|
Wähl (f) a. seçme
wählen
|
səhifə | 8/8 | tarix | 27.01.2018 | ölçüsü | 0,92 Mb. | | #40816 |
| Wähl (f) a. seçme
wählen eyl. seçmek
wahr eyl. gerçek
während blt. bu sırada, bu arada
wahrhaft sft. gerçek
Wahrheit (f) a. gerçeklik, gerçek
Wahrheit (f) a. gerçeklik, gerçek
wahrheitsloses sft. gerçeklikten yoksun
wahrnehmbar sft. algılanabilir
Wahrnehmbarkeit (f) a. algılanabilirlik
wahrnehmen eyl. algılamak
Wahrnehmung (f) a. algı
wahrscheinlich sft. olası
Währung (f) a. geçerli para, nakit
Wald (m) a. koru
walten eyl. yönetmek, denetlemek, egemen olmak
Wand (f) a. duvar
wankend sft. kararsız, oynak, yalpalayan
Wärme (f) a. ısı; sıcaklık
Wärmestoff a. ısı özdeği
wärmt sft. sıcak
Warnung (f) a. uyarı
warten eyl. beklemek
warum blt. niçin, neden
was ne; göreli adıl; sözdizim sözcüğü
Wasser (n) a. su
Wasserstoff (m) a. hidrojen
Wechsel (m) a. almaş, almaşım, değiştirme (İngi: alternation, change), değişim (ama takas değil)
Wechselbewegung a. almaş(ım) devimi
wechseln eyl. değiş(tir)mek
Wechselwirken a. karşılıklı etkileme, etkileşim
Wechselwirkung (f) a. etkileşim, karşılıklı etki
weder bğl. ne de
Weg (m) a. yol; frisch von der Kopfe weg: sft. dosdoğru
wegen bğl. o nedenle
weglassen eyl. dışarda bırakmak, çıkarmak, uzaklaştırmak; atlamak
Weglassung (f) a. atlama, dışarda bırakma
Wehmut (f) a. keder
Weib (f) a. kadın
weigern eyl. reddetmek
weil bğl. çünkü
Weinflasche a. şarap şişesi
Weinstock (m) a. asma
Weise (f) a. yol, kip, yordam
weise sft. sağgörülü, akıllı
weisen eyl. göstermek, belirtmek
Weisheit (f) a. bilgelik
weiß sft. beyaz; bkz. wissen
weit sft. geniş
weiter sft. daha öte; daha geniş
weiterführen eyl. sürdürmek
weitergehen eyl. sürdürmek
weiterhin blt. gelecekte, bundan böyle; dahası
weitläufig sft. geniş, ferah; uzun uzadıya
weitschweifig sft. ayrıntılı, uzun uzadıya
Weizen (m) a. buğday, mısır
Weizenkorn a. buğday taneciği
welch hangisi; belirsiz adıl
Welle (f) a. dalga
Welt (f) a. dünya, evren
Weltanschauung (f) a. dünya görüşü
Weltbildner a. evren biçimlendirici
Weltereignisse a. dünya olayları
weltlich sft. dünyasal
Weltregierung (f) a. dünya hükümdarlığı
Weltvorstellung (f) a. evren tasarımı
Weltzustand a. dünya durumu
wenden eyl. çevirmek, döndürmek
wendend bkz. wenden; sich an ihm w.: eyl. ona başvurmak
Wendung (f) a. dönüş
wenig sft. az, biraz
weniger sft. daha az; bkz. wenig
wenigst sft. en az
wenigstens blt. en azından, hiç olmazsa
wenn bğl. eğer; iken
wenngleich bğl. gerçi
wer adl. kim
Werden (n) a. oluş
werden eyl. olmak, oluşmak; yardımcı eylem
werfen eyl. atmak
Werk (n) a. iş, yapıt, çalışma
Werkmeister (m) a. usta
Werkzeuge (n) a. iş aleti, araç
Wert (m) a. değer
wert sft. değerli; değer
Wesen (n) a. öz; varlık
wesenhafte sft. özsel, özünlü
Wesenheit (f) a. özlük, özsellik
wesenlos sft. özsüz
wesentlich sft. özsel
Wesentlichkeit a. özsellik
weshalb blt. niçin, hangi nedenle; bu yüzden, ve öyleyse
West (m) a. Batı
wichtig sft. önemli
Wichtigkeit (f) a. önem
wider sft. karşı, aykırı
widerfahren eyl. olmak, başına gelmek
widerlegen eyl. çürütmek
Widerlegung (f) a. çürütme
Widerrechtlich a. tüzeye aykırı
Widerschein (m) a. yansıma
widersinnig sft. anlamsız, saçma
widersprechen eyl. çelişmek
Widerspruch (m) a. çelişki
widerstandslose sft. karşıtlıksız, dirençsiz
widerstehen eyl. direnmek, karşı çıkmak
Widerstreben (n) a. karşıtlık, direnç
widerstreiten eyl. çatışmak, karşı olmak
widmen eyl. adamak
wie ilg. nasıl; gibi, benzer; iken
wieder blt. yine, yeniden, bir kez daha
Wiedererwachen a. yeniden uyandırma
wiederholen eyl. yinelemek
Wiederholung (f) a. yineleme
wiederkehren eyl. geri dönmek; yinelemek
wiederum blt. yine, yeniden; öte yandan, tersine; karşılık olarak
Wiese (f) a. çayır
wieviel blt. ne denli
wilde sft. yabanıl, kaba
Wille (m) a. istenç
Willenskraft (f) a. istenç gücü, istenç yetisi
Willensvermögen a. istenç yetisi
Willkür (f) a. özenç
willkürlich sft. özençli, keyfi, başına buyruk
wir adl. biz
Wirken (n) a. etki; bkz. wirken
wirken eyl. neden olmak, ortaya çıkarmak
wirkend sft. etkin, işleyen
wirklich sft. edimsel
Wirklichkeit (f) a. edimsellik
Wirksamkeit (f) a. etkililik, etkerlik
Wirkung (f) a. etki
Wirtschaft (f) a. ekonomi
Wissen (n) a. bilgi, bilme
wissen eyl. bilmek
Wissenschaft (f) a. bilim
Witz (m) a. kavrayış keskinliği
wo blt. nerede, nereye
wobei blt. o yolla, öylelikle
wodurch (=durch welches) blt. o yolla, onun yoluyla
wofür (=für welches) ilg. onun için; ne için
wogegen (=gegen welches) bğl. ona karşı; oysa, öte yandan
woher blt. nereden
wohingegen bğl. oysa, öte yandan, buna karşı
Wohl a. gönenç; bkz. wohl
wohl sft. daha iyi; bğl. hiç kuşkusuz
Wohlbekanntes a. iyi tanıdık; bkz. bekannt
wohlgemeint sft. iyi niyetli
Wohlgeschmack (m) a. hoş tat
Wohlsein (n) a. tinsel erinç, sağlık
wohlwollende sft. iyiliksever
wohnen eyl. yaşamak, oturmak
Wolken (f) a. bulut
Wollen (n) a. istenç; bkz. wollen
wollen eyl. istekli olmak; istemek; (yardımcı eylem) istemek
womit (= mit welchem) blt. onunla, öylelikle
wonach (=nach welchem) blt. onun üzerine, ona göre
woran (= an welchem) blt. onda, onunla, ona karşı
worauf (=auf welchem) blt. onun üzerine, ondan sonra
woraus (=aus welchem) blt. ondan
worein blt. ona, oraya
worin (=in welchem) blt. onda, orada
Wort (n) a. söz, sözcük
worunter (=unter welchem) blt. onun altında, onlar arasında
wovon (=von welchem) blt. ondan, ona ilişkin
wovor (=vor welchem) blt. ondan, ondan önce
wozu (=zu welchem) blt. ona, o amaçla, onun için
wozwischen blt. aralarında
Wunde (f) a. yara
Wunder (n) a. tansık
wunderbar sft. hayranlık verici
wundern eyl. şaşırmak
wundervolle sft. harika
Wunsch (m) a. dilek
Wurzel (f) a. kök
wünschen eyl. istemek
Würde (f) a. onur, değer; bkz. werden
würdig sft. değerli, değer
Würdigkeit (f) a. değerlilik
Würdigung (f) a. değerlendirme
wüst sft. karışık, düzensiz
Z
Zahl (f) a. sayı
zählbar sft. sayılabilir
zählen eyl. saymak
Zahn (m) a. diş
Zärtlichkeit (f) a. şefkat
zehn sft. on
zeigen eyl. göstermek
Zeit (f) zaman
Zeiterfüllung a. Zeit: zaman; erfüllen doldurmak
Zeitlang (f) a. bir süre, bir süre için
zeitlich sft. zamansal
Zeitlichkeit (f) a. zamansallık
Zeitungswesen (n) a. basın, gazetecilik
zentral sft. özeksel
Zentralität (f) a. özeksellik
Zentrum (n) a. özek
zerfallen eyl. dağılmak; mit ihm z.: bozuşmak
Zergliederung a. ayrıştırma
zerlegen eyl. kesmek; ayrıştırmak, çözümlemek
zerquetschen eyl. ezmek
zersplittern eyl. dağıtmak, parçalamak
zerstören eyl. yoketmek, yıkmak
zerstreuen eyl. dağıtmak
zerstreut sft. dağınık
ziehen eyl. çekmek; yetiştirmek; dikmek, kurmak; bkz. abziehen
Ziel (n) a. hedef
Zierat (m) a. süsleme
Zimmer (n) a. oda
Zirkel (m) a. çember
Zitat (n) a. alıntı
Zoll (m) a. gümrük
Zoologie (f) a. hayvanbilim
zoologischen sft. hayvanbilimsel
Zorn (m) a. öfke, kızgınlık
zu blt. —e doğru
zuallererst blt. herşeyden önce
zubleiben eyl. (kapalı) kalmak
Zucker (m) a. şeker
zudem zu dem
zueinander blt. birbirine
zuerst blt. ilkin, ilk olarak
Zufall (m) a. şans, raslantı
zufallen eyl. payına düşmek
zufällig sft. olumsal, raslantısal
zufälligerweise blt. raslantısal olarak, olumsal bir yolda
Zufälligkeit (f) a. olumsallık
Zuflucht (f) a. sığınak
zufolge blt. —in sonucu olarak
zufrieden sft. hoşnut, doyumlu
Zufriedenheit (f) a. hoşnutluk, doyum
Zug (m) a. çekme, germe; anahat, özellik, çizgi vb.
zugänglich sft. açık; girilebilir
zugeben eyl. kabul etmek, izin vermek, tanımak, onaylamak
zugehen eyl. kapamak; —e doğru gitmek; olmak, geçmek
zugleich blt. aynı zamanda
zugrunde blt. zemine; z. gehen: eyl. yokolmak
Zugrundelegung (f) a. temel alma
zugute z. kommen: eyl. —den yararlanmak, —nin üstünlüğünü taşımak
Zuhörer (m) a. dinleyici
zukommen z. auf: eyl. —e gelmek, yaklaşmak; ihm z.: ona uluşmak, onun payına düşmek, ona özgü olmak
Zukunft (f) a. gelecek
zulassen eyl. kabul etmek, izin vermek
zulässig eyl. kabul edilebilir, izin verilebilir
Zulässigkeit (f) a. kabul edilebilirlik
zuletzt blt. sonunda, en sonunda
zumal blt. herşeyden önce, özellikle; aynı zamanda, eşzamanlı olarak
zumuten eyl. beklemek, istemek
zunächst blt., sft. ilkin, ilk olarak; en yakın
zunichte z. machen: eyl. yoketmek
zureichen eyl. yeterli olmak
Zuruf (m) a. çığlık, haykırış
zurück blt. geri, geriye
zurückführen eyl. geriye götürmek
zurückgeblieben eyl. geriye kalmak
zurückgebogen sft. yansımış, geri dönmüş
zurückgehen eyl. geri gitmek, geri dönmek; gerilemek, çekilmek
zurückgeworfen eyl. geri atmak; püskürtmek
zurückkehren eyl. geri gelmek, geri dönmek
zurückkommen eyl. geri gelmek, geri dönmek
zurücksinken eyl. geri batmak, geri düşmek
zurücktreten eyl. çekilmek, geri çekilmek
zurückziehen eyl. geri çekilmek, gerilemek
zusammen blt. biraraya, birlikte
zusammenbringen eyl. biraraya getirmek, birleştirmek
zusammenfallen eyl. çökmek, düşmek; çakışmak
zusammenfassen eyl. kapsamak; birleştirmek
Zusammenfassung (f) a. toparlama, birleştirme, özet
zusammengehen eyl. birlikte gitmek; birbirine uymak, birbirine eşlik etmek
zusammengesetzt sft. bileşik; bkz. zusammensetzen
Zusammenhalt (m) a. birarada tutma; tutarlık
zusammenhängen eyl. biraraya bağlanmak; bağıntılı olmak
zusammenschliesen eyl. birleştirmek
zusammensetzen eyl. biraraya koymak; bileştirmek; oluşmak
Zusammensetzung (f) a. bileşim
zusammensinken eyl. yığılmak, çökmek
Zusammenzählen a. toplama
zusammenzählen eyl. birarada toplamak
zusammenziehen eyl. biraraya çekmek; sıkıştırmak, kısaltmak, yoğunlaştırmak
Zusatz (m) a. ek
Zuschauer (f) a. seyirci
zuschreiben eyl. yüklemek
zusehen eyl. bakmak, gözlemek
zusgestehen eyl. kabul etmek
zuspitzen eyl. sivriltmek
Zustand (m) a. durum
zustande z. bringen: eyl. başarmak, yerine getirmek; z. kommen: olmak, yer almak, ortaya çıkmak
zustehen eyl. —e özgü olmak; —e izin vermek; —e düşmek; hak olarak tanınmak
zustimmen eyl. anlaşmak, onaylamak, bağdaşmak
Zustimmung (f) a. anlaşma, bağdaşma
zutage eyl. gün ışığına açık; z. bringen: aydınlığa çıkarmak
zuteil ihm z. werden: eyl. payına düşmek; özgü olmak
Zutrauen (n) a. güven
zuvörderst blt. herşeyden önce
zuweilen blt. zaman zaman, kimi zaman, arada bir
zuweisen eyl. yüklemek; salık vermek
zuwider sft. karşı, aykırı
zuwiderlaufend eyl. aykırı olmak
zürückführen eyl. geri götürmek
zwar bğl. hiç kuşkusuz; dahası
Zweck (m) a. erek, amaç
Zweckbegriff a. erek kavramı
Zweckbestimmung a. erek belirlenimi
Zweckbeziehung a. erek ilişkisi
Zweckinhalts a. erek içeriği
zweckmäßig sft. amaca uygun, ereğe uygun; ereksel
Zweckmäßigkeit (f) a. ereksellik, ereğe uygunluk, amaca uygunluk
zwei sft. iki
zweideutig sft. iki anlamlı
zweierlei sft. iki tür
Zweifel (m) a. kuşku
zweifelhaft sft. kuşkulu, sorgulanabilir
zweifeln eyl. kuşkulanmak, kuşku duymak
Zweifelslehre a. kuşku öğretisi
Zweig (m) a. dal
zweihundert sft. iki yüz
zweit sft. ikinci
zweitens sft. ikinci olarak
Zwiebel (f) a. soğan
Zwietracht a. çekişme, anlaşmazlık
zwingen eyl. zorlamak
zwischen blt. arasında(ki)
Hegel Metinleri İçin Almanca-Türkçe Sözlük- www.ideayayinevi.com
Dostları ilə paylaş: |
|
|