Hapishanelerdeki TÜm sorunlar çÖZÜlebiLİr sorunlardir



Yüklə 2,13 Mb.
səhifə12/16
tarix03.01.2019
ölçüsü2,13 Mb.
#88933
növüYazı
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16

*8 Mart günü, Kandıra (Kocaeli) F Tipi Hapishanesinde kalan Rıza Çatakbaş, Selman Tökü, Hüseyin Tepe’nin revire çıkmak için dilekçe yollamaları üzerine mahkûmların bulunduğu koğuşa giren gardiyanların, mahkûmları zorla dışarı çıkararak “süngerli oda”ya kapattıkları öğrenildi İSTANBUL İHD
*28 Nisan ve 10 Mayıs tarihlerinde ulaşan mektuplarında, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesinde kalan Rohat Taysun, 22.03.2011 günü PKK davasından hükümlülerinin odalarının bir kısmına baskın yapıldığını ve yaralananların olduğunu; Rıfat Aslan, Yusuf Alkan ve Rohat Taysun’un darp raporu aldığını fakat bu raporların ilgili yerlere teslim edilmediğini belirtti. Serhat Eskin ve Azad Eskin’in istemleri dışında tek kişilik hücreye konulduğunu, kimi defterlere el konulduğunu ve slogan atıldığı gerekçesiyle 2 aylık iletişim yasağı aldıklarını ifade etti. Yazıları sebebiyle Süleyman Kılıç’ın 22 gün, Cahit Sayın’ın 12 gün, Erkan Bulut’un 11 gün, Suat Çalışkan’ın 11 gün hücre cezası aldığını, Kürtçe yayınların ellerine ulaşmaları konusunda sıkıntı çektiklerini, zaman zaman Kurmanci lehçesine izin verilse de anlaşılmayan bir dil olduğu gerekçesiyle Zazaki lehçesindeki yayınları alamadıklarını, Azadiya Welat gazetesinin çok nadir kendilerine verildiğini belirtti. Hücrede kalp sıkışması yaşayan Azad Eskin’in hastaneye kaldırıldığını, Aydın Can’ın odasında rahatsızlık geçirdiğini ve arkadaşlarının görevlileri çağırmasına rağmen, 1 saat gecikmeli olarak gelen görevlilerin de Can’ı hastaneye götürmeyip, tedavi görmeden geri gönderildiğini belirtti. Ortak faaliyet alanında M.Ali Değirmencioğlu’nun hastalanması ve acilen odasına götürülmesi talep edilmesine karşın, süre dolmamasına rağmen bütün mahpusların odalarına gönderildiğini, Erhan Özel’in 3 aydır hastane sevki için beklediğini,diğer sağlık sorunu yaşayan mahkumların diyetlerine uygun, düzenli ve yeterli yemek verilmediğini ifade etti. Sanıkların savunma hakkının da Kürtçe savunmaya izin verilmemesi nedeniyle yok sayıldığını belirten Romat Taysun, Danıştay’ın kararı sonucu açık görüş haklarının da ellerinden alınmak istendiğini belirtti. İSTANBUL İHD
*29 Nisan günü, Tekirdağ 1 No’lu F tipi hapishanende bulunan KCK davasından tutuklu Şehmuz Avcı, kolunu kıran gardiyanlar hakkında şikâyette bulununca 3 aylık açık görüş yasağı aldığı öğrenildi. Hapishane ikinci müdürü ve 20 gardiyan hakkında Tekirdağ Savcılığına şikâyet dilekçesi gönderen Avcı, hapishane idaresi hakkında dava açılmasını sağladı. Dava sonucu 2 gardiyan görevden uzaklaştırıldı. Bunun üzerine hapishane yönetimi Avcı'ya 3 aylık açık görüşe yasağı getirdi. İSTANBUL İHD
*28 Haziran günü ulaşan faksta, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesinde bulunan Yüztaş Yurtsever’in hapishane idaresinin 17 Haziran ve 24 Haziran tarihlerinde düzenlediği keyfi soruşturmalar neticesinde hücre cezası aldığını dile getirdi. İSTANBUL İHD
*8 Ağustos günü, d ulaşan mektupta, Sinan, Temmuz ayında yaşanmış olan hak ihlallerini anlatmak yazdığını belirtti. A17’deki mahkumlara saldırıldığını, kesinleşmiş disiplin cezalarına itiraz için İnfaz Hakimliğine yapılan başvuruların reddedildiğini, Atılım gazetesinin 25 Haziran tarihli 5.sayısına, Birgün gazetesinin 15-30 Haziran ve 6-8 Temmuz tarihli sayılarına el konulduğunu, dışarıdan gönderilen kitaplar adlarına kayıtlı değil denilerek verilmediğini ifade etti. İki mahkuma gönderilen yelek ve pantolona asker rengi olduğu gerekçesiyle el konulduğunu, dört mektuba cezevi yönetimi tarafından el konulduğunu, üç mektuba da karalama kararı verildiğini, bir faks ve bir mektubun engellenmesine karşı yaptıkları itirazın reddedildiğini belirtti. Ali Taşyapan’ın ‘Duvarların İki Yakası’ ve Mahir Çayan’ın ‘Bütün Yazıları’ adlı kitaplara el konulduğunu, başka bir hapishaneye sevki çıkan mahkumun üzerine kayıtlı bazı eşyaları birlikte kaldığı arkadaşına bırakmak istemesi üzerine idare buzdolabına ve televizyona el konulduğunu, yedi mahkuma toplamda yirmi gün hücre cezası, üç ay ziyaret yasağı ve üç ay iletişim yasağı verildiğini ifade etti. İSTANBUL İHD
*1 Ekim günü başvuruda bulunan Seher İnce, kızı Sevda Dilan’ın Denizli Bozkurt Kadın Hapishanesinde kaldığını, cezasının bitimine üç ay kaldığını, kısa bir süre önce, arkadaşının yatağına uzandığı için müdür Emel Şahin’in kendisine hakaret ettiğini, buna karşılık kızının “Ben çocuk değilim, bana bu kadar hakaret etmeyin” dediğini, bunun üzerine kızına 4 gün hücre cezası verildiğini belirtti. Hücre cezası boyunca kızına yemek verilmediğini, kolestrol ilaçlarının verilmediğini, kızını kapalı bir hapishanene sevk etme kararı aldıklarını ve bu yüzden çok kaygılı olduklarını ifade etti. İSTANBUL İHD
*19 Kasım günü başvuruda bulunan Azade Balbal, babası Lütfi Balbal’ın (1961) sevk edildiği Tekirdağ 2 No’lu Hapishanende gardiyanlar tarafından detaylı arama yapmasına karşı çıktığından darp edildiğini, babası Lütfi Balbal, arkadaşları Cüneyt Özil ve Recep Karagül’ün 10 günlük hücre cezası aldıklarını dile getirdi. İSTANBUL İHD
*26.04.2011 tarihinde başvuran İhsan Arslan, şu beyanlarda bulundu: “Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan Amcam Mehmet Reşit Arslan’ın hapishanende yaşadığı sıkıntıları belirten mektubunda şunlara yer vermiştir: Kendim siyasi nedenlerle PKK davasından 18 yıldır hapishanende tutulan bir hükümlüyüm. Bunun son 8 yılı aşkın F Tipi cezaevlerinde geçirmiş bulunuyorum. Halen Kırıkkale F Tipi Hapishanesindeyim buraya 2008 Şubatında saldırıya uğradığım Ankara Sincan 2 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesinden bir nevi sürgün olarak getirilmiştim. Saptanmış olan kronik hepatit B hastalığım nedeniyle 1997 yılından beri belli aralıklarla uygun hastanelerde gerekli sağlık kontrollerimi olmaya çalışıyorum. Aynı zamanda sağlıkçı olmam duyarlılığıyla bu kontrollerimi aksatmamaya çalışıyorum. En son Ekim 2010’da burada fakülte hastanesinde yapılan kontrollerde bir doçentin önerisiyle biyopsi gerekebilir diye Ankara’ya sevkim yazıldı. Bu sevk çerçevesinde 17 Şubat 2011’de Ankara 2 Nolu F Tipi Hapishane’ne götürüldüm. Aynı zamanda Kırıkkale Üniversitesi KMYO Bilgisayar Programcılığı bölümü uzaktan eğitim 2. Sınıf öğrencisi oluşum nedeniyle kalmamın uzun sürmesi olasılığına karşılık öğrenimimi gerçekleşmede kullandığım bilgisayar ve kimi ders materyallerimi de beraberimde götürdüm. Gider gitmez bu durumu da oradaki yetkilerle paylaştım. Özetle, Kırıkkale’de olduğu gibi devam zorunluluğu olan öğrenimim için dersler ve bu derslerin uygulaması için gerekli programların yüklü olduğu bilgisayarımdan burada sağlanacak internet olanağı ile birlikte uygun bir yerde hafta içi tatiller dışında her gün gün boyu yararlandırılmam gerektiğini belirttim. Önceleri ‘bilgisayarın olmaz, ancak seni idarenin olanaklarından yararlandırırız’ dediler. İlk günlerde hiç yararlandırmadıkları gibi, daha sonra ‘haftada sadece bir kez bir saat olarak yararlandırırız’ dediler. Ki bunu da hiçbir zaman yerine getirmediler. Başlayacak olan vizelerimle birlikte öğrenimimi bu şekilde sürdürmemin pek olanaklı olmadığını görerek, önce müdürlerle görüşmeye çalıştım. Önceki görüştüklerim öğretmen ve kütüphane memurlarıydı. Bu mümkün olmayınca Bakanlık İnfaz Hakimliği ve savcılığa dilekçelerle başvurdum. Bu sıralarda 23 Şubat günü Numune Hastanesi’ne götürüldüm. O gün hapishanende olmadığım halde hakkımda saat 11.00 ve 14.00 odada slogan attığım, kapıya vurduğum şeklinde tutanak tutulup hakkımda soruşturma açıldığını 25 Şubat günü tebliğ edilen bir yazıyla öğrendim. Konuyla ilgisi olmadığını bildiğim oda arkadaşım da olduğu halde, sadece benim hedef alınmış olmam da düşündürücüydü. Bir ilgim olmadığını belirtip, daha sonra müdürle görüşme yönünde birçok dilekçem olmasına rağmen, kimseyle görüşemediğim gibi, herhangi bir ifade-savunmam dahi alınmadan ileriki günlerde Disiplin Kurulu’nun verdiği 45 günlük iletişim cezası yazısı iletildi. Bunun üzerine gerekli yerlere suç duyurusunda bulundum. Hem aksatılan öğrenimim, hem bu konuda. Tabi orada tutulduğum süre boyunca kimi istisnalar dışında dilekçelerimin çoğuna cevap alamadığım gibi, akıbetlerini de öğrenemedim. Yine F Tipi kantinlerinden temin ettiğim eşyalarım yanıma verilmediği için yararlandırılmadım. Daha fazla kalmamak için kimi hastane sevklerimi de iptal ederek, dönmek için uğraştıysam da ancak 5 Nisan’da dönebildim.” (İHD Diyarbakır)
*Van F Tipi Hapishanesinde kapalı görüşte aileleriyle Kürtçe konuşan 3 PKK'li tutukluya "A Takımı" denilen ekip tarafından müdahale edilirken, Kürtçe konuşan tutuklulara spor ve hücre cezaları verildi. Van F Tipi Hapishanende PKK davasında tutuklu bulunan Hamdi Kılınç, İskan Aksaç ve Aydın Akış, geçen hafta yaşanan olay hakkında aileleri aracılığıyla açıklama yaptı. Kapalı görüşte Kürtçe konuştukları için hapishanende gardiyanlar tarafından müdahale edildiğini belirten tutuklular, "Biz ailelerimizle Kürtçe olarak konuştuğumuzda ilk olarak bir gardiyan gelip bizi uyardı. Biz de konuşmaya devam edince hapishanende özel olarak yapılandırılan müdahale takımı geldi. Gelip direk görüşmemizi kesmek istedi. Biz engel olunca saldırı yapıldı ve darp edildik" dedi. Tutuklular, yapılan saldırıdan sonra kendilerine hücre ve spora çıkmama cezaları verildiğini dile getirdi. .” (İHD Diyarbakır)
*Yaklaşık iki yıldır Urfa Hapishanesinde süren hak gasplarına her gün bir yenisi ekleniyor. Daha önce sayım vermedikleri iddiası ile kadın koğuşundaki tüm tutsaklara açılan 2 soruşturmada "sosyal haklardan men" cezası veren hapishane yönetimi, son olarak aralarında BDP İl Eşbaşkanı İbrahim Ayhan'ın da bulunduğu 15 kişiye Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getiriliş yıldönümünde bir günlük açlık grevine girdikleri gerekçesiyle bir aylık "sosyal haklardan ve iletişimden men" ile "görüşe çıkmama" cezası verdi. .” (diha Diyarbakır)
*YSK'nın bağımsız adayları veto etmesinin ardından bölgede başlayan olaylar ve polisin orantısız şiddetini protesto etmek için geçtiğimiz günlerde açlık grevi yaptıklarını duyuran Batman M Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan 150’yi aşkın siyasi tutuklu ve hükümlüye 3 ay açık görüşe çıkmama cezası verildiği öğrenildi. Ayrıca, hapishanendeki birçok tutuklunun ise istemi dışında başka cezaevlerine gönderileceği öğrenildi. Yakınları aracılığı ile bir açıklama yapan tutuklular kamuoyunu duyarlı olmaya çağırarak şunları belirtti: "Özellikle YSK vetosu ardından hapishanende de baskılar iyice arttı. Protesto amacıyla başlattığımız açlık grevi nedeniyle 3 ay açık görüşe çıkmama cezası verildi. Akabinde bölgede yaşanan olaylar nedeniyle tutuklanan birçok arkadaşımız var. Bu Batman M Tipi Kapalı Hapishanesinde başlayacak yeni sürgünlere bu tutuklamalar adeta yeni bir bahane oldu. Gün geçtikçe baskılar artırıyor. İnsan hakları kuruluşlarını, demokratik kamuoyunu, vicdan sahibi herkesi yaşanan bu insanlık dışı uygulamalara karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz." .” (İHD Diyarbakır)
*Bitlis E Tipi Kapalı Hapishanesinde aralarında Yüksekova Eski Belediye Başkanı Ruken Yetişkin'in de bulunduğu 35 tutuklu kadına 2 ay açık görüş yasağı verildiği öğrenildi. Son dönemlerde geliştirilen askeri ve siyasi operasyonları protesto etmek amacıyla açlık grevine girdikleri için kadın tutuklulara ceza verildiği bildirildi. .” (İHD Diyarbakır)
*Mardin E Tipi Kapalı Hapishanesinden kalan kadın tutuklular, yaşadıkları hak ihlallerine ilişkin aileleri aracılığı ile bir açıklama yaptı. Askeri operasyonlara karşı iki günlük açlık grevi başlattıklarını belirten kadın tutuklular, hapishane idaresi tarafından açlık grevi sona ermeden 5 ay disiplin cezası verildiğini belirtti. Kapasitesi dar olan hapishanene son dönemlerde yoğun gelişlerle birlikte 15 kişilik odalarda 58 kişinin kaldığını belirten tutuklular, nefes almakta dahi zorluk çektiklerini kaydetti. Koridor ve tuvalet kapılarına kadar yatak serildiğini ve her yatağa 3 kişinin düştüğünü belirten tutuklular ayrıca gardiyanlar tarafından psikolojik baskıya maruz bırakıldıklarını belirtti. Açıklamada başta insan hakları örgütleri olmak üzere kamuoyu cezaevlerindeki hak ihalelerine karşı duyarlı olmaya çağırıldı. .” (İHD Diyarbakır
*Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun "KCK davası" kapsamında tutuklu bulunan Urfa adayı İbrahim Ayhan'a, Urfa E Tipi Hapishane yönetimi düşündürücü bir ceza verdi. "Sayım düzenine geçmediği" iddiasıyla hapishane idaresi tarafından hakkında soruşturma başlatılan Ayhan'a Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 3 ay iletişim haklarından men cezası verildi. Alınan karar doğrultusunda, Ayhan'ın seçmenlerine selam göndermesi, ailesi ile görüşmesi, telefon açması, mektup yazması yasaklandı. (İHD Diyarbakır Şubesi)
*"KCK davası" tutuklusu Ebru Günay'a, duruşmaya katılmayacağını bildiren dilekçesi gerekçe gösterilerek iki ay kapalı görüş yasağı verildi. Avukat Erhan Ürküt, Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishane yönetiminin verdiği disiplin cezasının hukuk dışı olduğunu söyledi. (İHD Diyarbakır Şubesi)
*16.06.2011 tarihinde Nezahat Kuzu aracılığıyla Kandıra 2 Nolu F Tipi Hapishanenden mektupla başvuran Hanefi Kuzu, şu beyanlarda bulundu: “Kaç kez oluyor size mektup yazıyorum ama faşizan iktidar AKP politikalarından dolayı her seferinde gerekçeler göstererek idari kurulu tarafından el konuluyor. Bulunduğum Kandıra 2 Nolu F Tipi hapishanende keyfi uygulamaların haddi hesabı olmayan uygulamalarla karşı karşıya ve yaşamaktayım. Yaklaşık 4 ay önce dış kantine bakan ilgili gardiyan benden habersiz ve bilgim olmadan adli bir hükümlünün kolisini hesabımdan yolluyorlar. Ne tesadüf ki o sırada da iç hukuk yolları tükenmiş ve evraklarımı AHİM’e göndermesi için avukatıma yolladım. Bu AHİM’e gitmemeye dönük bir engellemeydi. Bunun üzerine bende ilgililer hakkında suç duyurusunda bulundum. İlgili Cumhuriyet Savcısı sözlü olarak dilekçemi işleme koymayarak yolsuzluk denilen girişime göz yumması üzerine bende dilekçeyi infaz hâkimliğine yolladım. 04.02.2011 tarihinde saat 9.30 civarında hapishane müdürüyle görüşme talebi olmaksızın odamdan zorla alınarak hapishane idaresi tarafından tutuklu ve hükümlülerin görüştüğü odaya götürüldüm. Sorgusuz ve sualsiz hakaret, tehdit ve şantaj yapmaya başladılar. Dilekçemi geri çekmeyeceğimi söylediğimde işkence timi olarak bilinen kişiler beni kameraların olduğu yerde işkence uyguladılar. Bu konu için Adalet bakanını göreve çağırıyorum, bu görüntüleri bir heyet denetlesin istiyorum. Yukarıda belirttiğim bu husus hapishane 2. müdürü olan Servet isimli kişi tarafından yapıldı. Benim 4 Nisan da doktorla randevum olmasına rağmen bana doktorun izne ayrıldığını söylediler. Yapılan işkenceler yetmezmiş gibi bana 1 kapalı görüşten men için disiplin soruşturması açıldı. Bulunduğum bu hapishanende keyfi uygulamalar ve işkencelere tabii tutuluyorum. Yaklaşık 1 ay önce İHD’ye faks ve mektup gönderdim. Uyduruk uygulamalar gerekçe göstererek mektup ve fakslarıma el koydular. Faşist AKP’nin politikalarını kamufle etmeye çalışıyorlar. En son 15 gün önce Günlük Gazetesinde bulunan Hüseyin Akyol’a yazdığım bir mektup aynı sebeplerden dolayı el konuldu. Bu idarenin mektuplara el koyması temel nedeni “kirli çamaşırlarını gizlemeye” dönüktür. Bu faşizan uygulamaların altında imzası olan kurum 1. müdürü Mehmet Kara Kaya, Sosyolog Özlem Altın, Psikolog Deniz Enül, bu kişilerin talimatları doğrultusunda işkenceler uygulanmıştır. Hükümetin sözde Türkiye’de işkenceye sıfır tolerans dediği gerçek dışı olduğunu Başbakan Erdoğan buradaki kameralara baksın ve görsün. İşkencenin nasıl sistemli olduğunu göreceklerdir. Bu durumu sizlerle paylaşmak ve kamuoyuna duyurmak istedim.”(İHD Diyarbakır Şubesi)
*Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun tutuklu Şırnak Bağımsız Milletvekili Faysal Sarıyıldız'a tutuklu bulunduğu Mardin E Tipi Kapalı Hapishane idaresi tarafından, geçen ay "askeri ve siyasi operasyonların" durdurulması için hapishanende yapılan açlık grevine katıldığı gerekçesiyle 4 ay açık görüş cezası verildi. Ailesi tarafından verilen bilgiye göre, hapishane yönetiminin açlık grevine giren tüm siyasi tutuklulara 4 ay boyunca açık görüş cezası verdiği ve Sarıyıldız'ın milletvekili olmasına rağmen hapishane idaresi tarafından Sarıyıldız’ın da 4 ay boyunca açık görüş hakkının elinden alındığı bildirildi(İHD Diyarbakır Şubesi)
*10. 01. 2011 Tarihinde Fadile Özdemir’in Karaisalı hapishanesinde hükümlü bulunan oğlu Mehmet Özdemir ile telefonda yapmış olduğu görüşmede siyasi tutuklu ve hükümlülere yatak ve sıcak su verilmediğini bu nedenle oğlu ve arkadaşları yatak ve diğer ihtiyaçlar için ilgili kurumlara dilekçe yazdıklarını bu nedenle tehdit ve disiplin cezalarına çarptırıldıklarını belirten başvuru yapılmıştır.İHD ADANA

*10.01.2011 tarihinde Mehmet Rasim Başçının kardeşinin yapmış olduğu başvuruda Karaisalı hapishanesinde hükümlü bulunan abisi Mehmet Nurettin Başçı ile yapmış olduğu görüşmede kendilerine yatak ve sıcak suyun verilmediğini ve bu nedenle ilgili kurumlara dilekçe yazdıkları için abisi ve arkadaşlarının 6. ay disiplin cezasına çarptırıldığını belirten başvuru yapılmıştır.İHD ADANA


*23.09.2011 tarihinde Gülistan Şahinin yapmış olduğu başvuruda ablası Meral Şahinin Karataş kadın hapishanesinde tutuklu bulunduğunu, ablası Meral Şahinin adliyeye götürülürken ağır hakarete uğradığını ve darp edildiğini belirmiş ve bu tür uygulamaya karşı hapishanede kapı dövme eylemine katıldıkları için 12 gün hücre cezasına çarptırıldığını belirten başvuru yapılmıştır. .İHD ADANA
*20.12.2011 tarihinde Muhsin Turanın yapmış olduğu başvuruda, görüşçüsü olduğu Hatay E Tipi hapishanesinde tutuklu bulunan Enver Enginin aktarımına göre gönderilen mektup ve kitapların eline ulaşmadığını ve mektuplarının gönderilmediğini sebepsiz yere disiplin cezasına çarptırıldığını belirten başvuru yapılmıştır. .İHD ADANA

*Rıfat KARACAN 28.03.2011 tarihinde yaptığı yazılı başvurusunda Kardeşim Orhan Karaca 2004 tarihinde siyasi olarak tutuklandı..Kardeşimin bu olumsuz ceza evi koşullarına karşı verdiği dilekçeler dikkatealınmıyor.Devamlı onları tehdit tehdit ediyorlar.Küfür ve hakaret ediyorlar.Disiplin cezası olarak mektup ve telefon görüşmelerini yasaklıyorlar.Diye ifade ettiler ve Derneğimizden İlgili merciler nezdinde konu ile ilgili yazışmalar yapılmasını talep ettiler.İZMİR İHD

*Semire TUNÇ 21.06.2011 tarihinde başvurusunda”Ben Kırıklar F tipi 1 nolu hapishanende tutuklu kardeşim Mahsun TUNÇ’un açık görüş ziyaretine 7 haziran 2011 de gittim.O gün içerde veznede kızkardeşim para yatırırken bende yanında bekliyordum. O sırada bir görevlinin hamile olan Gülistan TUNÇ’u ittiğini gördüm,” ne yapıyorsun hamile olduğunu görmüyor musun” diye gardiyanı uyardım.Bana dönüp “hamileyse bana ne “dedi ve o sırada orda bekleyen hapishane müdürü “çıkartın şu şerefsizleri” diye bağırması üzerine gelen jandarma herkesi çıkarttı ben içerde kaldım.Müdür “ burası Türkiye Cumhuriyeti biz ne dersen sizde onu uygulayacaksın” diyerek parmağını bana doğru salladı.Bana sana 6 ay görüş cezası vereyim de gör dedi.O sırada yanımızda bulunan bayan bir gardiyan müdüre “kızın yaptığı bir şey yok konuşuyoruz” dedi müdürün çıkartın dışarı demesi üzerine beni de çıkarttılar ve o gün görüş gerçekleştiremedik.Ben çıkmak üzereyken ararlından konuşan gardiyanlardan biri diğerine ” bütün gerginliği sen yarattın buna gerek yoktu” dediğini duydum.Bugün 21.06.2011 de kapalı görüş için hapishanene gittiğimde bana 3 ay görüş yasağı ceza verildiğine dair bir karar verdiler. Ben kararı imzalamadım.Hapishanene bugün görüşe geldiğimizi ve bize izin verildiğine ilişkin bir dilekçe verdik.Bu gün gardiyanlardan biri bile bana “siz o gün para yatırıyordunuz size neden ceza geldi” buna şaşırdığını söyledi.Annem Behiye TUNÇ o gün bir köşede sessizce oturuyordu ona bile 3 ay görüşmeme cezası geldi.İZMİR İHD

Sıraç Keskin 25.03.2011 tarihinde kırıklar hapishanenden yaptığı başvuruda Hapishanende son olarak ta bizleri ziyarete gelen ailelerimize asılsız gerekçelerle bir ay ile iki ay arasında görüşme cezası verildi. Oysa ki bu insanlar yılladır hapishanene bizleri ziyarete gelmekte ve dolayısıyla tüm uygulamaları iyi bilmektedir. Ancak her nedense birden bire ailelerimiz arkası kesilmeyen görüş yasaklarıyla karşılaşmaya başladı. Ailelerimizin hapishane 1. müdürü Ayhan Çapar ile yaptığı görüşmede hapishane müdürü kendilerine cevaben – belki de personelin görevi sizi tahrik etmektir- demiştir.” İZMİR İHD

30.09.2011 tarihinde yazılı başvuruda bulunan; Sincan Kapalı Hapishanenden Şermin DEMİRDAĞ hapishanende girişlerde insani onurun hiçe sayıldığı çıplak aramaların yapılması, yeni tutukluların ‘bağımsız odalara’ geçme dayatılıyor kabul edilmediği taktirde sözlü ve fiziksel olarak saldırılıyor.sürekli gerginlikli ortam yaratılarak insani olmayan uygulamaların uygulanması. Hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden disiplin cezalarının verilmesi. (İHD GM) 



*07.07.2011 tarihinde yazılı başvuruda bulunan; Kürkçüler  F Tipi Hapishanende bulunan Halil  KAPLAN “ keyfi olarak mektuplara el konuluyor ve suni gerekçelerle bizlere disiplin cezaları veriliyor. Kamuoyuyla iletişimiz kesilip tecrit içinde tecrit yaşatılıyor” . (İHD GM) 
*02.06.2011 tarihinde yazılı başvuruda bulunan; Kırıkkale Hacılar F Tipi Hapishanende  bulunan tutuklu  Behçet ADANMIŞ;”5 Ekim 2010 tarihinde  Kırıkkale F Tipi Hapishanene getirildim  keyfi uygulamalara ve insanlık dışı uygulamalara maruz kaldım. Evraklarım eksik diye telefon hakkım elimden alınmış durumda. 20 Şubat 2011 ve en son olarak 9 Nisan 2011 tarihinde keyfi olarak süngerli hücre kısmına konuldum. Penceresiz, çeşmesiz ve koşulları insanlık dışıdır. Ortada hiçbir disiplin cezası olmadan keyfi olarak hücreye konuldum. Hücrede yalın ayak tutulduğumdan dolayı ayaklarımda şişme ve yaralar oluştu. Adalet bakanlığına, DİHA ve İHD ye yolladığım mektuplara el konuldu. Tahatütlü olarak gönderdiğim mektupların gönderdiğime dair hiçbir dekont bana verilmedi. Sorduğumuz zamanda bana ‘neden bizimle uğraşıyorsun’ yanıtı alıyorum. Tüm bu uygulamalara karşı 13 Nisan 2011 tarihinden itibaren süresiz açlık grevine başladım. Adalet bakanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığına 10 adet dilekçe yazıp yolladım. Hiçbir yanıt alamadım. Açlık grevine girdiğimden dolayı yeni bir disiplin sucu soruşturma açıldı. Bu disiplin cezasına yazdığım itiraz dilekçisi yazdım  24.04.2011 itiraz talebime yönelik İnfaz Hakimliğine çıkarıldım. İnfaz Hakim’i Hasan ÇAVAÇ tüm bu uygulamaları anlattım. Hasan CAVAÇ anlattıklarımı yalan olduğu söyledi ve yalancılıkla nitelendirdi. . (İHD GM) 
Disiplin cezalarının hangi durumlarda verileceğine; disiplin suçu oluşturacak davranışlar ile hangi yaptırımın uygulanacağı ilişkin düzenlemeler Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Hakkındaki Yasa’nın 37–46.maddelerinde ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.

Buna karşın aynı Yasa’nın 48/1.maddesi idareye çok geniş bir takdir yetkisi tanımaktadır. Bu maddeye göre; “37 ilâ 46 ncı maddelerde yer alan eylemlerin tanımına uymayan ve kanunda tanımları yapılmamış olan eylemler, nitelik ve ağırlıkları bakımından bunlara benzediklerinde, aynı maddelerdeki disiplin cezaları ile karşılanırlar.”

Başka bir deyişle, yetkililerin hoşuna gitmeyen herhangi bir davranış ya da eylem nedeniyle, Yasada tanımı yapılmamış olsa da disiplin yaptırımı ile karşı karşıya kalınabilmektedir. Oysaki Yasanın bu maddesi, suçlar ve cezalara ilişkin genel esasları belirleyen ve kıyas yasağını düzenleyen TCK m.2(3) hükümleriyle ciddi bir çelişki içindedir;

Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.”



Keyfiliğe neden olabilecek İnfaz Yasası’nın 48/1.maddesinin yanı sıra Yönetmeliğin, yukarıda belirtilen 14.maddesi de kendi içinde ve yasada belirtilenlerden ayrık olarak bir yaptırım düzenlemesi nedeniyle Anayasa’nın 38/3.maddesinde yer alan;

Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.”



Hükmüne de açıkça aykırıdır.

Gerek Yasa’nın 48.maddesi ve gerekse Yönetmeliğin 14.maddesi ayrıca;

Anayasa’nın 38/1.maddesinin;

Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.”



TCK m.2’nin;

(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.



(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.“

Hükümlerine aykırılık oluşturmaktadır.

Yine, Yönetmeliğin 14.maddesi ile yasada yer almayan bir cezai yaptırım idari işlemle düzenlenmiştir. Bu madde, kınama cezası dışında disiplin cezası alan tutuklu ve hükümlülerin, ceza kaldırılıncaya kadar açık görüş hakkından da faydalanamaması sonucunu doğurmaktadır. Oysa disipline konu davranışlar ve yaptırımlarının yer aldığı İnfaz Yasası incelendiğinde, ne 42.madde ile düzenlenen “haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama” ve ne de 43.madde ile düzenlenen “ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma” hükümlerinde “disiplin cezası almış olmak”, “açık görüşten yasaklanmanın” bir gerekçesi olarak belirtilmediği görülmektedir.

Bu anlamda söz konusu düzenleme bir yandan “aynı suç nedeniyle iki kez yargılanmama” ilkesine aykırı olduğu gibi, diğer yandan Anayasa’nın 38/1 ve TCK’nın 2. maddeleri ile güvence altına alınan “kanunsuz suç ve ceza olmaz” prensibinin açık ihlali niteliğindedir.

Uluslar arası sözleşmelerde ise,TUHAK, İlke 30/1’de düzenlenen “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi gereğince; “Tutulan veya hapsedilen kimselerin tutuldukları veya hapislikleri süresince disiplin suçu oluşturan davranışlarının türleri, uygulanabilecek olan disiplin cezasının tanımı ve süresi ile bu tür cezaları verebilecek olan yetkili makamlar, kanunda veya kanuna dayanan düzenlemelerde belirtilir ve usulüne göre yayınlanır. Hiçbir mahpus yasada ve tüzükte öngörülmeyen bir ceza ile cezalandırılamaz.”


Yüklə 2,13 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin