Hasan fehmi Dİvani nin açiklamasi 1- ya rabbi beni ağyare saldırma Bud fırkatın narına yandırma Mutad et kalbimi zikrinle daim Uyandır nevmi gaflete daldırma



Yüklə 486,89 Kb.
səhifə3/9
tarix01.11.2017
ölçüsü486,89 Kb.
#25308
1   2   3   4   5   6   7   8   9

20-
Sabah namazına hazır olanlar
Onlardır efali hakka verenler
Fail haktır diye huzur ederler
Yalvar kul Allaha seher vaktide
Yalvar kul Allaha bahar vaktinde

Bir insan sabah namazını kılabilmek için nasıl hazırlık yapmalıdır. Evvela uyanacak,bu yalnız vücudu değil. Mühim olan kalbidir. Çünkü cenabı Allah buyuruyor: Suret ve amelin değil ,niyet ve kalbine baktığını söyliyor. Onun için kalplerimizin uyanık olması lazımdır. Bu kalp nasıl uyanacak. Zikri daim ile uyanacaktır. İşte bunu ehlinden almakla kişinin kalbi uyanınca sabah namazını bu huzur ile kılar. Hakikatta dahi fail haktır diye şuhut eder Ve ona Allah sizi halketti fiillerinizi dahi halk etmedimi ayeti açılır. Her işte fail hak olduğu için efalin cennetine girer. Ve orada istirahat eder.Bu sır ona açıldığında şükrani olarak suret namazını dahi kılar.



Öğle namazını kılan müminler
Her sıfatı hakka nisbet ederler
Her nazar mevsufu şuhut ederler
Yalvar kul Allaha seher vaktinde
Yalvar kul Allaha bahar vaktinde

Öğle namazına gelince: Oradada sıfatları hakka nisbet ederler yani sabit olan sıfatlarıda sıfatlarıyle daima görürler.ve sıfat cennetine girerler.Bu dahi seher vaktinde uyanmakla olacaktır. Bu zevke eren bir kimse şükrani olarak öğle namazını kılar.



İkindi namazını cemaatla kıl
Vücud vücudullah gayri yoktur bil
Cümle alem fani haktır baki bil
Yalvar kul Allaha seher vaktinde
Yalvar kul Allaha bahar vaktinde

Şimdide ikindi namazını cemaatla kıl vücüd vücudullah gayri yoktur bil,cümle alem fani haktır baki bil.Ne idi vücudu hakkın efali sıfatı ve bunları toplayan zattaki, vücud diyoruz işte bütün alemde görünen budur. Buna vahdeti vücud denir. Diğer görünen hakkın vücutları bir gölğeden ibarettir. Ve bunun böyle olduğunu bizlere Kuran ı kerim bildirmektedir. Her şey fani hakkın yüzü bakidir. Allahın celal ve cemal yüzünün baki oluşu bu alemdir. Bu görünen alemi zikrullah ile diriltip bütün azalarını cemaat yapıp böylece ikindi namazını kılar. ..


Vücudunda hakkın varlığından başka bir varlık olmadığını müşahede edip vücud cennetine girer.orada bir zaman kalır. Artık Hakkın rahmetini bekler. Durursun. Ne zaman rahmet yağar topraktan başını kaldırıp insan sülalesi gibi biter.
Akşam namazını imamla kılan
Onlardır Allahı hem zahir gören
Hak söyler Enel Hak kulun dilinden
Yalvar kul Allaha seher vaktinde
Yalvar kul Allaha bahar vaktinde

Akşam namazıda:Ruhu imam yapıp azalarını cemaat yaparak kılacaksın. Azaların cemaat şöyle olacaktır. Her aza nurlanıp her azasında cenabı hak zatıyle zahir olup bu surette hakkı zahir görmüş olur. Ve kulun dilinden hak söyler. Enel hak.İşte hakkı zahir görmesi böyle olacaktır. Yoksa kendisinden ayrı görmesi mümkün olamaz.



Yatsı namazında eyle sen huzur
Muhammed yüzünden hak zahir olur
Hak batın ile halk zahir olur
Yalvar kul Allaha seher vaktinde
Yalvar kul Allaha bahar vaktinde

Yatsı namazında huzura kavuşmak şöyle olacaktır. Hakikatta bu yerde cenabı hakka kul nevafil ile yaklaştığı vakit hak o kulların kuvvesinden zahir olur. Yani görmesi, duyması,konuşması,eli,ayağı ve her azası olur. Böylece kul huzura kavuşur.




Salatı vitri kılan muhakkak
Evvel ahir zahir batın olur hak
Kalmaz şirkin abit mabut olur hak
Yalvar kul Allaha seher vaktinde
Yalvar kul Allaha bahar vaktinde

Salati vitir üç rekattır. Ve tek varlığı düşünmek lazımdır. Bu nasıl olur. İbadette üç varlık vardır. Biri kul, biri ibadet,ve biride mabuttur. İşte bu üç varlığın bire düşmesi ihlas ile olacaktır. Şöyleki:Kulun varlığı olmayıp en basiti kuvvet hakkın olunca kuvvetsiz ibadet olurmu olmaz. Mademki kuvvet hakkındır ibadeti yapan kimdir. Kuvvet sahibi olan yapar. Öyle ise ,yapan hak ,ibadetinde hak mabutta hak olur. İşte böylece ihlas olmuş olur. Burada şirki hafi yani gizli şirk kalkmış olur. Bunu zevk eden bir ihvan salati vitir olan suret namazını kılmak vacip olur. Zaten bütün emirler muvahidedir. Avama değildir. Çünkü avam doğmamiştır ki ona farz olsun.



Teheccüd namazı farz değil sana
Yetim malıdır yakar baştan başa
Teberrüken kılar FEHMİ yok haşa
Yalvar kul Allaha seher vaktinde
Yalvar kul Allaha bahar vaktinde

Teheccüd namazı Resulullah efendimize mahsustur. Kurani kerimde : Gecenin hıfsında kalk rabbına nafile olarak Teheccüd namazı kıl ,umulurki Rabbın seni makamı Mahmuda irsal eder Buyurulmuştur. Amma bu makama bazı veliler tebrik için girerler. Orada duramazlar. İnerler. Yetim malı olması Resulullah efendimize ait makamı Mahmud olmasındandır.



21-
Gel ey kardeş sende gafletten uyan
Mümin olan durmaz zından içinde
Yakıp varlık dağın şöyle mert ol kim
Gerdanı kan eyle irfan içinde

Benlik ile hakka tuğyan eyleme
La tüşrikü dedi kuran içinde
Mevlayı ararsan zahirde ara
Göresin ankayı ol kaf içinde


Balıklar ummanı arayıp gider
Nice görsün kendin umman içinde
Hakikat güneşi doğmuş üstüne
Nice görsün şemsi sehab içinde

Gel ey FEHMİ sende hakkı fehmeyle
Gör ne cevherler var vicdan içinde

Bir hadisi şerifte : Dünya müminlere zından kafirlere cennettir.

Öyle ise dünya nedir.


Eğer şu yaşadığımız yer yüzü dünya ise,bu yer yüzünden nice Peygamberler ve Evliyalar gelip geçti.


Çalıştılar mal mülk sahibi oldular.

Onlara bu dünya zından olması lazım gelirdi. Öyle ise şu yaşadığımız dünya Dünya değil ,Dünya insanların gafletidir. Gaflet ise hakkı bilmemektir.


Bunun için Fehmi Hz.leri ,

 
Gel ey kardeş sende gafletten uyan



Mümin olan durmaz zından içinde

Öyle ise hangi müminlerdir? Neden Peygamberimiz gafil müminlere insanlar uykudadırlar, öldükleri zaman uyanacaklardır.. Demiştir.. Ölü iki kısımdır. Biri maddi ölüm diğeri manevi ölümdür.


Maddi ölümle ölen bir kişi ölünce uyanacak, fakat iş


işten geçmiş olacak, amma manevi ölümle ölen yanı ölmeden evvel ölünüzki bir daha ölüm görmeyesiniz İşte
bu ölüm kendi varlıklarını hakkın varlığında yok edip hakkın varlığı ile var olmaktır. Varlık bir daha yokluk görmez. Rabbına erişmiş olur.

Yakıp varlık dağın şöyle mert ol kim

Gerdanı kan eyle irfan içinde

Musa a.s Turu sinada Rabbı ile konuşurken ya Rabbi görün bana bakayım sana dediğinde, lenterani cevabını aldı. Yani beni göremezsin, ancak karşıki dağa bak, o dağın yerinde durduğunu görürsen o zaman beni görürsün. Cenabı Allah o dağa tecelli edince, dağ dayanamayıp yanmağa başladı. Musa a.s.bir sayha ile bayıldı.düştü.Sonra kendine gelince :Benim zannımdaki gibi seni görmek isteyenlerin ilk tövbecisi ben olayım Diye tövbe etti. Benim istediğim gibi görünmezmişsin Seni. böyledüşünmekle tövbe ediyorum. Beni ilkmüslümanlardan kabul eyle .


Allahın tecelli ettiği dağ hanği dağ idi. Şübhesizki Musa a.s. benlik dağı idi. Hak kimin benliğine tecelli ederse


onun benliğinden bir eser kalmaz Nasılki bir insanın boynu kesilince , boynu kan içinde kaldığı gibi ,sende irfaniyetle benlik boynunu kes. Benliğinden bir eser kalmamış olsun. İşte mertlik ve pehlivanlık budur. H.z. Ali keremullahi vecheye Allahın Arslanı denildi. Çünkü kendi nefsinin pehlivanı idi. Bir gün pehlivanlık güreşi tuttuklarında Hz. Ali kafiri aldı yere vurdu. Hancerini çıkarıp boynunu keseceğı zaman kafir Hz Alinin yüzüne tükürdü Hz. Ali hemen kafir pehlivanı bıraktı. Kafir neye bıraktığını sorduğunda bu kızgınlıkta senin boynunu kesmiş olsa idim nefsime hizmet etmiş olurdum.Ben her şeyi Allah rızası için yapıyorum dedi.
Ve kafir pehlivanda müslüman oldu. Bizde benliğimize karşı böyle davranıp o nefis denilen benlikleri böyle yere serip onun pehlivanı olabilirsek işte pehlivanlık budur.Böyle pehlivana aşk olsunBenlik ile hakka tuğyan eyleme La tüşriku dedi kuran içinde Ey insan senin benliğin seni azdırmış. Allaha karşı azgın biri olmuşsun . Bu azgınlık seni sonunda pişman edecektir. Lakin son pişmanlık fayda vermez.
Kurani kerimde şirk etmeyiniz buyuruluyor. Peygamberimiz de : Şirk ikidir birisi aşikar, diğeri gizlidir. Ümmetimin aşikar şirklerinden korkmam Eminim, Fakat gizli şirklerinden emin değilim. Aşikar şirk Allahtan başkasına tapmaktır. Gizli şirk ise ;Kuranı kerimde şöyle denilmektedir. Biz emaneti göklere yerlere ve dağlara arz ettik onlar bu emaneti yüklenmekten kaçındılar .İnsan ise bu emaneti yüklendi.Sonrada zalim ve cahillerden oldu. Peki bu amanet ne idi: İşte bu emanet cenabı hakkın subut olan sıfatlarıdır. Bunlar sekiz dır. 1-Hayat 2-İlim 3-İrade 4-Semi 5-Görmek 6-Kudret 7-Kelam 8-Tekvindir. Peki bunlar nerdedir. Kısmen her yerde var isede insanda tümü ile mevcuttur. Çünkü insan mazharı tamdır. Bunun için mahlukatın eşrefi olmuştur. Peki bu insanı yoklayalım..Neden cahil ve zalimlerden olmuştur. Bunun emanet olduğunu unuttu. Kendi malı gibi kullandı. Nefsinin zalimi ve cahili oldu. Deniliyor. İsede; Hakikatta bunları kendisine nisbet etmesi gizli şirk olduğundan haberi olmadı. Başka bir ayeti kerimede : Siz emaneti ehline veriniz buyuruluyor. Bu emaneti ehline verebilmek için, nefsine zulum ve ilminin cehili olmakla mümkün olacaktır. Çünkü bu varlıkları nefse; vermedinmi nefse zülum olur. İlminde hakikat olduğunu anlayınca ne kaldı. Sana cehil kaldı. Bu surette emanet yerini bulmuş olur. Sende gizli şirkten böylece kurtulmuş olursun. Buda Tevhid ile olacaktır. İşte insanların var olabilmelerinin sebebi budur. Allaha ibadet etmek ve Tevhid edip bilmektir. Tevhidsiz yapılan ibadet şirk ile yapılacağı için kabulunde dahi şüphe vardır. Öyle ise yalnız ibadetle kalmıyalım. Allahı Tevhid etmeye çalışalım. Bu dahi Lailahe illallah kelamından ibaret değildir. Bu tevhidin özü vardır. Bunu arayıp bulmak lazımdır. Bunun için Resulullah efendımiz: İlim arayınız velevki Çinde olsa buyurmuştur. Öyle ise Tevhid bir ilimle bulunsa gerektır.

Mevlayı ararsan zahirde ara
Göresin ankayı ol kaf içinde

Cenabı hak kuranı keriminde : Evvel, ahir, zahir, batın olduğunu bildiriyor. Madem zahirde dahi odur,.. niye görülmesin O açıkta görülmekte, fakat bizleri gözlerinde katarak varda ondan göremiyoruz. Dünyayı gören gözümüzde katarak olduğu zaman hemen çaresine bakarız .Fakat manevi kalp ve can gözümüzün görmemesine katarak olduğunun hiç farkında değiliz.. İşte manevi katarak cahilliktir. Bu cehil kalkar ilim gelirse ,ondan başka bir varlığın olmadığını kalp ve can gözü ile görmüş olursun. Öyle ise fırsat elde iken durmayalım manevi katarağı alacak manevi bir doktor bulalım ve gözümüzden katarağı aldıralım. Sonra fırsat elden gidince diğer alemde manevi doktor bulamazsın. Ve oradaki pişmanlıkta fayda vermez. Lütfen gözünüzdeki bu katarağı alacak bir doktora gidin. O doktorlar her yerde bulunur. Hemen çaresine koşunuz. Yarına bırakmayın. Sonra pişman ..olursunuz..



Balıklar ummanı arayıp gider
Nice görsün kendin umman içinde

İnsanlar dahi Allah ile beraber yaşıyorlar. Fakat balıkların suyu göremedikleri. gibi insanlarda hakkı göremiyorlar. Bunu göstermeyen nedir. Bilgisizliktir. Bu bilgiyi buldunmu ,o zaman senin bilgisizlik perdeni gözünden siler. Görürsünki ondan gayri varlık yok imiş. Hakikat güneşi doğmuş,üstüne nice görsün şemsi zehap içinde , bu güneş batmayan bir güneştir. Fakat bulut etrafını kaplamış. Nasıl görsün ,ancak bir rüzğar eserse o bulut dağılır. O bulutu dağıtmak için ,şüphesiz olgun bir kişinin nefesi ile olacaktır. Cenabı Allah cümle arayan kardeşlerimize olgun kişi buldurmasını nasıp eylesin Amin.



22-
Sen bir aşıksın maşukun nerde
Haber almışsın uzak bir yerde
Sil gözünü gör mabudun nerde
Abit olurmu mabuda perde

Şirk sekri sende tuğyan eylemiş
Yol bulamazsın zevki tevhide
Soyun dal sende bahri muhite
Cevher bulunmaz her bir nehirde

Bülbül zevk almaz altın kafeste
Nice durursun sen bu zulmette
Uçar şad eyle mugi ruhunu
Seyran eylesin enfus afakta

Aşık olan irfan buldular
Zevke erdiler aklın ardında
Mecnun olmadan leyla bulunmaz
Akıl kalırmı darı mahbubta


Mürüvvet ettin beni bu derde
Her kim koyduysa olsun cennette
Mecnuna bir şey sual olunmaz
Yazmadı kalem levhi mahfuzda

Cemali yare bakarken FEHMİ
Tevhid hançerin duymadı canda

Aşık bedendir. Ruh maşuktur. Bilmiyorsun ne zaman onu gaflet perdesi istilam etmiş, ne zaman masiva tozunu gönül yüzünden Tevhid ile sileceksin o zaman maşukunu kendinde bulacaksın. Abit ile mabudun bir olduğunu anlarsın . Bunu göstermiyen cehil idi. Cehilin yerine ilim geldiği zaman, aşık ile maşukun bir olduğunu anlamış olursun. Abit mabuda perde olmaz. Bülbül zevk almaz altın kafesten. Sen neden durursun bu zulmette. Bülbül kişinin Ruhudur. Altın kafes ise bedenidir. Yani nisbet varlığıdır. Bu nisbet varlığını yok bil. O zaman Ruhun serbest olur. Enfusta ve afakta cenabı hakkın ayetlerini okur ve görür. Kuranı kerimde: Biz onların nefislerinde ve ufuklarında ayetlerimizi göstereceğiz. Taki hak yani gerçekler belli olsun için . Kimki masiva tozunu gönül yüzünden Tevhid ile silmişse onlara mürüvet ettin. Beni bu derde her kim koydu ise olsun cennette. Mürüvet kötülük üzerine iyilik etmektir. Yani ben o kadar asi inkar kulunu bu bataklıktan alıp, tertemiz edip,bu gönül bahçesine koydu. Allah ona cennet mekan olsun dediği Mürşididir. Mürşidine teşekkür ediyor. Mecnuna bir şey sual olunmaz. Yazmadı kalem levhi mahfuzda.Mecnun kimdir. Allaha kendini veren ,Allahtan başka bir şey düşünmeyen; gece ve gündüz hep Allahla aşina olandır. Alemi ahirette insanlar üç saf üzere toplanacaklardır.




1-Ashab-ı Şimal 2-Ashabi yemin 3-Ashab sabıkun.

Ashabi Şimal: Amel defterleri solellerinden verilenler. bunlar ehli cehennemdir.

Ashab-ı Yemin : Amel defterleri sağ tarafından verilenler. Bunlarda ehli cennettir.

Ashab-ı Sabikun : Sabikun ise; Bunların defterlerine
hiçbir şey yazılmamış. Defterleri bembeyaz. Melekler diyeceklerki ; Ya Rabbi bunların defterlerine hiçbir şey
yazmamışlar. Bunları nereye sevk edelim. Diye sorduklarında, cevaben Allah şöyle diyecek: Onlar bana şebkat ettiler, yani beni dert edindiler.

Dünyada akıllarını benden başka yere sarfetmediler. Hep beni düşündüler. Dünya ve ahireti kendilerine haram ettiler. Hayır ve şerri bana nisbet edince hayır ve şer işlemedikleri için defterlerine bir şey yazılmış değil. Onlar dünyada dahi benimle idiler. Bırakın onları bana gelsinler. İşte böyle mecnunlar olduğu gibi,dünya mecnunlarıda vardır. Onlar Allahı unutmuşlar.

Allahtan başka şeyleri elde edemediklerinden akıllarını kayıp etmişler. Bunlar öyle değil. Peki bunlar ne olacak: Muhiddini arabi hz.lerine göre, ne kadar dünya meczupları varsa cenabı hak onları toplayıp onların içinden bir peygamber çikarıp hakka davet edecek. İcabet edenler cennete, icabet etmiyenler cehenneme gidecektir. Ondan sonra baliğ olmamış sabi çocuklarda ayni aralarından bir Peygamber çikarıp davet edecek icabet edenler cennete icabet etmiyenler cehenneme gidecektir. Herkes yerli yerine girdikten sonra şeriat kalkacak.Buraya kadar şeriatın hükmü devam edecektır. Cehennemlikler cehenneme ,cennetlikler cennete girdikten sonra şeriatın hükmü kalkacaktır. Şirk sekri sende tuğyan eylemiş, yol bulamazsın zevki Tevhidde Soyun dal sende bahri muhite cevher bulunmaz her bir nehirde Allaha eş koşma serhoşluğu seni azdırmış. Böyle Tevhidde yol bulamazsın. Soyun bu benlik varlığından o zaman bahri muhit olan Tevhid deryasına dal,incileri çıkar. Bu hususta pirimiz seyyid Muhammedi Nurul arabi hz.leri Niyazi divanında bir hikaye söyliyor.

Devrişin biri bir dergahta yıllarca hep hizmet etmiş. Artık yorulmuş. Şeyhine demişki; Efendim bu fakire izin ver,biraz dışarılara gezip dolaşayım. Hava alayım. Birde patışahın kızını isteyeceğim demiş. Oda verirlerse alırsın diyerek izinlisin diye elini öptürerek ayrılmış. Bazı kimselere soruyor. Bir kimse patışahın kızını isteyecek olursa nereden ister, doğrudan padışahtanmı yoksa vesile ilemi demiş. Demişlerki şeyhül islam vasıtasıyla istenir. Doğruca şeyhül islamın dairesine gidiyor. Selam veriyor. Ve diyor. Allahın emri peygamberin sünneti seniyesiyle patışahın kızını helallığa istiyorum. Oda;peki devriş sen şimdi gitte ben patışaha arz edeyim. Sonra gel cevanını al diyor. Derviş gidiyor, Şeyhül islam Padışaha çıkarak ; Patışahım dün derviş kıyafetli biri geldi, Allahın emri Peygamberin sünneti seniyesile Padışahın kızını helallığa istiyorum dedi. ne buyurursunuz. .Padışahta bak hocam biz asil nesil arayanlardan değiliz. Benim kızıma nişanlik bir dürdane getirir ise kızımı alır. Şeyhül islam dairesine gider ,derviş hafta sonunda gelir .ve selam verir . Ne haber hocam diye sorar.


Oda inşallah nişanlık bir dürdane getirirse kızımı alsın dedi .diyor. Derviş peki diyerek doğru sarraf dükkanlarına gidiyor. Ve soruyor. Hanği dükkana gitse hayır cevabını alıyor. Nihayet sen bu dürdaneyi


buralarda bulamazsın ancak acem diyarinda bulabilirsin dediler. Devriş acem diyarına gidiyor. Patışahın huzuruna bir çok zahmetten sonra çıkarılıyor. Ve diyorki:

Padışahım sizin hazinenizde dürdane varmış bana bir dürdane satın. Veya siz bunu nerede buldu iseniz yerini banada söyleyin. Dedi. Patışahta,bizim hazinemizde dürdane var fakat satılık değil. Biz bunu hazar denizinde bulduk sende gider orada bulursun.


Derviş oradan Hazar denizine geliyor. Soyunup suya dalıp dalıp çıkıyor. Ve akşama kadar iyice yoruluyor.


Takatı artık kalmıyor. O zaman diyorki; Ya Rabbi ,ya bana dürdaneyi buldur yada canımı al. Kendisine bir uyku geliyor. Uyanınca bakıyorki baş ucunda üç tane dürdane var. Dürdaneyi alıp Padışaha götürüyor. Kızı ile evleniyor. İşte bu ilim incisi her bir nehirde bulunmaz. Yani her Mürşidde bulunmaz. Ancak kamil bir Mürşidde bulunur. Aşık olanlar irfan buldular zevke erdiler. Aklı ile gidenler bu zevke ermenin akıl ile mümkün olmadığını anladılar. 

Cemali yare bakarken Fehmi Tevhid hançerini duymadı canda. Bu ayni vezir hanımının hanımların karşısına ansızın yusuf a.s. Çıkarıp Yusufu görmeleriyle şaşkına dönüp ellerindeki elmaları soyarken ellerini kestikleri gibi Fehmi efendi hz. leride böylece Tevhid hançerinin acısını duymadı. Mevlam cümlemize bu aşkı zevk ve muhabbeti ihsan eylesin amin.



23-
Ey gönül tefekkür eyle esrarı hakkı fehmeyle
Ol beyti kalbe ver cila her nefes zikrullah eyle
Kalp ile fikrullah eyle

Zikrullah nefsini öldürür hem seni sana bildirir
İrfanla seni doldurur her nefes zikrullah eyle
Kalp ile fikrullah eyle

Esrarı tevhidi bilmek eyledi davet Muhammed
Çünkü eyledin icabet her nefes zikrullah eyle
Kalp ile fikrullah eyle

Girsen irfanı cennete gark ol sefayı izzete
Ermek dilersen devlete her nefes zikrullah eyle
Kalp ile fikrullah eyle.

Sivadan kalbin eyle pak tecelli etsin hubbi hak
Sucudu kalp odur mutlak her nefes zikrullah eyle
Kalp ile fikrullah eyle

Tevhid et hakkı hak ile efal sıfatı zat ile
Gir ol vücudu vahide her nefes zikrullah eyle
Kalp ile fikrullah eyle

Mahvet vücudun kıl fena fenayı tamda bul beka
Yetmezmi sana bu sefa her nefes zikrullah eyle
Kalp ile fikrullah eyle

Uyandır kalbini arif ol salatı hamse dahil ol
Huzuru hakka kaim ol her nefes zikrullah eyle
Kalp ile fikrullah eyle

FEHMİnin sözün yad eyle sırrına ermek caht eyle
Ol dil ve canı şad eyle her nefes zikrullah eyle
Kalp ile fikrullah eyle

Bir hadisi şerifte şöyle buyuruluyor. Tefekkürü saatın hayrun min ibadeti senetin Yani bir saat tefekkür yetmiş yıl ibadet etmekten daha hayırlıdır. İşte bu tefekkür esrarı ilahiyeyi tefekkür etmektir. Ve yahut zikir etmektir. Onun için zikir nedir . zikir fikir demektir. Fikir dahi zikir demektir. Cevabı verilir. Demekki kalp Allah Allah Allah diye zikir ve yahut fikirde zikirini yapar. Her hangisiyle olursa olsun nefsin sıfatlarını yok edecek bunlardır. Nedir nefsın sıfatları ;


yalan, gurur, hasetlik, gıybet, temah, hırs vs. İnsan bunları kendisinde görüyorsa onun nefsinin sıfatları duruyor demektir. Zikir ve fikrine devam etmelidir.

Taki bu sıfatlar kendisinde görünmeyesiye kadar. Bunun için ehlullah bunu her nefeste tecih etmişlerdir. Bu Tevhidin sırrına Peygamber efendimiz davet ediyor. Ashabı kiram kendilerine ibadetin ne olduğunu sorduklarında, ibadet hakkı Tevhid etmek ve bilmektir buyurdular. Yani ibadeti özü Tevhiddir. Tevhidin özü ise La ilahe illallah demekten ibaret olmayıp bunun sırrıdır. İşte bu sırra Peygamber efendimiz davet ediyor. Mademki bu davete icabet ettik her nefes zikri ve fikri devam edelimki irfan cennetine girelim. Orası senin mekanın olsun. Daima devletin ve izzetin olsun.


Bu suretle kalbinden masiva temizlenir. Orası Allah sevgisi ile dolar ve kalp secdesini yapmış olur. Kalbin secdesi her an tecelliyi haktan kabul etmektır. Onun için her hangi bir tecelliyi gayriden kabul ettimi kalp secdesini bozmuş olur. Sevhi secde zahirde yapıldığı gibi, hakikatta dahi zikri unuttuğunda zikre hemen devam etmekle sevhi secdesini yapmış olur. Şu halde daimi zikirde olursa her tecelliyi haktan kabul eder ve secdesini bozmamış olur. Cenabı hak cümlemizin kalplerini zikri daimle. doldurup kalplerini daima secde eden kullarından eylesin amin.

            1. BİRİNCİ BÖLÜMÜN SONU

24-

Gezme avare bakma ağyare

Bul derde çare aşk ateşinde

Bakma sol sağa olma sen karga

Ver zevk dimağa aşk ateşinde

 

Bul işin fendin bilesın kendin



Gör ol hu bendin aşk ateşinde

Bakma uzağa düşme tuzağa

Dal gülşen bağa aşk ateşinde

 

Sanma sen gayri hak senden ayrı



Bul bu esrarı aşk ateşinde

Aşıksan candan korkma sen nardan

Yan çık evhamdan aşk ateşinde

 

İstersen yari kaldır hicabı



Seyret cananı aşk ateşinde

Oku akayıd anla fevayid

Bul sen hakayık aşk ateşinde

 

FEHMİ kıy cana gir bu meydana



Yan ol pervane aşk ateşinde

 

Ey ihvan mademki intisab ettin averegezme, eski bildiklerinden ayrıl eski bildiklerin artık sana yabancı oldu. Onlardan uzak dur. Eski bilinçleriden uzaklaşmak senin perhizin olacaktır. İlaçlarında yeni bilgilerin olacaktır. Nasıl ki doktordan ilaç aldığın gibi sana perhizveriyor, perhizini yapmassan sana fayda vermiyor,eski bilinçlerinide terk etmessen yeni bilgilerde sana fayda vermez. Çünkü sen hastasın  senin hastalığın haktan ayrı oluşundur.  



Bu hastalığın ilaçı doktoruna teslim olmaktır. Yani ilaç ve perhizine devam etmektir.Buna devam edersen bütün hastalığın gidecektir. Aşkı ilahin gelince uzakları yakına getirecektir. Senin eski bilinçlerin hakkı çok uzaklarda gösteriyordu. Sağında solunda yani Şeriatta,Tarikatta aradın fakat bu aramak seni daha uzaklaştırdıki en son ümidini ahirete bıraktırdı. Sende artık boynunu büküp elini bağlayıp teslim oldun. Dünya nasıl olsa geçiçi ,ahiret ise kalıcı diyerek bütün ümüdünü ahirete bağladın .Hiç kuran okumadın ve dinlemedinmi? Gerek kuran gerekse hadisi şerifler bizlere öğüt veriyor. “Dünyada ama olan ahirettede ama” Dünya ahiretin tarlasıdır. Hangi tohumu ektiğinde bitmedi. Amma çorak toprağa  tohumu saçtın ise elbette bitmez. Çorak toprak ne idi .Eski bilinçlerin idi. Bu bilinçlerini bırakmadan bunun üzerine ilim ve iman tohumu saçtın bekliyorsun .Ahirettede faydasını görürüm diyorsun .Dolayısıylada kendini aldatmış oluyorsun. Öyle ise ey ihvan ,intisaba riayet eyle ,sağdan ve soldan gelen seslere bakma.Sonra karga olup gak gak diye bağırma .Hem eline bağırmakla hiçbirşey geçmez.Ancaksın bağırmakla kalırsın. Çünkü sana tedavi yolları gösterildi. Bu yol Peygamber efendimizin miraç yoludur. Alemlerin efendisi olan Hz. Muhammed a.s. giderken ona da sağdan ve soldan sesler geldi. Ona vahiy gelerek “Mazagal  beşeru mema teğa ”Yani gözü istikametinden ayrılmadı.  Biz  ihvanlarada bu istikamet gösterildi. Sakın olakı bu istikametibırakıpta  sağ ve soldan gelen seslere aldanmıyalım. Hakkı uzaklarda aramıyalım. O bize bizden yakın. Olduğu halde neden onu başka yerde arayalım. İşte bu sır kendimizde gizlenmiş. Bunu bize göstermiyen bizim varlığımızdır. İntisabımıza riayet etse idik bu sır bize açılacaktı. Eğer tam bir teslimiyetle Rabbını seven bir aşık ,Rabbının celal tecellilerine göğüs gerip zikri daime devamla sabır ederse bu celali tecelliler cemale döner. Cenabı hak cümlemize daimi zikir ve fikrini ihsan edip sabır eden kullarından eylesin...


Yüklə 486,89 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin