Veli KÜÇÜK ve ekibinin Doğu PERİNÇEK'i rahatlıkla kullandığını, Doğu PERİNÇEK'in Hukuk profesörü olduğunu ve ailesinde siyasetçi, askerlerin bulunduğunu, babası Sadık PERİNÇEK 'in Adalet Partisi kurucularından olduğunu, görünenin aksine Doğu PERİNÇEK'in Türkiye nin içindeki Nato örgütünde askerlerin bir numaralı adamı olduğunu, Türkiye deki askerlerin içindeki Amerikancı kesimle beraber hareket ettiğine inandığını, bir dönem Doğu PERİNÇEK'inİsraille anlaştığı şeklinde haberlerin çıktığını, Doğu PERİNÇEK'in Amerikan düşmanı olmadığını, İsraile bölgesel hizmet ettiğine inandığını,
Kendisinin Doğu PERİNÇEK ile halen birlikte olduğunu, ancak hücre yapılanması olduğu için haber kaynaklarını bilemediğini, bu konuda tek yetkilinin Adnan AKFIRAT — Ferid İLSEVER olduğunu,
Bir dönem Aydınlık Dergisinin ingiltere muhabiri, Hasan YALÇIN'm danışmanı ve tercümanı Doğan DUYAR ile K.Irak'a gittiklerini, ancak Habur gümrükteki polis kontrolünde pasaportunda sorun çıktığını, bunun üzerine Silopi Tugay komutanı Tuğgeneral Nejat MÜLDÜRün bu konuyla bir fiil ilgilenerek yanına bir yüzbaşı verdiğini, daha sonra K. Irakta Komünist Parti başkanı ile görüştüklerini,
Susurluk olayından sonra, Radikal Gazetesinin, Veli KÜÇÜK hakkında "Nerede Faili Meçhul Orda Veli KÜÇÜK" diye manşet attığını, bunun üzerine Veli KÜÇÜK'ün Doğu PERİNÇEK gitsin Aydın DOĞAN ile görüşsün" dediğini. Doğu PERİNÇEK'in Aydın DOĞAN ile bu konuda görüştüğünü, Aydın DOĞAN'ınbundan sonra Milliyet Gazetesinde falan haber yapmamaya gayret edeceğini, Radikali de damadıyla görüşüp etkileyeceğini" anlatarak "Veli Paşaya söyleyin Hürriyet Gazetesi her ne kadar bende görünse de Hürriyet Gazetesi benim değil KOÇ' un dediğini,