Hazırlayan; Bekir Peker, Mustafa Karabal ve Musa karakaya etiK(moral) LİderliK



Yüklə 0,63 Mb.
səhifə2/9
tarix03.05.2018
ölçüsü0,63 Mb.
#49944
1   2   3   4   5   6   7   8   9

1)Ayrımcılık,

2)Kayırma,

3)Rüşvet,

4)Yıldırma-Korkutma,

5)İhmal,

6)Sömürü (İstismar),

7)Bencillik,

8)Yolsuzluk,

9)İşkence (Eziyet),

10)Yaranma-Dalkavukluk,

11)Şiddet-Baskı-Saldırganlık,

12)İlişkilerine Politika Karıştırma,

13)Hakaret ve Küfür,

14)Bedensel ve Cinsel Taciz,

15)Kötü Alışkanlıklar (Alkol, sigara, kumar,vb.),

16)Görev ve Yetkinin Kötüye Kullanımı,

17)Dedikodu,

18)Zimmet,

19)Dogmatik Davranış,

20)Yobazlık-Bağnazlık, olarak sıralanabilir (Aydın, 2001: 60-69).

Genel ve ceza hukukuna bakıldığında da bu gibi davranışların hoş görülmediği ve hemen hemen tüm kurumların bu davranışlara disiplin cezası verdiği, hatta bunların bir kısmını işleyenlerin Devlet Memurları Kanununa göre memur bile olamayacağı, bunlardan dolayı bir gün dahi hüküm giymişlerin memuriyetten çıkarılacağı görülecektir.


Eğitimde Etik Liderlik

Okul yönetimi mesleğinde başarılı olmak için geleceğin eğitim yöneticilerinin temel yeterliklerinin iyi belirlenmesi gerekir.Ancak okul yönetiminde başarılı olmak için bu yeterliklere uygun ahlaki inançlar, ölçütler ve eğilimlerin belirlenmesini mecbur kılmaktadır  (Çelik, 2000: 98).

Okul yöneticilerine rehberlik edecek ve ihtiyaçlarına cevap verecek etik ölçütler geliştirilmiştir. Bu ölçütler şunlardır:

1.Öğrencilere yönelik karar verme ve uygulama etkinliklerinde, en iyi temel değerlere uyulmalıdır.

2.Mesleki sorumluluklarını dürüstlük ve bütünlük içinde yerine getirme.

3.Bütün bireysel hakları,insan haklarını ve vatandaşlık haklarını koruma ve bu haklara uygun ilkeleri destekleme.

4.Ulusal ve yerel kanunlara itaat etmek, devlet yönetimini doğrudan ve ya dolaylı olarak hedef alan yıkıcı eylemlerde bulunmamak..

5.Eğitim yürütme kurulunun aldığı yönetsel karar ve düzenlemeleri uygulamak.

6.Eğitimsel  hedeflere ulaşmayı engelleyecek kanun, politika ve düzenlemelerin doğru ölçütlere dayandırılması için gerekli çabayı göstermek.

7.Politik, sosyal, dini ve ekonomik alanda kişisel kazanç sağlayıcı davranışlardan kaçınmak.

8.Sadece denklik belgesi veren kurumlara uygun olarak mesleki sertifikaları ve akademik dereceleri kabul etmek.

9.Standartları korumak, sürekli olarak mesleki gelişmeye katkı sağlayıcı araştırmalar yapmak ve mesleki  etkinliği geliştirmek.

10.Bütün örgütsel sözleşmelere onuruyla uymak ve bağlılığını göstermek (Çelik, 2000: 99).

Eğitimsel liderliğe katılanların eylemlerinde etkileşim, özgürlük ve gönüllülük gibi davranışları yönlendiren moral öğeler bulunmaktadır.Diğer yandan eğitimsel liderlik, moral değerler, doğrular ve görevlerle yakından ilgilidir (Çelik, 2000: 100).

Bu bağlamda okul yöneticisi, etiksel liderlik rolünü oynamaya çalışırken üç farklı sorumluluğu yerine getirmek zorundadır:

1.Kendine karşı sorumluluk: Bir okul yöneticisi bütün öğretmenlerin zamanında okula gelmesini ve derslere girmesini isteyebilir.Ancak kendisi bir saat okula geliyorsa, çok önemli bir etik kuralı çiğniyor demektir.

Okul   yöneticisinin öncelikle etik kuralları içselleştirmesi gerekir.Ne yazık ki bazı üst düzey yöneticiler örgütsel etiğe uymamayı kendi yasal yetkilerine dayandırmaktadırlar.İş ahlakı ilkelerini içselleştirmeyen okul yöneticileri, ilkesizlik sorununu yaşamaktadır.

2.Örgütsel sorumluluk: Okulun çalışma ahlakıyla ilgili kuralların öğretmenlere açıklanması ve anlaşılmayan kuralların yorumlanması, okul yöneticisinin örgütsel sorumluluğunu yansıtır.

3.Toplumsal sorumluluk: Okul yöneticisi, kişisel ve örgütsel düzeyde benimsediği etik ilkeleri okulun çevresine tanıtmalıdır (Çelik, 2000: 101-103).

Örgütte ortaya konan tüm ilkeler örgütü oluşturanların tümü tarafından yerine getirilmelidir. Lider oluşturulan ilkeleri öncelikle uygulamalıdır. Tüm bireylerin kuralları içselleştirmesi gerekir. Mesela; mesai içinde ve dışında örgüte ait aracın özel işlerde kullanılmamasını isteyen bir liderin bu kurala öncelikle uyması gerekir. Bunun yapılabilmesi için de belirlenen ilkelerin açık ve anlaşılır şekilde izleyenlere ve dış çevreye anlatılması şarttır.

Etiksel lider olarak okul yöneticisi, toplumun etik kurallarını çok iyi yorumlamalı ve bu kuralları okulun etik ilkeleriyle bütünleştirebilmelidir (Çelik, 2000: 105).

Ancak unutulmamalıdır ki örgüt içinde, o örgüte ait belirlenen ilkeler örgütün dışında bulunan toplumsal değerlerle çatışmamalıdır. Etik lider toplumsal değerlere göre örgüt kültürü oluşturmalıdır. Bu; yasaların anayasaya, tüzük ve yönetmeliklerin ise yasalara uygun olması ilkesi ile de anlatılabilir. Etik olarak yasalar, anayasada belirtilen hak ve ödevlere uygun olacağı gibi yönetmelikler de yasalara aykırı olamaz.

Pennington’a göre; dürüstlük, sadakat, adalet, sabır ve güven bilici gibi temel ilkelerden ayrılmayan liderler, başlattıkları girişimlerin örgütü ileriye götürecek dürüst çabalar olarak algılandığını görürler. Eğer liderin karakterinden kuşku duyuluyorsa liderlik davranışının altında hangi dürtülerin  yattığı, izleyenlerin merak konusu olacaktır. Kalite konusunda geliştirdiği ilkelerle ünlü olan Deming’in ifade ettiği gibi  “liderin görevi bir güven ortamı oluşturmaktır” (Çelik, 2000: 106).

Etik liderlikte üzerinde durulan diğer bir husus; teknik donanım ve bilgi değil; izleyenlerin lidere bakış açısının nasıl örgütlendiğidir. Etik liderlikte otoriteye, hiyerarşiye ters bir çizgi söz konusudur. Etik ilkelerden bahsederken de anlatıldığı üzere lider izleyenlere sadakat gösterme ihtiyacı hisseder ki onların güvenini kazansın, kendisinin samimi olduğunu kanıtlayabilsin. Bu anlayış; okulun varlığının öğrencinin varlığına, ürünün ortaya konabilmesinin alıcının (müşterinin) olmasına, örgütün olmasının izleyenlerin olmasına bağlanmasını akla getiriyor. Bu bağlamda etik liderlik geleneksel liderlik anlayışından hiyerarşik açıdan da ayrılmaktadır.

Etik liderin bu işgören yönelimli tavrı, hatta kendini hizmetçi olarak görmesi erdemi akla getirmektedir. Tipik bir örgüt olan okulda da erdemin önemi büyüktür.

Erdemli okulda lider bir  hizmetçi olarak görülür. Etik lider, kişi kişi ilgilenmeyi ve onların sorunlarını gidermeyi kendi sorumluluğu olarak görür. Etik ya da etik lider olarak okul yöneticisi, okuldaki bütün öğretmen, öğrenci ve hatta öğrenci velileriyle ilgilenmeyi etik liderliğin bir gereği olarak görür (Çelik, 2000: 110).

Herkese saygı gösterme, bir hizmet biçimi olarak liderliğin gücünü artırır.Saygı gösterme, diğer kişilere hizmet etmenin bir yoludur (Çelik, 2000: 110).

Etik liderlikte bir misyonu belirleme, benimseme, değerlendirme, düşünme ve sahip çıkma gibi ince noktalar vardır. Öğretim, program, toplumla ilişkiler, kaynak materyaller, personel, öğrenci davranışı gibi uygulamaya yönelik konularda rasyonel karar vermek okulun misyonunun iyi anlaşılmasına bağlıdır (Çelik, 2000: 113).

Duke’e göre; etik liderlik, geleneksel liderlik kavramından farklı olarak inanç temeline dayanır. Etik liderlikteki sorun, iki temel faktöre dayanır: (1).Liderlik ile düşünceler arasındaki ilişkileri tanıma başarısızlığı, (2).Teknik rasyonel yetkinin moral yetkiyi kabul etmemesi. Sonuç yönelimli liderliğin, yönü belli olmayan bir geleceğe götürmemesi için, moral yönelimli bir çıktısı olmalıdır. Etik liderlik, sadece hedeflere ulaşmak için üstlenilen basit bir görev değildir; aynı zamanda belli bir durumda en değerli hedefleri belirleme davranışıdır  (Çelik, 2000: 114).

Sonuç

Tüm örgütler ve oluşumlar için tek bir liderlik biçeminin olamayacağını, liderliğin zamana, topluma, örgütün yapısına, yapılan işe, bulunulan duruma göre değişeceğini etik kavramı bölümünde dile getirilmişti. Liderlik biçemlerine genel bakıldığında; tüm liderlik biçemlerinin tüm zamanlarda, tüm durumlarda ve örgütlerde kullanılabileceği görülüyor. Ancak tek farklılık en uygun biçemin kullanılabilmesidir. Bazı örgütler, işler vardır ki bazı liderlik biçemlerini kesinlikle kullanmamız, doğru sonuca onunla ulaşmamız mümkün değildir. Örnek olarak bilimsel araştırma yapan kurumlarda otoriter, tutucu liderlik biçeminin kullanılamaması verilebilir.

Yeni yaklaşımlara göre geliştirilen liderlik biçemlerinden hepside liderliğe belirli bir açıdan bakmış ve genel olarak kabul görmektedir. Ancak bazı biçemler birden fazla hatta çoğu biçemi içine almaktadır (öğrenen, süper, transaksiyonel gibi).

Aynı zamanda etik liderlik biçemi de çoğu liderlik özelliklerini taşımaktadır. Sadece o anki duruma göre değil daha önce ve daha sonra olacak tüm durumlar için söz konusu olan bir biçemdir. Etik evrensel olduğundan hem geçmişi hem durumu, hem de geleceği etik kurallar açısından yaşayan ve yaşatan bir lider anlayışı olarak etik liderliğe bakılabilir.

Etik liderlik motivasyonun önemini de ortaya koyar. Örgütteki iç müşterilerin memnuniyeti, çalışanların moral olarak işe hazır olmaları bu biçemde karşılığını bulur. Örgütte motivasyonu (güdüyü) etkileyen unsurlardan biride işlerin ahlakiliği yani etikselliğidir. Etik değerler kişisel veya örgütsel karar verme sürecinde de önemlidir.

Ancak etik değerlerin en önemli özelliği herkes tarafından kabul görmesidir. Mesela herhangi bir örgütteki bireyler en az kendileri kadar diğer bireylerinde yaşamaya, çalıştıklarının karşılığını almaya haklarının olduğunu bilirler. Liderler etik değerlere önem vermezler ise sorunlar baş gösterebilir. Mesela genel müdürün aynı memleketinden olan birinin nitelikleri uygun olmamasına rağmen iyi bir mevkie getirilmesi gibi.

Etik bölümde de anlatıldığı üzere etik liderlik birey ile örgüt arasında yazılı olmayan, karşılıklı beklentilerle örgütlenen psikolojik sözleşmeye dayanır. Bu psikolojik sözleşme yazılı olmamasına rağmen örgütsel ve etiksel kültürün mozaiğidir ve bunu hem lider hem de izleyenler bilir. Yazılı olmaması bilinmediği anlamına gelmez. Burada önemli olan etiksel liderin işgörenleri etiksel davranışa yönlendirmesidir.

Eğer örgütte değerler veya ilkeler etik olarak ortaya konamaz yani genel anlamda evrensel olmaz, örgütün dışında da yararlanabilir olmaz ise yanlış yönetimli örgüt kültürü örgüt içerisinde baskın gruplar ve çok geniş duygu ve güçlü kişilik anlayışından kaynaklanan amaçlardan uzaklaşma gibi sorunlar olabilir.

Liderlik biçemlerinin içerisinde sayılan çoğu lider özellikleri etik liderlik için de geçerli olabilir. Bunlar arasında güven ve dürüstlük, sözünde durma, kararlılık, vefalı ve sadakatli olma, işbirliği ve değer verme, bilgili ve bilgiye açık olma, yanımızda bulunmayanlara karşı sadık olma, vb. sayılabilir. Bu sayılanların hepsi etik anlayıştan kaynaklanmaktadır.

Etik anlayış her ne kadar da yazılı değilse bile tüm yazılı kurallarda ve özgürlüklerde yer bulmuştur. “Suçluluğu ispat edilinceye kadar herkes masumdur” ilkesi de aslında etik bir kuramdır. Aynı şekilde yaşama özgürlüğü, seçme seçilme, mesken masuniyeti, güvenlik, gibi Anayasada yer alan haklar da etik anlam taşır.

O halde hangi liderlik biçemi olursa olsun başarıya ulaşılması için muhakkak etik ilke ve değerlere dayanmaktadır. Yani diğer biçemler etik anlatımlar pekiştirilmeli onun temelinde inşa bulmalıdır.

Hazırlanan bu çalışmanın ne etik, ne lider ne de etik liderin anlatımına yeteceği kanaatinde değilim. Ancak bu liderlik biçemin diğer tüm liderlik biçemleri ile alakası olduğu düşünülürse bunun diğer biçemlerin anlatılamamasından kaynaklandığı anlaşılır sanırım.

Tarihteki bilge kişilerin, hükümdarların özellikle devlet büyüklerine yapmış oldukları nasihatlerde de etik liderliğin büyük yer tuttuğu görülmektedir. Bunlara örnek olarak Mevlana’nın, Şeyh Edebali’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Yunus Emre’nin, Mustafa Kemal Atatürk’ün nasihatleri verilebilir. Kanımca Atatürk’ün özellikle Balıkesir Hutbesi ve diğer söylemleri ile Kurtuluş Savaşı’nda belirlemiş olduğu vizyon ve misyon etik liderlik açısından değerlendirilmelidir.

Örnek olarak Şeyh Edebali’nin sanki etik liderliğin hizmetçi anlayışını yansıtan nasihatini verebiliriz (Şahin, 2002: 257);

Şeyh Edebali'nin Liderlere Nasihatleri

Ey oğul; Beysin! (Lidersin)

Bundan sonra öfke bize, uysallık sana,

Gücenirlik bize, gönül almak sana,

Suçlamak bize, katlanmak sana,

Acizlik bize, yanılgı bize, hoş görmek sana,

Geçimsizlik, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana,

Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana.

Ey oğul, bölmek bize, bütünlemek sana,

Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek,şekillendirmek sana.

Ey oğul,


Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.

Şunu da unutma, insanı yaşat ki devlet yaşasın.

Ey oğul, işin ağır, işin çetin, gücün bağlı kıla.

Allah yardımcın olsun.

 

Oğul:


İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.

Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın.

Ama,

Bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.



Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmiş  gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.

Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur çöllere dönersin.

Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme.

Üç kişiye acı:

Cahiller arasındaki alim-e

Zenginken fakir düşene,

Hatırlı iken itibarını kaybedene.

Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Haklı olduğunda mücadeleden korkma

Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler...



STRES KAYNAKLARI

Stres kaynakları, strese neden olan unsurlardır. Etkileri nedeniyle stresin kaynakları, stres yapıcıların neler olduğu, kişiyi ne gibi psikolojik veya fizyolojik rahatsızlıklara sürüklediği, stresle başetmek için kişinin, sosyal çevrenin ve örgütün ne tür önlemler alıp uygulayacağı konuları, günümüzde son derece önem kazanmıştır (Sabuncuoğlu, 1998: 186).

Psikolojik anlamda stres, kişiye özgü ve biricik olan bireysel bütünlüğü zorlayan, bozan etkendir (Baltaş, 1999: 31)

Modern toplum hastalığı olarak ifade edilen stres, aslında günlük hayatın bir parçasıdır. Kişilerde gerilim yaratan olaylar, eski cağlardan beri süregelmektedir. İnsanların mağarada yaşam dönemlerinde yırtıcı hayvanlarla ya da kendi aralarındaki savaş sırasında yaşanan gerilim yaratıcı olaylar, günümüzde teknolojik, ekonomik, politik ve sosyal konularda hızlı değişimlerle devam etmektedir (Sabuncuoğlu, 1998: 185).

Son zamanlarda örgütsel psikoloji ile uğraşan bilim adamları stres ile ilgili olarak çalışmaya ve bunu önleyici tedbirler üzerinde fikirler, yenilikler getirmeye başlamışlardır. Bunun da iki nedeni bulunmaktadır. Birincisi stresle ilgili hastalıkların salgın bir biçimde artmasıdır. Bugün dünyanın birçok ülkesinde doktora başvuran hastaların %50’sinin ardında yatan neden stres faktörü ile ilgilidir. Aynı zamanda fiziksel hastalıkların %80’i duygusal olmakta, diğer bir deyimle stresler sonucu oluşmaktadır (Sabuncuoğlu, 1998: 185).

Stres kaynakları; stres yaratan faktörler, stres vericiler, stres nedenleri, stresörler, stres yapıcılar olarak da adlandırılmaktadır. Kaynaklarda değişik sınıflandırılan stres kaynakları genel olarak iç ve dış olarak ikiye ayrılabilir. İç stres kaynakları kişinin kendi kişiliği, geçmiş yaşantıları, düşünce yapısı, fizyolojik ve psikolojik özellikleri, olaylara yaklaşım tarzı ile alakalıdır. Dış etkenler ise kişinin dışında, kendi tesiri olmadan gelişen ve onu etkileyen, bulunduğu yer, zaman, fizik çevre ile alakalıdır.

Ancak günümüzde insanlığın tamamen yerleşik hayata geçmesi, buna bağlı olarak örgütsel yapının gelişimi ve küreselleşme sonucunda stres kaynakları üç ana başlıkta toplanmıştır. Bunlar;

1.İş (Örgüt) İle İlgili Stres Kaynakları

2.Kişi (Birey) İle İlgili Stres Kaynakları

3.Dış (Fizik) Çevre İle İlgili Stres Kaynaklarıdır.

Örgütsel Stres Kaynakları Modeli

Başaran’a göre örgütsel davranış, işgörenin örgütün işlevsel ve toplumsal çevreleri ile etkileşiminin ürünüdür (Aydın, 2002: 29).

İşgören ile örgütün işlevsel ve toplumsal çevresi arasında doğrudan bir ilişki vardır ve bunlar birbiriyle tümleşik bir bütündür. İşgörenler örgütteki işlevsel ve toplumsal çevre ile etkileşerek örgütsel davranışı  gerçekleştirirler. İşgörenler bu etkileşim içinde aynı zamanda istenmeyen davranışlar da gösterebilirler. Stres kavramı işgörenin kendisi, işlevsel çevresi ve toplumsal çevresi ile yakından ilgilidir. İşgören davranışını etkileyen ve işgörenin işlevsel ve toplumsal çevreyle etkileşmesi sürecinde ortaya çıkan bir kavram olduğundan, örgütsel stres kaynaklarının da örgütsel davranış modeline uygun olarak kurulması gerekmektedir. Aşağıda örgütsel stres kaynakları modeli yer almaktadır (Aydın, 2002: 29). 

Örgütsel Stres Kaynakları Modeli

Stresörler; örgütsel faktörler, bireysel faktörler, fiziksel çevre şartları olarak üç şekilde gruplandırılabilir (Sabuncuoğlu, 1998: 189).

Schermeron’a göre; bir işgörenin işe karşı tutum ve davranışlarını etkileyen kişisel, işle ilgili ve iş dışı etkenler aşağıda görülmektedir (Aydın, 2002: 26).

A.İş İle İlgili Faktörler

İşlerin monoton olması, örgüt ikliminin olumsuz olması, bireyin çalıştığı alanda (masa, büro, bölüm) değişiklik yapılması, vardiyalı çalışma, otokratik yönetim politikası, organizasyon yapısının matriks olması, iletişim sistemi, denetim sistemi, eğitim olanakları, gelişme ve değişmelere yetersizlik, çalışma koşulları (ücret, işe devam, izin, vb), iş güvenliği, yükselme dengesizliği, kariyer beklentilerinin yerine gelmemesi, grupta birliğin ve desteğin olmaması vb. faktörler de stres kaynağı olarak bilinmektedir (Sabuncuoğlu, 1998: 191).

Schafer’e göre ise İş stresinin kaynakları aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır (Aydın, 2002: 24):

Örgütsel Siyasa

Adaletsiz ve yetersiz performans değerlendirme

Adaletsiz ödeme

Keyfi ve belirsiz politikalar

İşin dönerli olarak verilmesi

 İdealist iş tanımları

Örgütsel Yapı

Aşırı merkeziyetçilik, karara katılmada yetersizlik

Gelişme veya ilerleme fırsatının azlığı

Aşırı biçimsellik

Emeğin bölünmesi ve aşırı uzmanlaşma

Örgütteki birimlerin birbirine bağımlı olmas

Örgütsel Süreç

Zayıf iletişim

Performansa ilişkin dönüt eksikliği

Amaçların belirsizliği veya çatışması

 Temsilcilerin etkisizliği

Yetiştirme programları

Aşağıda Örgüt ile ilgili boyutlar örgütsel siyasalar, yapı, fiziksel koşullar ve süreçler olarak gösterilmiştir (Aydın, 2002: 28).

Makro Düzeyde Örgütsel Stres Kaynakları

İş Gerekleri ve Rol Özellikleri

Çalışma Koşulları

Kalabalık

Gizliliğin korunması

Mekan düzenlemenin kötü olması

Zehirli kimyasal maddelerin varlığı

Yüklə 0,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin