Kargo, Temsil ve Gözetim: UTİKAD Genel Müdürü tarafından, son yıllardaki havacılıkta yaşanan gelişmelerden bahsedilerek kamu ve özel kurumların çabaları sayesinde hızla gelişen bir süreç içerisinde katkı sağlayan herkese teşekkür edilmiştir. Özellikle hava kargo acentelerinin temsilcisi olarak katıldıkları çeşitli platformlarda bu gelişimin çok net bir şekilde görüldüğünün memnuniyetle gözlemlendiği ifade edilmiştir. 2011 yılında IATA’nın Dünya Kongresi’nin İstanbul’da yapıldığı ve Kongrede Türk havacılığının ilerlediği noktanın açıkça görüldüğü bilgisi paylaşılmıştır. Ülkemizde Lojistiğin ciddi bir şekilde geliştiği ve bir parçasının yolcuya yönelik hizmetler olduğu gibi, kargoya yönelik hizmetlerin de bulunduğuna dikkat çekilmiştir. Bu yılın ilk döneminde Ekonomi Bakanı tarafından açıklanan ticari hedeflere bakıldığında; kabaca bir hesapla 1.2 trilyon dolarlık ticaret hacmine ulaşmak için denizcilik sektörünün 2,5 kat, karayolu sektörünün 2 kat, kargo yönü ile havacılık sektörünün ise 4 kat civarında büyümesi gerektiğinin tahmin edildiği ifade edilmiştir. Ancak, bu hedeflerin getirdiği doğrultuda kargo ile ilgili konuların yolcunun gerisinde kaldığı belirtilmiştir. Havacılıkta çeşitli sıkıntıların olduğu, ancak yaşanan gelişmelerle birlikte kargo tarafında da gelişme sağlanacağının düşünüldüğü dile getirilmiştir. Toplantı gündemine getirmek istedikleri iki konu kapsamında, kargodaki gelişmeler nedeni ile ülkemizde havayolu ile yapılan ticaret hacminin son derece arttığı, bunların sadece ülkemize gelen ve ülkemizden giden yükler olmadığı, özellikle İstanbul üzerinden transit geçen yüklerde de oranın çok ciddi rakamlara ulaştığına açıklık getirilmiştir. THY A.O. ile yapılan görüşmelerde konunun sürekli takip edildiği ve THY A.O.’nun verilerine bakıldığında transit taşımaların % 40 değerlerinde olduğu ifade edilmiştir. Kargo tesislerimizin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapılarak, Atatürk Havalimanı’nda yapılması planlanan yeni kargo tesislerinin hangi aşamada olduğu sorusu yöneltilmiştir.
DHMİ AHL Başmüdürü tarafından, yeni kargo terminalinin yapımı için yerin ayrıldığı, ancak ikinci bir talimata kadar işlemlerin durdurulduğu bilgisi paylaşılmıştır. Ofis olarak bir sıkıntı olmadığı, depolama ve antrepo yönüyle sıkıntının olduğu açıklanmıştır. Planlanan yeni kargo terminalinin tüm ihtiyaçları karşılayacağı, kuruluşlarının bu konuda hazır konumda beklediği ve Bakanlığımızın kararı doğrultusunda uygulama yönünde gerekenin yapılacağı iletilmiştir.
UTİKAD Genel Müdürü tarafından, özellikle Atatürk Havaalanı’nda hava kargo acente temsilcilerinin bulunduğu ofis kiralarının yüksek olması ve bu ücretlerin ihale yolu ile belirlenmesi hususlarına açıklık getirilmiştir. Bu ofislerin çalışma koşulları açısından uygun olmağı dile getirilerek, yeni kargo terminali yapılıncaya ya da planlanıncaya kadar mevcut ofis ortamlarında iyileştirme yapılıp, yapılamayacağı sorusu yöneltilmiştir.
DHMİ AHL Başmüdürü tarafından kargo acentelerinin bulunduğu bölgenin kontrolsüz olduğu, seyyar satıcıların bulunduğu, akşam belli bir saatte kapatılmadığı ve bürodaki şahısların olumsuz davranışlarından dolayı çok sayıda şikayet aldıkları ifade edilmiştir. Bu bölgede toplam 93 adet büronun mevcut olduğu ve 7 -8 adet büronun ise boş olduğu açıklanarak, bu alanlarda yapılan kart kontrollerinde olması gerekenden sayıdan çok fazla kişinin bulunduğu bilgisi verilmiştir. O bölgede kartla giriş çıkışın olması ve akşamları belli bir saatte kapanması gerektiği ifade edilmiştir. Bu bölgenin sorunlu bir yer olduğu ve DHMİ Genel Müdürlüğü’nün de bu durumdan sıkıntılı olduğu dile getirilmiştir.
Komite Başkanı tarafından, aynı mahalde kargo acentelerinin sayıca fazlalığı açısından düzenleme ihtiyacının doğması durumunda, kargo acentelerinin havaalanında büro tutma zorunluluğunun getirilmesi gibi benzeri sıkıntılı konuların DHMİ ile UTİKAD tarafından ortaklaşa görüşülerek, çözümünün araştırılması ve konunun bir sonraki HANKOK toplantısında gündeme getirilmesi istenmiştir. ( Karar: 4).
UTİKAD Genel Müdürü tarafından hava kargo taşımacılığında taşınan kargoların istatistiki olarak yolcu bagajlarından ve posta kargolarından ayrılarak istatistik tutulması konusu gündeme getirilmiştir. Ülkemizin lojistik sektörünü temsil eden derneklerinin katıldığı yurt dışı toplantılarında hava kargo taşımacılığı olarak ülkemize giren ve ülkemizden çıkan yüklerin miktarlarını net bir şekilde iletemedikleri ve bu yüzden de bu potansiyelin değerlendirilmesi ile geleceğe yönelik gelişim alanlarını tespit etme konusunda verisiz kaldıkları ifade edilmiştir. Sistem içerisinde mümkün ise, yolcu uçakları ile birlikte taşınan kargoların yolcu bagajlarından ve posta kargolarından ayrıştırılması ve bu konuda istatistiklerin tutulmasının sağlanması açısından neler yapılabileceği sorusu yöneltilmiştir.
DHMİ Daire Başkanı tarafından DHMİ olarak istatistikleri hazırlarken gerekli olan yolcu, uçak ve kargo bilgilerinin havayollarından alındığı bilgisi verilmiştir. Havayolları ile mutabakatın sağlanıp bir form geliştirilmesi ve bu yeni form hakkında da kurumlarının görüşünün alınması durumunda istenilen sonuca ulaşılabileceği belirtilmiştir. Genel Müdürlüklerine intikal eden formlara göre değerlendirme yapıldığı ifade edilmiştir.
TÖSHİD temsilcisi tarafından istenilen verileri DHMİ ve HEAŞ’ a ilettikleri, bu konuda istenilen bir format olursa bu formata göre de bildirimde bulunabilecekleri açıklanmıştır.
Komite Başkanı tarafından TÖSHİD üyelerinin hepsinin aynı kapsamda, aynı verileri DHMİ ve HEAŞ’a verebilmesi açısından yeni bir form düzenlenmesi yönünde bir çalışmanın TÖSHİD koordinasyonunda yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Bu çalışma kapsamında THY A.O. ile koordineye geçilmesi ve hazırlanacak form ile ilgili gelişmelerin bir sonraki HANKOK toplantısında gündeme getirilmesi kararı alınmıştır (Karar: 5).
TÖSHİD temsilcisi tarafından, bilgilerin yer hizmetleri şirketleri üzerinden verildiği, istenilen formatta sabit bir form düzenlenmesi durumunda bilgi paylaşımında sıkıntı olmayacağı belirtilmiştir. ÇELEBİ Genel Müdürü tarafından yer hizmetleri kuruluşu olarak istenilen bilgilerin DHMİ’ nin belirlediği formata uygun olarak verdikleri bilgisi paylaşılmıştır.
Komite Başkanı tarafından bahse konu formun oluşturulmasında yer hizmetleri kuruluşlarının da TÖSHİD tarafından başlatılacak olan çalışmaya dahil edilmesi ve UTİKAD’ ın isteği doğrultusunda bir form hazırlanarak, DHMİ Genel Müdürlüğünün görüşüne sunulması istenmiştir.
UTİKAD Ankara temsilcisi tarafından, form oluşturulması aşamasında yabancı havayolları değerlerinin de dikkate alınarak istatistiki bilgilerin oluşturulmasını arzu ettikleri dile getirilmiştir. DHMİ’ ye gönderilen bilgi formlarında yük ve bagaj ifadesinin kullanıldığı ve bu kısımların ayrı ayrı doldurulmasında sorun olmayacağı açıklanmıştır.
-
Diğer Hususlar: GÖZEN Güvenlik Hizmetleri ve Tic. A.Ş. Genel Müdür Yrd. tarafından MSHGK alınan kararlara değinilmiş ve EK-18’in de iptal edilen hususlardan bahsedilerek, SHGM’nin yapmış olduğu talimatlar kapsamında SHT-150.11’ de değişiklik yapılması gerektiği belirtilmiştir. MSHGP’ da kargolarla ilgili bazı maddelerde değişikliklerin yapılmasının gündeme alındığı ve bu değişikliklerin derç edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. SHT-150.10A için de değişikliklerin yapılması gerektiği dile getirilerek, Abant’taki Çalıştay’da da bu hususun gündeme geldiği belirtilmiştir.
SHGM Güvenlik Dairesi Başkan V. tarafından SHT-150.11’de değişik yapılmasının gündemlerinde olduğu ve konu edilen diğer çalışmaların da yapıldığı açıklanmıştır.
Komite Başkanı tarafından SHY-22’ deki değişikliklerin yayınlanması sonucunda, talimatlar için çalışmalara başlanılacağı ve ihtiyaçlara uygun olarak yapılabilmesini teminen başta DHMİ Genel Müdürlüğü olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların katılımı ile yeni çalıştayların yapılacağı ifade edilmiştir. Konuşmasının devamında farklı bir konu olarak havaalanı terminallerinde açık gate uygulamasına geçildiği, bu durumun terminallerin işleyişinde nasıl sonuçlar oluşturduğu konusunda yetkililerinden açıklama yapması istenmiştir.
ATM Havalimanı Yapım ve İşletim A.Ş. temsilcisi tarafından açık gate ve kapalı gate uygulamasını terminallerinde uyguladıkları belirtilerek, açık gate uygulamasının operasyonel, güvenlik, pasaport işlemleri ve diğer konularda etkisinin değerlendirildiğinde sonuçlarının olumlu olduğu belirtilmiştir. Açık gate uygulamasının kapalı gate olarak dizayn edilmiş terminallerde uygulanmasında sıkıntılar yaşandığı, bu sıkıntılar arasında daha büyük bir alanın steril hale getirilmesinin gerektiği ve bunun da maliyetli olduğu açıklanmıştır. Terminallerinde mimari yönden bir takım koridor ve kapıların kapatıldığı, kontrol noktası sayılarının arttırıldığı, daha fazla güvenlik personeline ihtiyaç duyulduğu gibi hususlarda katılımcılar bilgilendirilmiştir. Ayrıca, güvenlik konuları başlığı altında gündeme gelen pasaport kontrolünün güvenlik noktası önünde ya da sonrasında olması konusunda; Dalaman Dış Hatlar Terminalinde uygulanan güvenlik noktasının pasaport kontrol noktası öncesinde yer aldığı açıklanmış ve uygulama durumu ile ilgili sıkıntı yaşamadıkları dile getirilmiştir.
Fraport IC İçtaş Antalya Havalimanı Terminal Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş. Genel Müdürü tarafından, 1. Dış Hatlar Terminalinde bu yaz sezonunda açık gate uygulamasına başlanıldığı, 2. Dış Hatlar Terminali için 2011 yılının Kasım ayında tadilata başlanılacağı ve yaklaşık 4 ay içerisinde gerekli revizyonların tamamlanarak 2012 yılının Nisan ayında açık gate uygulamasına başlanılabileceği bilgisi verilmiştir. ATM Havalimanı Yapım ve İşletim A.Ş. temsilcisinin değerlendirmelerine katıldıkları ifade edilmiş ve açık gate uygulamasından % 100 fayda sağlandığı, yolcu kolaylıkları açısından olumlu gelişmeler yaşandığı, güvenlik seviyesinin arttığı ve ticari anlamda da işletmelerine önemli katkılar sağladığı ifade edilmiştir.
TAV Esenboğa Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş. Genel Müdürü tarafından açık gate uygulamasına 2011 yılının ilk aylarında başlanıldığı, daha önceki 4 yıllık işletme sürecinde kapalı gate uygulamasının yapıldığı belirtilmiştir. Söz konusu dönemde 6 gate içerisinde 6 adet x-ray ve 6 adet güvenlik grubunun olduğu ve gate içine giren yolcuların yaşadıkları sıkıntıların kendilerini meşgul ettiği bilgisi verilmiştir. Daha sonra açık gate uygulamasına geçildiği, pasaporttan geçen yolcuların daha sonra güvenlik noktasından da geçerek hava sahasına girdikleri ve yolcuların pasaport kontrolünde her hangi bir sorunla karşılaştıkları zaman hava sahasına girmeden sorunlarını çözüp tekrar pasaporta geldiği ifade edilmiştir. ICF şirketi Genel Müdürü’nün değerlendirmelerine katıldıkları belirtilerek, ticari anlamda memnuniyetleri de dile getirilmiştir. Bu konuda yolculardan çok olumlu tepkiler aldıkları, yolcuların daha keyifli vakit geçirdikleri belirtilerek, açık gate uygulaması tavsiye edilmiştir.
Komite Başkanı tarafından birkaç sene öncesinde HANKOK toplantılarında gündeme getirilen bu uygulamaya özel sektörün başlangıçta tedbirli yaklaştığı, günümüzde ise uygulamanın hayata geçtiği ifade edilmiştir. TAV Esenboğa Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş. Genel Müdürü tarafından konunun ilk kez gündeme geldiği dönemlerde tedbirli yaklaşılmasından ziyade, terminallerin mimari yapısından dolayı kapalı gate olarak dizayn edilmiş mevcut terminallerde farklı uygulamaların kendilerini düşündürdüğü belirtilmiştir. Ancak, açık gate uygulamasında tereddüt ettikleri hususların düşündükleri gibi gerçekleşmediğine de açıklık getirilmiştir.
TAV Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü tarafından, TAV İstanbul Terminal İşletmeciliği A.Ş. Genel Müdürü’nün konu ile ilgili sıkıntılarının olduğu dile getirilmiştir. İki havalimanımız için açık gate uygulamasında; güvenlik kontrol noktasının pasaport öncesinde olmasından dolayı sorun olmadığı belirtilmiştir. Uygulama kapsamında yolcu profilinin önem taşıdığı, Türk yolcusunun az olduğu yerlerde uygulanan biçimde kabul edilebildiği, Türk yolcu profilinin fazla olduğu havaalanlarında ise güvenlik kontrolü sonrasında pasaport kontrollerinden dönüşlerin çok fazla olduğu ifade edilmiştir. Konuşmasının devamında, son dönemlerde havaalanlarında çok sayıda bomba ihbarlarının olması konusu gündeme getirilmiştir. Bu durumun emniyet birimleri tarafından uçakların aranmasına, yolcunun uçaktan indirilmesine, uçağın açıkta park pozisyonuna çekilmesine vb. sebeplere neden olduğu açıklanmıştır. Söz konusu ihbar geldiğinde yazılı olan uygulamanın yapılmak zorunda olduğu, bu durumun önüne geçebilmek için ihbarların yapılmasını engelleyecek tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çekilmiştir. İlk etapta güvenlik uygulaması gibi görünse de yolcu kolaylığı yönünden de uygulama olduğu ve yolcunun mağdur olduğu ifade edilmiştir. Yolcunun güvenlikten geçerek binmiş olduğu uçaktan geri indirildiği, ikinci bir işleme tabi tutuldukları belirtilmiştir. İhbarların bazılarının özel sebeplerden kaynaklandığı ve asılsız oldukları bilgisi paylaşılmış ve hava ulaşımını engelleyici girişimde bulunan kişilere karşı bir yasal düzenlemenin ve/veya bu durumlara ilişkin ağır cezaların getirilmesi gerektiği dile getirilmiştir. Ayrıca. bu konunun kamu oyunda işlenmesi ile caydırıcılığın oluşturulması konusunda tedbir alınabileceğinden de bahsedilmiştir.
İSG Uluslararası Havalimanı Yatırım-Yapım ve İşletme A.Ş Genel Müdürü tarafından 2011 yılının Ekim ayında açık gate uygulaması için alt yapı çalışmalarına başlanılarak kış tarifesinde açık gate uygulamasına geçecekleri bilgisi verilmiştir. Güvenlik kontrollerini pasaport kontrolünden sonra yerleştirmeyi planladıkları, bu kararı verirken de TAV Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü’nün söylediği gibi pasaporttan dönen Türk yolcuların fazla olmasının dikkate alındığı ifade edilmiştir. Uygulamaya ilişkin diğer bir etmen olarak pasaport işlem süresi ile güvenlik işlem süreleri arasında farklılıkların değerlendirildiği belirtilmiş ve pasaporttaki işlem süresinin 45-60 sn. arasında, güvenlik işlem süresinin ise 15-23 sn. arasında değiştiği bilgisi paylaşılmıştır. Güvenlik noktasının pasaport öncesinde olması durumunda yolcunun güvenlikten hızlı bir şekilde akacağı ve akabinde pasaportta yığılmalara sebebiyet vereceği dikkate alındığında, güvenlik noktalarının pasaporttan sonra konulmasının Sabiha Gökçen Havaalanı için daha uygun olacağına karar verildiği ifade edilmiştir. Ayrıca, terminallerinin mimari açıdan Berlin’de Avrupa Çelik Birliği’nden Çelik Tasarım Ödülünü aldıkları bilgisi iletilmiştir.
ÇELEBİ Genel Müdürü tarafından, 4 Nisan 2009 tarihli ve 27190 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak uygulamaya geçen “Egzoz Gazı Emisyonu Kontrolü Yönetmeliğine” göre yetki belgesi verilmiş sabit istasyon işletenlerin mobil taşıtlarla egzoz gazı emisyon ölçümü yapamayacakları hususuna açıklık getirilmiştir. DHMİ Genel Müdürlüğü’nün Pat Sahalarında Araç Kullanma Yönergesi’nin 21 nci maddesinin “ f ” fıkrası ile, SHGM’ nin SHY-22 Yönetmeliği’nin 22 nci maddesinde yer hizmeti kuruluşlarının ekipman parkında bulunan tüm araçlarının teknik ve trafik muayenelerinin yapılmış ve egzoz gazı emisyon kontrollerinin de yapılmış olması şartının arandığı ifade edilmiştir. Bugüne kadar, yetki belgesi bulunan sabit istasyon işletenlerinin mobil araçları ile havaalanına gelerek bu işlemi yaptıkları belirtilmiştir. Geride bıraktığımız son 2,5 yıl içerisinde bir sorun olmadığı, ancak ilk kez Malatya Havaalanı’nda Çevre İl Müdürlüğü’nün bu konuda yapmış olduğu denetim sonucunda mobil taşıtlar ile egzoz gazı emisyonu kontrolü yapılmasına müsaade etmediği açıklanmıştır. Bu konunun, ileri tarihlerde Atatürk, Antalya havaalanlarındaki büyük taşıt parklarının olduğu yerlerde de gündeme gelebileceği ve plakasız olan araçların havaalanından çıkarılarak söz konusu muayeneyi yaptırmalarının mümkün olmadığı hususuna vurgu yapılmıştır. DHMİ Genel Müdürlüğü’nün konu ile ilgili olarak Çevre İl Müdürlüğü ile görüşme yapması ve havaalanlarında bulunan taşıtların Egzoz Gazı Emisyonu Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen madde kapsamı dışında bırakılarak mobil araçlarla söz konusu kontrollerinin yapılabilmesi yönünde girişimlerin olabilirliği veya bu sorunla karşılaşıldığı durumlarda nasıl çözülebileceği konusunda soru yöneltilmiştir.
DHMİ Daire Başkanı tarafından, apronda kuruluşlarına ait plakasız araçların da mevcut olduğu ve bu konuda gerekli yazışmaların 2 yıl öncesinde yapılması neticesinde gerekli izinin alındığı bilgisi paylaşılmıştır. Bu konudaki aksaklıkların devam etmesi durumunda tekrar gündeme getirilmesinin akabinde kuruluşlarının çözüme yönelik girişimde bulunabileceği ifade edilmiştir. Mobil araçlarla havaalanlarında girişlere izin verildiği ve yaptıkları bahse konu muayenelerin geçerli kabul edildiğine açıklık getirilmiştir.
Komite Başkanı tarafından tüm havaalanlarına giriş kartının verilmesi konusu gündeme getirilmiş ve kart sayısının 7.000 civarında iken sektörden gelen talepler doğrultusunda yapılan düzenlemelerle bu sayıların 20.000’li değerlere ulaştığı açıklanmıştır. Belirtilen sayıda kişinin bu kartın gerekliliklerini yerine getirdiklerine inanmadıkları ifade edilmiştir. İlgisiz konumdaki kişilere de bu kartın verildiği, şirketler tarafından bu konunun tekrar gözden geçirilmesi ve kart eleme işlemlerinin yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Devletin bu işin içine girmesi durumunda daha yaptırımlı davranacağı bilgisi verilmiştir. Havaalanlarında kart sayısının artmasının güvenlik zafiyeti yarattığı ve bu açıdan ciddi bir sıkıntılar oluşturduğu belirtilmiştir. Bu konuda SHGM’ nin Güvenlik Dairesi tarafından bir çalışmanın başlatıldığı bilgisi de paylaşılarak bu konuda sektörün tedbir almasının önemli olduğu dile getirilmiştir.
SHGM Güvenlik Dairesi Başkan V. tarafından sadece bir havaalanında işinin olmasına karşın 6.000 civarında tüm havaalanları giriş kartı alan kişiyi tespit ettikleri belirtilmiştir. Tüm havaalanları kartı üzerinde girilebilir alanları gösteren 10 hanenin bulunduğu, başvuruların % 90’ının 10 haneyi de açık istediği ve bu kartın prestij göstergesi haline geldiği ifade edilmiştir. Sektör tarafından yapılacak başvurularda ihtiyaç doğrultusunda taleplerin yapılması gerektiğine vurgu yapılmış ve aksi takdirde SHGM’nin çalışmaları ile kartların verilmesinin durdurulabileceği de dile getirilmiştir.
IZAIR Havayolları temsilcisi tarafından, Genel Müdürlük binasında çalışanlar için kart çıkartılmasını talep ettikleri, tüm havaalanlarına giriş kartları mevcut olduğu halde aprona geçemedikleri ve lokal kart başvurusunda bulunmak zorunda kaldıkları bilgisi paylaşılmıştır. SHGM Güvenlik Dairesi Başkan V. Tarafından, sorunların yansıtılması istenmiş ve tüm havaalanları giriş kartının Sabiha Gökçen Havaalanı’nda da geçerli olduğunun açıklanması üzerine, IZAIR Havayolları temsilcisi tarafından 3 yıl boyunca tüm havaalanlarına giriş kartı ile aprona çıkamadıkları ve ekstra lokal hizmet kartı kullandıkları tekrarlanmıştır.
DHMİ İzmir Havaalanı Başmüdürü tarafından tüm havaalanları kartının verildiği ancak aprona giriş hanesinin kapalı olduğu açıklamasında bulunulmuştur. Adnan Menderes Havaalanı’nda özel bir uygulamanın daha olduğu, günümüzde ise uygulanmadığı bilgisi verilmiştir. Bir dönem MİA tarafından tüm havaalanları kartı mevcut olsa da, “havaalanı kartı” alınmasına teşvik amaçlı uygulama şeklinde prensip kararının olduğu ve bu uygulamanın daha sonrasında kaldırıldığı belirtilmiştir. Komite Başkanı tarafından lokal bir takım farklı uygulamaların ilerleyen süreçlerde bir takım sıkıntılara da neden olduğu hususuna vurgu yapılmıştır.
THY A.O. İş Geliştirme Müdürü tarafından, tüm havaalanları giriş kartı için müracaat etmekle birlikte, aktif olarak kullanılan bazı yerler için giriş verilmediği bilgisi paylaşılmıştır. Tüm havaalanları giriş kartı müracaatı taleplerinde, başvuru sahibinden nedenleri ile birlikte bazı bilgilerin istenilmesi ve başvuru formuna kişilerin görev tanımlarının da eklenmesi gerektiği belirtilmiştir. Konuşmasının devamında, gümrüklü meydanlar ile gümrüksüz meydanlar konusu gündeme getirilmiş ve bazı meydanlarda özellikle transit ve transfer uygulamalarında son noktaya bağladıkları veya gümrük personeli bulunmamasından dolayı bağlayamadıkları bagajlardan bahsedilmiştir. Konu ile ilgili olarak gümrüksüz durumda olan Malatya Havaalanı örnek verilmiştir. Yolcuların bagajlarını iç hatlarda bağlayamama durumunun özellikle Atatürk Havaalanı’nda problem olduğu belirtilerek, gümrük konusunda havaalanları için tanımlanmış kriterlerde bir limit olup olmadığı ve/veya gümrük görevlisi bulundurulmasında yolcu sayısının rolü olup olmadığı sorusu yöneltilmiştir.
Gümrükler Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yrd. tarafından işlem hacmine ve işlem zamanına göre bazı ayarlamalar yapılmakla birlikte iç gümrük sayısını olabildiğince azaltma yönünde politikalarının olduğu açıklanmıştır. Ancak, ihtiyaç olması durumunda yolcu geldiğinde gümrük personelini hazır bulundurarak mobil gümrük uygulaması ile işlem yapılmasına çalıştıkları bilgisi de paylaşılmıştır. Malatya’da Gümrük Başmüdürlüğünün olduğu, Gümrük Teşkilatının oluştuğu düşüncesiyle bu konuda sıkıntı yaşanmaması gerektiği belirtilmiştir. Örnek olarak Erzincan Havaalanında Gümrük Müdürlüğü’nün olmadığı, yurt dışından gelen yolcu olduğu zaman veya transit yolcuların aktarımı söz konusu olduğu zaman bir sıkıntının çıkabileceğinden bahsedilmiştir. Yolcu sayısına göre havaalanında gümrüğün olması ya da olmaması gibi bir kriterlerinin de olmadığına açıklık getirilmiştir.
THY A.O. temsilcisi tarafından Malatya’da Gümrük Müdürlüğü’nün olmadığı, kontak noktası verilmesi durumunda hangi seferlerde ne kadar yolcu taşındığı konusunda geçen yıl yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen yolcu sayılarını iletebilecekleri belirtilmiştir. Gümrükler Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yrd. tarafından zaman zaman kuruluşlardan alınan bilgiler kapsamında gerektiği durumlarda yolcu sayılarının da alındığı açıklanmıştır. Malatya’da Başmüdürlük olduğunu bildikleri, dolayısı ile Gümrük Müdürlüğü’nün de olduğu ve havaalanına önceden haber verilmediği için havaalanında gümrük memurunun bulundurulamamış olunabileceği konusunda açıklama yapılmıştır.
Komite Başkanı tarafından bu konunun bir sonraki HANKOK toplantısında açıklanmak üzere değerlendirmeye alınması ve neler yapılabileceği konusunun da gündeme getirilmesi yönünde karar alınmıştır (Karar: 6).
DHMİ AHL Havaalanı Başmüdürü tarafından uçaklara lazer ışığı tutulması olayına değinilerek, Atatürk Havaalanı’nda inişte ve kalkışta bu durumun çok sık tekrarlandığı belirtilmiştir. Bu konuda neler yapılabileceği hususunu gündeme getirmesi üzerine; Komite Başkanı tarafından bu konuda SHGM Seyrüsefer Daire Başkanlığı’nın “Hava Araçlarının Lazer Işınlarının Zararlı Etkilerinden Korunmasına İlişkin Talimat (SHT-12Lazer.02)” isimli talimatının olduğu ve bu talimata göre işlem yapıldığı, ancak konu hakkında farklı bir çalışmanın başlatılmasının zorunluluk arz ettiği, nelerin yapılabileceği konusundaki tedbirlerin müştereken değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
İSG Uluslararası Havalimanı Yatırım-Yapım ve İşletme A.Ş Genel Müdürü tarafından Amerika’da bulunduğu dönem İçerisinde bir Türk iş adamının uçaktan inerken can yeleğini alması sonucunda mahkum edilmesi durumu caydırıcılık olması adına örnek olarak verilmiştir. Lazer ışığı tutarak uçakta bulunan tüm yolcuların hayatını tehlikeye atan kişiler için de caydırıcılığın açıklanan boyutta olması gerektiği ifade edilmiştir.
Komite Başkanı tarafından menzili kuvvetli olan bu tür oyuncakların kolay erişilebilir olmalarına ve herkesin elinde bu şekilde serbestçe dolaşabilmesine anlam verilemediği belirtilmiş ve konu hakkında ilgili yerlerle görüşmelerin yapılması gerektiği belirtilmiştir
DHMİ Daire Başkanı tarafından, toplantı sürecinde tüm havaalanları giriş kartının çok sayıda olması hususunun değerlendirildiği, daimi apron plakaları ve tahsisi konusunda da benzer durumun mevcut olduğu dile getirilmiştir. Apron plakası konusunda havaalanlarında MİA’lar başkanlığında Güvenlik Komisyonlarında karar alındığı ve karar verilenlere DHMİ olarak apron plakası tanzim edildiği bilgisi verilmiştir. Bazı havaalanlarında resmi görevlilerin yanı sıra havayolu, yer hizmeti gibi kuruluşların yetkililerinin de kendi özel araçlarına apron giriş plakası aldıklarına şahit olduklarından bahsedilerek, Güvenlik Komisyonlarında apron plakası talebinde bulunanların değerlendirilmesinde gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur.
Komite Başkanı tarafından yer kazalarının meydana gelmesindeki ana etmenlerden birinin de aşırı trafik yoğunluğu olduğu ve özellikle de Atatürk Havaalanı’nda çok ciddi bir trafik yoğunluğu yaşandığına vurgu yapılmıştır. Bu konuda yapılacak düzenlemeler ile bu sorunun da aşılacağı açıklamasında bulunulmuştur.
DHMİ Adana Havaalanı Başmüdürü tarafından havaalanı sınırlarındaki anız yangınlarına değinilerek, bu yangınların uçaklar için çok büyük tehlike olduğu, bu konuda 1 milyar TL civarında para cezası bulunduğu bilgisi paylaşılmıştır. Caydırıcılık yönünden ilgili Bakanlık tarafından ağır cezaların oluşturulması gerektiği belirtilmiştir. HANKOK toplantılara Çevre, Tarım ve Turizm Bakanlığı’ndan da katılım sağlanması yönünde talepte bulunulması üzerine, Komite Başkanı tarafından spesifik konular açısından katılım istenmesine gerek olmadığı ve ikili yazışmalar ile bazı konuların çözülebileceği belirtilmiştir.
THY A.O. temsilcisi tarafından, pilotlar açısından kış sezonu itibariyle oluşan divert’lar ile ilgili olarak DHMİ ile SHGM’ nin yapmış olduğu RNP yaklaşma sertifiye konusundan bahsedilmiştir. Bu konuda Erzincan Havaalanı örneği verilerek, Van ve Dalaman gibi havaalanlarında da sıkıntı çektikleri ifade edilmiştir. SHGM ve DHMİ’ nin RNP yaklaşmalar ile ilgili bir çalışma yaptıkları, gerek pilotlar gerekse havayolu şirketlerinin sertifiye işlemlerinin biraz zaman alacağı, bu işlemlerin hızlandırılması durumunda RNP yaklaşmalarında minimumların düşeceği ve uçakların divert işlemleri oranlarının azalacağı bilgisi paylaşılmıştır.
Komite Başkanı tarafından konunun SHGM ve DHMİ Seyrüsefer Daire Başkanlıkları tarafından gündeme alınması yönünde gerekli girişimde bulunulacağı belirtilmiş ve bu konuda bir sonraki toplantıda bilgilendirme yapılması yönünde karar alınmıştır (Karar: 7). THY A.O.’ na konu hakkında SHGM ve DHMİ Genel Müdürlüğü ile yazışma yapılıp yapılmadığı sorusu yöneltilmiştir.
THY A.O. temsilcisi tarafından bu konuda yazışma yapıldığı bilgisi verilerek, uçakların sertifiyelerinin hızlandırılması konusunda Airbus’ dan gelecek yetkililerden bahsedilmiştir. DHMİ’ nin sertifiye edilmiş personel ile alçalmaları hazırlamamaları durumunda konunun uygulanabilirliğinin kalmadığı ve yine SHGM tarafından pilotlar ve uçaklar sertifiye edilmez ise alçalma yapıldığı durumda pilotların uygulayamayacağı vurgulanmıştır. Bu konuların paralel olarak sonuçlandırılmaları gerektiği belirtilmiştir.
DHMİ seyrüsefer birimi temsilcisi tarafından sertifiye edilmiş personel açısından bir sıkıntılarının olmadığı, konu ile ilgili çalışmaların devam ettiği ve yaklaşma usullerinin çiziminin masa başında yapılmadığı açıklanmıştır. Bu konuda TÖSHİD dahil olmak üzere THY ve havayolu şirketlerinin görüşlerinin alındığı, simülasyon yapmadan hiçbir usulün de yayınlanmadığı belirtilmiştir. Özellikle Atatürk Havaalanı için çok yoğun çalışıldığı, simülatör tesislerine kontrolörleri de getirerek çalışmalarına devam edildiği ve pilotların yaptıkları usullerin tek tek denendiği ifade edilmiştir.
THY A.O. temsilcisi tarafından gündeme getirdikleri konuda yanlış anlaşıldıkları ve çok güzel bir şekilde uygulanmakta olan RNAV STAR’dan bahsedilmediği belirtilerek, üzerinde durdukları konunun RNAV RNP yaklaşmalar olduğu, yani tamamen seyrüsefer cihazına bağlı olmadan GPS yardımı ile yapılan yaklaşmalar ile ilgili olduğu hususuna açıklık getirilmiştir.
DHMİ seyrüsefer temsilcisi tarafından GBAS’a bağlı yaklaşmalar ile ilgili bir çalışmayı EUROCONTROL ile sürdürdükleri, bu konuda Çanakkale az yoğun olduğu için bu meydanın base alındığı bilgisi paylaşılarak, ayrıca RNP yaklaşmalara ilişkin çalışmaların mümkün olan en kısa zamanda yayınlanacağı da dile getirilmiştir.
THY A.O. temsilcisi tarafından önceliklerin belirlenmesi açısından THY A.O.’ nun yoğun sefer yaptığı özellikle Van ve Dalaman havaalanlarının ele alınmasının uygun olacağı belirtilerek, Van ve Dalaman’ın yaklaşmasının özellikle rüzgarlı hava şartlarında divert ‘lara sebebiyet verdiği ifade edilmiştir. SHGM ve DHMİ’ nin bu konuda sertifiye personelinin olup olmadığı sorusu yöneltilmiştir. DHMİ temsilcisi tarafından, DHMİ’nin aletli alçalmayı yayınlamaktan ve oluşturmaktan sorumlu olduğu, bu iş için yeterli sayıda ve eğitimde sertifiye personelin bulunduğu bilgisi verilmiştir. Komite Başkanı tarafından DHMİ ile THY A.O.’ nun karşılıklı görüşmelerle sorunu çözebileceği dile getirilmiştir.
TGS Yer Hizmetleri A.Ş. temsilcisi tarafından, toplantıda gündeme gelen apron plakası konusunda açıklama talebinde bunulmuştur. DHMİ Genel Müdürlüğü tarafından işletilen meydanlarda araç transferi yaparak apron plakalarını kullanabildikleri, ancak HEAŞ tarafından işletilen Sabiha Gökçen Havaalanı’na bir ekipman transferi yaptıklarında apron plakasını sıfırdan almak durumunda kaldıkları ya da Sabiha Gökçen Havaalanı’ndaki bir ekipmanı başka bir yere götürdüklerinde alınan apron plakasının iptal edildiği bilgisi verilmiş ve bu konunun çözüme kavuşturulması talep edilmiştir. Konuşmasının devamında, toplantının girişinde yer hizmetleri kuruluşları araçlarının yer kazaları ile ilgili istatistiklerin gündeme getirildiği belirtilerek, araç kazaları ile istatistiklerin açıklanmasında yer hizmeti şirketlerinin çalışanlarını fazla çalıştırdıkları gibi bir sonucun ortaya çıktığı ifade edilmiştir. Şirketlerinde çalışan personelin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışma yaptıkları, öngörülen haftalık çalışma saatlerinin 45 saat olmakla birlikte vardiya şeklinde çalışmalarından dolayı 42 saati geçmediğine açıklık getirilmiştir. Kaza istatistiklerinin şirketlerince de değerlendirdiği, oluşan kazaların vardiyaya geçiş ve vardiya çıkış saatlerine denk geldiği bilgisi paylaşılmıştır.
Komite Başkanı tarafından kaza istatistiklerine ilişkin yapılan açıklamalardan yer hizmeti şirketi kuruluşlarının personelini fazla çalıştırdıkları yönüne bir algılamanın olmaması gerektiği, sunumda daha çok personelin eğitim eksikliği ve tecrübesizliği konuları üzerinde durulduğuna açıklık getirilmiştir. Apron plakası konusunda ise Sabiha Gökçen Havaalanı’nın özel bir havaalanı olduğu, hizmet veren şirketlerin farklı havaalanı işletmecileri tarafından işletilmekte olan havaalanı düzenlemelerine uymaları gerektiği ifade edilmiştir. Bu doğrultuda, apron plakasının ticari bir konu olduğu ve havaalanı işletmecilerinin sorumluluk alanlarına girdiği dile getirilmiş ve toplantıda bulunan HEAŞ yetkililerinin çözüm için not aldıkları da belirtilmiştir.
TAV Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü tarafından HANKOK toplantılarına teknolojik açıdan farklı sektör temsilcilerin de davet edilmesi hususu gündeme getirilmiştir. Örnek olarak IT teknolojisi verilerek, IT teknolojisinde gelinen nokta, CCTV’ ler hizmet alanları vb. konularda sunumların yapılmasının faydalı olacağı dile getirilmiştir. SHGM tarafından yeni teknolojiler ile ilgili olarak HANKOK toplantılarına konu ile ilgili firmaların davet edilmesinin herkese katkı sağlayacağı ifade edilmiştir. Komite Başkanı tarafından konu ile ilgili olarak havacılık şirketlerinin alt şirketlerinin olduğundan bahsedilmiş ve TAV şirketi örnek olarak verilmiştir. Havacılık ile ilgili katkı sağlayacak konular netleştiğinde memnuniyetle gündeme alınabileceği belirtilmiştir.
HSSGM yetkilisi tarafından, havaalanlarında sunulan sağlık hizmetleri ve bu kapsamda havayolu ile gelebilecek bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirler konusunda ağırlıklı olarak çalıştıklarından bahsedilmiştir. HSSGM’nin Dünya çapında gerçekleşen toplantılara katılım sağladığı belirtilerek, bu toplantılar hakkında genel bilgiler verilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2011 yılının Haziran ayında Madrid’de düzenlenen sağlık tatbikatı için oluşturulan kriz yönetim sistemine değinilmiştir. Ayrıca, havayolu ile bulaşabilecek hastalıklar konusunda Eylül ayında ICAO tarafından düzenlenen toplantı da gündeme getirilerek, sivil havacılık ve sağlık adına üyelerin katıldığı bilgisi paylaşılmıştır. Avrupa ülkelerince gerçekleşen toplantıda bahsedilen konulara çok önem verildiği ve masa başı egzersizleri ve tatbikatlarla bu tür konularda olabilecek krizlere kendilerini hazırladıkları ifade edilmiştir. Genel Müdürlükleri tarafından İzmir’de başlatılan ve uluslararası havaalanlarını içerecek olan acil eylem planlarını hazırladıkları ve bir sonraki toplantıya hazır olabileceği bilgisi paylaşılarak, bu konularda sunum yapma talebinde bulunulmuştur. Komite Başkanı tarafından bir sonraki toplantıya açıklanan konularda sunum yapılması yönünde karar alınmıştır (Karar: 8).
THY A.O. temsilcisi tarafından, CDM konusunda şirketlerinin DHMİ ve TAV şirketi ile ortaklaşa çalışma başlatmakla birlikte, bu konunun sadece üç kuruluş ile ilgili olmadığına açıklık getirilmiştir. Yoğunluğu az olan bir havaalanında konu ile ilgili modelleme yapılması ve daha sonra büyük bir havaalanında çalışmaların başlatılması hususunda öneride bulunulması üzerine, Komite başkanı tarafından konunun havaalanlarında yapılan HALİNKOK ve Güvenlik Komisyonu gibi toplantılarda da gündeme getirilebileceği ve çözülebileceği ifade edilmiştir.
DHMİ AHL Başmüdürü tarafından CDM konusunda Atatürk Havaalanı’nda yol alındığı belirtilerek, bu konuda açıklamalarda bulunulmuştur. Eskiden bir inşaat yapıldığında NOTAM çektiklerini ancak paydaşların konudan çok sonrasında haberdar oldukları ifade edilmiştir. Günümüzde ise CDM projesi kapsamında ufak çaplı bir NOTAM dahi yayınlansa CDM içerisinde bütün paydaşlara önceden haber verildiği için tüm tedbirlerin zamanında alındığına değinilmiştir. Projenin açılışında herkesin çağrılmadığı, ancak daha sonrasında davetiye gönderilerek, her bir şirketten/ havayolundan CDM içerisinde personelin katılımının sağlandığı açıklanmıştır. Küçük meydan model alınsa da Atatürk Havaalanında uygulanmasının yıllar alacağı, gelinen nokta itibariyle bu konuda yolun ancak yarısına ulaşılmış olduğu ifade edilmiştir.
Komite Başkanı tarafından CDM projesinin Atatürk Havaalanı’nda belli bir aşamaya getirildikten sonra, diğer havaalanlarında da yaygınlaştırılması yönünde bir çalışmanın olup olmadığı sorusu yöneltilmiştir. DHMİ Daire Başkanı tarafından konu hakkında zaman içerisinde ihtiyaç duyulması durumunda çalışmaların olabileceği bilgisi verilmiştir. Ayrıca, HSSGM temsilcisinin bahsettiği havaalanlarında acil durum planları ile ilgili konuya değinilerek, Ülkemizde her bir havaalanındaki her türlü şartları da içine alan MİA Başkanlığında oluşturulmuş Acil Durum Planlarının /Güvenlik Planlarının bulunduğu, bunların içerisine ilave edilecek konuların öngörülmesi durumunda bu ilavelerin yapılabileceği bilgisi paylaşılmıştır.
HSSGM yetkilisi tarafından acil durum planları kapsamında bulaşıcı hastalıklar ile ilgili hususları ifade ettikleri ve bu kapsamda sağlık alanında havaalanlarında kriz yönetimi biriminin olmadığı açıklanmıştır. DHMİ Daire Başkanı tarafından mevcut kriz yönetim biriminin planların da olduğu tekrar edilerek, HSSGM ile ilgili bölümde eksiklik varsa revize edilebileceğinin bahsedilmesi üzerine; HSSGM yetkilisi tarafından mevcut plan içine konuları adapte etmeye çalıştıkları ve paralel düşüncede oldukları dile getirilmiştir.
-
Bir sonraki toplantı yeri ve zamanı: Bir sonraki 143. HANKOK Toplantısının yerinin belirlenmesi konusunda katılımcılara görüş sorulmuş olup, farklı İl’ler için yapılan talepler kapsamında bir sonraki toplantının yeri ve zamanının daha sonra bildirilmesi hususunda oy birliği ile karar alınmıştır. Komite Başkanı tarafından toplantıya katılan Mülki İdare Amirlerine, DHMİ’ ye ve Erzincan Meydan Müdürlüğü’ne HANKOK Komitesi adına teşekkür edilmesinin ardından SHGM ve DHMİ’nin Genel Müdürlerinin selam ve sevgileri tekrar iletilmiştir. Ayrıca, tüm kurum ve kuruluş temsilcilerine katkılarından dolayı teşekkür edilmiş ve toplantı sona erdirilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |