Bir süre telefon dinlemeleri hakkında görüştükten sonra Mustafa'nın "Bunlar geçecek ya." dediği, kendisinin "Sen başkasın. Perinçek ile konuşuyordum. Mesaj başka şimdi." Diyerek bahsettiği konunun ne olduğu sorulduğunda; Burada Perinçek olarak bahsedilen kişinin Doğu PERİNÇEK olduğunu, Doğu PERİNÇEK ile yapılan operasyon hakkında görüşmelerinin olduğunu, Perinçek kendisine bu operasyonunun millicilere karşı yapılan bir operasyon olduğunu, özelleştirmeler, vakıf^teffln^ü, bor maddelerinin satılması,
■faf&ft:,
/ < .,
Türk ordusunun İran'a karşı kullanılması gibi başka bir şeyleri gizlemeyi amaçladığını söylemiş olduğunu, Kendisinin de bu beyanları Mustafa'ya aktarmış olduğunu,
Görüşmede Zekeriya ÖZTÜRK'ün çok sayıda kimliğinin olduğundan bahsettiği hatırlatılarak konuyla ilgili ifadesi sorulduğunda; Kendisi Zekeriya'nm farklı kimlikler taşıdığını onu iyi tanıyanların konuştunu, Bu konuyu bu görüşmelerden hatırladığını, Zekeriya hakkında şüpheli şahıstır ifadesini çok duyduğunu,
Görüşmede "Yalnız şeyi unutma eğer imkan varsa ADD BAŞKANI ŞENER ERUYGUR PAŞAYA HABER GÖNDERİN." "EMNİYET TEŞKİLATINDA ONLA İLGİLİ DOSYA HAZIRLANIYOR." "BUNU TELEFONDA SÖYLÜYORUM DUYSUNLAR DİYE." Dediği hatırlatılarak bu bilgiyi nereden elde ettiği sorulduğunda; Bu bilgisinin duyumlardan ibaret olduğunu, Herhangi bir kamu görevlisinden almadığını,
Görüşmede "...Yıllardır yani fikir öğrendiğimiz bir insan diyor ki, ya komutan artık emekli paşalar mı ... darbe yapıyor diyor yani herkes tiye alıyor artık yani şeyleri. " "Hocam asker yapmayacak. Asker mesela PERİNÇEK'TEN hep uzak durdu. KARDEŞİM PERİNÇEK GİBİ BU KONULARDA PROFESYONEL BİR ADAM BU İŞTE BU ÖRGÜTLENMEDE ... OY VERECEKSİN. Ben niye bu böyle adamları harcayayım. Ben işin içinde olmam ama bu işte önünü açarım. Öyle bir sürü örgütlenmeler var. Türkiye de silah üzerine o tür yemin edenler değil PERİNÇEK gibi Örgütlenmesi güçlü tavrı da sert." "Onların üzerine gelemiyorlar. PERİNÇEK dün meydan okudu. Dedi ki burda İstihbaratçılar var dedi. Onlardan rica ediyorum, bizden birini tutuklasınlar da göreyim dedi. Onlara zindan ederim İstanbul'u diyor, bak böyle konuşuyor. " diyerek neyi kast ettiği sorulduğunda; Beyanlannm Perinçek'in beyanlanndan ibaret olduğunu, Perinçek'ten bizzat duyduğu veya basından takip ettiği beyanlan Mustafa'ya aktarmış olduğunu,
Görüşmede "yıllardır fikir öğrendiğimiz bir insan" olarak bahsettiği kişinin kim olduğu sorulduğunda; Görüşmede bahsettiğim bir bilim olabilir dediği, Ancak şuan kim olabileceğini hatırlamadığını, Herhangi özel bir durumu söz konusu değildir dediği,
Yapılan teknik takip çalışmalarında yoğun bir şekilde "GLADYO"nun Türk Silahlı Kuvvetleri içersinden çıktığından ve Emniyet Teşkilatı içersine yerleştiğinden bahsettiği hatırlatılarak, neden bu şekilde bir itamda bulunduğu, "GLADYO" olarak neyi kast ettiği ve bu yapının Emniyet Teşkilatı içersinde yerleşmesi konusunda ifadesi sorulduğunda; Emniyet Teşkilatı'nm son zamanlarda çok geliştiğini bilmekte olduğunu, Bu nedenle dış güçlerin emri altında hareket eden bir oluşumun daha etkili faaliyet göstermek için Emniyet'in içersine geçtiği yönünde yorumlar yapmış olduğunu, Beyan ettiği gibi Gladyon'nun dış güçlerin emrinde hareket ettiğini düşündüğünü, Bunlann kendisinin yorumlannadn ibaret olduğunu, Böyle bir sızmayı önlemek için Emniyet Teşkilatını uyarmak amacıyla bu şekilde beyanlannm olduğunu, Trabzon olayında bu suçu Emniyet yüklemeye çalışmalan buna bir örnek olarak verilebilir dediği,
Yine yapılan çalışmalarda "ÇOREGANI" isimli bir şahıstan bahsettiği, Çöregani'nin Azerbaycan asıllı bir Iran'lı olduğundan ve Veli KÜÇÜK'le irtibatlığı olduğundan bahsettiği hatırlatılarak, "ÇÖREGANİ'NİN kim olduğu ve Veli KÜÇÜK ile irtibatı hakkında bilgisi sorulduğunda;
Çöreganinin İran Azerbayca'nmda yaşayan Azeri bir profesör olduğunu, Veli KÜÇÜKTe aralannm iyi olduğunu bildiğini, Ancak son zamanlarda şahsın CIA ile bağlantılı olduğunun bilindiğini, Şahsm İran Azerbayca'nmda bağımsız bir Azerbaycan devleti kurma faaliyeti içinde oldukları her yerde konuşulduğunu, Ayrıca şahsın Amerikan destekli olduğunun da söylentiler arasında olduğunu, Bunun da Azerbaycan'daki Azeri Türkleri için sıkıntı olacağını her yerde söylediğini, Veli KÜÇÜK'ün de Azerbaycan meselesiyle yakından ilgilendiği için Veli KÜÇÜK'le irtibat kurmuş olduğunu ancak son zamanlarda aralarının açık olduğunu herkes tarafından sorulmakta olduğunu,
29.01.2008 günü saat 09.50 sıralarında Devrim...? (SEVIMAY) isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra Görüşme yaptığı şahsın kim olduğu sorulduğunda; Görüşme yaptığı şahsın Milliyet gazetesinde görevli Devrim SEVİMAY olduğunu, görüşmede bir süre Zekeriya ÖZTÜRK hakkında bahsettikten sonra "...bu adam PERİNÇEK'LE ilgili bir ifadesi var onu okudum. Vatta bir kağıt verdiler bana okudum onu. Kağıt iki saat sonra silindi. Vatta neler diyor biliyor musun? TÜRKİYE'DEKİ BÜTÜN TERÖR EYLEMLERİNİN ARKASINDA PKK BAĞLANTILI DOĞUPERİNÇEK VAR DİYOR. BÖYLE İFADE VERİLİR Mİ? Emniyet bu Savcılık bu ifadeyi almış dosyaya koymuş şimdi." diyerek bahsettiği konun ne olduğu sorulduğunda;
Mehmet Zekeriya'nm Perinçek hakkında ifade verdiğini duyduğunu, Kendisinin Ulusal Kanalın Perinçek'e yakın bir kanal olduğunu bildiği için, Ulusal Kanalı aradığını ve ifadeyi Ulusal kanaldan kendisine göndermesini istediğini, İfadeyi aldığını ve okuduğunu, Mehmet Zekeriya'nm ifadesinde görüşmede de kendisinin bahsettiği gibi yapılan tüm eylemlerin Perinçek bağlantılı olduğu yönünde ifade vermiş olduğunu, Kendisi de bunun haksız bir şey olduğunu söyleyerek görüşmemde beyan etmiş olduğunu,
Konuyla ilgili okuduğu kağıt hakkında "İKİ SAAT SONRA SİLİNDİ." diyerek neyi kast ettiği sorulduğunda; Yazı faks olarak geldiği için bir süre sonra bu yazı silinmişti dediği, Kendisinin görüşmede bundan bahsettiğini,
Aynı görüşmede Devrim 'in "Mehmet AĞAR'ı bu işe nasıl sokuyorlar hangi dosya ile. " dediği, kendisinin "Şuanda borsadaki paralarla bağlantısı olduğu söyleniyor. Yani bu Sedat PEKER'in parası ÇAKICI'nın parası bunların paraları nerde?" "Biri idare ediyor. Mesela hatırla bundan bir süre önce bir başkomiserin hesabından 22 trilyon para çıktı." "Yani başkomiser hesabına 22 trilyonu koycak kadar aptal mı? Demek o kadar güvenli korkmuyor ki adam yani çok önemli birileri var arkamda diye düşünüyor. 22 Trilyon. Kapatıldı olay... " dediği, Devrim'in "Peki sen Mehmet AĞAR'A bunu söylediğinde ne tepki verdi?" diye sorduğu, kendisinin ise "Ben haber gönderdim direk söylemem." dediği hatırlatılarak, Çakıcı 'ya ve Sedat PEKER 'e ait olduğunu beyan ettiği para konusunun ne olduğu sorulduğunda;
Bunlarında yine çevreden ve medyadan edindiği duyumlardan ibaret olduğunu, Bu duyumlarında borsada çok miktarda para olduğu, bu parayı bazı şahısların kullandığı veya yönettiği konusunda söylemlerin olduğunu,Kendisinin de görüşmenin de bunlardan ibaret olduğunu,
Mehmet AĞAR'a söz konusu bilgileri neden kendisinin söylemediği ve Mehmet AGAR'ın konuyla irtibatı sorulduğunda; Kendisinin çevreden duyduğu haberleri Mehmet AĞAR'm yanındaki şahıslardan bir tanesi aracılığı ile Mehmet AĞAR'a ilettiğini, Onun da kendisine haberi olduğu yönünde tekrar bilgi gönderdiğini, Olayın bundan ibaret olduğunu,
Mehmet AGAR'la ülke konularında ve bazı siyasi konularda görüş alış verişlerinin olduğunu, İrtibatlarının bundan ibaret olduğunu,
Görüşmede Devrim 'in Doğu PERİNÇEK'in neden gözaltına alınmadığını sorması üzerine kendisinin neden "DOĞU PERİNÇEK'İ ALSINLAR KIYAMET KOPACAK. DOĞU PERİNÇEK AÇIKÇA PAZAR GÜNÜ MEYDAN OKUDU. BURDA KONFERANSI VARDI... Mutluyla ... olanları içeri alırlar diyor, içeri alanlar içeri aldıklarına pişman oluyorlar diyor. Sonra Mehmet EYMÜR örneğini veriyor." şeklinde beyanlarda bulunduğu sorulduğunda;
Kendisi görüşmede Doğu PERİNÇEK'in konuşmasını şahsa aktardığını, Perinçekin bu konferansında temiz bir insan olduğunu, herhangi bir sorunun olmadığını beyan ettiğini, bu beyanlarına istinaden kedisini alan adamların haksızlık yapacağını, bu nedenle kendisini alan adamların alnını karşılayacağı yönünde söylemlerde bulunmakta olduğunu,
22.01.2008 günü saat 23.08 sıralarında Bülent.? isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra;
Görüşmede "Perinçek aradı. " "Bu şerefsizler bi hesap yapıyolar diyo bi başka bişey yapacaklar bu dikkatleri o tarafa çekiyorlar diyo." "... madenler falan satılacak ya. Onun anlaşmasını yapacaklar herhalde." dediği diyerek bahsettiği olayın ne olduğu, Perinçek'in konuyla ilişkisi sorulduğunda;
Kendisi Perinçek'in buna benzer bir beyanatını yukarıda anlattığmı,Kendisi Perinçek yapılan operasyonun öne çıkartılarak, başka işlerin, mesela bazı kanunları, geçirileceğinden bahsettiğini, Beyanlarının bundan ibaret olduğunu,
27.01.2008 günü saat 23.17 sıralarında Bülent. ? isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra;
* Görüşmede "Perinçek'in bi toplantısı vardı Kadıköy'de" diyerek bir toplantıdan
bahsettiği, söz konusu toplantının ne olduğu, kimlerin katıldığı ve hangi konuların
görüşüldüğü sorulduğunda;
Söz konusu toplantının Uğur MUMCU'yu anma toplantısı olduğunu, Bu toplantıda iki tane resmi Polis Memuru bile olduğunu, Orada MİT ve istihbarat görevlilerinin de bulunduğunu, Konunun bunlardan ibaret olduğunu,
- Söz konusu toplantıda Perinçek'in kendisine "Sakarya bölgesinde operasyon yapabilirler." şeklindeki beyanlarıyla neyi kast ettiği sorulduğunda; Sakarya'da teröristlere yönelik düzenlenen bir operasyon olduğunu, Bu operasyonu Perinçek'in kendisine söylediğim, Bu operasyonun yapıldığını, Sakarya Emniyet'inden bu konunun araştınlabileceğini,
10.02.2008 günü saat 16.44'te Naznıi...? isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra;
* Görüşmede bir süre düzenlenen operasyonlar ve yakalanan şahıslarla ilgili
görüştükten ve yakalanan şahıslardan bazılarının çeşitli pis işlere bulaştıklarından
bahsettikten sonra; Nazmi'nin "Bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin menfaatine hareket
etmediler hocam kanaatimce, yani büyük konuşmuş olmayayım da." dediği, kendisinin ise
"BÜYÜK Bİ ÇOĞUNLUKLA, MESALA BU KEMAL'İN YAPTIĞI OPERASYONLAR,
BİR SONUÇ VERMEDİ YANİ. HEP TÜRKİYE'NİN ALEYHİNE SONUÇLANDI."
dediği hatırlatılarak, söz konusu operasyonların ne olduğu ve sözde operasyonların kimin
talimatıyla kimler tarafından gerçekleştirildiği sorulduğunda;
Burada Kemal'in yaptığı operasyonlar diyerek, Kemal KERİNÇSİZ'in çeşitli şahıslar hakkında açmış olduğu davalar sonrasında şahısların Batı'da reklam edilmesini sağladığını, Açılan davlardan sonrada yaşanan bu olayların Türkiye'nin dünyadaki imajını kötü etkilediğini, Açılan davaların Türkiye'ye herhangi bir katkısı olmadığını, Kemal'in üslubunu da tasvip etmediğini,
* Aynı görüşme içersinde kendisinin avukatı olduğundan bahsedilen Mehmet
TAŞDELEN hakkında bir süre görüştükleri, daha sonra Nazmi'nin "ŞEY DE
MEHMET'İN YANINDAYDI. DANIŞTAY SALDIRISINI YAPAN." dediği, kendisinin ise
"MEHMET'İN ADAMIYDI TABİ" dediği, hatırlatılarak, Danıştay saldırısını
gerçekleştirin Alpaslan ASLAN ve irtibatları hakkında bilgisi sorulduğunda;
Beyanlarının Avukatı Mehmet TAŞDELEN'in kendisine aktardığı konular olduğunu,Kendisi Alpaslan AS LAN'in avukatı Mehmet TAŞDELEN'in arkadaşı olduğunu kendinden duyduğunu, Görüşmede de bu konudan bahsettiğini,
13.02.2008 günü saat 11.56'da Mehmet TAŞDELEN isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesinde, Mehmet'in Hocam şimdi bff Alparslan'ın babası aradı. Dedi ki Mehmet Bey tutuklu sanıklardan birisi yeni ifade verecekmiş dedi. Dedim vatta haberim
yok. Şunu diyecekmiş; DANIŞTAY SALDIRISINDAN ÖNCE GASTECI ARAMIŞ SÖYLEMİŞ, TARAF GAZETESİNDEN. Danıştay saldırısından 20 gün önce Ataşehir'de toplantı yaptık, toplantı yapıldı. DANIŞTAY SALDIRISININ TALİMATINI VELİ KÜÇÜK VERDİ." dediği hatırlatılarak, DANIŞTAY SALDIRISI SANIKLARININ verecekleri ifadelerle neden ilgilendikleri sorulduğunda; Avukatı Mehmet TAŞDELEN Danıştay dosayı davasında da avukatlık yapmakta olduğunu, Gündemde olan bu konuyla ilgili yaşamış olduğu bu olayı kendisiyle paylaştığını,
17.02.2008 günü saat 23.53 sıralarında Hande EROL isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra;
* Görüşmede Hande'nin "Daha sakin anladım mı daha sakin." "KAPATMA
ADAMI ÖYLE. O KADAR ŞEY SORAR ADAM. SORARSA İSTİHBARATÇI MISINIZ
DİYE. YA BİR DAHA ÖRGÜT ADI GEÇİRMEDEN KONUŞ YA." dediği hatırlatılarak,
Hande EROL'un hangi konudan bahsettiği ve neden örgüt adının geçmemesini istediği
sorulduğunda
Handenin burada kendisini dostça uyarmak amacıyla böyle bir görüşme yaptığını, Handenin görüşmede konuşurken bahsettiği örgütlerin kendisine zarar verebileceği düşüncesiyle kendisini uyarma ihtiyacı hissettiğini,
18.02.2008 günü saat 00.23 sıralarında Hande EROL'un telefonuna göndermiş olduğu mesajlar yüzüne karşı okundukta sonra; "Ya sen ne yapiyorsun yasakliyorum tw programlarina cikmana. Millet cik konuş istiyo, guwenligini benden başka dusunen yok. SÖYLEDİKLERİNİN YÜZDE SEKSENİ GİZLİ BİLGİ. GENEL BİLGİ WER LÜTFEN " dediği hatırlatılarak, Hande'nin neden bu şekilde beyanlarda bulunduğu sorulduğunda; Handenin kendisinin öğrencisi olduğunu ve kendisini sevdiğini, Beyanlarının ileride kendisi için sıkıntı olmaması açısından kendisini uyarmak istediğini,
18.02.2008 günü saat 02.42'de Hande EROL isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra;
* TV programındaki beyanları hakkında bir süre görüştükten sonra kendisinin
"TEŞKİLATTAN ARADILAR. DEDİLER Kİ; İRAN MESELESİNİ DE KONUŞ. ARADA ONU
DA SIKIŞTIRDIM." dediği, Hande'nin ise "Onlar zaten her şeyi söyletiyor. Güvenliğe
gelince sağlamıyorlar... " dediği hatırlatılarak, "TEŞKİLAT" olarak bahsettiği konunun ne
olduğu sorulduğunda; Bir istihbarat birimde görevli arkadaşının kendisini program esnasında
aradığını, İran'a gittiklerini söylediğini, İran'da kadınların Türkiye'de başörtüsü
konuşulduğunu duyduklarını, Türk kadınlarının başörtüsünün üzerine bu kadar gitmemelerini
söylediklerini, Humeyni'den sonra kendilerinin çok perişan olduğunu söylediklerini kendisine
aktardığını ve konuşmasında örnek olarak göstermesini istediğini, Kendiside bunu programda
anlattığını konunun bundan ibaret olduğunu,
- Aynı bölümde Hande'nin kendisinin güvenliğinin sağlanması konusunda neden endişe duyduğu ve bu şekilde beyanlarda bulunduğu sorulduğunda; Kendisinin bütün öğrencilerinin kendisinin devletle yakın olduğunu düşünüp sorduklarım ve söylediklerini,
18.02.2008 günü saat 12.21 sıralarında Erman DUR adına kayıtlı telefondan Mustafa... ? isimli şahısla yapmış olduğu görüşme yüzüne karşı okunduktan sonra;
* Bir süre düzenlenen operasyonlar hakkında görüştükten sonra, Mustafa'nın
"YALNIZ YENİ BİR OLUŞUMDA BUNLAR. Bunu yapanlar hakikaten ağır ödemeli yani ve
öder de. Yani çok acı ve BUNDAN SONRA DA BELKİ DE DÜNYANIN EN DERİN
DEVLETİ TÜRKİYE'DE OLABİLİR HA. " dediği, kendisinin "YANİ OLURSA TEK BİR
DERİN DEVLET OLACAK HERHALDE YANİ BU KADAR." dediği hatırlatılarak, bu şekilde beyanlarda bulunmalarındaki amaçlarının ne olduğu sorulduğunda;
Kendisinin Türkiye'de derin bir devlet olduğunu bildiğini. Ancak bu derin devletin milletin derin devleti olmadığını bildiğini, Burada yeniden bir oluşumla derin devletin kurulmasını milletin derin devleti olması konusunda istemekte olduğunu, Başkaca bir niyetinin olmadığını,
20.02.2008 günü saat 15.41'de Vedat YERENER ile yaptığı telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra;
* Görüşmede bahsettiği ödülün ne olduğu, kendisinin ödül verip vermeyeceği sorusu
üzerine Vedat'ın neden "Maddi yetersizliklerden dolayı. TERÖR LİSTESİNE GİRERLER
BAŞLARINA SIKINTI GELİR DİYE DE. O KONUDA BİRAZ RAHATSIZ OLDUM
VERMEDİM." Şeklinde beyanlarda bulunduğu sorulduğunda; Vedat'ın her sene Kuvayı
Milliye ödülü vermekte olduğunu, Bu sene vermediğini, Kendisinin de sebebini sorduğunu,
Ancak ne dediğini ve görüşmenin içeriğini tam olarak hatırlayamadığını,
Görüşmede "Mesela Mehmet AGAR'ın hakkında dosya hazırlıyorlar." "Mehmet AĞAR'a ben 10 gün evvelden haber verdim. Mehmet AĞAR restini çekti ki buyursunlar dedi. Sonuna kadar varım dedi..." diyerek bahsettiği konunun ne olduğu sorulduğunda; Yukarıda da beyan ettiği gibi Mehmet AGAR'la bir çok konuda fikir alışverişinde bulunduklarını, Yaşanan olaylarla ilgili olarak da Mehmet AĞAR hakkında duyduğu konulan kedisine yanındaki bir kişi aracılığı ile ilettiğini ,Hatta Mehmet AĞAR'm TV'de bu konuyla ilgili açıklama yaptığını, Kendisinin de o açıklamaya atfen bu şekilde beyanlarda bulunduğunu,
22.02.2008 günü saat 00.51'de Bülent...? isimli şahısla yapmış olduğu görüşme yüzüne karşı okunduktan sonra;
* Görüşmede Bülent'in Veli KÜÇÜK'ün on numaralı adam olduğundan bahsettiği,
bir numaranın Şener ERUYGUR olduğunu, listede Abdullah ÖCALAN'm da
bulunduğunu, Mehmet AĞAR'm da listede üç veya dördüncü şahıs olduğunu, "... yalnız
bunları topyekün çıkartsınlar Doğu PERİNÇEK'in anasını ağlatacaklar." Şeklinde
beyanlarda bulunduğu hatırlatılarak, Bülent'in bu bilgileri nereden temin ettiği, neden
kendisine bildirdiği, ismi geçen şahısların operasyon kapsamında irtibattan hakkında bilgisi
sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin Bülent AKKAR olduğunu, Şahsm Sakarya Otobüs
terminalinde büfesi olduğunu, Öğrenci olan çocuğuna burs bağladığı bir kişi olduğunu,
Şahısla bu şekilde tanıştığını, Şahsın bu bilgileri Mehmet AGAR'ın yanındaki, hatırladığı
kadanyla Mustafa...? İsimli şahıstan almış olabileceğini, Ancak bu bilgileri nereden aldığını
bilmediğini, Bülent'in Doğu PERİNÇEK'i seven bir adam olduğunu, Ergenekon'la ilgili
bütün suçların Doğu PERİNÇEK'e yüklenebileceği, bu şekilde Doğu PERİNÇEK'e
zarar verilebileceği düşüncesiyle bu şekilde beyanlarda bulunmakta olduğunu,
Görüşmede geçen X Şahsın Veli KÜÇÜK ve diğer şahısların yakalanması sebep olarak gösterdiği, "Enver ALT AYLI" konusunun ne olduğu sorulduğunda; Enver ALTAYLI'nın MİT'çi olduğu söylenen bir şahıs olduğunu, Bu şahsın Kafkasya ve Orta Asya'daki operasyonlarda bulunduğunu TV programında kendi ağzından duyduğunu, Şahsm uzun zamandır ortada olmadığım, Birden ortaya çıkmasıyla bu olaylann başlaması arasında bir irtibat olabileceğini düşündüğünü.
15.02.2008 günü saat 10.50 sıralarında Hüseyin...? isimli şahısla yapmış olduğu görüşme yüzüne karşı okunduktan sonra;
* Görüşmede bir konuyla ilgili Servet...? isimli^aiısın.bastırdığından, ancak karan
Tayip Beyin verdiğinden, aynca Tayip Beyin ' kontenjanından faydalanılacağından
1305
f/S^5^
bahsedildiği hatırlatılarak konunun ne olduğu sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin Hüseyin BUYURUCU olduğunu, Akrabası olduğunu, Bu görüşmenin aile içi bir görüşme olduğunu, Başkaca herhangi bir anlamı olmadığını,
22.01.2008 günü saat 21.43'te Nejat ESLEN adına kayıtlı telefondan X Şahısla yapmış olduğu görüşme yüzüne karşı okunduktan sonra;
* Görüşmede fazla yorum yapmamasını, aksi takdirde kendisinin de alınacağını söyleyerek şaka yaptığını beyan ettiği savcının kim olduğu sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin Emekli Tuğgeneral Nejat ESLEN olduğunu, Kendisini arayan bir çok savcı bulunduğunu, Bunlardan bir tanesinin kendisine şaka mahiyetli takıldığını, Kendisinin de görüşmede bundan bahsettiğini,
29.01.2008 günü saat 19.01 sıralarında Metin KÜLÜNK isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra; Görüşmede "BENİ DUN ARADI BI EMMİNYET MÜDÜRÜ. BUGÜN 6-7 KİŞİ ARADI SEN HALA DIŞARDA MISIN DİYE. EMNİYET MÜDÜRÜ ARIYO BENİ. DEDİMKİ SAYIN MÜDÜRÜM, SEN KİMDEN TALİMAT ALIYOSAN, SEN ONA SÖYLE BEN BURDAYIM KAÇTIĞIM BİYER YOK. GELSİN SAVCI MAVCI. AMA BU İŞLERİN ZAMANI GELİRSE DÖNERSE SONRA ÜZÜLMEYİN DEDİM ONA BEN. EMNİYET MÜDÜRÜNE BENİ ARATTIRIYOLAR ZA VALLI ADAM. " dediği hatırlatıldıktan sonra, kendisini arayan Emniyet Müdürü olarak bahsettiği şahsın kim olduğu sorulduğunda; Kendisini arayan birçok Emniyet Müdürü olduğunu, Bahsi geçen kişinin de bu şekilde kendisini iyi niyetli olarak uyaran bir kişi olduğunu, Ancak kim olduğunu şuan hatırlamadığını,
- Aynı kısım içersinde "AMA BU İŞLERİN ZAMANI GELİRSE DÖNERSE SONRA ÜZÜLMEYİN DEDİM ONA BEN." şeklinde beyanlarda bulunarak neyi kast ettiği sorulduğunda; Kendisinin bu operasyonların yapılmasında dış güçlerin etkisinin olduğunu düşündüğünü, Bu nedenle bu operasyonun tekrar dönüşünün olacağı ve Türkiye'ye zarar vereceği yönündeki düşüncelerini aktardığını,
16.02.2008 günü saat 11.02'de Cevdet ERALP adına kayıtlı telefondan X Şahısla yapmış olduğu görüşme yüzüne karşı okunduktan sonra; Görüşme yaptığı şahsın kim olduğu sorulduğunda X Şahsın işgal sonrası Ortadoğu ile ilgili olarak düzenlenecek olan bir sempozyumdan bahsettiği, kendisinin ise "VALLA NE GÜZEL OLURDU YA. BEN, BANA ŞUBAT VE MARTTA SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI VAR." "Bizimkiler sızmalar var dediler. israilliler ortalarda dolaşıyor." dediği hatırlatılarak, neden bu şekilde beyanlarda bulunduğu sorulduğunda; ;
Cevdet ERALP isimli şahsı hatırlayamadığmı,Bu görüşmeyi yaptığı şahsın Eralp ALIŞIK isimli şahıs olduğunu, Eralp ALIŞIK'm bir dönem Londra Üniversitesinde akademisyen olarak çalıştığını, Kendisimde orada tanıdığını, Daha sonra Türkiye ye döndüğünü, Kerkük ve Kafkasya ile ilgili toplantılara katıldığını Kendisininde ortadoğuyla ilgili bir semposzuma katılmasını söylediğini, kendisinin derslerinin yoğun olduğu ve işini engellediği için, bahane olarak, sokağa çıkma yasağının olduğunu söyleyip güvenlik sorunu olduğunu anlattığını, Buda sempozyuma gitmemek için uydurduğu bir bahane olduğunu,
11.01.2008 günü saat 21.51 'de Ümit SAYIN ile yapmış olduğu görüşme yüzüne karşı okunduktan sonra, görüşmeyle ilgili ifadesi sorulduğunda; Ümit SAYINT bir televizyon programı dolayısıyla aradığını,
Internet ortamında yapılan araştırmada Hülya OKUR isimli bir kişiyle röportaj yaptığınız, bu röportajda ihtilalci olduğunuzu, imkanınız olsa ihtilal yapacağınızı söylediğiniz görülmüştür. Aynı röportaj içersinde "YOK PKK'lıya burs verir. Ahlaksızı korur. Benim kuvvetim olsa ihtilal yaparım." Başlığı altında sizin bunları mahkemeye verdiğinizi, savcının bu davayı YÖK'e gönderdiğini, idari dava olduğunun iddia edildiğini, ama ihtilal
yaptığınızın ilk günü o savcının ipe gidecek adamlardan birisi olduğunu söylediğiniz görülmüştür. Bu röportajı hatırlayıp hatırlamadığı ve röportajın içersindeki konularla ilgili ifadesi sorulduğunda;
YÖK'ün PKK'lıya burs vermiş olduğunu, ancak işlem yapılmadığını, kendisine hakaret ve saldın olduğu halde Savcının bunu memurla memur arasındaki ilişkidir buna YÖK karar verir diyerek YÖK'e gönderdiğini, Savcının ipe gitmesi konusunu, savcının sorgulanmasını kast ettiğini,,
İhtilalcilik meselesine gelince İhtilal; olumlu yönde sosyal bir değişimdir . Bu anlamda bütün Atatürkçüler ihtilalcidir. Bunun darbeyle bir ilişkisi yoktur. Darbeler Türkiye'nin anasını ağlatmıştır dediği,
Yapılan aramalarda elde edilen tabancayı ne zaman, nereden ve kimden aldığı sorulduğunda; Bunun kendisinin yaklaşık 2 yıldır ruhsatlı silahı olduğunu, İstanbul Emniyeti terörle mücadele konusunda koruma karan çıkarttığı için bu silahı aldığını, Adına taşıma ruhsatlı olduğunu,
Yapılan aramalarda elde edilen mail çıktısı yüzüne karşı okuduktan sonra ifadesi sorulduğunda; Kardeşi Mustafa'nın vefat etmesi sonrasında cenaze törenine katılan şahısların isim listesinin Zümrüt Rize Gazetesi tarafından kendisine maille bildirildiğini, Sedat PEKER'in cenaze törenine katılmadığını, Ancak Veli KÜÇÜK ve Sevgi ERENEROL cenaze törenine katılmış olduklarını beyan etmiştir.
b) Şüpheli savcılık ifadesinde
Emniyette ifadesini kabul ettiğini, Sakarya Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Bölümünde Profesör olarak ders verdiğini, Şüphelilerden VELİ KÜÇÜK' ü 3-4 yıldır tanıdığını, Milli Şehit Kaymakam KEMAL Beyi anmak için yapılan törenlerde tanıştığını. MUZAFFER TEKİN ' in kendisini aramasından sonra tanıştıklannı, Muzaffer TEKİN hakkında olumlu bir kanaat sahibi olduğunu, SEVGİ ERENEROL Vatansever bir kız olarak tanıdığını, şahsın kilisenin bahçesinde verdiği kokteyllere katıldığını, ÜMİT SAYIN ' ile ulusal kanalda bir programda tanıştığını, MEHMET AGAR'm kendisini zaman zaman telefonla ardığını, bir şeyleri kendisine danıştığını, MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ile samimiyetinin olmadığını kendisini telefon ile aradığını, KEMAL KERİNÇSİZ ile de Milli Şehit Kaymakam KEMAL Beyi anma törenlerinde tanıştığını, Kemal'in Yeniçağ Tv. ' de programına gittiğini OKTAY YILDIRIM ' ı uzaktan bir iki kez gördüğünü, TANER ÜNAL, AHMET CİNALİ isimli şahıslan tanımadığını, MUZAFFER Yüzbaşıyı temiz bir adam olarak bildiği için MUZAFFER çıkacak diye söylediğini, Ankara ' da bir askeri yetkili ile görüşürken (SARM' den olabilir.) "Şemdinli meselesini çözdünüz, buna sıra ne zaman gelecek" " dediki sıra ona geldi şimdi dediler" şeklindeki görüşmede askeri şahsa Şemdinli dosyasında savcının suçlu çıktığım, samklann serbest kaldığını, MUZAFFER' in de suçsuz olduğunu düşündüğü için bu şekilde sitem ettiğini,
Ümit SAYIN'm kendisini bir sefer aradığını, Kendisinin ise onu aramadığını, ÜMİT SAYIN ile olan 11.01.2008 tarihli olan görüşmesinin; konunun FATİH ALT AYLI' nm Teketek programına daveti ile ilgili olduğunu, O görüşmede geçen "Muzaffer Yüzbaşı niye içerde, Ergün Poyraz niye içerde, bunlar hep yıldırmak için" şeklindeki sözü mutlaka bana sormuşturda söylemişimdir dediği,
22.01.2008 tarihli görüşmede EROL MÜTERCİMLER, VELİ KÜÇÜK' ün gözaltına
alınmasını kendisine sorduğunu, Akabindeki görüşmede kendisinin bilgi almak için YAKAN
CUMALIOGLU isimli Kıbns Türk Konfederasyonlan Başkanı' nm sekreteri ile bu konuyu
görüştüğünü, ,-'K.
22.01.2008 tarihli (saat 11:48) tape ile ilgili olarak; kendisinin orada MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı NAZMİ ÇELENK isimli şahıs ile yaptığını, Orada SEVGİ' nin resmi toplantılar yaptıklarını söylüyorum dediğini, İran işi ile ilgili dediği kısım da VELİ KÜÇÜK' ün İran' m Azerbaycan bölgesindeki ÇÖREGANİ denilen şahıs ile bir faaliyetleri olduğunu, Bu faaliyetlerinin amacı İran Azerbaycanmın tam bağımsızlığı ve İran' dan ayrılmasına yönelik bir çabasının olduğunu, VELİ KÜÇÜK' de bu şahıslarla çok sık görüştüğünü bildiğini,
SEVGİ EREEROL' u Milli Şehit Kaymakam Kemal Beyi anma toplantısından beri tanıdığını, kaç yıldır tanıdığını bilmiyorum dediği,
Aynı tarihli (saat 11.52) ... Numaralı tapeyle alakalı olarak; ben VELİ Paşayı cepten aradım, ancak kendisinin çıkmadığını söylediğini, çünkü VELİ Paşa'nm kendisini aradığını, numarayı kendisinin aradığı numarayı kaydettiğini, bir süre sonra aradığında ise aynı numaranın cevap vermediğini, kendisinin SÜREKLİ NUMARA DEĞİŞTİRDİĞİNİ, kendisinin bu görüşmede VELİ KÜÇÜK' e kefil değilim, ama SEVGİ' ye kefilim derken, VELİ KÜÇÜK' ü iyi tanımadığı için söylediğini, görüşmede geçen "VELİ paşanın büyük işlerle uğraştığı, büyük para işlerinden kasıt VELİ KÜÇÜK' ün burada değişik şekillerde para toplayıp, Azerbaycan ordusunun toparlanması için oraya gönderdiği, orada orduyu toparlamak için para topladığı, aynı görüşmedeki "yaa bizimkilerden bile rüşvet istemişler, armatörlerden, yaa Veli Paşa bu işin içindeydi, tabi 7 milyon $ istediler. Gitti, Veli Paşa ile konuşayım dedimki Genel Kurmay Başkanmamı ( Kıvnkoğlu) söyleyeyim. Yoksa sizmi halledersiniz dediğini bir hafta içinde işi çözdüğünü, Berber YAŞAR'm bunlarla beraber çalıştıklarım" " şeklindeki konuşmada doğru olduğunu, Bu konuşmada benim tersanecilik yapan yeğenlerim var. Bunlardan SAMİ HOŞTAN ve Berber YAŞAR denilen şahsın Kilis' li bir iş adamı adına bu parayı istediklerini duyduğunu, kendisinin bunu Veli Paşaya söyleyince birden sinirlendiğini ve bir daha adamları yeğenlerimi aramamış dediğini,
22.01.2008 tarihli (saat 11:55) görüşme, kendisinin bunlar gizli toplanıyorlar, gizli toplantılarında bile görmedim GÜLER KÖMÜRCÜ' yü, demekki bunun haricinde benim gitmediğim ayrı bir iş çeviriyorlar dediği
22.01.2008 tarihli (saat 12:46) görüşme, kendisinin orada MİT' in Çerkezleştirimesi ile alakalı olarak söylediklerinin doğru olduğunu, ÇÖRAGANİ ile alakalı söylediklerinin doğru olduğunu, VELİ Paşa' mn Ukrayna ve Romanya' da da başka işlere girdiği söyleniyordu dediğini.
22.01.2008 (saat 14:40 ) tarihli DEVRİM SEVİMAY ile yaptığı görüşmede Kuvva-i Milliyenin iki örgütünün CİA ile alakalı olduğunu söylediğini, bunlardan biri TANER ÜNAL biri de FİKRİ KARADAG'dır dediğini. Bunu kendi etrafımdaki adamlann konuşmalarından duyduğunu, Kendisinin bunları MUZAFFER TEKİN ile yanyana hiç görmedim dediğini, O görüşmede "savcı ile konuştum, Muzaffer yüzbaşının dosyasına baktım, içeride bir gün durması mümkün değil, Tayyip Erdoğan için yuhudidir diye kitap yazan, belgeleri veren, jandarmanın üst kademesinden birileri, korumadılar onu başka, arkasıda gelebilir bunun, belki işlerine gelmeyen bazı siyasilerde gidebilir, Veli paşanın rahiplerle, mahiplerle işi yok, büyük adam, büyük işlerle uğraşıyor, İran' da bir operasyon yapıyorlar, kimseyi koruduğum yok, Veli Paşa para, büyük paralarla uğraşıyorlar, benim öyle param olsa kendime ev alırdım, evlenirdim ama" şeklinde kendisinin konuştuğunu,
22.01.2008 tarihli (saat 17:25) görüşmede " sana bilgi vereyim, asker araya... olaylar... iki tane astsubayı aldıkya, onları çıkardık şimdi sıra Muzaffer' de, Muzaffer' i çıkarma kararı almıştık. Onun üzerine baskı yapıyorduk, bu işler patladı. Yani Muzaffer' i içerden çıkartacaktık... " şeklindeki görüşme Şemdinli' de yargılanan astsubaylar temiz çıktı,
Dostları ilə paylaş: |