Hastane enfeksiyonlarinin kontrolü ve önlenmesi hazirlayan:ÖĞR. GÖR. GÜlhan kalmuk hastane enfeksiyonları


Geçici Atık Deposunun Özellikleri



Yüklə 160,3 Kb.
səhifə2/4
tarix17.12.2017
ölçüsü160,3 Kb.
#35141
1   2   3   4

Geçici Atık Deposunun Özellikleri

  • Geçici atık deposu iki bölmeli kapalı bir mekan olarak inşa edilir. Birinci bölmede tıbbi atıklar, ikinci bölmede ise evsel nitelikli atıklar depolanır.

  • Geçici atık deposunun hacmi en az iki günlük atığı alabilecek boyutlarda olmalıdır.

  • Deponun tabanı ve duvarları sağlam, geçirimsiz, kir tutmayan, temizlenmesi ve dezenfeksiyonu kolay bir malzeme ile kaplanır.

  • Depolarda yeterli bir aydınlatma ve pasif havalandırma sistemi bulunur.

  • Depo kapıları dışarı doğru açlılır ve sürmeli olmalıdır. Kapılar daima temiz ve boyanmış durumda olur. Tıbbi deposunun kapısı turuncu renge boyanır; üzerinde görülebilecek şekilde ve siyah renkli “ Uluslar arası Biyotehlike” amblemi ile siyah harfler ile yazılmış “ DİKKAT! TIBBİ ATIK” ibaresi bulunur

  • Depo kapıları kullanımları dışında daima kapalı ve kilitli tutulur, yetkili olmayan kimselerin girmesine izin verilmez.

  • Geçici atık deposu, Atık taşıma araçlarının kolaylıkla ulaşabileceği ve yanaşabileceği yerlerde ve şekilde inşa edilir.

  • Geçici atık deposu, hastane giriş ve çıkışı gibi yoğun insan ve hasta trafiğinin olduğu yerler ile gıda depolama ve hazırlama yerlerinin yakınlarına inşa edilemez.

  • Atıklar konulmadan önce atık deposunun zeminini talaş dökülür. Bölme atıkların boşaltılmasından sonra temizlenir, dezenfekte edilir ve gerekirse ilaçlanır.

  • Tıbbi atık içeren bir torbanın yırtılması sonucu dökülen atıklar güvenli bir şekilde toplandıktan, sıvı atıklar uygun malzeme ile yoğunlaştırıldıktan sonra tekrar kırmızı plastik torbalara konulur ve kullanılan malzeme ile birlikte bölme derhal dezenfekte edilir.

DEZENFEKSİYON ANTİSEPSİ VE STERİLİZASYON

HASTAHANE ENFEKSİYONU:

Hastane enfeksiyonları(nosokomiyal enfeksiyonlar)hastaneye başvuru anında inkübasyon döneminde olmayan hastaların,hastaneye başvurularından 48-72 saat sonra gelişen yada hastanede gelişmesine karşın bazan hasta taburcu olduktan sonra 10 gün içinde ortaya çıkabilen enfeksiyonlar olarak tanımlanmaktadır.
Değişik çalışmalarda hastane enfeksiyonlarının görülme sıklığının %3.1-14.1 arasında değiştiği tespit edilmiştir.

Hastane enfeksiyonları çağımızın en önemli sorunlarından biridir.


-Hastanede kalış süresinin uzaması.
-Tedavi maliyetinin artması .
-Bir kısmının ölümle yüz yüze gelmesi
-Ölümler
Bu sorunun boyutlarını tam olarak gösterememektedir

Hastane enfeksiyonlarının’önlenebilir’olduğu ileri sürülse de el yıkama vb.önlemlerin katkısı sınırlıdır. Alınabilecek tek kesin önlem ‘hastaneye yatmamak’tır


Tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde klasik hastalıklar azalıp kontrol altına alınırken ,hastane enfeksiyonları neredeyse uygarlığın bir göstergesi ve hatta bedeli olarak artış göstermektedir.

Hastane florası genellikle metisiline dirençli stafilokok,


çoğul dirençli Gram-negatif enterik çomaklar gibi tedavisi güç mikroorganizmalardan oluşur.

Ve bu mikroorganizmaların yok edilmesi hem pahalı hem de zor olmaktadır.

Kısacası hastane enfeksiyonları klasik enfeksiyon hastalıklarından daha ağır ,tedavisi daha güç,ve tedavi maliyeti daha yüksek enfeksiyonlardır.

Yapılan bir çalışmalar da hastane enfeksiyonu nedeniyle hastaların yaklaşık 20 gün daha fazla yattığı,hasta başına maliyetin 1582 dolar arttığı gösterilmiştir.

USA’da yılda 2 milyondan fazla insanın hastane enfeksiyonuna yakalandığı ve bunun yaklaşık 5 milyar dolardan fazla bir maliyet getirdiği tespit edilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre hastanede yatarak tedavi gören yaklaşık her 10 hastadan birinde hastane enfeksiyonu çıkmaktadır.
Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü ,gelişmekte olan ülkelerde bu sorunun daha büyük boyutlarda olduğunu vurgulamaktadır.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE HASTANE


ENFEKSİYONLARININ ÇOK OLMASININ SEBEPLERİ:

Hemşire başına düşen yatak sayısının fazlalığı

Eğitim eksikliği,eğitim yeterli olsa bile el antiseptiklerinin yeterli olmayışı veya pahalılığı gibi sebeplerle el yıkama alışkanlığının olmayışı

Hastane alt yapı noksanlıklarına karşılık ileri teknoloji isteyen en güç ve karmaşık operasyonların yapılabilmesi


Geniş spektrumlu antibiyotiklerin herkes tarafından rahatça kullanılabilmesi

Klinik ile mikrobiyoloji laboratuvarı arasında iletişim kopukluğu:klinisyenlerin laboratuvardan yeterli destek zamanında ve doğru sonuç alamadıkları gerekçesiyle kültür örneği almaktan vazgeçmesi .

Dezenfeksiyon ve sterilizasyona gereken önem verilmemesi.

HASTANE ENFEKSİYONLARI

Dirençli enfeksiyonların %30-40 hastane personelinin elleri ile

%20-25 direnç düşüklüğü etkisi ile

%20-25 toplumdan edinilmiş enfeksiyonlarla

%20 bilinmeyen çeşitli nedenlerle ( personel taşıyıcılığı gibi) gelişmektedir.

Bu tedavisi güç (bazen olanaksız!) hastane enfeksiyonlarını önlemek için alınması gereken bir dizi önlemin en başında el yıkama gelmektedir.

DEZENFEKSİYON:

Ortamdaki mikroorganizmaların azaltılmasından sterilizasyona kadar geniş bir anlamı kapsar.

Kısaca dezenfeksiyon:Bir cisim veya maddenin hastalandırıcı nitelikteki mikroorganizmalardan arındırılması işlemidir

Deyim olarak vücut dışı uygulamalar için kullanılır.

Tam bir dezenfeksiyon için ortamdaki hastalandırıcı bakteri,mantar protozoon gibi çeşitli mikroorganizmanın vejetatif şekillerinin ve viruslerin de inaktive olması gereklidir..

DEZENFEKSİYON İŞLEMİ;

Yüksek düzeyde dezenfeksiyon:bakteri sporları hariç tüm bakterilerin öldürülmesi

Orta düzeyde dezenfeksiyon:mikobakteriler,viruslerin çoğu öldürülürler

Düşük düzeyde dezenfeksiyon:bazı virus ve bakterilerin öldürülmesi

Sterilizasyon için herangi bir derecelendirme söz konusu değildir!

STERİLİZASYON:

Herhangibir maddenin veya cismin birlikte bulunduğu tüm mikroorganizmaların her türlü canlı ve aktif şekillerinden temizlenmesi anlaşılır.

Bu işlem ile bakteriler ,virüsler ve mantarlar elimine edilir.

Steril edilen malzemede hiçbir canlı mikroorganizma kalmamalıdır.

ANTİSEPSİ:

Özellikle vücudun yüzeysel bölgelerinde, deride, mukozalarda ve herhangi bir nedenle oluşan lezyonlarda bulunan hastalandırıcı mikroorganizmaların kimyasal ajanlar kullanılarak öldürülmesi için yapılan işlemdir.

Kısaca dezenfeksiyonun dokulara uygulanmasıdır.

Özellikle cerrahi işlemlerde asepsi ve antisepsi kurallarına uymak çok önemlidir.

ASEPSİ

Kullanılacak alet ve malzemenin yada bulunulan mekanın hastalığa neden olan mikroorganizmalardan yani patojenlerden arındırma işlemidir.

Asepsi;cerrahi asepsi ve tıbbi asepsi olarak ikiye ayrılır.

Cerrahi asepsi:

Uygulama yapılacak ortamın çevresinin ve gerekli araç gerecin mikroorganizmalardan arındırılması işlemidir.

Cerrahi asepsi;Deri bütünlüğü bozulduğunda ,steril vücut boşluklarına girildiğinde ,deri bütünlüğü bozulmuş ve steril vücut boşluklarına girilmiş hastalara bakım verildiğinde cerrahi asepsi uygulanır.

Asepsi kavramı içinde steril terimi cerrahi asepsi terimi için geçerli olup ,mikroorganizmaların ve sporların tam olarak yokluğudur.

CERRAHİ ASEPSİDE UYGULANAN YÖNTEMLER

Dezenfeksiyon

Sterilizasyon


DEZENFEKSİYON YÖNTEMLERİ

Dezenfeksiyon : Hastalık yapan organizmaların seçilerek yok edilmesine verilen teknik bir terimdir, bu işlem sırasında bütün organizmalar yok edilemez. Bütün organizmaların yok edilmesine sterilizasyon adı verilir.



DEZENFEKSİYON YÖNTEMLERİ

  • Genel olarak Kimyasal, Fizksel ve Mekanik yöntemlerle ve Radiyasyonla dezenfeksiyon yapılır
    Kimyasal maddeler arasında Klor, Brom, İyod, Ozon, Fenol, Alkol; Sabun ve deterjanlar; Hidrojen peroksit ve çeşitli alkaliler ve asitler vardır.
    Fiziksel yöntemler arasında, Isı ve ışık bilhassa Ultraviyole ışığıdır.
    Mekanik yöntem olarak ızgara, kum tutucu, çökeltme, biyolojik tasfiye işlemleri.
    Radyasyon yöntemi ise ,Kobolt 60 gibi (radyoizotop ) maddelerden çıkan gama ışınları da su ve pissuların dezenfeksiyonunda kullanılır.

İDEAL DEZENFEKTANIN ÖZELLİKLERİ

  1. Geniş spektrum

  2. Hızlı etki

  3. Çevresel faktörlerden etkilenmeme

  4. Toksik olmama

  5. Yüzeye uyum göstermesi

  6. Uygulanan yüzeye kalıcı etki

  7. Kokusuz olması

  8. Suda çözünebilmesi

CERRAHİ ASEPSİ İLKELERİ
Cerrahi asepside şu ilkelere uyulmalıdır:
Steril obje ve alanın kesin sınırları bilinmelidir.
Steril objenin paketleri vücuttan uzağa doğru açılmalıdır.
Steril objeler steril malzeme pensi veya steril eldiven ile tutulmalıdır.
Steril ve steril olmayan objeler aynı yerlerde saklanmamalıdır.
Steril objeler bel seviyesinden yukarda ve görüş alanı içinde tutulmalıdır.
Steril objeler hava sirkülasyonu olan ortamda tutulmamalıdır

Steril alan üzerine konuşmamalı öksürmemeli ve aksırmamalıdır.


Yüz daima steril alan ve objeye dönük olmalıdır.

Sterilliğinden şüphe edilen objeler kontamine kabul edilmelidir.



TIBBİ ASEPSİ :

Hastalık yapan mikroorganizmaların sayısını azaltmaya ve bir kimse veya yerden diğerine bulaşmasını engellemeye yarayan uygulamaları anlatır.Bu uygulamalara temiz teknik de denir.

Bu amacı sağlamak için çeşitli yöntemlerden yararlanılabilinir;yıkama ,kaynatma ,sterilize etme birkaç örnektir.



ANTİSEPSİ :

Patojen mikroorganizmaları öldürmek veya çoğalmalarını önlemek için vücut yüzeyine yerel olarak kimyasal maddelerin uygulanmasıdır.

EL ANTİSEPSİSİ:

Direkt temas bakterilerin nakledilmesinde çok önemli bir yer tutar.Direkt temas ile bulaşmada en önemli yol ise ellerdir

Uygun bir el temizliği bu konuda ciddi bir önlem olmaktadır.


Ellerin antisepsisi için su ,sabun ve antiseptik madde yeterlidir.
Sabunların çok kişi tarafından ellenmesi nedeniyle basma ile çalışan sıvı sabun makinalarının kullanımı daha sağlıklı olmaktadır.

Günlük hayatta 30 saniye elleri sabunlamak yeterli olmaktadır.


Hasta ile temas etmeden önce ve temas ettikten sonra el antisepsisine mutlaka uyulmalıdır.

ANTİSEPTİK:

Mikroorganizmalara uygulandığında preparasyonun özelliğine veya uygulama yöntemine göre üremelerini önleyerek veya öldürerek onları zararsız hale getiren özellikle canlı dokulara uygulanabilen maddelerdir

İdeal antiseptik özelliklerinin tümü tek bir antiseptik preparasyonunda bulunmamaktadır.Bundan dolayı uygulama alanını durumuna göre antiseptik madde seçilerek kullanılır.



İDEAL BİR ANTİSEPTİKTE OLMASI GEREKLİ ÖZELLİKLER:

Kan,müküs,serum veya tükürük gibi çıktıların bulunduğu ortamlarda etkinliğini korumalı.

Mikroorganizmaların üremesini inhibe etmeli.

Vücut dokularını ve hücrelerini tahriş etmemeli.

Deriyi tahriş etmemeli.

Ağız yıkama suları ve gargaralar etkisini çabuk göstermeli.

Vücudun doğal direnci herhangi bir şekilde olumsuz etkilenmemelidir.



STERİLİZASYON:

Sporlar dahil tüm mikroorganizmaların yok edildiği süreçtir.
Bu süreç genellikle basınçlı su buharı(otoklav) kuru hava (pastör fırını) kaynatma yakma ve alev ile sterilizasyon (flambaj) süzme ile sterilizasyon ,kimyasal sterilizasyon şeklinde yapılır.
Kimyasal sterilizasyon ikiye ayrılır;
a)Gaz ile kimyasal sterilizasyon: Kullanılan gazlar; etilen oksit, kükürt ve formaldehit.
b)Sıvı kimyasal sterilizasyon: Sıvı kimyasal sterilizasyon uygun şekilde kulanıldığında ,bakteri,mantar virusların tüm şekillerini yok eder.

Etilen oksit ile sterilizasyon

Etilen oksit:Paketlenmiş materyal ve alet lümenlerine iyi penetre olur.Medikal aletlerin çoğunluğu ile uyumludur.Toksik patlayıcı ve karsinojen.

Kuru hava ile sterilizasyon

(otoklav)

. Otoklav :121 derecede 15 dakika da sterilizasyon.temel ilke steril edilecek malzemenin her noktasının doymuş su buharı ile yeterli süre temas etmesini sağlamaktır



SOĞUK STERİLİZASYON:

Sterilizasyon solusyonu olarak genellikle gluteraldehit ve formaldehit kullanılır.

Gluteraldehitin % 2 lik solusyonu sıvı kimyasal sterilizasyon için çok etkili bir eriyiktir.

Genellikle sistoskop ,bronkoskop,endoskop gibi lensli aletlerin sterilizasyonunda kullanılır.

Kimyasal sterilizasyondan iyi bir sonuç alınabilmesi için tavsiye edilen zamana ve sterilizasyon kurallarına uyulması neticenin doğru alınması açısından şarttır.

Kimyasal sterilizasyonda ;temizlenmesi ve steril edilesi zor olan girintileri,ek yerleri ve küçük tüpleri bulunan aletlerin bütün parçalanabilir kısımlarının birbirinden ayrılmasına ,daldırma esnasında içinin tüm havasının boşalmış olmasına ve daldırma işleminin tam yapılmasına dikkat edilmelidir.

ULTRAVİYOLE İLE STERİLİZASYON:

UV ışını, X ışınları ve Gama ışınları antimikrobiyal özelliği yüksek enerjili elektromanyetik ışınlardır.

UV ışınları camdan, opak maddeler ve sıvılardan geçmez, cerrahi ortamların içindeki havanın sterilizasyonunda kullanılabilir.

STERİLİZASYONUN ETKİLİ OLABİLMESİ İÇİN GEREKEN TEMEL İLKELER ŞUNLARDIR :

Steril edilecek obje iyi yıkanmış olmalıdır.


Sterilizasyon türü steril edilecek objenin tüm yüzeyine etki etmelidir.
Steril edilecek objeler doğru olarak paketlenmelidir.
Sterilizasyon türünün süresi yeterli olmalıdır.
Sterilliği bozmamak için objeler uygun şekilde saklanmalıdır.
Steril edilen objenin son kullanma tarihi bilinmeli ve bu tarihler içinde kullanılmalıdır.

DEZENFEKSİYON VE STERİLİZASYONUN ETKİN OLABİLMESİ İÇİN ÖNERİLER:

1.Yüksek seviyeli dezenfeksiyon veya sterilizasyon gerektiren tüm maddeler organik maddelerden arındırılmaları için önce mekanik olarak iyice temizlenmelidirler.

2.Normal olarak steril dokulara giren bütün aletler (laparoskop,artroskop vb.)her kullanımdan önce sterilizasyon işlemine tabi tutulmalıdır.



KİMYASAL DEZENFEKTANLAR:

Dezenfektan maddeler eşyaya ve diğer maddelere zarar vermeyecek oranda seyreltildiğinde bakterilerin vejetatif şekillerini ve bir çoğunun spor şeklini öldürürler.

Dezenfektan ve antiseptik maddeler;


a)Organik bileşikler
b)Anorganik bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır.

ORGANİK BİLEŞİKLER :

Fenol ve Alkoller dezenfektanların en önemli bölümünü oluştururlar ve çok kullanılırlar.

Tuzlar:
İnorganik tuzların ve metal iyonlarının bakterilere etkileri iki şekilde oluşmaktadır.
Düşük konsantrasyonda üremeyi arttırdıkları halde yüksek konsantrasyonda üremeyi durdururlar.
En aktİf olan ağır madenler bakır gümüş ve cıvadır.

Oksidan maddeler :
Hidrojen peroksit ,potasyum permanganat çözeltileri dezenfektan olarak kullanılmaktadır.
Hipoklorik asidin organik ve inorganik tuzları da dezenfektan olarak kullanılabilir.

Deterjanlar :
Deterjanlar yüzey aktif maddelerdir,üç gruba ayrılır:
Sabunlar:Antimikrobik etkileri sınırlı olup antiseptik ve dezenfektanlar kadar etkili değillerdir.
Deri üzerindeki mikroorganizmaların bulunduğu LİPOiT salgının mekanik uzaklaştırılmasını sağlarlar.

Böylece sabun ile yıkamak suretiyle deri üzerindeki bakteri sayısında önemli derecede düşme olur.



Aldehitler:
Aldehitlerin pek çoğu germisit etki göstermesine karşılık pratikte en çok kullanılan formaldehit ve gluteraldehit tir.

Formaldehit:Formaldehit gaz halindedir.


Bakteri,mantar ve viruslara karşı etkilidir ancak etki etmesi için uzun bir süre teması gerektirir.
Örneğin %0.5 yoğunluğundaki formaldehitin bakterilerin vejetatif şekillerini öldürmesi için 4-12 saat,
sporları öldürmesi için 2-4 gün gerekir.
Germisit olarak genellikle %2-8 yoğunlukta ve özellikle cansız eşyaların sterilizasyonu için kullanılır.
Uzun süreli yerel uygulamada dermatitlere neden olabilir.
Toksik olduğundan kullanımında son derece dikkatli olunmalıdır.

Gluteraldehit:
Gluteraldehit viruslar ve bakteri sporları da dahil olmak üzere tüm mikroorganizmalara formaldehitten daha güçlü etki eder.
Yer yüzey ve alet dezenfeksiyonunda güvenle kullanılabilir.

Yüzey aktif maddeler:
Yüzey aktif maddeler denilen bileşikler yüzeyler arasındaki enerji ilişkilerini değiştirebilen maddelerdir.
Yüzey aktif maddeler bir veya birden fazla hidrofobik kimyasal grupların dengelenmesinden oluşur.
Bu maddeler katyonik yüzey aktif bileşiklerdir.
Gram pozitif,gram negatif geniş bir bakteri grubu yanında mantar ve viruslere de etki ederler.

ENDOSKOPLARIN DEZENFEKSİYON VE STERİLİZASYONU:

Günümüz tıbbında endoskopik uygulamalar gerek tanı ve gerek tedavi alanında sık kullanım alanı bulmuştur ve giderek uygulama alanı genişlemektedir.
Endoskopik uygulamanın tipine ve yerine bağlı olarak değişik oranlarda enfeksiyon gelişebilmektedir.
Endoskoplarla ilişkili enfeksiyonlar esas olarak yapılarının uygun olmayışına bağlı olarak ,endoskopların temizleme işlemindeki yetersizlik veya yanlışlıklardan ve kontaminasyondan kaynaklanmaktadır.

-Endoskoplar genel olarak yüksek ısıya dayanıklı olmayışı nedeniyle dezenfeksiyon ve sterilizasyonda ısı dışı yöntemler tercih edilmektedir.


-Risk açısından endoskopik uygulamalar yüksek ve orta derecede riskli olarak kategorize edilebilir.
-Deriyi delen ve steril boşluklara yapılan girişimler yüksek riskli,sağlam müköz membranları ilgilendiren girişimler orta risklidir.
-Laparoskopik girişimler enfeksiyon açısından yüksek risk taşıyan endoskopik girişimlerdir.
-Larengoskop ,bronkoskop uygulamaları ise orta derecede risk oluştururlar.

Kritik araçlar:Normalde steril olan dokulara, vücut boşluklarına, vücut sıvılarına doğrudan temas edenler

Yarı kritik araçlar:Mukozaya temas eden ancak vücuda penetre olmayanlar

Kritik olmayan araçlar:Kişi ile direkt temasa geçmeyen yada ancak sağlam deri ile temasa geçenler

Kritik araçların kullanılabilmeleri steril olmalarına bağlıdır.Bu aletlerin pek çoğu ya disposibl olarak temin edilir veya ısı ile sterilitesi sağlanmaktadır.Daha sonra önerilecek yöntem gaz dezenfektanlar(etilen oksit)ile sterilizasyondur.Sıvı dezenfektanlardan en sık gluteraldehit,formaldehit kullanılır.

Yarı kritik araçların dezenfeksiyonunda bakteri sporlarının dışında tüm mikroorganizmaların öldürülmesi amaçlanır.Burda da maddenin yapısı uygunsa 75 derecede 30 dakika nemli ısıda dezenfekte edilmesi tercih edilir.Flexibl fiberoptik endoskoplar larengoskop bu gruptadır.

Hepatit virusleri ve HIV orta derecede dezenfeksiyona direnç göstermezler fakat bunlarla kontaminasyon düşünülüyor ise yüksek düzeyli dezenfeksiyon önerilir.

Kritik olmayan araçlar için kullanılan düşük düzeyli dezenfeksiyon uygulanmasında bakterilerin vejetatif şekillerinin ve lipit içeren virusların öldürülmesi amaçlanır.

ENDOSKOPİK GİRİŞİMLERDE DEKONTAMİNASYON:
Dekontaminasyon bir hastada kullanılan endoskobun temizleme dezenfeksiyon ve sterilizasyon işlemini kapsar.

Tüm endoskoplar mikroorganizmaları barındıran sekresyon ve diğer organik artıkları uzaklaştırmak amacı ile kullanım sonrasında nötral veya enzimatik bir deterjan ile temizlenmelidir.

Endoskop dezenfeksiyon ve sterilizasyonunda değişik maddeler kullanılır ve her gün bunlara yenileri eklenmektedir.

Aldehitler pek çok bakteri ve virusa karşı kısa sürede etki gösterir ve üstelik metal ve diğer pek çok maddeye karşı korozif etkili değildir.


Bununla birlikte aldehitler irritan maddeler olup endoskop uygulayıcılarında solunum yollarında ve deride allerjik reaksiyonlara neden olabilirler.

%2’lik alkali gluteraldehit pek çok bakteri ve virusa kısa sürede etkinlik sağlar.HBV’ye karşı 5-10 dakika içinde etkinlik gösterir.

Genelde daha kısa sürede etkili olmakla beraber yıkanmış endoskopların 10 dakika süreyle %2’lik alkali gluteraldehit içinde bekletilmesi önerilmektedir.

Ardından steril distile su ile yıkama yapılır.

Son yıllarda kullanım alanına giren ve denenmekte olan ortofitaldehit (%0.55) mükemmel mikrobisidal aktiviteye sahiptir ve gluteraldehite göre mikobakterilere daha iyi etki gösterir.PH 8’e ayarlanırsa sporosit etkisi de olur .

Etki için endoskopla temas süresi 5-12 dakika olmalıdır.


Göz ve Nasal mukozalara irritan değildir.
Kokusuzdur ve kan ve diğer organik maddeleri endoskop yüzeyine tespit etmez.

Parasetik asit sporlar dahil iyi etkinlik gösterir.endoskop dezenfeksiyonu için kullanılabilir.


%6 lık hidrojen peroksit de endoskop dezenfeksiyonunda kullanılabilir.

ENDOSKOPİK GİRİŞİMDE AKSESURLAR:

Aksesuarlar (forseps,biopsi bıçağı ,lazer probları ,su emme ekipmanı vb.) yüksek riskli parçalar gibi temizlenirler.
Otoklava dayanıklı olanlar otoklavda sterilize edilirler.

Lazer problar gibi ısıya duyarlı olanlar etilen oksit ile sterillenirler .



AMELİYATHANELER

AMELİYATHANENİN VE ALETLERİN STERİLİZASYONU:

Cerrahide gelinen nokta büyük ölçüde asepsi ve antisepsi yöntemlerinin geliştirilmesine ve bu yöntemlerin ameliyathane koşullarına uygulanmasına borçluyuz.


Ama yinede cerrahi ,enfeksiyon sorununu tümüyle ortadan kaldırabilmiş değildir.
Günlük yapılan rutin ameliyatlardan sonra enfeksiyon görülüyor ise ,en hafif ifade ile,standart önlemlere rağmen bir cerrahi enfeksiyon ile karşılaşıldığında bunun kaynağının ne olduğu,yaraya nasıl ulaştığı sorularına cevap bulmaya uğraşılmalıdır.

Ameliyathanede meydana gelecek bulaşmaya neden olan başlıca etkenler:

1.Hastanın kendisi
2.Ameliyat sırasında kullanılan araçlar
3.Ameliyat ekibi ve ameliyathane personeli

Hastane dışından ameliyathaneye getirilen havanın temiz olması sağlanmalıdır.


Ameliyathaneye hastanenin başka bölümlerinden kontamine hava girişi önlenmelidir.
Ameliyathane içinden kaynaklanan hava kontaminasyonu temizlenmelidir
Dış hava çok az bakteri taşır,patojen olan
mikroorganizmaların sayısı azdır.Ancak yere yakın kesimlerde yükseklere oranla mikroorganizmaların sayısı artar.Bu nedenle de havalandırma giriş bacalarının çatıda olması istenir.

Laminar akış düzenli uygulama

Duvar difüzörü uygulama

Bu sistemde filtreler mevcuttur.Birinci kademedeki filtre bakteri tutar.


Patojen bakteri taşıyan zerreciklerin ortalama çapı yaklaşık 10-12 mikron olduğundan ikinci kademedeki filtrenin 5 mikron üzerindeki partikülleri tutması yeterli emniyet sağlayacaktır.
Daha küçük çaptaki süzmeler için elektrostatik çöktürme filtreleri kullanılır.

İlke olarak ameliyathaneye hastahanenin diğer bölümlerinden örneğin koğuşlardan asansör ve merdiven boşluklarından hava akımı olmamalıdır.

Akım temiz kesimlerden daha kirli alanlara doğru yönlendirilmelidir.

Bunun içinde sürekli hava değişimi ile pozitif basınç sağlanması,ameliyathane dışında da havanın kontrollü çıkış kapılarından atılmasıyla daha düşük basınç alanı sağlanması ,amaçlanan farklı ve uygun hava akımı meydana getirir.

Ameliyathanede gereksiz konuşma alışkanlığından vaz geçilmelidir.

Ameliyathane hijyeni bakımından en önemli nokta ameliyattan önce ve ameliyat esnasında personelin ameliyathane bölümündeki odalar arasındaki minimum gidiş gelişidir.

Denemeler göstermiştir ki hareketler havanın ve dolayısı ile hava içindeki partikül ve mikropların hareketine imkan verir.

Enfeksiyonlara mani olmak için ameliyat hazırlıkları ve trafiği çok iyi hesaplanmış ve düzenlenmiş olmalıdır.

Pürüzlü yüzeyler daha kolay toz tuttuğundan ameliyathanede yüzeyler muhakkak pürüzsüz ve cilalı maddelerden yapılmış veya böyle bir madde ile kaplanmış olmalıdır


Yüklə 160,3 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin