Hapishanelerdeki TÜm sorunlar çÖZÜlebiLİr sorunlardir



Yüklə 2,13 Mb.
səhifə5/16
tarix03.01.2019
ölçüsü2,13 Mb.
#88933
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   16

*17.08.2011 tarihinde şubemize Bingöl M tipi kapalı hapishanenden gönderdikleri mektupla başvuruda bulunan Tamer Tanrıkulu ve Nevzat Demir mektuplarında şu beyanlarda bulundu Yüksek şeker hastası olan Mahmut Karataş adındaki arkadaşımız bir süre önce tedavi amacıyla Elazığ Hapishanene sevk edildi. Ancak Elazığ'daki hastane "hasta tedaviyi kabul etmedi" diyerek geri göndermiş bulunuyor. Arkadaşımız uç sınırda seyreden şeker hastalığı nedeniyle her iki gözünü de yitirdi; şu anda ŞUUR KAYBI yaşamaktadır, yirrmidört saat yatağa bağımlı ve hiçbir ihtiyacını temin edecek vücut refleksine sahip değildir. Çevresindeki hiç kimseyi tanımıyor ve nerede dahi olduğunu bilmiyor. Bu durumda olan bir insan nasıl olur da TEDAVİ KABUL ETMEDİĞİNE DAİR irade beyanında bulunabilir? Hastanın hiçbir konuşması bir diğerini tutmuyor, bilincini yitirmiş durumdadır; nasıl olur da doktor onun sözlerine dayanarak tedaviyi kesebilir. Hasta şu anda ölüme terkedilmiş bulunuyor, gözümüzün önünde adım adım ölüme gidiyor. Tam teşekkülü bir hastaneye sevkinin yapılması için hapishane idaresinin girişimleri de yetersiz kalmaktadır. Bu kadar ağır bir hasta ve yaşlı bir insan tedavi edilmeden buraya geri gönderildi. Hapishanenin düzenli bir doktor olanağı bile yok; hatta haftada sadece iki gün doktor geliyor. Üstelik sağlık görevlileri dahi yoktur. (İHD- GM)

*21.11.2011 tarihinde Bingöl M tipi kapalı hapishanenden gönderdikleri mektupla başvuruda bulunan İbrahim Halil Güngör şubemize gönderdiği mektupta şu beyanlarda bulundu:2 yıldır tutukluyum. Bende kronikleşmiş hastalıklar mevcut. Sinir iltihabı, ayaklarım ve bacaklarım sürekli uyuşuk ve sızı içinde. Akut Pankreatit hastalığı geçirdim. Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 3 ay tedavi gördüm, iyileşmeden taburcu oldum. O iltihap devam ediyor. Mide ve bağırsaklardaki gaz nedeniyle insanların içinde kalamıyorum, koğuşlar beni kabul etmiyor. O nedenle müşahade altındayım. Aylardır yalnız yatıyorum. Koşulları çok zor. Ayrıca idrar yollarından da rahatsızım. Sık sık altıma kaçırıyorum. Ayrıca romatizma tüm vücudumu sarmıştır.

*Zeynel Abidin Çoban, 12.08.2011. Kırıklar 2 Nolu F tipi Hapishane Sürekli beni tahrik ediyorlar. – kendini öldür de bizide kurtar sende kurtul – diyerek beni tahrik ediyorlar. Çeşitli sağlık sorunları yaşıyorum. Beynimde tümör var, aynı zamanda sara hastasıyım. Tek başına kalamaz ve sabah sayımlara kalkmamalı diye heyet raporum var. Bana uygulanan bu baskılar ve şantajlar yüzünden tahminen yedinci ayın sonuydu intihar girişiminde bulundum. Hem ilaç içtim hem de çamaşır ipiyle kendimi astım. Baygınlık geçirmişim. Kendime geldiğimde taburcu olmuş ve hapishanene geri dönmüştüm. Bana onbir günlük hücre cezası vermişlerdi. Raporum yüzünden cezayı uygulayamıyorlar. Ben yaşadığım sıkıntılar ile ilgili olarak ne zaman hapishane müdürü Nemci Üçler ile görüşmeye gitsem bana – sen heyet raporunu iptal ettir, bizde senin kapalı görüş cezanı kaldıralım- diyerek benimle pazarlık ediyor. Tek başına kalamayacağıma dair heyet raporum olmasına rağmen taburcu olduktan sonra beni hapishanende beş gün boyunca süngerli oda denilen müşahede odasında yalnız bıraktılar.
*Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde 10 Aralık gecesi gözaltına alınmak istenirken, askerler tarafından kafasından vurulduğu öne sürülen ve önceki gün tutuklanan DYG Meclis Sözcüsü Sedat Karadağ, hakkında tutuklama kararı verilmesinden sonra, tedavi gördüğü YYÜ Araştırma ve Eğitim Hastanesi'nde servisten alınarak tutuklu ve hükümlülerin kaldığı koğuşa atıldı. Karadağ'ın hijyenik olmayan ve demir kapıyla kapalı olan hücreye konulmasından sonra Karadağ'ın avukatı Fahri Timur, müvekkilinin hayati tehlikesinin sürdüğü ve tek başına hareket bile edemediğine dikkat çekerek, tutukluluk halinin kaldırılması için itirazda bulundu. Karadağ'ın ailesi ise, çocuklarının bakıma muhtaç olduğuna dikkat çekerek, ailesinin refakatçi olması yönünde izin verilmesi talebinde bulundu. Ancak savcılık sadece baba Sait Karadağ'a belirli saatlerde zaruri ihtiyaçların karşılanması için izin verdi. Oğlunun halen kendinde olmadığını, konuşmakta dahi sıkıntı çektiğini belirten baba Karadağ, yapılan uygulamanın hukuksuzluk olduğunu söyledi. Doktor raporlarına rağmen oğlunun hastane içindeki hücreye atıldığını da belirten baba Karadağ, yetkililerden yaşanan hukuksuzluğun son bulması için destek talebinde bulundu. Karadağ'ın tutuklanmasından sonra tedavi gördüğü hastane sağlık koşullarıyla ilgili üç ayrı rapor hazırladı. Hastanenin Beyin Cerrahi Servisi, "Hasta iyileşme aşamasında olup bakıma muhtaç hastadır. Hayatını tek başına desteksiz olarak idame ettirecek konumda değildir" raporu verirken, Göz Hastalıklara Polikliniği ise, "Hastanın en yakın yer olan Ankara Gazi Üniversitesi'ne sevki uygundur. Hastanın ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olmadığından dolayı uçakla refakatli olarak sevki uygundur" raporu verdi. Aynı servis tarafından verilen ikinci raporda ise, Karadağ'ın hayati tehlikesinin sürdüğüne dikkat çekilerek, başka bir yere sevk edilmesi talebinde bulunuldu. (İHD Diyarbakır)

*Cezaevlerinde sağlık sorunları ağırlaşarak devam eden yüzlerce siyasi tutukludan biri olan gırtlak kanseri 56 yaşındaki Fahrettin Yürümez, 3.5 aydır tedavi dahi edilmeden Van F Tipi Hapishanesinde tutuluyor. Hapishanende ölüme gün sayan hasta tutuklu Yürümez, 2004 yılında gırtlak kanseri nedeniyle ameliyat olduğunu ve ses tellerinin kesildiğini kaydederek, boğazındaki soluk cihazı sayesinde nefes alıp verebildiğini belirtti. 2005 yılında "Örgüt üyeliği" suçlamasıyla gözaltına alınıp 6 ay hapishanende kaldığını; ardından dosyasının Yargıtay'a gönderildiğini söyledi. Yürümez, Yargıtay'dan gelen karar üzerine 3.5 ay önce tutuklanarak hapishanene konulduğunu ifade ederek, "Sağlık sorunlarım giderek ağırlaşıyor. Bu sorunlarla bana verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasın bitirmem imkansız. Diğer hasta arkadaşlarım gibi maalesef ben de bu hastalığımla zindan koşullarına mahkum edilmiş durumdayım" ifadesinde bulundu.Her hafta hapishanendeki babasını görmeye giden Mesut Yürümez ise, babasının sağlık sorunlarının ilgisizlikten dolayı ağırlaştığını söyleyerek, "Babam nefes almakta dahi zorlanıyor. 6 yıldır bizler ona bakıyorduk. Hijyenik bir yerde olması gerekiyor. Sürekli boğazında akıntı oluyor ve kendisi bunu temizleyemediği için tıkanıyor. Hep biz temizliyorduk. Şimdi hapishanene cımbız ve ayna sokulmadığı için kendisi de yapamıyor" diyerek, her gittiklerinde babasını biraz daha kötü gördüklerini kaydetti. (İHD Diyarbakır)
*Karaciğer yetmezliğinden dolayı İzmir 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde 8 yıldır tedavi gören Ümit Aslan, trafik kazası sonucu yaşamını yitiren 14 yaşındaki Emre Ünal'ın ailesinin çocuklarının organlarını bağışlaması sonucu tekrardan yaşama tutunmaya başlamıştı. Aslan, yapılan organ bağışı sonrası aylık tedaviye gidip gelmesi koşuluyla bulunduğu hastaneden 2010 yılının Mayıs ayında taburcu edildi. Tekrardan yaşama tutunma sevinciyle memleketi Diyarbakır'a geri dönen Aslan, burada 'Örgüt propagandası' yaptığı gerekçesiyle Eylül ayında tutuklanarak, Diyarbakır D Tipi Hapishane'ne konuldu. Tutuklu bulunduğu hapishanende tedaviye götürülüp getirilmeyen Aslan, adeta ölüme terk edilmiş durumda. Ağabeyinin yaşadığı duruma ilişkin konuşan Çile Aslan, ağabeyinin hastalığından dolayı tedavi olmak için İzmir'e gitmesi gerektiğini belirterek, hapishane koşullarının hasta birisi için uygun olmadığını, bundan kaynaklı olarak da ağabeyini kaybetmekten çok korktuğunu söyledi.Ağabey'i Ümit'in hapishanende tutularak ölüme terk edildiğini belirten Aslan, 8 yıl aradan sonra yaşadıkları sevincin kısa sürdüğünü söyledi. (İHD Diyarbakır)
*Mardin E Tipi Kapalı Hapishanesinde 2,5 yıldır tutuklu bulunan Abdulhakim Bulut, yaşadıkları sorunlara ilişkin gönderdiği mektupta, soğuk aldığı için rahatsızlanarak revire gittiğini ve kendisine verilen ilaçların vücudunda yanma, kızarma, şişme, kaşıntı gibi rahatsızlıklar meydana getirdiği için tekrar revire çıkarıldığını kaydetti. Revirde doktor olmadığı için gardiyanın kendisine alerji iğnesi yaptığını söyleyen Bulut, "Koğuşa geldim ve biraz sonra daha da kötü bir hal aldım. Bu sefer saydığım hastalıklar vücudumun her tarafına yayıldı. Yine aynı akşam saat 02.00'de yine revire çıktım. Bu sefer acilden bir doktor geldi, o da bir iğne yapıp hastaneye sevkimi yazıp pazartesi acil çıkmamı söyledi. Ve o halimle pazartesi gününe kadar bekledim" dedi. Hapishane müdürüne durumunu izah eden bir dilekçe yazdığını ama birinci müdürün kendisini muhatap almayarak tekrar revire gönderdiğini söyleyen Bulut, "Bu seferki gelen doktor kendisinden önce gelen doktorun sevkimi yazdığı ve ancak birkaç ay sonra beni hastaneye götürebileceklerini söyledi. Acil olduğum halde beni göndermediler" dedi(İHD Diyarbakır)
*10.03.2011 tarihinde başvuran Şirin Abi, şu beyanlarda bulundu: “Eşim Ferzende Abi, 13 yıl hapishanende kaldı. Tahliye oldu. KCK operasyonunda 2010 yılın başında tekrar tutuklandı. Eşim 2 defa mide kanaması geçirmiş. Şu an hapishanende rahatsızlığı ciddiyetini korumaktadır. Sağlık sorunundan dolayı kendisini acilen kalmış olduğu Muş Hapishanenden Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırmışlar. Sağlığından endişe etmekteyim. Bir an önce tahliye edilmesini istiyorum. Çünkü tedavisinin daha rahat yapılmasını istiyorum. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır)

*23.03.2011 tarihinde başvuran Aziz Bayın, şu beyanlarda bulundu: “Ben 15.03.2011 Yeni hal Semtinde çalışırken görevli memurlar tarafından savcılığın kararıyla Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine Klinik-1’e götürüldüm. Orada mahkûmlar koğuşunda 1 hafta kaldım. Ben oraya gittiğim gün polisler oradaki görevli doktorlara “bir terörist daha aldık” dediler. Onlarda gerek doktor gerekse de oradaki personeller bana hakaret ettiler. 30–36 yaşlarında zayıf sarı saçlı bir doktora yönlendirdiler. Bu doktor oradaki personellere bu PKK’lıdır diyerek beni aşağılıyorlardı. Oradaki personeller de bana tuvalet ve banyo temizliği yaptırıyorlardı. Ben o personellerden şikâyetçiyim. Burada bulunan hemşire bana başka ilaçlar vermeye çalışıyorlardı. O sırada doktor bana ilaç vermişti. Başka ilaç kullanma dediği halde hemşireler bana ilaç vermeye çalıştılar. Bu bana yapılanlara daha fazla dayanamayıp koğuşta kavga çıkardım. Bunun üzerine beni heyete sevk ettiler. Beni daha sonra taburcu ettiler. Bu kişilerden şikâyetçiyim. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır)

*30.03.2011 tarihinde başvuran Fevziye Kolakan, şu beyanlarda bulundu: “Benim oğlum Ahmet Kolakan, 17 yıldır hapishanendedir. Oğlum çeşitli cezaevlerinde kaldı. Yaklaşık 3–4 yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı hapishanendedir. Oğlumun kalp rahatsızlığı bulunmaktadır. Ayrıca oğlumun mide rahatsızlığı da vardır. Durumu çok kötüye gidiyor. Ben oğlumun tedavi görmesini istiyorum bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır)
*Midyat M Tipi Kapalı Hapishanesinde 18 yıldır tutuklu bulunan Ramazan Özalp'ın beyin felci geçirdiği kaydedildi. Özalp'ın ağabeyi Sedik Özalp, Özalp'ın 2 gün önce hapishanende beyin felci geçirdiğini ve İdil Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığını, ancak kısa bir tedavini ardından tekrar hapishanene götürüldüğünü belirtti. Özalp, "Doktorlar bana kardeşimin beyin felci geçirdiğini söyledi. Hiçbir tedavi yapılmadı ve hastanede tutulmadı. Yetkililerden yardım bekliyorum. Cumhurbaşkanından, Başbakandan ve insan hakları savunucularından rica ediyorum, kardeşim beyin felci geçirmiş ve hapishanende tutuluyor. Hayati tehlikesi devam ediyor. Derhal bir çaresine baksınlar. Kardeşimin acil tedaviye ihtiyacı var" dedi” (İHD Diyarbakır)
*15.04.2011 tarihinde başvuran Aysel Çerçel Yalçin, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim Yılmaz Çerçel, 1993 yılında yargılandığı bir suçtan dolayı 30 yıl ceza aldı. Kardeşim hapishanendeyken ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladı. Kendisine şizofren hastalığı tanısı konuldu. Dışarıda tedavi görmesi uygundur şeklinde rapor verildi. Bu rapor üzerine 2004 yılında tahliye oldu. Dışarıda tedavisini sağladık. Ancak 2006 yılında yeni infaz yasası çıkınca kardeşim tekrar hapishanene alındı. Hapishanene alındığında hastalığı devam ettiği için Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırıldı. Yaklaşık 4 yıldır bu hastanede tutuklu olarak kalmaktadır. Daha önce hastanede servise çıkarılabiliyordu. Ancak şuan da adli suçluların yanında ve hiç dışarı çıkamıyor. Kardeşimin sağlık durumu gittikçe kötüye gitmekte olup bu koşullarda tedavisinin sağlanması imkânsızdır. Bu nedenle kardeşimin sağlık sorunlarıyla birebir ilgilenmeniz ve tedavisinin sağlanabilmesi için ivedi olarak tahliye edilmesini talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır)

*05.05.2011 tarihinde M Tipi Kapalı Hapishanenden başvuran Latif Badur, şu beyanlarda bulundu: “Ben 1994 yılında PKK davasından tutuklandım. 16 yıldır hapishanendeyim ve müebbet hapis cezası aldım. Ben bir süre önce akciğer siroz hastası olduğum yönünde doktorların teşhisi olmuş bu yönde raporlarım bulunmaktadır. Ölümcül bir hastalık olduğu bilinen bir durumdur. Hapishane koşullarında tedavi olmam imkânsızdır. Ailemin ilgilenecek maddi imkân ve olanakları bulunmuyor. Avukatım da yoktur. Hastalığım çok ciddi ve tedavisi de çok zor görünüyor. Hapishane ortamında gerekli tedavimin olması buradaki şartlarda imkânsızdır. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*15.05.2011 tarihinde Ankara/Sincan 1 Nolu L Tipi Hapishanenden başvuran Mehmet Koçak, şu beyanlarda bulundu: “Ben yaklaşık olarak 13 aydır bu hapishanende tutukluyum. Ama daha ne sebepten dolayı burada bulunduğumu bilmemekteyim. Mahkemede söz hakkı bile tanınmıyor. Ben kalp hastasıyım ve ameliyat oldum. Yaklaşık 7–8 ay sonra tekrar ameliyat olmam gerekiyor. Tüm gerekli belgelerimi mahkemeye sundum. Sizden istediğim şey bir avukat aracılığıyla bana yardımcı olmanızı istiyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki İbrahim Talat Güler 4 ay önce tutuklanarak hapishanene konuldu. Hapishanende iki ay kalan Güler, 1 Mayıs'ta bulunduğu Başkale M Tipi Hapishanesinde kalp krizi geçirdikten sonra Van Yüksek İhtisas Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada ameliyata alınan Güler, ameliyattan sonra 4 gün kendinde olmasına rağmen daha sonra bitkisel hayata girdi. Buradan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Güler, bitkisel hayatta olmasına rağmen 48 gündür yoğun bakımda ailesinin görüşmesine dahi izin verilmiyor. Güler'in tahliye edilmesine yönelik yapılan başvurular da sonuçsuz kaldı. Doktorların artık kendine gelmesinin zor olduğunu belirttiği Güler'in ailesi ile görüşmesi dahi izin verilmiyor. Sadece savcılıktan özel izin ile oğlu Fatih Güler'in görüşüne izin verilirken, eşi ve diğer çocuklarının kendisini görmesine müsaade edilmiyor. Eşi ve çocukları 48 gündür hastane önünde beklerken, son olarak 15 Nisan'da Güler ailesi doktorların raporlarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e başvuruda bulunarak, en azından görüş iznine izin verilmesini talep etti. Yapılan başvuruya rağmen aileye halen bir cevap verilmezken, 48 gündür hastane önünde bir aracın içinde yatıp kalkan aile fertlerinin tek istekleri ise son günlerini yaşayan babalarını özgürce görmek.( İHD Van Şubesi)
* 5 yıldır Van F Tipi Hapishanesinde bulunan İbrahim Özgen, "Yüksek tansiyon", "Kronik böbrek yetmezliği" ve "Kalp damar tıkanıklığı" hastalıkları ileri dereceye varmasına rağmen tahliye edilmiyor. Özgen'in durumu her geçen gün ağırlaşırken, koğuşunda bulunan ve tahliye olan arkadaşı İlhami Caniş, Özgen'in artık ayakta duramaz durumda olduğunu belirterek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. Acil önlemlerin alınmasını isteyen Caniş, Özgen'in artık havalandırmaya bile çıkamadığını belirterek, şöyle dedi: "İbrahim her gün gözümüzün önünde eriyordu. Son zamanlarda artık havalandırmaya bile çıkamıyordu. Biz kollarına girerek, dolaştırıyorduk. Böbrekleri tamamen iflas etmiş, acılardan dolayı hiç yatamıyordu."Özgen'in sürekli dışarıyla irtibata geçmek istediğini de belirten Caniş, yol yöntem bilmediği için içeride tamamen ölüme terk edildiğini kaydetti. .( İHD Van Şubesi)
*16.06.2011 tarihinde Nezahat Kuzu aracılığıyla Kandıra 2 Nolu F Tipi Hapishanenden mektupla başvuran Hanefi Kuzu, şu beyanlarda bulundu: “Kaç kez oluyor size mektup yazıyorum ama her seferinde gerekçeler göstererek idari kurulu tarafından el konuluyor. Bulunduğum Kandıra 2 Nolu F Tipi hapishanende keyfi uygulamaların haddi hesabı olmayan uygulamalarla karşı karşıya ve yaşamaktayım. Yaklaşık 4 ay önce dış kantine bakan ilgili gardiyan benden habersiz ve bilgim olmadan adli bir hükümlünün kolisini hesabımdan yolluyorlar. Ne tesadüf ki o sırada da iç hukuk yolları tükenmiş ve evraklarımı AHİM’e göndermesi için avukatıma yolladım. Bu AHİM’e gitmemeye dönük bir engellemeydi. Bunun üzerine bende ilgililer hakkında suç duyurusunda bulundum. İlgili Cumhuriyet Savcısı sözlü olarak dilekçemi işleme koymayarak yolsuzluk denilen girişime göz yumması üzerine bende dilekçeyi infaz hâkimliğine yolladım. 04.02.2011 tarihinde saat 9.30 civarında hapishane müdürüyle görüşme talebi olmaksızın odamdan zorla alınarak hapishane idaresi tarafından tutuklu ve hükümlülerin görüştüğü odaya götürüldüm. Sorgusuz ve sualsiz hakaret, tehdit ve şantaj yapmaya başladılar. Dilekçemi geri çekmeyeceğimi söylediğimde işkence timi olarak bilinen kişiler beni kameraların olduğu yerde işkence uyguladılar. Bu konu için Adalet bakanını göreve çağırıyorum, bu görüntüleri bir heyet denetlesin istiyorum. Yukarıda belirttiğim bu husus hapishane 2. müdürü olan Servet isimli kişi tarafından yapıldı. Benim 4 Nisan da doktorla randevum olmasına rağmen bana doktorun izne ayrıldığını söylediler. Yapılan işkenceler yetmezmiş gibi bana 1 kapalı görüşten men için disiplin soruşturması açıldı. Bulunduğum bu hapishanende keyfi uygulamalar ve işkencelere tabii tutuluyorum. Yaklaşık 1 ay önce İHD’ye faks ve mektup gönderdim. Uyduruk uygulamalar gerekçe göstererek mektup ve fakslarıma el koydularEn son 15 gün önce Günlük Gazetesinde bulunan Hüseyin Akyol’a yazdığım bir mektup aynı sebeplerden dolayı el konuldu. Bu idarenin mektuplara el koyması temel nedeni “kirli çamaşırlarını gizlemeye” dönüktür. Bu faşizan uygulamaların altında imzası olan kurum 1. müdürü Mehmet Kara Kaya, Sosyolog Özlem Altın, Psikolog Deniz Enül, bu kişilerin talimatları doğrultusunda işkenceler uygulanmıştır. Hükümetin sözde Türkiye’de işkenceye sıfır tolerans dediği gerçek dışı olduğunu Başbakan Erdoğan buradaki kameralara baksın ve görsün. İşkencenin nasıl sistemli olduğunu göreceklerdir. Bu durumu sizlerle paylaşmak ve kamuoyuna duyurmak istedim.”(İHD Diyarbakır Şubesi)
*Van F Tipi Hapishanesinden hükümlü olarak tutulan kapatılan DTP'nin Yüksekova eski ilçe yöneticisi Ahmet Gürdal (58), bir böbreğini kaybetmekle yüz yüze. Kronik böbrek yetmezliği hastalığı nedeniyle iki defa böbrek ameliyatı geçiren Gürdal, kaldığı hapishanende tedavisinin yapılmaması nedeniyle bir böbreğini kaybetme riski ile karşı karşıya. Gürdal, ailesine gönderdiği mektupta, daha önce iki defa ameliyat geçirdiğini kaydetti. Ameliyat sonrası 21 gün hastanede kaldığını aktaran Gürdal, ameliyat sırasında yanında refakatçi bırakılmadığını, ailesinden de bir refakatçiye izin verilmediğini belirtti. Ameliyattan kaynaklı olarak sık sık tuvaletle gitme ihtiyacı hissettiğini, ancak 21 günlük tedavi sırasında tuvaletin anahtarının askerlerde olduğunu ve bu isteğinin her defasında nöbetçi asker tarafından "Anahtar çavuşta çavuş da uykuda" denilerek, reddedildiğini kaydetti. Gürdal, mektubunda, "Ben iki defa ameliyat oldum. Bu da zindanda olan bir bireyin ameliyat olması ölüme gitmesi demektir" diye belirtti. Gürdal mektubunda, ikinci ameliyatından sonra ameliyat dikişlerinin alınmadığını, ameliyat yerinin mikrop kaparak apse yaptığını, kontrollerinin yapılmadığını ve böbreğinin kaybetme riski ile karşı karşıya olduğunu bildirdi. .( İHD Van Şubesi)
*Hasta mahpusların doktora götürüldükten sonra tedavi esnasında kelepçelerinin çıkarılmadığı, bu durum tedavi olması gereken mahpuslar tarafından kabul edilmeyince de tedavileri yapılmadan geri getirildikleri, Doktorların hasta olan mahpusları muayene etmeden, yüzüne bakmadan dokunmadan rahatsızlığını psikolojik olduğunu söyleyip geri gönderebildiğini,Mahpusların çoğunda mide rahatsızlığı, bel fıtığı gibi rahatsızlıkların mevcut olduğunu ancakciddi anlamda tedavilerinin yapılmadığı.İfade edilmiştir. 18 KASIM 2011 (Giresun E Tipi Kapalı Hapishane İHD GM RAPORU.)
*Burhan Urtekin isimli arkadaşlarının çölyak hastası olduğunu, tedavisinin yapılmadığı gibi doktorlar tarafından kendisine tahliye talebinde bulunmasın diye rapor verilmediği, verildiyse de kendilerinin bilmediğini, raporun geciktiriliyor olabileceğini,Abdullah Kebude isimli mahpusun hastaneye götürülürken adli tutsaklarla aynı ring aracında götürüldüğü ve saldırıya uğradığı, İfade edilmiştir. 18 KASIM 2011 (Trabzon E Tipi Kapalı Hapishane İHD GM RAPORU.)
*Hasan Kaçar adında ciddi bir deri rahatsızlığı olan hasta bir arkadaşlarının olduğunu, ancak tedavisinin yapılmadığını, ayrıca hasta olan birçok arkadaşlarının ciddi anlamda tedavi edilmediklerini, ilaç verilmediğini, ilaç talebinde bulunduklarında ücret karşılığında verilebileceğinin belirtildiği,Davut Aslan adında şeker hastası bir arkadaşlarının olduğunu, diyet yemekler yemesi gereken bu arkadaşlarına haşlanmış patates dışında diyet yemeği verilmediğini, çoğu zaman diğer mahpuslara verilen yemeğin aynısının verildiği, (Rize Kalkandere L Tipi Hapishane İHD GM RAPORU.)
*Hastanelerde kelepçeleri çıkarılmadığı için tedavi olmak istemeyen arkadaşlarının tedavilerinin yapılmadan geri getirildiğini, Sorunların birçoğunun aşıldığını ancak hasta mahpuslarla ilgili sıkıntıların hala yaşandığını, Nesimi Kalkan, Mehmet Aras veAlican Işık’ın ağır hasta olduklarını,Başka ciddi rahatsızlığı olan mahpuslara da doktor tarafından alay edildiği, rapor verilmesi talebinde bulunanlara “ tahliye talebinde mi bulunacaksın “ denilerek dalga geçildiği ve rapor verilmediği, ameliyat olması gerekenlere doktorun “ babam da ameliyat oldu iyileşmedi, boş ver sen de ameliyat olma” denilerek geri gönderildiği,İfade edilmiştir. (Erzurum H ve E Tipi Kapalı Hapishane İHD GM RAPORU.)
Yüklə 2,13 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin