*26.04.2011 tarihinde yazılı başvuruda bulunan; Siirt E Tipi hapishanende bulunan tutuklu ve hükümlü Doğan EREN, Fesih KAYA, Mesut KATLAN, Mikail SEVİŞ, Kasım ÖZDEMİR, Yavuz SARAR, Hüseyin İLHAN, Suat ÇİÇEC, İbrahim VATANSEVER, Hasan TONĞ, Nezir ÜREK, Salihh EKİNCİ, Sadık KAYHAN, Mustafa DÜNDAR, Lıkman KARAŞİ, Mehmet AY; savaştan yorulan kürt halkı barış için yıllardır alanlarda haykırmakta. Bizlerde bu sürece sessiz kalmamak için 2 günlük açlık grevi gerçekleştirdik. Taleplerimiz;1- Devletin, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah ÖCALAN’la yapmış olduğu görüşmelerin nitelikli müzakereye dönüştürülmesi. Kürt sorunun çözümündeki tarihsel rölünü oynaması için şartların düzeltilmesi.2- kalıcı barışın samimi ifadesi olarak askeri ve siyasi operasyonları n derhal durdurulması.3-Hapishanendeki ağır hastalar ve çocuklar başta olmak üzere tutuklanan legal siyasetçiler bir an önce bırakılsın.4- Kürt dili ve kültürü üzerindeki bakılar kaldırılsın. Anadilimiz ve kültürümüze yönelik irkçı-inkarcı – asimilasyoncu uygulamalar son bulsun ve anadilimiz eğitim dili olsun. 5- Yüzde on seçim barajı kaldırılsın.Bu taleplerimiz içeren mektupları içişleri Bakanlığı, Cumhurbaşbakanlığı, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığına da sunduk..(İHD GM)
*13.07.2011 tarihinde yazılı başvuruda bulunan; Muş E Tipi KAPALI Hapishanende bulanan Cumhur KORKMAZ “10.12.2010 tarihinde bir grup arkadaşımızla arabada seyir halinde Hakkari’nin Yüksekova ilçesindeki Jandarma ekipleri tarafından durdurulup gözaltına alınmak istendik. Hiçbir gerekçe öne sürülmeden yere yatırılıp hırpalandık. Bu esnada yanımızda bulunan SEDAT KARADAĞ adındaki arkadaşımız bizden uzaklaştırılarak gözlerimizden önünde kafasından vuruldu. Bunun hedef seçilerek, bilinçli bir şekilde yapıldığını düşünüyoruz. Ve arkadaşımız ağır yaralandı. Sonuç olarak Sedat KARADAĞ görme yetisini büyük oranda kaybediyor. Tedavisi VAN F TİPİ Hapishane İdaresi izin vermediği içintedavisi engellenmektedir. Görme yetisini kaybedebilir.”(İHD GM)
*20.06.2011 tarihinde yazılı başvuruda bulunan; Silifke M Tipi Hapishanende buluna; İdrisBAŞARAN, Vesfi HOŞTAŞ, Lokman LAÇİN, Hadi ELÇİÇEK, Cengiz ENSEN, Yıldırım DEMİR, A.Aziz ÖZDEMİR, Ahmet BAĞIŞ, Ahmet ÖZGÜR, Suphi AYHAN, İmat Mhammed ALİ, Yunus ŞİMİR, Fırat ADIGÜZEL, Mahir DOĞAN, İsa AYKAL, Serkan BADAY, Seyithan BADAY, Emrullah TURAN, Tolga SEMİZ, Sadullah COŞKUN, Lokman BAŞARAN, Nüsrettin SÜER, Mesut KUTLUK, Bedi AKSÖZ, Ramazan AKSU, M.Faruk ATHAN, Murat DOĞAN, Hüseyin EŞLİK, Mahmut BAKRAK, Abdullah AŞİR, Ferhat ÇEÇEN, Cemil İVRENDİ, Emrah TOPALOĞLU, Hamdullah ÖZEN, Fevzi ESEN, İsmail İLHANLI, M.Emin İMRET, Yasin AKA, Ayaz ÇETE, Ali ŞEN, A.Baki ARSLAN, Yahya GENÇEÇ, Suat KARAGÖZ, Mustafa AKIN Seyfettin DEMİR, Sülayman YILDIZ, Maşallah SARI, Şemsettin KAYAN, Kadri AKDEMİR, Orhan ALÇİÇEK, Mehmet ARBUS, Adnan ÖZBEY, Kadri SÖNMEZ, Ali KILIÇ; onlarca anti demokratik ve hak ihlalleri yetmezmiş gibi kapasitenin iki katından fazla insanın balık istifi şeklinde yerleştirilmesi, yerde yatacak yer dahi yok durumda aşırı kalabalık ve sıcaklarla birlikte bulaşıcı hastalıklar aylarca devam ediyor. Banyo, tuvalet, traş ve çamaşır yıkama temizliği vb. temel insani ihtiyaçlarını gidermek başlı başına bir sorun. Yer bulamamdan dolayı kimi arkadaşlar dini ibadetlerini yerine getiremiyor. Böyle fiilen ikinci defa cezalandırılıyoruz. (İHD GM)
*23.06.2011 tarihinde yazılı başvuruda bulunan; Kürkçüler F Tipi Kapalı Hapishanende bulunan; İsmail KIRMIZIDAL, Erol DEMİRHAN, Enver YILDIRIM; Gelişen toplumsal barışa katkı sunmak amacıyla kurulara yolladığımız mektuplara keyfi olarak el konulmaktadır. Dışarıdaki yaşamla bağımız kopartılması demek tecrit içinde tecridin yaşatılmasıdır.”(İHD GM)
*11.08.2011 tarihinde yazılı başvuruda bulunan; Hacılar F Tipi Hapishanende bulunan Cengiz ÇAKIR A.İ.H.M mahkemesine başvurduğumdan bu yana bulunduğum hapishanen de Askeri İstihbaratın yönlendirmesiyle sürekli psikolojik baskı ve işkence ve hakaretlere mazuz kalıyorum.asılsız iftira ve tutanaklaralar olaylar örtpas edilmek isteniyor.(İHD GM)
*Sincan F Tipi Hapishanenden Kırıkkale F Tipi Hapishanene sevk edilen Ahmet Arslan, Aslan Kahraman, Mesut Bulut, Hikmet Ürper, A.rahman Karaoğlan, Murat Kapan, Feyyaz Çelebi, Ferhat Kanat, Yılmaz Gümüş, Zübeyir Erşari, Ahmet Arslan, Mehmet Karaman ve Hüseyin Kaya siyasi mahpuslar olmalarına rağmen diğer siyasi mahpusların olduğu bloklarda değil adli mahpuslarla aynı bloklarda tutulmaktadırlar. Mahpuslar özellikle orada tutulduklarını, yasal tüm taleplerinin idare tarafından geç yerine getirildiğini ya da getirilmediğini ifade etmişlerdir.Söz konusu işkence vakasının ardından hapishanende bulunan tutuklu ve hükümlülerin İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi, Prof. Yakın Ertürk, Tuhad-fed Ankara Temsilciliği, Özgür Gündem Gazetesi, Cüneyt Özdemir, Eyüp Can, Dilek Kurban, Derya Sazak, Tayfun Devecioğlu, Aslı Aydıntaşbaş, Oral Çalışlar, Mehveş Evin, Hürriyet Gazetesi ve Nuray Mert’e gönderdiği mektuplara “kişi ve kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgiler içerdiği kurumu ve kurum personelini hedef gösterdiği” gerekçesiyle el konulmuş ve gönderilmemiştir. Bu konuya ilişkin Hapishane Disiplin Kurulu sakıncalı mektup kararı vermiştir. 13.08.2011 İHD GM
*Hapishanede bazı akşamlar dinlenmeye çekildikleri vakitte çok yüksek sesle koğuşlara “Onuncu Yıl Marşı” ve “Ölürüm Türkiyem” marşının dinletildiği,Koğuş havalandırmasının çok küçük olduğunu, 15 kişi kaldıkları koğuşta havalandırmaya ancak beşer beşer çıkabildikleri,Revire çıkma taleplerine çok geç cevap verildiğini, çoğu zaman iyileştikten sonra revire götürüldüklerini, genel itibarıyla da ilaç verilmediği,Ziyaret sürelerine riayet edilmediğini, bazen çok kısa bir süre görüştürüldüklerini, aileleri görüş odasına alındıktan sonra süreyi başlattıklarını, kendilerinin görüş yerine gidinceye kadar geçen süreyi görüş süresinden saydıklarını, bu nedenle bazen uzaktan gelen aileleriyle ancak 15 dakika görüşebildikleri,Kürtçe müzik dinlemek istediklerini ve bunun ancak uzun dalga çeken radyolarda mümkün olduğunu, ancak bu radyolar aracılığıyla örgüt talimatı aldıkları gerekçesiyle bu radyoların alındığı, itirazlara rağmen verilmediğini, Giresun hapishanende 18 siyasi mahpusun olduğu, 15’nin aynı koğuşta kaldıkları, ancak, havalandırma pencerelerinin adli tutukluların koridoruna baktığını, çatışmaların yoğunlaştığı asker ölümlerinin gerçekleştiği dönemlerde adli mahpusların bu pencerelerden çeşitli cisimler atarak hakaret ve tehditlerde bulunduklarını, Hapishane yönetimine bildirmelerine rağmen herhangi bir önlemin alınmadığını, Demirbaş sayılan mutfak dolabı, tabak, nevresim gibi bazı malzemelerin eksik olduğu, talep ettiklerinde ücret karşılığında verilebileceğinin ifade edildiğini, ayrıca hapishane yönetimi tarafından kendilerine verilen küçük makaslar güvenlik gerekçesiyle geri alındığını,Ailelerinin açık görüş için geldiklerinde adliler ve siyasilerin aynı anda ve aynı yerde görüşe çıkarıldıklarını bu durumun da kendilerini onlarla karşı karşıya getirebileceği endişesi taşıdıkları,Hasta mahpusların doktora götürüldükten sonra tedavi esnasında kelepçelerinin çıkarılmadığı, bu durum tedavi olması gereken mahpuslar tarafından kabul edilmeyince de tedavileri yapılmadan geri getirildikleri; Doktorların hasta olan mahpusları muayene etmeden, yüzüne bakmadan dokunmadan rahatsızlığını psikolojik olduğunu söyleyip geri gönderebildiğini.Trabzon E Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan Burhan Urtekin isimli arkadaşlarının çölyak hastası olduğunu, tedavisinin yapılmadığı gibi doktorlar tarafından kendisine tahliye talebinde bulunmasın diye rapor. Abdullah Kebude isimli mahpusun hastaneye götürülürken adli tutsaklarla aynı ring aracında götürüldüğü ve saldırıya uğradığı, Hapishanene ilk getirildiklerinde girişte başka bir hapishanenden sevk edilmelerine rağmen soyunmalarının istendiği, bu taleplere uymayanlara disiplin cezaları verildiği,Telefonla konuşurken hareketlerine dikkat etmelerinin istendiği, ailesiyle konuşurken eli cebinde diye bir arkadaşlarının birkaç gardiyan tarafından tehdit edildiği, çoğu zaman aileleriyle yaptıkları telefon konuşmaları esnasında kasıtlı gürültü yapıldığı, itiraz ettiklerinde de telefon bağlantılarının kesildiği,Ailelerinin görüşten önce kapsamlı bir şekilde arandığını, ailelerden bir kısmının bütün kıyafetlerinin hatta iç çamaşırlarının bile çıkarılmak istenmiş olduğunu, bu durumun şikâyet konusu olduğunu ve savcılık tarafından soruşturma başlatıldığını,Sorunların birçoğunun aşıldığını ancak hasta mahpuslarla ilgili sıkıntıların hala yaşandığını, Nesimi Kalkan, Mehmet Aras veAlican Işık’ın ağır hasta olduklarını,Başka ciddi rahatsızlığı olan mahpuslara da doktor tarafından alay edildiği, rapor verilmesi talebinde bulunanlara “tahliye talebinde mi bulunacaksın" denilerek dalga geçildiği ve rapor verilmediği; ameliyat olması gerekenlere doktorun 'Babam da ameliyat oldu iyileşmedi, boş ver sen de ameliyat olma" denilerek geri gönderildiği.” 18 Kasım 2001 İHD Samsun-Bafra, Giresun, Trabzon, Rize-Kalkandere ve Erzurum cezaevleri Raporu.
*Kasımpaşa Deniz Saha Komutanlığı Askeri Hapishanesinde tutulan vicdani retçi Muhammed Serdar Delice'nin gasp ve darp edildiği öğrenildi.Vicdani retçi Muhammed Serdar Delice, tutuklu olduğu Kasımpaşa Deniz Saha Komutanlığı Askeri Hapishanesinde, elindeki para zorla alındı ve darp edildi. Savcılık izniyle eşiyle görüşen Dilek Taş Delice, "Kendisini gasp ederek onun için bıraktığım paraları elinden almışlar ve şiddet de var. Ayrıca olay bir uzman çavuşun gözü önünde olmuş, göz yumulmuş" diyerek yaşananları aktardı. DİHA
*25.07.2011 Tarihi’nde yazılı başvuruda bulunan Memet KOÇAK “ Bulunduğum Sincan L Tipi Hapishanende 15 aydır tutukluyum. Daha ne sebepten ve yüklenen suçun cezası nedir, mahkemede neden söz hakkı tanınmıyor, (İHD- GM)
*03.08.2011 Tarihi’nde yazılı başvuruda bulunan şerif ALİ” Erzurum H Tipi Kapalı Hapishanesindeyim, hukuki sıkıntılarım vardır, bana isnat edilen eylemlerin yapıldığı dönem, 1993 yaşım 18’den küçüktür. Bundan dolayı çocuk mahkemesinde yargılanmam gerek.dilekçeyle başvurdum red geldi. Tekrardan başvurdum halen sonucu gelmedi. Bu davamı takip edecek bir avukata ihtiyacım var. Maddi durumum kötü imkanlarınız dahilinde bana bir avukat tutmanızı rica ediyorum.(İHD- GM)
*02.11.2011 Tarihi’nde yazılı başvuruda İsmail YALÇINKAYA “biz 100’eyakın tutsak olarak (siyasi tutsak) Bafra T Tipi hapishanende bulunmaktayız.Hepimiz farklı cezaevlerinden sürgün edildik, hapishane girişinde zorla soydurulmaya, fiziki şiddete hepimiz karşılaştık.yararlandığımız sohbet, spor,hiçbir faaliyetten yararlanamıyoruz.Hapishane ses sisteminden yüksek sesle marşlar ve ırkçı müzik parçaları (Türkiye’m, başbuğlar ölmez) çalınmaktadır. En son Sayım bahane edilerek bir odamızda fiziki şiddet uygulandı. (İHD- GM)
*Rize Kalkandere L. Tipi hapishanende görevli 4 infaz memurunun hapishanende çocuk koğuşunda bulunan bir mahkûma yönelik darp iddiası. Bu iddiaları sonra 4 infaz memurunun tutuklanıp yaklaşık 4 ay tutuklu kalmaları olayı. Basında şu şekilde yer almıştı,“Rize Kalkandere L Tipi Hapishanesindeki tutuklu ve hükümlülere kötü muamelede bulundukları gerekçesiyle haklarında daha önce İHD tarafından suç duyurusunda bulunulan ve "A takımı" adı verilen işkence timi içerisinde yer alan 4 gardiyan tutuklandı. Bir süre önce Rize Kalkandere L Tipi Hapishanesinde kalan tutuklu ve hükümlü mahkumlar, kendilerine görevli infaz koruma memurları Zafer.G, T.B, Sebahattin .M. ve Yücel.R.O. tarafından kötü muamelede bulunulduğu gerekçesiyle Rize Valiliği ve Rize Cumhuriyet Başsavcılığı'na bir şikayet dilekçesi gönderdi. Şikâyet dilekçesinin ardından harekete geçen Adalet Bakanlığı, hapishanene bir müfettiş göndererek, mahkûmlara kötü muamelede bulundukları iddia edilen söz konusu 4 memuru açığa aldı.Açığa alınan memurlar açılan soruşturma sonrası adliyeye çıkartıldı. 4 memur tutuklanarak hapishanene gönderildi. NOT: yaklaşık 3 ay hapis yatan memurlar ilk duruşmada tahliye oldu ve ayni hapishanende göreve başlatıldılar. Yargılamaları ise devam ediyor( ihd karadeniz böl.bilgilendirme rapordan.)
*Lütfiye İLİKKAN 02.05.2011 tarihinde yaptığı yazılı başvurusunda, Denizli Tugay Komutanlığı hizmet bölümünde askerlik yapan oğlum Cem İlikkan birlik içerisinde cep telefonu yakalattığı için disipline verilmiş ve askeri Hapishanene konulmuştur. Oğlum yerde yataksız yatırılmış ve bu yüzden ciğerlerini üşütmüştür. Şu anda Denizli askeri ceza evinde yatmaktadır. Sağlığı endişe verici durumdadır.Başta Bölük komutanı olmak üzere sorumluluğu olan herkesten davacıyım.Bu konuda bana yol göstermenizi istiyorum dedi.(İHD İZMİR)
*M.Şefik ÖZTEKİN 2006 yılında arkadaşlarımla birlikte gözaltına alınarak Emniyete götürüldük. Bize çıplak elle Molotof Kokteyl taşıttılar. Arkadaşımın tabii olarak şişelerde parmak izleri oluştu.Bize komplo hazırlayıp ceza almamızı sağladılar.şimdi bu yüzden ceza aldım.Kaldığım süre için tayin bedeli olarak bizden yüklü para istiyorlar.Bizim ev adıma olduğu için eve haciz koyarak ailemi mağdur etmek istiyorlar.Aileme hukuki destek sağlanmasını talep ediyorum dedi.(İHD İZMİR)
*Mehmet Reşat MERİÇ 24.05.2011 tarihinde yazılı başvurusunda”Oğlum Özgür MERİÇ İzmir de yapılan çadır baskında gözaltına alınıp ardında tutuklanarak Bergama Hapishanene götürüldü.20.05.2011 tarihinde Bergama Hapishanene açık görüşe gittim. Görüş için kayıt işlemleri yaparken camekâna asılı kâğıtta “Terör Çocukları Ziyaret Günü” diye bir liste asılmıştı. Bunun dışında diğer tutukluların suçlarına ilişkin asılan bir listede yoktu.Benim çocuğumun daha suçu bile ispatlanmamıştır.” .(İHD İZMİR)
*Özgül Mollaibrahimoğlu 28.04.2011 tarihinde başvurusunda”12 Eylül Anayasası çıkmadan , Kocam Muzaffer Öztürk Askeri Mahkemece İdam Cezası aldı.Türkiyede İdam Cezaları Kaldırılınca,cezaları ömür boyu hapse çevrildi.Ardında yeni bir yasa çıktı.Bu sefer cezası süreli müebbete çevrildi .Özal zamanında çıkan yeni bir yasa gereği 12 yıl ceza yatan her kes gibi şartlı serbest bırakıldı.Serbest Bırakıldıktan 1 yıl sonra hiçbir eğleme katılmadığı halde örgüt üyeliğinden Tekrar yargılandı.DGM lerinde yargılandığı zaman iki kez örgüt Üyeliğinden12,5x2 yıl ceza aldı.Daha önce iki kez ara kararlarla bırakılıp tekrar alındı.DGM nin verdiği ceza nedeniyle daha önce ki infazını yaktılar.Bu hukuksuzluğun düzeltilmesi için konu ile ilgili tüm kurumlar nezdinde gerekli yazışmaların yapılmasını istiyorum.Muzaffer şu an Tekirdağ 1 Nolu F tipi ceza evinde tek bir hücrede yatmaktadır.Sebepsiz yerde yakılan infazının düzeltilmesi için gerekli girişimlerin başlatılmasını istiyorum.” .(İHD İZMİR)
*Osmaniye T tipi Kapalı Hapishane’ne 07.05.2011 tarihinde gittiğimde avukat görüşü yapmış olduğum müvekkillerim tarafından hapishanende yaşanan, derneğinize ve ilgili kurumlara aktarmamı istenen insan hakkı ihlali şikâyetleri şunlardır;24.05.2011tarihinde Adana’daki duruşmasına getirilen tutuklu müvekkil Sani Abay, hapishane girişinde arama sırasında jandarma tarafından XR cihazı yanındaki kameraların görmediği bir odaya götürülerek dövülmüş, kolunda ve bileğinde morluklar meydana gelmiştir. Müvekkil Sani Abay kendisini biri rütbeli üç askerin tekme ve tokatlarla dövdüğünü, çenesine elle bastırarak zorla ağız araması yaptığını belirtmiştir. Hapishanende görüşmüş olduğum diğer müvekkillerimde bu saldırıyı doğrulamış, duruşmadan gelen tüm tutukluların jandarma tarafından ağız aramasına zorlandığını ve dövüldüğünü aktarmıştır. Bu saldırı sonrası müvekkil Sani Abay, hapishanende doktoruna muayene olmuş şikâyetlerini dile getirmiştir. Hapishane idaresi de infaz koruma memurları aracılığı ile jandarmanın darp etmesi sonucu müvekkilin kolunda meydana gelen morlukları görüntülemiştir.Yine Osmaniye T Tipi Hapishanesinde tutuklu olan İdris Özdemir, Rıdvan Kılıç, Emrullah Abay ve Özgür Eksik hapishane girişinde benzer bir şekilde jandarma tarafından dövülmüş ve elleri kelepçeli halde olan tutukluların ağızları zorla açılarak aranmıştır. Her iki dayak olayı hakkında tutuklular hapishane idaresine şikâyetlerini bildirmişse de hapishane idaresi tutuklulara bir yanıt vermemiş tutukluları muhatap almamıştır. Osmaniye T tipi Hapishanesinde 3 kişilik odalarda 8-9 kişi kalmakta havaların ısındığı bu günlerde tutuklular çok büyük sıkıntılar içerisinde olduklarını, yerlerde yattıklarını ve odalarında hareket edecek alan bile kalmadığını aktarmış, yetkililerden çözüm üretmesini talep etmiştir.Osmaniye T Tipi Hapishanesinde başka hiçbir hapishanende olmayan bir uygulamada yapılmakta tutuklu ve hükümlüler haftada en az iki defa sakal tıraşı olma zorunluluğu uygulanmaktadır. Tıraş olma zorunluluğuna uymayanlar, keyfi bir şekilde hiçbir etkinlikten faydalandırılmamak şeklinde cezalandırılmaktadır. Osmaniye T Tipi Hapishanesinde kalan tutuklular askeri bir disiplin içerisinde yaşamaya zorlanmaktadır. Tutuklular sayım esnasında ayağa kalkmaya ve tek sıra halinde sıraya dizilmeye, şortlu ve eşofmanlı olanların pantolon ve ayakkabıları giyme zorunluluğu dayatılmaktadır. Bu keyfi dayatmaları kabul etmeyen tutuklu ve hükümlüler ise infaz koruma memurları tarafından tartaklanmaktadır. Tutuklu ve hükümlüler koridorlardan geçerken tek sıra halinde ve başı önde bir şekilde gitmesi için zorlamaktadır. Bu şekilde tutuklu ve hükümlüler üzerinde sindirme ve psikolojik baskı yaratılarak disiplin sağlanmaya çalışılmaktadır. Kantinde satılan buzdolaplarının metal olan rafları sökülmekte, bunun yerine plastik raf almak isteyenlerden raf başına 25 TL talep edilmektedir. Katinde satılan radyoların hoparlörleri hapishane idaresi tarafından sökülmekte, radyoyu yalnız kulaklıktan dinlemek zorunda bırakılmaktadır. Uzun süre kulaklık kullanmak zorunda kalanlarda işitme ve baş ağrısı şikâyetleri yaşanmaktadır.Yukarda belirtmiş olduğumuz Osmaniye T Tipi Kapalı Hapishanesinde yaşanan temel hukuk kurallarına aykırı insan hakkı ihlallerine ilişkin olarak ilgili merciler ve kamuoyu yönelik gerekli girişimlerin yapılmasını saygıyla arz ve talep ederim.Av. Tugay Bek (İHD ADANA)
CEZAEVLERİ KAPASİTELERİ…
S I R A NO
|
A Ğ I R C E Z A
M E R K E Z İ
|
C E Z A İ N F A Z
K U R U M L A R I
|
GENEL TOPLAM
|
TUTUKLU
|
HÜKMEN TUTUKLU
|
HÜKÜMLÜ
|
ERKEK
|
BAYAN
|
ÇOCUK
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
GENEL MEVCUT TOPLAM
|
127831
|
36462
|
17950
|
73419
|
120984
|
4530
|
2317
|
* Toplam ceza infaz kurumu sayısı 371 olup, kapalı ceza infaz kurumu müdürlüğüne bağlı olan 44 adet açık ceza infaz kurumu ile Bakırköy Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Bakırköy Metris 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuyla aynı müdürlük altında birleştirildiğinden bu sayıya dahil edilmemiştir.
|
|
|
|
|
|
|
|
** 447 misafir tutuklu, hükmen tutuklu ve hükümlü toplam mevcut olan 127.831 kişiye dahildir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türkiye’deki cezaevlerinin kapasitesinin 115 bin kişi. Bu rakam 2011 kasım ayı sonu itibarıyla neredeyse 128 bine ulaştı. Dolayısıyla 13 bin kişinin hangi şartlarda cezaevlerinde kaldığına ADALET BAKANLIĞININ vereceği yanıt çok önemlidir..
* Toplam yatak kapasitesi 115 bin, insan sayısı ise yaklaşık 128 bin. Bu tolare edilebilir bir fark değil. Birçok hapishanende, vardiya sistemiyle yatılıyor
* Kapasite üstüne çıkılınca mahkumların ortak alanları kullanma şansı azalıyor. Haftada bir resim atölyesine çıkabiliyorsa, yirmi günde bire düşüyor ya da tümden kaldırılıyor.
* Doluluk nedeniyle bazı ortak alanlar kapatılıp koğuşa dönüştürülüyor.
İHD BATMAN ŞUBESİ “BATMAN M TİPİ CEZAEVİ” RAPORU MEVCUT DURUMUN EN İYİ GÖSTERGESİDİR.
Hapishane kapasitesi: 362 kişilik
Mevcut tutuklu sayısı: 326 kişi
Mevcut hükümlü sayısı: 245 kişi
Tutuklu çocuk sayısı: 14 kişi
Toplam tutuklu ve hükümlü sayısı:571 kişi
Tutuklu ve hükümlü kadın sayısı:21 kişi
Siyasi tutuklu ve hükümlü sayası: 17 kişi
Annesi ile kalan çocuk sayısı: 5 Çocuk
Hapishane personel sayısı: 150 Personel
*Tutuklu ve hükümlü mahpuslarla yapılan görüşmede hapishanenin kapasitesinin iki katı kadar dolu olmasını yarattığı mekân darlığının yanında yatma yeri, yatak, Battaniye ve nevresim temini, temizlik koşulları, yemek yeme yeri, ısınma, spor alanı ve havalandırma konularında da sıkıntıların mevcut olduğu dile getirilmiş ve gözlemlenmiştir.
*Hapishanende toplu yemek yeme alanı bulunmadığından yemekler koğuşlara dağıtılmakta ve koğuşlardaki dar fiziki alanda yemeklerin yenmesi mümkün olabilmektedir.
*Keza hapishane kapasitesini üzerinde bir doluluk oranına sahip olduğu halde mahpusların banyo ve benzeri temizlik ihtiyaçlarını gidermeleri için yeterli oranda sıcak su verilmediği banyo için verilen sürenin yetersiz olduğu belirtilmiştir ve belirlenmiştir.
*Kaloriferlerin yeterli oranda yakılmaması ve erken söndürülmesi nedeniyle koğuşlarda kalan mahpuslar üşümekte olup elektrik paraları kendilerinden tahsil edildiği halde elektrik sobası, petek ve benzeri ısınma araçlarına müsaade edilmemektedir. Bu durum çocukların anneleri ile kaldığı koğuşlarda da gözlemlenmiştir.
Dostları ilə paylaş: |