Hakan ertaş; Genel Koordinatör olduğunu, iş adamı olduğunu ve hayatının dyp de geçtiğini


g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi



Yüklə 3,97 Mb.
səhifə542/636
tarix09.01.2022
ölçüsü3,97 Mb.
#93869
1   ...   538   539   540   541   542   543   544   545   ...   636
g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in İşçi Partisi Genel Başkanı olduğu, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinde resmiyette görünmese de fiili olarak en yetkili kişi konumunda bulunduğu, yayınlanacak her türlü yayın ve yazılann kendisinin bilgisi ve görüşü alınmaksızın yayınlanmadığı, Partisine bağlı Öncü Gençlik grubunu da bizzat yönettiği, Resmi koruması olduğu halde şoförlüğünü ve korumalığını yapan İşçi Partisi üyesi olduklan anlaşılan ve Parti binasında yatıp kalkan üç şüphelinin de ruhsatsız tabanca sahibi olduklan İşçi Partisinde yapılan aramalardan anlaşılmıştır.

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Ergenekon terör örgütü üst düzey yöneticilerinden Şüpheli Veli KÜÇÜK'le çok sıkı irtibat halinde olduğu, örgütsel içerikli Tuncay GÜNEY'den elde edilen dokümanlann tamamı dijital ortamda CD olarak hem kendisinde hem de kendisine bağlı medya ve parti binalan içinde ele geçirildiği,

Soruştuma kapsamında bulunan şüpheli Tuncay GÜNEYe ait 119 sayfalık sorgu kasetinin çözümlerinin kendilerinde olduğu şeklinde görüşmeler yaptıklan ve görüşme içeriğinde geçen K.Irak'a giden silahlarla alakalı olarak 6 bin mi 12000 mi şeklinde görüştükleri, bu konuyu önceden bildikleri, kendileriyle alakalı herhangi bir soruşturma bulunmadığı zamanlarda sürekli Aydınlık Dergisinde Tuncay GÜNEY aleyhinde ve ERGENEKON örgütünün olmadığına devlet içinde gladyo tipi yapılanma olduğuna ilişkin örgütün amaçlan doğrultusunda dezenfermasyon amaçlı yayınlar yaptıkları,




Şüpheli Doğu PERİNÇEK ve grubuna bağlı medya kuruluşlarının; kendilerini Türk Silahlı Kuvvetleri adına hareket ediyor gibi gösterip kendilerine karşı yapılan her türlü Adli soruşturmanın Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapıldığı şeklinde kamuoyunun yanılttıkları, ayrıca adil yargılamayı etkileme suçuna teşebbüs ettikleri gibi (bu konuyla alakalı suç duyurulannm dosyada bulunduğu) ülkemizin en değerli kurumlanndan olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin adını da kendi örgütsel faaliyetlerine karıştırmak suretiyle kendi faaliyetlerini legal faaliyetler gibi göstermeye çalıştıkları anlaşılmıştır.

işçi Partisi ve genel başkanına karşı psikolojik savaş kampanyalarına hizmet etmekte ve bu açıdan suç işlenmekte olduğunu",

"Bu soru karanlık örgütlerin psikolojik savaş öğretilerinden ilham alınarak hazırlanmıştır"

"Bu soru Ergenekon operasyonu denen tertibin hedeflerini sergilemektedir şeklinde, Türk ordusunu ve işçi Partisini bir suç örgütü olarak gösterilmeye çalışıldığını, Türk ordusu ve işçi Partisi gibi bu planlara direnen askeri ve sivil örgütlenmelere karşı tertipler düzenlendiğini, psikolojik savaş faaliyeti yürütüldüğünü, sorulan sorunun bütünüyle bu kapsamda ve kamu görevinin kötüye kullanılması suçunun açık bir kanıtı olduğunu ",

bu tür sorularla vatan milleti savunan medya birliktelikleri tehdit edildiğini, birleşmesi gereken yurtsever yayın organlarının birbirinden korkar hale getirilmek istendiğini, ERGENEKON Operasyonunun hedeflerinden birinin böylece ortaya çıktığını.

Vatan Sever Güç Birliği'ne hiçbir destek vermediğini söyleyerek "General adları verilmesi ta 2001 de tasarlanan fakat çöpe atılan operasyonun Türk Ordusunu bir suç örgütü gibi gösterme çabalarının kanıtıdır" şeklinde cevaplar vererek, kendisine yöneltilen sorulara makul izahlar getirmek yerine soruşturmayı yürütenlere isnadlarda bulunmayı tercih ederek ERGENEKON terör örgütüyle olan irtibatlarını gizlemeye çalıştığı anlaşılmıştır.

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in bazı örgütsel faliyetleriyle alakalı olarak yazdığı yazıları bilgilendirme amaçlı olarak ERGENEKON terör örgütü üst düzey yöneticilerinden olan şüpheli Veli KÜÇÜK'e gönderdiği gibi, bazı yazılarını da kendi beyanına göre, Genelkurmay Başkanına, bütün kuvvet Komutanlarına ve Ordu Komutanlarına aynı içerik ve ekleri ile birlikte göndermiştir.

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Genel Başkanı olduğu ve aramada ele geçirilen her şeyin sorumluluğunun kendisine ait olduğunu şifahi olarak beyan ettiği, İşçi partisinde bulunan dokümanlar arasında; daha önce Ergenekon terör örgütü mensuplarından şüpheliler Veli KÜÇÜK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Ümit OĞUZTAN'dan ele geçirilen "OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE MASONİK BİLDERBERG ÇETESİ" ve "ÖRTÜLÜ FAALİYETLER BİR" isimli örgütsel içerikli dokümanların ele geçğirildiği,

Şüpheli Mafyokrasi adlı kitabını yazarken Aydınlık arşivinde bulunan Mafya ile ilgili birçok kitap ve belgeyi topladığını, yararlandığını, bu belgeyi de o kapsamda hatırladığını, beyan etmiş ise de; şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK beyanında kendisinden elde edilen bu örgütsel içerikli belgeyi Ulusal Kanal'da danışmanlık yaparken aldığını beyan ettiği, aynı dokümanın şüpheli Veli KÜÇÜK'ten de ele geçirilmiş olması şüpheliler aralarındaki örgütsel irtibatı göstermektedir.

İşçi Partisi'nde ele geçirilen dokümanlar arasında; 17.12.1996 tarihli "KİŞİYE ÖZEL" ibareli dönemin Başbakam'na yazılmış Susurluk kazası ile ilgili hazırlanmış 39 sayfalık MİT Müsteşarlığı belgesi bulunmuştur. Belge ile ilgili olarak sorulduğunda; "Hatırlamadığını, basın yolu ile gelmiş olabileceğini, gelen belgeleri sakladıklarını, beyan ettiği.

06.02.2008 günü saat: 14.59 da Emcet... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Adil Serdan SAÇAN ile yapılacak bir görüşmeden bahsettikleri, Adil Serdar SAÇAN'm "... bak şunu söyle, arkadaş bu Güler KÖMÜRCÜ söylemiş bunu onu içeri alabilirler haber yolla diye göz altına aldıkları zaman" "... ÇIKSIN ASLANLAR GİBİ OLAYI EN İYİ GÖĞÜSLEMEK ÖYLE OLUR ÇIKIP Bİ AÇIK^AMA'^APJIĞI ZAMAN Bİ DAHA İÇERİ ALMA FALAN FİLAN HİÇBİR ŞEY İHTİkAL KALMAZ YANİ" "..AKILLILIK

YAPIP ÇIKIP BU ÇATIR ÇATIR ... AÇIKLADIĞI ZAMAN BİZ BU GÖZ ALTINA ALDIK O ZAMAN SAVCININ EMRİ İLE TAKİPSİZLİK KARARI VERDİK HATTA BELGELERİ BİLE İADE ETTİK BUNLARI AÇIKLADIĞI ZAMAN FALAN HER ŞEY ÇÖKER YANİ" şeklindeki görüşmeyle alakalı olarak sorulduğunda; Görüşmenin doğru olduğunu, Adil Serdar SAÇAN'ın Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü olduğu zaman yaptığı uygulamayı ve sonuçlarını kamu oyuna açıklamasını istediğini, TSK yı dışarıdan ve içeriden yıpratma çabalarının olduğunu, ERGENEKON soruşturmasının da bütünü ile bu çabalarla bağlantılı olduğunu, soruşturmayı yürütenlerin, Türk Ordusunu gördükleri yerde suç var anlayışı ile yüklendiklerini, TSK ile ilgili her belgeyi bir suç bağlantısı olarak değerlendirdiklerini, generallerle yazışmayı bir suç belgesi olarak gördüklerini, kanunsuz olmanın ötesinde Türkiye'nin savunma gücünü kırmaya katkıda bulunan bilinçli bilinçsiz çabalar olduğunu, bu durumda ER GEN E KON soruşturmasının düzmece ve uydurma olduğunun ortaya çıkarılmasının bir vatan görevi olduğunu, 2001 yılında uydurulan ifadelerin hiç bir değer taşımadığını, beyan etmiş ise de; 2001 tarihinde şüphelinin yönettiği yayın organlarında yaptıklan yayınlarda; o tarihte bu konuyu araştıran Adil Serdar SAÇANLAR'ı tarikatçılıkla ve komploculukla suçladığı, konu hakkında o dönem soruştunna açılmadığı halde Adil Serdar SAÇANLAR'a "ÇIKSIN ASLANLAR GİBİ İŞİ GÖĞÜSLESİN, TAKİPSİZLİK VERDİK, BELGELERİ İADE ETTİK DESİN" şeklinde baskı yaptınp ERGENEKON soruşturmasını etkilemeye çalıştığı, aynca kendisine yönelecek bir soruşturmayı da amacından saptırıp bertaraf etmeye çalıştığı şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ ile alakalı soruşturmadan rahatsızlık duyması ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN içerisindeki konumumun ortaya çıkmasından dolayı olduğunun anlaşıldığı.

Tape No:3877, 07.02.2008 günü şüpheli Serhan BOLLUK ile yaptığı telefon görüşmesinde; Serhan'ın "Ankara'nın önerisi şu" "Bedri Abi işte M. C, ... toplanmışlar" "şeyi kapak yapalım diyorlar. "AKP Kapatılsın" dediği ve kendisinin de AKP yi halk ihtilaliyle devirmek gerektiğini savunduğu, ordunun "B Planı" yaptığından bahsettikleri sorulduğunda; görüşmeyi yaptığı şahsı hatırlayamadığını, AKP kapatılsın şeklinde bir kapak yapılmasına karşı olduğunu, çünkü bunun yargıya talimat gibi algılanacağını, Ordunun B Planından söz edildiğini hatırlamadığını, beyan etmiş ise de; hem kapatma davası için dilekçe verdiği hem halk ihtilaliyle hükümeti devirmek gerektiğini söylemesi de şüpheli darbe yaptırmak yoluyla Hükümetin devrilmesi için plan ve faaliyetlerini organize bir şekilde yürüttüğü anlaşılmaktadır.

Şüpheli Emin GÜRSES'in 28.01.2008 günü Mustafa Y. isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesinin bir bölümünde "Bir süre telefon dinlemeleri hakkında görüştükten sonra Mustafa'nın "Bunlar geçecek ya." dediği, kendisinin "Sen başkasın, Perinçek ile konuşuyordum. Mesaj başka şimdi." dediği anlaşılmıştır.

Söz konusu telefon görüşmesinde bahsedilen konunun ne olduğu Emin GÜRSES'e sorulduğunda; "Burada Perinçek olarak bahsedilen kişi Doğu PERİNÇEK'tir. Doğu PERİNÇEK ile yapılan operasyon hakkında görüşmelerimiz oldu. Perinçek bana bu operasyonunun millicilere karşı yapılan bir operasyon olduğunu, özelleştirmeler, vakıflar kanunu, bor madenlerinin satılması, Türk ordusunun İran'a karşı kullanılması gibi başka bir şeyleri gizlemeyi amaçladığını söylemişti. Ben de bu beyanlan Mustafa'ya aktarmıştım." Şeklinde bayanıyla alakalı olarak, Emin GÜRSES'in doğru söylediğini, Türkiye düşmanı güçlerin, kuvvetlerinin ötesinde bir işe kalktıklarını bilmeleri gerektiğini, belirterek hem şüpheli Emin GÜRSES'le irtibatlı olduğu anlaşılmakla beraber hem de görüşme içeriğinden dezenformayon yapmak suretiyle gerçeğin ortaya çıkmasına engel olduğu anlaşılmıştır.



Aynı telefon görüşmesinde ".. .Yıllardır yani fikir öğrendiğimiz bir insan diyor ki, ya komutan artık emekli paşalar mı ... darbe yapıyor diyor yani herkes tiye alıyor artık yani şeyleri." "Hocam asker yapmayacak. Asker mesela PERİNÇEK'ten hep uzak durdu. KARDEŞİM PERİNÇEK GİBİ BU KONULARDA PROFESYONEL BİR ADAM BU İŞTE BU ÖRGÜTLENMEDE .... Öyle bir sürü örgütlenmeler var. Türkiye de silah üzerine o tür yemin edenler .... PERİNÇEK gibi Örgütlenmesi güçlü tavrı da sert." "Onların üzerine gelemiyorlar. PERİNÇEK dün meydan okudu. Dedi ki burda İstihbaratçılar var dedi. Onlardan rica ediyorum, bizden birini tutuklasınlar da göreyim dedi. Onlara zindan ederim İstanbul'u diyor, bak böyle konuşuyor." Şeklindeki konuşma Emin GÜRSES'e sorulduğunda; "Beyanlarım Perinçek'in beyanlarından ibarettir. Perinçek'ten bizzat duyduğum veya basından takip ettiğim beyanları Mustafa 'ya aktarmıştım." dediği. Buradan da İşçi Partisi genel başkanı Doğu PERİNÇEK'in kendi yaptıkları için devletin güvenlik güçlerine meydan okuyacak kadar ÖRGÜTLENMESİNE GÜVENDİĞİ GİBİ BİZDEN BİRİNİ TUTUKLASINLAR İSTANBUL'U BAŞLARINA YIKARIM" diyerek Ergenekon terör örgütünün ne denli güçlü bir örgüt olduğunu ifade ettiği anlaşılmaktadır.

Şüpheli Emin GÜRSES'in görüşme içeriğindeki "mevcut düzeni değiştirecek bir darbeyi TSK yapamayacağı, ancak Doğu PERİNÇEK'in yapabileceği hususu" Doğu PERINÇEK'e sorulduğunda; "Emin GÜRSES'in bu beyanlarında, kendisinin Türkiye düşmanı güçlere karşı kararlılığını anlatmaya çalıştığını" beyan ettiği buradan da şüpheli Doğu PERİNÇEK tarafından Türkiye'deki güvenlik güçleri Türkiye Düşmanı olarak nitelendiği, ERGENEKON terör örgütünün yazılı dokümanlarında da hep devleti yönetenler ve devletin tüm resmi kurumlarının ihanet ve aymazlık içinde olduklarının belirtilmesi ile örtüştüğü anlaşılmıştır.

14.01.2008 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile İ.HaA. arasındaki telefon görüşmesinde; Bir toplantıdan çıktığı anlaşılan Güler KÖMÜRCÜ'nün "Çıktım şimdi bir başka yere geçmek zorundayım canım orda patladım artık...." "Şimdi bak Doğu PERİNÇEK, Mehmet H.., ondan soma Yaşar O... işte ne biliyim Anıl Ç... daha sayiyim bir sürü isim böyle" "Bunlar şimdi Güler KÖMÜRCÜ'de katılımcı diyalog grubu oluşturmuşuz biz ve adamlar Bismillah dakka bir başında parti kuralım parti kuralım ...geldim ne parti kurması dedim" dediği, İBRAHİM'in "Doğu Perinçek demedi mi ki benim parti var işte buyrun gelin burda ..." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... o da öyle dedi zaten bizim partimiz var..." dediği tespit edilmiştir.

Telefon görüşmesi ile ilgili olarak şüpheli Doğu PERİNÇEK'e sorulduğunda; Bu toplantıların, eski Bakanlardan Kamuran İNAN, Eski Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ufuk SÖYLEMEZ, Başkent Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mehmet HABERAL ve Prof. Dr. Hasan EREN' in inisiyatifi ile başlayan ve basına açık yapılan Milli Egemenlik Hareketi (MEH) toplantıları olduğunu, çeşitli partilerden şahsiyetler, Üniversite öğretim üyeleri, Orgeneraller, kitle örgütleri yöneticilerinin katıldığını, bir eşgüdüm kurulu olduğunu, çalışmaların yasal olduğunu, Milli Güçlerin birleşmesinin, Türkiye 'yi bölmek isteyen A BD ve Haçlı irtica tarafından kaygıyla karşılandığını, beyan etmek suretiyle de Milli güçlerin tek merkezden ERGENEKON tarafından yönetildiği ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN HAKİM GÜÇ KONUMUNDA olduğu anlaşılmaktadır.

Tape No:3823, 05.02.2008 günü Bedri.... İsimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin, Cumartesi günü yapılıyor mu diye sorduğu, Bedri'nin "Bu CHP Valiliğe Çevresinde şey önerisi varmış yani bu Cumartesiye birşey yapalım da ama asıl ondan soma Anayasa Mahkemesine götürelim ve 16'sında Anayasa Mahkemesinde görüşülmeden önce ona destek amacı ile büyük eylem yapalım div^**ş©l^büyük bir talep var bu çok büyük birşey olabilir zaten yani çok önemli gelişmeh^pJabiîir" "" rfcraz soma toplantı oluyor

abi partilerde katılıyor" dediği, kendisinin de "Kim bizden katılıyor" dediği, Bedri'nin de "Hüseyin K.." dediği, ilerleyen görüşmede kendisinin "Baksana Ertuğrul ÖZKÖK bey bizim tarafa geçti" "Aydın DOĞAN'lar bizim tarafa geçti" dediği, Bedri'nin "Evet abi TÜSİAD abi TÜSİAD bu tarafa geçti yani" şeklindeki görüşmeden de ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hakim güç olma konumunda olduğunu ve bizim tarafa geçtiler ibaresinden de birçok gazetecinin kendi kontrollerinde kendi fikirlerine uygun hareket ettiklerini beyan ettikleri anlaşılmaktadır.

27.02.2008 günü, saat:21.07 de Süleyman isimli şahısla yaptığı telefon

görüşmesinde; kendisinin "...ben konuştum Akkayayla" dediği, Süleyman'ın "..Emin abiyi aldılar" "Şimdi Doğu abi biz bir şeyler düşündük" "Haftaya muhtemelen biz altı kişi size geleceğiz" "Altı özel kişi" " Ankara'dan Akkaya var" "Orhan abiyi düşünüyoruz Orhan abi gelecek" "Karabük'ten bir arkadaş var, Trabzon'da bir arkadaş var" "Biz size geleceğiz de işte onun haricinde bu şey var belki bilirsin Çağlayan mitingi" "Onda konumumuz ne olacak bizim" dediği, ilerleyen görüşmede, ....bakalım Emin Gürses için bir şey yapabilirsek yapacağız" dediği tespit edilmiştir.

Telefon görüşmesi sorulduğunda; Konuşmayı, Süleyman adında İstanbul da oturan, soyadını bilmediği bir gençle yaptığını, bu şahsın kendisini ziyaret etmek istediğini ve bir heyet halinde gelip partide kendisini ziyaret ettiklerini, bu olayın Ergenekon suçu ile hiçbir ilişkisinin olmadığını, Çağlayan mitingini bir grup kitle örgütünün düzenlediğini, bu mitinge katılmanın yararı olup olmadığınının kendisine sorulduğunu, kendisinin de katılmalarını teşvik ettiğini, beyan etmiş ise de; soylsmini bile bilmediği ve "ALTI ÖZEL KIŞI" TABİRİYLE konuşulup muhtemelen örgütsel konumda olan altı özel kişiden bahsettikleri ve bu altı özel kişinin tutuklu bulunan ERGENEKON terör örgütü üyesi Emin GÜRSES için bir şey yapılıp yapılmayacağını da örgütün lideri konumunda olan şüpheli Doğu PERİNÇEKTe konuşacakları anlaşılmaktadır.

Tape No:3851, 06.03.2008 tarihinde Yıldız A.... ile yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin "bizim bir Almanya ziyareti var Martın sonunda felan orda bir takım bulanıklıklar var o neticelensin o zaman şey yapalım" "ADD Bandırma çağırıyo Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nu .. geldiği zaman" dediği. Yıldız A...'in "Balıkesir merkezdeki ADD kongresi tamamlandı genel baş şube başkan yardımcısı bizim arkadaşımız yedi Delegenin altısı bizimle hareket ediyo Genel merkez delegesi" dediği, kendisinin "Şimdi biz ERGENEKON operasyonu ile ilgili basın toplantısı yaptık" "ilk basın toplantısı metni biraz ham sistematiği zayıftı şimdi daha düzeltilmiş son halini şimdi hemen size yolluyorum" "onu bir basın toplantısıyla yarın bi basın toplantısıyla Balıkesir'de açıklayın şeklindeki görüşmeye,

ERGENEKON la alakalı yaptığı faaliyetlere cevap vermek yerine parti üyeleriyle yaptığı legal görüşmelerin takip edildiğini idda etmekte olup görüşme içeriğinden parti üyelerinin çoğunun ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan doğrultusunda faaliyet göstermeye zorladığı ve ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) içinde örgütlenmeye gittikleri, bu konuda Veli KÜÇÜK'ten elde edilen ADD'nin ERGENEKON amaçlan doğrultusunda kullanılması hususunda alman karann çıkması da ERGENEKON terör örgütünün ADD dahil birçok sivil toplum kuruluşunu ele geçirip yönettiğini göstermektedir. Örgütün sızma stratejilerinin anlatıldığı Devletin Yeniden Yapılanması belgesinde sızılacak kuruluşlar arasında sivil toplum kuruluşlannında bulunduğu böylece ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN her yere sızma faaliyetlerinde çok ileri bir seviyeye geldiğini göstermektedir.

Yine ERGENEKON'la alakalı yaptıklan yayınlar ve görüşmelere Kendilerinin samimiyetlerini ve Ergenekon denen tertibin düzmec^s^nafy&lar üzerine kurulduğunu Ergenekon operasyonu diye başlayan operasyonun ■ Selli merkeMgrde belli merkezlerce



planlandığının görüldüğünü, Savcılıkların böyle planlar içinde bulunmasının düşünülemeyeceğini, öte yandan soruşturmanın Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef aldığını, bütün iddiaların getirilip orduya bağlandığını ve orduyu suçlu gösteren bir psikolojik savaş malzemesine dönüştürdüğünü, bunların çok tehlikeli ülkeye çok zarar verecek, çok tehlikeli uygulamalar olduğunu, operasyonun ABD tarafından desteklenmesinin, PKK ve DTP tarafından alkışlanmasının da herkes için uyarıcı olduğunu, kendisinin 4 kuşakla hapis yatmış bir insan olduğunu, dava adamı olduğunu, 68-78-88 ve 98 kuşağı ile fikirlerinden dolayı hapis yattığını, böyle şeylerden korkmadığını Fabrikatör belgesinde kendisine saldırıldığını, Fabrikatör belgesini Mehmet Eymür'ün yazdığı bir kitap olduğunu, Kendisinin CIA ajanı olduğunu,

Kızıl Elma sorulduğunda; bu konuda bir ülkücü, biri solcu genç, üstelik her ikisi de lider, kendi yönettikleri gençleri barış içinde bir araya getirerek, vatan savunmasında birleştiklerini,

Gizli Belgeler sorulduğunda; Sabancı suikastı ile ilgili MİT raporunu 1996 yılında kendisinin ifşa ettiğini, raporu nereden aldığını bilmediğini, arkadaşlarının getirdiğini, raporda yazılanları, 1997 yılında yayınlanan ve 7 ayrı baskısı yapan Çiller Özel Örgütü adlı kitabında yayınladığını, beyan etmiş ise de: MİT Müsteşarlığımın bu konuya verdiği cevabi yazıda "Sabancı suikastı ile ilgili raporun Mit'e ait olmadığı bu raporu yazan şahısların kurumla alakalarının olmadığı ve raporun şekil itibarıyla da kurumun yazdığı rapor ve yazışma ilkelerine uymadığı" belirtilmiş olup, buradan da şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ifşa ettiğini beyan ettiği MİT raporunun SABANCI suikastının gerçek amaç ve hedfierinden saptırılmak amacıyla bizzat Doğu PERİNÇEK tarafından tamamen sahte olarak tanzim edilip yayınlanması suretiyle dezenformasyon amaçlı hazırlandığı anlaşılmaktadır. Sabancı suikastı sanığı Mustafa DUYAR'm cezaevinde öldürülmesi akabinde öldüren şüphelilerin, dosyamıza gelen görüntü CD'sinde "devlet bize Mustafa Duyar'ı öldürttü Veli ağabeyyi arayın sorun, bizi Veli KÜÇÜK'e sorun" diye bağıran görüntüdeki Nuri ERGİN ve Vedat ERGİN'in savcılığımızda alman beyanlarında, "görüntülerdeki şahısların kendileri olduğu ve beyanların da kendilerine ait olduğunu ve görüntülerin montaj olmadığını" ifade etmişlerdir. Buradan da ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN bazı olayların faillerinin kamu oyunda yanlış algılanmasını temin etmek amacıyla sahte Mit raporu tanzim ettiği ve raporun bizzat ERGENEKON terör örgütünce FABRİKATÖR olarak tarif edilen şüpheli Doğu PERİNÇEK tarafından açıklanmak suretiyle dezenfermasyon yapılarak hedef saptırıp kamu oyunu yanlış yönlendirdikleri anlaşılmaktadır.

Ulusal Güçler Meclisi Sorulduğunda; Çeşitli ulusal güçleri biraraya getirmek amacıyla, 1997yılında önce, Mersin, Adana, Bursa, Zonguldak ve izmir'de örgütlendiğini, bu meclise işçi Partisi, CHP, Demokratik Sol Parti ve bazı sendikalar ve meslek odalarının katıldığını, 5 yerde oluştuğunu, 20 yerde planlandığını, ancak o sırada Atatürkçü Düşünce Derneğine yapılan bir operasyon sonucunda Suphi Gürsoytırak genel başkanlıktan uzaklaştırılınca Ulusal Güçler Meclisi çalışmasının sonuçsuz bırakıldığını, bu çalışma devam etse idi, Türkiye'yi bu durumlardan kurtaracak bir ulusal iktidar seçeneği oluşturulabileceğini, bunun suçla bir ilgisi olmadığı gibi her vatanseverin destekleyeceği bir program ve hareket olduğunu, Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi isimli belgeyi kendisinin yazmadığını, Kuvai Milliye denilen derneklerin, başı bozuk dernekler olduğunu beyan etmiş ise de, buradan da yarım kalmış Ulusal Güçler Meclisi parojesi yerine ERGENEKON terör örgütünün Milli Güçler, Ulusal Güç Birliği, Müdafai hukuk ve Kuvvai Milliye gibi oluşumların MİLLİ GÜÇ BİRLİĞİ çatısı altında birleştirilmesini öngören örgütsel içerikli dokümanlardan ERGENEKON terör örgütünün bu işi daha soma karara bağlayıp hayata geçirdiği kanaatine varılmıştır. j^'""^




Yüklə 3,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   538   539   540   541   542   543   544   545   ...   636




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin