Düz mani, ayaklı (cinaslı, kesik) mani gibi iki türleri vardır.
Doğu Anadolu'da mani yerine bayatı sözü de kullanılmaktadır.
Divan edebiyatındaki tuyug ve rubaî’ye benzer.
MANİ
Yüzümde çifte benler Hayran oldu görenler Bilmem nasıl vazgeçe Sana gönül verenler
A benim bahtiyarım Gönülde tahtı yârim Yüzünde göz izi var Sana kim baktı yârim
TÜRKÜ
Kendine özgü bir ezgiyle söylenir.
8’li ve 11’li hece kalıbıyla söylenir.
Bent ve kavuştak olmak üzere iki bölümden oluşur: Türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölüm bent; her bendin sonunda tekrarlanan nakarat bölümlerine de kavuştak denir.
Bentler ve kavuştaklar kendi aralarında kafiyelidir.
Özel durumlarda ya da ezginin, sözlerin çeşitlemesine göre ninni, ağıt, deyiş, hava adları da kullanılmaktadır.
Çağdan çağa ve yöreden yöreye içerik ve şekil olarak değişiklikler gösterebilir.
Aşk, doğa, güzellik, gurbet, hasret, kahramanlık vb. sosyal konular işlenir.
Türküler aynı zamanda aşık edebiyatı nazım şeklidir. Yani söyleyeni belli türküler de bir nazım biçimidir.
Türküler ezgilerine göre divan, usulsüz, bozlak, koşma, hoyrat, kayabaşı, Çukurova gibi çeşitlere ayrılır.
ACEM KIZI Kırşehir-Çekiç Ali-Osman Özdenkçi
Çırpınıp da şan ovaya çıkınca Eğlen şan ovada gal acem gızı. Uğrun gaş altından bakınca Can telef ediyor gül acem gızı. Seni seven oğlan neylesin malı, Yumdukça gözünden döker mercanı. Burun fındık ağzı gahve fincanı, Şeker mi, şerbet mi bal acem gızı.