve yazdığı yazılarda göz önüne alandığmda bizzat ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜ (SÖZDE)Türk Silahlı Kuvvetlerinin içindeymiş gibi göstermeye çalışarak Türk Silahlı Kuvvetlerin manevi şahsiyetini yıpratmaya ve soruşturmayı engellemeye yönelik eylemlerde bulunarak adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu işlediği anlaşılmaktadır. Bu konuda ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurularında bulunulmuştur.
Belirtilen binalarda ele geçirilen Gizli askeri bilgilerin bulunduğu CDTer ile Yargıtay'a yönelik bir eylem için hazırlandığı açıkça anlışılan ve içinde Yargıtaym krokisinin bulunduğu CD ve içinde yüksek yargı mensupları ile bazı yargı mensuplarının siyasal ve dini görüşlerine göre fişlenmesi, ayrıca daha birçok belgede gazetecilerden, devletin üst düzey sorumlularına kadar aynı şekilde fişlenip kayıt altına alınmaları suçlarının da tamamından sorumluluğunun bulunduğu,
Aynı tür gizli bilgi ve belgelerin Ulusal Kanal sorumlusu Hayati ÖZCAN'm ev ve işyeri olan ulusal kanaldan çıkması ve elde ettiği askeri gizli bilgi ve belgeleri genel merkeze göndermesi de bu eylem ve fiilleri örgütsel olarak planlı ve bilinçli olarak yapıldığı bilgilerin tek merkezde toplandığı anlaşılmaktadır. Buradan da ERGENEKON terör örgütünün bünyesinde faaliyette bulunmak için kurulduğu anlaşılan Ulusal Kanal'm da örgütün amacına hizmet etmek için perdelemek ve örgütün propagandasını yapmak, örgütün hedefleri arasındaki siyasileri yıpratmak için kullanıldığını göstermektedir. Bu kanala ilişkin mali incelemeler devam etmekte olup tamamlandığında dosyaya eklenecektir.
Tüm deliller ışığında şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli üst düzey yapılanması içinde yönetici konumunda olduğu, ERGENEKON terör örgütünün Türk ordusuna sızma girişimlerini gizlice organize ettiği, kendi hakkında yazılmış ÇOK GİZLİ İBARELİ Genel Kurmay Başkanlığına gönderilmiş sureti de ele geçirdiği, buradan da şüpheli Doğu PERİNÇEK'in sızma süreçleri açıkça ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN belgelerinde anlatılan süreçlere uygun olarak örgütlendiği, tüm faaliyetlerini Kemal Yalçın ALEMDAROGLU ile birlikte Teori Tasarım Planlama dairesi başkanı olan İlhan SELÇUK'a bağlı olarak yürüttüğü,
Tape No:3842, 07.03.2008 günü saat:10.35 de, Bedri.... ile yaptığı görüşmede; Tümep'in bir yemekli toplantısından bahsedildiği, toplantıya "İlhan Selçuk, Hurşit Tolon, Şener Eruygur, YARSAV Başkanı, yüksek yargıdan ve üniversitelerden seçkin 70 kişinin katıldığını, Şener Eruygur'un ulusalcıların birleşmesinden bahsettiğini anlattıkları kendisinin "Keşke şeyi esas söyleseydin o gün indirmek ve Milli bir hükümet kurmak mümkündü ona yanaşmadı Şener Eruygur'lar "Cumhurbaşkanı istifaya davet etseydin ..." şeklindeki görüşmeden gizli toplantı]arın,mahiyeti anlaşılmaktadır.
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN tertiplediği gizli toplantıları organize ettiği, şüpheli Şener ERUYGUR ve Hurşit TOLONun katılarak bu toplantılarda önderlik ettikleri, bu şüpheliler de ele geçirilen darbe planlan ve Cumhuriyetçi Çalışma Grubuna ait dokümanlarda şüpheli Doğu PERİNÇEK'in kontrolünde olan USİAD ve USMER isimli derneklerin bu darbe yapmaya yönelik ön hazırlık çalışmalarında aktif olarak görevli oldukları bu belgelerin incelenmesinde anlaşılmaktdır. Bu belgelerdeki darbe yapmaya yönelik ve darbe zemini oluşturmaya yönelik çalışmaların halen ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN tüm ünetelerince devam ettikleri, şüpheli Doğu PERİNÇEK ve grubunun bu süreç içinde aktif olarak eylem ve faaliyetlerini gizli gizli sürdürmek suretiyle devam ettirdikleri. Hem medya aracılığı ile hemde partisine bağlı gençlik örgütleri ve genç subaylar olarak niteledikleri askeri yapılanmaya sızmış örgüt üyelerini bu amaca yönelik eylem ve fiillere sevk etmek suretiyle karışıklık ve kaos ortamı oluşturup darbeye zemin hazırladıkları. Halkı Silahlı Kuvvetleri ve bazı devlet kurumlarım hükümte karşı isyana tahrik ettikleri.
Genel merkezde ve kendisine bağlı olarak faaliyetlerde bulunan diğer örgüt üyelerinde ele geçirilen, YARGITAY binalarının ayrıntılı krokisi, İZMİR NATO komutanlığına ait gizli belgeler ve sabotaj planlarının bulunması, çok gizli askeri bilgilerin bulunması, göz önüne alındığında, şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Teori Tasarım Planlama dairesi başkanlığında görevli yönetici olduğu, şüphelinin hem sahip olduğu medya kuruluşları, hem de siyasi parti çatısı altında örgütlenerek, her türlü eylem ve faaliyetini legalmiş gibi göstermek için perdeleme yaptığı,
Örgütün amaç ve faaliyetlerine yöneticisi olduğu tüm organlar ile katılıp Milli kuvvetler olarak nitelediği ve Milli güç birliği, halk ve ordu işbirliği neticesinde oluşturulacak halk ihtilali ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini kışkırtmak suçlarını işlediği, gibi kişisel verileri kaydetme ve devlete ait gizli bilgileri ele geçirmek suçlarını da işlediği,
Örgütün üst düzey yönetiminde olması, örgüt tarafından yapıldığı anlaşılan Danıştay eylemi ve Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalarndan sonra yine kendisine örgüt tarafından verilen dezenformasyon ve kamuoyunu yanıltma görevleri gereği her türlü yayım yaptığı anlaşıldığından;
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in üzerine atılı bizzat işlemiş olduğu eylemlerine uyan, TCK'nun 314/1, 312/1, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 334/1, 135/2-1, 43/2 maddeleri gereğince,
Ayrıca Şüpheli Doğu PERİNÇEK; ERGENEKON terör örgütünün yöneticisi konumunda olup, 5237 Sayılı TCK'nun 314/3. maddesi "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır" ve TCK'nun 220/5. maddesi de "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı aynca fail olarak cezalandırılır" hükmü gereği, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan 5237 Sayılı TCK'nun 314/3 maddesi yollaması ile TCK'nun 220/5. maddesi gereğince ERGENEKON terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan sorumlu tutulmasının yasal zorunluluk olması nedeniyle;
1-Cumhuriyet Gazetesine 3 kez bomba atılması nedeniyle, ruhsatsız patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak, korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanma, mala zarar vermek suçlarmdan TCK'nun 174/1-2 (hukuki kesinti oluşturan iddianame öncesi tüm ruhsatsız patlayıcı bulundurma cylemlerrY.argıtay kararlannda tek suç
sayıldığından alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle bir kez uygulanması), 170/1-c (3 kez), 151/1(3 kez),
2-Damştay saldırısmda Türk Milleti adma yargılama görevini yürütmekte iken görevinin başında katledilen yargı şehidi Mustafa Yücel ÖZBİLGİN'in tasarlayarak öldürülmesi, mağdurlar Mustafa BİRDEN, Ayla GÖNENÇ, Ayfer ÖZDEMİR ve Ahmet ÇOBANOGLU'nun tasarlayarak öldürülmeye teşebbüs edilmesi nedeniyle TCK'nun 82/a-g, 82/a-g, 35/2. maddesi (4 kez),
3- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Muzaffer
TEKİN, İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Kemal KERİNÇSİZ, Mete YALAZANGİL,
Aydın YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK, Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin
güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması
gereken bilgileri temin etmek suçundan dolayı TCK'nun 327/1. maddesi gereğince (8)
SEKİZ KEZ,
-
Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Mete YALAZANGİL, Aydın YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanmak suçu nedeniyle: TCK'nun 326/1. maddesi gereğince, (6) ALTI KEZ,
-
Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Gazi GÜDER, Ayşe Asuman ÖZDEMİR, Halil Behiç GÜRCİHAN, İsmail YILDIZ, Kemal ŞAHİN, Mehmet Murat YÜCEL, Feridun Refik NUHOĞLU, Ergün POYRAZ, Fikret EMEK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Habip Ümit SAYIN, Hikmet ÇİÇEK, Kemal KERİNÇSİZ, Nusret SENEM, Erkut ERSOY ve Murat ÇAĞLAR'in işlemiş oldukları, Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetmek suçu nedeniyle; TCK'nun 135/2-1, 43/2. maddesi gereğince (17) ONYEDİ KEZ,
6- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Oktay
YILDIRIM, Mehmet DEMİRTAŞ ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları, silahlı terör
örgütüne ait silahları depolamak suçu nedeniyle; TCK'nun 315 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (3) ÜÇ KEZ,
-
Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Ayşe Asuman ÖZDEMİR ve Halil Behiç GÜRCİHAN'in işlemiş oldukları, Adil Yargılamayı Etkileme suçu nedeniyle; TCK'nun 288. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ,
-
Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Fikret EMEK, Hayrettin ERTEKİN, Hikmet ÇİÇEK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Hayati ÖZCAN, Ergün POYRAZ ve Nusret SENEM'in işlemiş oldukları; Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek suçu nedeniyle, TCK'nun 334/1 maddesi gereğince (7) YEDİ KEZ,
-
Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: İsmail YILDIZ, Bekir ÖZTÜRK, Hüseyin GÖRÜM ve Fuat ERMİŞ'in işlemiş oldukları; Askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçu nedeniyle, TCK'nun 319/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (4) DÖRT KEZ,
10- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Mehmet Fikri
KARADAĞ, Hayrettin ERTEKİN ve Muhammet YÜCE'nin işlemiş oldukları; Tutuklu,
hükümlü veya suç delillerini bildirmeme suçu nedeniyle, TCK'nun 284/1 maddesi
gereğince (3) ÜÇ KEZ,
11- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheli Muzaffer
ŞENOCAK'm işlemiş olduğu; Ruhsatsız patlayıcı bulundurmak suçu nedeniyle,
TCK'nun 174/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5/2. maddeleri,
12- Şüpheli Ergün POYRAZ'm işlemiş olduğu; Yasaklanan bilgileri açıklamak
suçu nedeniyle TCK'nun 336. maddesi,
-
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu; Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek veya aşağılamak suçu nedeniyle TCK'nun 216/1. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ,
-
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ve Aydın YÜKSEK'in işlemiş olduğu 2863 Sayılı yasalara muhalefet etmek suçu nedeniyle, 2863 Sayılı Kanunun 73. maddesi (2) İKİ KEZ,
15-Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu 2813 Sayılı Kanuna muhalif olarak ruhsatsız telsiz kullanmak suçu nedeniyle 2813 Sayılı Kanunun 32/a maddeleri gereğince ayrı ayrı CEZALANDIRILMASI talep edilmiştir.
46-ŞÜPHELİ FERİD İLSEVER
a)-Emniyet ifadesinde;
1946 yılında İstanbul Doğumlu olduğunu, İstanbul Teknik Üniversitesi Makine bölümü mezunu olduğunu, 1976 Yılında askere gittiğini, Bu gün kadar gazetecilik yaptığını, Halen ulusal kanalın genel yayın yönetmenliğini yaptığın, evli olduğunu, Yeşil pasaport sahibi olduğunu, Yurt dışına bir çok defa giriş ve çıkış yaptığını, 1970 yılında 12 Mart döneminde TİİKP davasından yargılandığını, Cezaevinde yattığını, TİKP davasından da yargılandığını, daha sonra Beraat ettiğini, Gazeteci olduğu için yayın suçlarından dolayı birkaç defa ifade verdiğini, ancak ceza almadığını, Rauf DENKTAŞ Başkanlığında kurulan Talatpaşa Platformunun Genel Sekreteri olduğunu, Herhangi bir terör örgütüne üyeliğinin olmadığını, Hayatı boyunca terörle mücadele ettiğini, Bu güne kadar da en kararlı bir şekilde terörle mücadele eden bir partinin genel başkan yardımcısı olduğunu,
Mehmet Adnan AKFIRAT İsimli Şahıstan Elde Edilen, Üzerinde El Yazısı İle "Fikret AKFIRAT'm Dikkatine" yazılmış, özgeçmiş başlıklı, Sayın Ferid İLSEVER'e Veriniz ile biten, DR.Ümit SAYIN TN özgeçmişi olan (6) sayfa belge ile ilgili olarak; Dr. Ümit SAYIN'ı İstanbul Üniversitesinden hoca olarak tanıdığını, Böyle bir belge görmediğini, kendisine gösterilen belgeyi ilk olarak burada gördüğünü, Mehmet Adnan AKFIRAT'm Ulusal Kanalda ve Aydınlık dergisinde çalıştığını, O zamanlar haber müdürü olduğunu, Kendisi ile zaman zaman görüştüklerini, Kendisinden bu tür bir belge istemediğini,
Mehmet Adnan AKFIRAT İsimli Şahıstan Elde Edilen Üzerinde El Yazısı İle "Ferid İLSEVER'e" yazılı " Generallerin Bekleme Süresinin 4 Yıla Çıkmasıyla Bu Yıl Şura Önüne Gelmeyecekler" Başlıklı (3) Sayfa Belge ile ilgili olarak: Mehmet Adnan AKFIRAT'm yukarıda da dediği gibi Ulusal kanalda ve Aydınlık dergisinde çalıştığını, O zamanlar haber müdürü olduğunu, Belge içeriği incelendiğinde haber amaçlı olduğu anlaşıldığını, Eski tarihli şu an emekli olmuş generallerin listesi olduğunu, Atamalara ilişkin bu tür belgeler her yıl 30 ağustosta basında yayınlandığını, Bu belgeyi hatırlamadığım, Ulusal kanalın Genel yayın yönetmeni olduğunu, bu tür belgelerin kendisine gelmesinin normal olduğunu,
Ümraniye'de ele geçirilen malzemeler ile ilgili olarak: kendisinin bu konu hakkında bilgisinin olmadığını, Burada duyduğunu, Basında yer aldığı kadarını bildiğini,
Veli KÜÇÜK ile Tuncay GÜNEY isimli şahıslardan elde edilen Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi 29 Ekim 1999 İstanbul isimli doküman ve dokümanda geçen ERGENEKON isimli örgüt ile ilgili olarak; Bu örgütü gazetelerin yazdığı
^P-/>^5
/fj^dj^^
kadar duyduğunu, Örgütün çalışma ve yapılanma şeklini ilk defa burada duyduğunu, Bunun kendisine göre bir deli saçması olduğunu, kendisinin dünya görüşüne, siyasal duruşuna, üslubuna kadar her şeyine aykırı olduğunu, kendisine okunan belgenin eline geçse dahi okumayacağını, Bu yapılanmanın kendisinin mensubu olduğum siyasi partinin her şeyine aykırı olduğunu Kabul etmediğini,
Oktay YILDIRIM, M. Zekeriya ÖZTÜRK, Muzaffer TEKİN ve Sevgi ERENEROL isimli şahıslardan elde edilen LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK 1999/ İSTANBUL başlıklı doküman ve bu dokümanda geçen konular ile ilgili olarak; Kendisinin bu belgeyi ilk defa burada duyduğunu, içeriğinin de baştan sona zırva olarak tabir ettiğini, kendisinin zaten her gün makaleleriyle Kamu önüne çıktığını, Yukandaki belgelerin kendisinin görüş ve fikirlerine tamamen zıt olduğunu,
22.03.2008 tarihinde, kanal 1 Tv'de yayınlanan ve Fatih ALT AYLI ve Tuncay GÜNEY ile canlı yayında yapılan telefon görüşmesinin içeriğinde; "Çırağan sarayında fmansını Kemal ÖZDEN Ulusal sanayici iş adamları derneği sağladığı.Bu toplantı Doğu PERİNÇEK'in adamı Ferid İLSEVER de vardı.Aydınlık genel yayın yönetmeniydi o zaman.Gürbüz ÇAPAN beyde bunu doğruladı...." Şeklinde gerçekleşen telefon görüşmesi ve içeriği ile ilgili olarak: Çırağan sarayında yapıldığı söylenen ve kendisinin de katıldığı söylenen bir toplantının olmadığını ve doğru olmadığını,
Ancak daha sonra Akatlar'da yapılan Gürbüz ÇAPAN, Veli KÜÇÜK ve Kemal ÖZDEN'in katıldığı bir akşam yemeğine USİAD başkanı Kemal ÖZDEN'in daveti ile katıldığını,Veli KÜÇÜK ile bu toplantı dışında başka bir görüşmesinin olmadığını, buluşmasının olmadığmı,Toplantınm konusunun o zaman zor durumda bulunan Cumhuriyet gazetesine destek olmak olduğunu, Bu toplantının geçtiğimiz haftalarda basında Cumhuriyet gazetesini satın almak ve bir ulusal medya grubu kurmak şeklinde yer aldığını, Bunun tamamen yalan olduğunu, Basında bu toplantıya katıldığı söylenen Ümit ÜLGEN'in 13 Mart 2008 tarihinde tüm basma yaptığı açıklaması ile toplantıyı yalanladığını, Aynca Gürbüz ÇAPAN'nm da 14 Mart tarihinde yaptığı basın açıklaması ile haberin tamamen yalan olduğunu ifade ettiğini,
Dostları ilə paylaş: |