Hayat senin,nasıl istersen yaşa!
tarix 21.11.2017 ölçüsü 445 b. #32453
Hayat senin,nasıl istersen yaşa! Hayat senin,nasıl istersen yaşa! Her şeyi bahşetmiş Yaratan Çalışırsak kazanırız, küçüğüm! Yaşam dediğimiz bir yolculuk Bilinmez, sonraki durakta ne olur Akıl en büyük nimettir, küçüğüm! Gölgemiz gibi, güçlükler tükenmez Dünyada ihtiyaç ve dertler bitmez Hayat kısa bir eğlence,bir oyun Unutma ki fani insanlarız, küçüğüm! (mart;1998) Her sabah kuşlar rızkını arar Her sabah kuşlar rızkını arar Dünya desen döner durmadan. Düşünmezsen kendine zarar! Bu düzen böyle işler Nerde hareket,orda bereket. Bildiğimden şaşmam,dersen Sonucu sanadır elbet! Çalışmazsan adam olamazsın, Zaman çabuk öğütür seni Tembellikle bir yere varamazsın Can sıkıntısı götürür seni! (1997) doğan güneşe bakarak, yarın kaygısından uzak yaşama sevinci duyabiliyorsan mutlusun... vazgeçilmez bildiğin dostlarınla bir arada , tek yürek zorlukları aşabiliyorsan bahtiyarsın... zıtlıklar iç içe şu yeryüzünde iyiyle kötü, aydınlıkla zulmet rotasız hedefe varmaz gemiler vicdanına sor, doğan güneşe bakarak, yarın kaygısından uzak yaşama sevinci duyabiliyorsan mutlusun... vazgeçilmez bildiğin dostlarınla bir arada, tek yürek zorlukları aşabiliyorsan bahtiyarsın... zıtlıklar iç içe şu yeryüzünde iyiyle kötü, aydınlıkla zulmet rotasız hedefe varmaz gemiler vicdanına sor, doğru yoldasın... Hayatın çokluk ve ayrıntıları Günlerimizi renkten renge boyadı. İhtiyaçlar bitmez dünyada,dertler tükenmezdi Kimileri bu alemde aradılar cenneti. Uzun günlerden oluşmuş sanki kısa yıllar Ömür gafletle geçmiş farkında olmadan. Dün gibi daha küçük birer çocuktuk,masumduk Sanki bir an yaşayıp bir hamlede yaşlı olduk! Hayatın çokluk ve ayrıntıları Günlerimizi renkten renge boyadı. İhtiyaçlar bitmez dünyada,dertler tükenmezdi Kimileri bu alemde aradılar cenneti. Uzun günlerden oluşmuş sanki kısa yıllar Ömür gafletle geçmiş farkında olmadan. Dün gibi daha küçük birer çocuktuk,masumduk Sanki bir an yaşayıp bir hamlede yaşlı olduk! Düş dar sokaklar,eski evler arasında esrar dolu tuhaf bir hava bilmediğim yerler gözlerim aşina bu şehir sıkıntı verdi ruhuma! ne gidilecek başka bir yer ne yapılacak bir iş var. terketmiş dostlar sırasıyla ben ne bekliyorum burada? (1988) Düş dar sokaklar,eski evler arasında esrar dolu tuhaf bir hava bilmediğim yerler gözlerim aşina bu şehir sıkıntı verdi ruhuma! ne gidilecek başka bir yer ne yapılacak bir iş var. terketmiş dostlar sırasıyla ben ne bekliyorum burada? (1988) Adı Kays,sevdiğine ölesiye bağlı Adı Kays,sevdiğine ölesiye bağlı Belki aşık olduğu kendi aşkı! Aç,susuz halde çölleri gezdi. “sevmek delilikse”diyordu,Leylayı Artır Allah’ım bu belayı! Kimisi kınadı onu,kimi de alay etti Sonra düşmanı,dostu merhamet etti. Ve dilden dile dolaştı hikayesi Böyle bir Mecnun görülmedi! ( kasım-1996) Uykusuz gözlerim yine geceler boyu anne Uykusuz gözlerim yine geceler boyu anne “Artık horozlar ötecek nerdeyse!” demiyor bana kimse Tek başıma uzun bir koşu gençliğim Gurbet bize göre değilmiş,bilemedim. Yıllara meydan okudu sabrım ve duaların Duaların benimleydi annem,hissettim. Yaşım yirmi beş,okul bitti ama ben de bittim, Böyle mi olmalıydı,işsizler ordusu adresim! (1988) Gecemi aydınlatmıyorsa Gecemi aydınlatmıyorsa Güneş rengi saçların, Erimek istiyorsam hala, Özgür olamayışımdandır Martılar kadar. Her gün artan güzelliğine Bakıp kalıyorsam yalnızca, Düşünebiliyorsam üzerinde Bir yabancı eli, Artık yaşamanın ne önemi var? Bir gün bile geçmezken sensiz Bir ömür böyle nasıl biter? (1985) Öylesine dalmışız dünya işine Öylesine dalmışız dünya işine Gafletten ayrılmaya mecal kalmıyor. Her gün yeniden nafaka peşinde Koşmaktan duracak derman kalmıyor! İşimiz gösteriştir ilgiler sahte Sevgiler çıkarcı,dostluklar nerde? Gözlerde yalan hamaset perde Hakikati görecek izan kalmıyor! Toplumsal kıyamet yaşadığımız Ne densiz savaş,nedensiz açlık Halimiz felaket,adalet cılız Hayatı hissedecek zaman kalmıyor! Zalime arka çıkan gitmez ileri Şu yaşlı dünyamızda belki Yarına umutla bakan kalmıyor! (nisan,2001 )Yollar uzunmuş,bitmiyor Yollar uzunmuş,bitmiyor Kavuşmak nasıl da zor! Beni bekliyordun,bunu bilmek güzeldi Cennette buluşacak gibi,iki sevgili. Aklımda yalnız sen vardın; İri gözlerin,tel tel saçların, Hatta kırmızı kazağın, Düşündüm, neler konuşacağız? Yine yollar bitmek bilmedi.! Ve nihayet sarıldım sevdiğime Hasret bitmiş miydi? Ayrılık yakınımızda,gözetliyordu bizi Ayrılık, aramızda kara kedi. İlk kez lokantaya gittik seninle Hatırlar mısın,yürüdük yağmurda? Sen dalgındın, her şey güzeldi. Gülüm,bu sana son gelişimdi Nedensiz,kader öyle istedi! ( kasım-1990) sevdik birbirimizi ümitlerimiz vardı o güzel, yaşantıma anlam kattı sevdik birbirimizi ümitlerimiz vardı o güzel, yaşantıma anlam kattı her şey yolunda gidiyor derken içimize doğdu ayrılık olacağı. bir gün, “git bir şey sormadan!”dedi nasıl oldu, anlamadım bir daha onu aramadım içimize doğdu, ayrılık olacaktı! gecenin hıçkırıklara boğulmasına sevmek mi her şeyi çözümlerdi?! alıştım,hepsi kaderin cilvesi. yine devran dönecek yine devran dönecek çocuklar büyüyecek, sen olmayacaksın! yeryüzü yeşillenecek yine baharlar gelecek, sen olmayacaksın! dünya çok değişecek insanlar gülüp eğlenecek, sen olmayacaksın! yolluğunu kim bilecek? adını kim diyecek? kimbilir………… sen olmayacaksın! (16-5-2000) dalmışız kaç kez kim bilir dalmışız kaç kez kim bilir rabbim,günah bataklığına belki cazip geldi düştük şeytan tuzağına. nefsimize uyduksa bakmadık meşruluğuna. yakma biz insanlarına OLTA OLTA balık gelir oltaya diye,attım dünyaya. çektim,baktım boş çıktı işler yine fos çıktı. derken,sabrım gerildi yemi kapan ‘arazi’ neyleyim,şans bu artık balıklar çok uyanık! şans ve kader yan yana ben özne,onlar ayna onlar atlı,ben yaya; ben olta,deniz dünya!... (2007) Denizin Sesi gözün alabildiğince uzanır rahat bir yatak gibidir sular. rüzgar eser,coşar dalgalar denizin sesi ruhumu okşar. göremedim hayli zamandır özledim sevgili kara denizi. etrafa balık kokusu yayar rüyamda bile ruhumu sarar. /temmuz,08/ Sensin Geleceği Ülkenin karanlıktan aydınlığa giden yolları ısrarla gösterdin. kutsal emeğin insanlık için bir esenliktir öğretmeni!. çocukları şefkatle eğitensin sen,insana şekil verensin hem babasın,hem annesin öğrenmeyi sevdirdin,öğretmenim! insanlık hayatı tanıyamaz, cehalet ortadan kalkmaz, keşifler,icatlar yapılmaz, sen olmasan öğretmenim!. sensin,geleceği ülkenin bilmem ki, neyle ölçülür değerin gönüllerde sen varsın öğretmenim! /kasım,2001/ odada kahvaltı tepsisi dağınık halde yatak hepsi en son bıraktığım gibi dört duvar var konuşacak! balıklar akvaryumda sinekler uçuşuyor havada o kadar da kimsesiz değilim, başka şehirde çoluk,çocuk! bilinsin,ailenin kıymeti yolunu gözlediklerimiz var,iyi ki! karışan yok,özgürüm şimdi amma,bir kabus gibi yalnızlık! /temmuz,08/ HASRET Kİ hasret belirir uzaktan acımasızca yürür üstümüze ben canana hasretken özlem girer yüreğimize beklenen,aranan o her zaman ,her yerde acıtır can evimizi inceden inceye vuslat sıcacık sarar,şifadır aşkımıza derken zaman değiştirir bakışımızı alışkanlık,bıkkınlık verir gönlümüze hasret ki kimi sevgiliye,kimi zenginliğe,kimi her neyse davetsiz misafir gibi girer gönlümüze haziran;2008 Yaz Geceleri Onlar ki şairlerin hasat bahçesi Sokak lambalarına yoldaş geceler. Sükuneti süsler elbet sessizliği Huzurlu bir yalnızlık sanki geceler. ilham gelir,sever şair geceleri Ne kadar şiir yazmışım yaz geceleri. Aydınlık katar,şairlerin gönülleri gecelere. Geçmişten bu güne tatlı bir esinti Geceler ki yarınların habercisi Bir ömre bedel yaşama hissi Yazın balkonda sabahlanan geceler. (haziran,2008-denizli) Dostları ilə paylaş:
