Sevgili arkadaşlarım, başınızı ağrıtmak istemiyorum. Yalnız biz muhasebecilere mali müşavirler demiyorum, yeminli demiyorum biz muhasebecilere, çünkü muhasebe bir ihtisas dalıdır ihtisastır. Bugün başkan vekili arkadaşımızın söylediği gibi, Türker Beyin, serbest muhasebeciliği kaldıracağız derler. Geçişi önlemekle, evet, ticaret lisesinden mezun olan bir arkadaşımızı eğer serbest muhasebeci olabilmesi için 6 yıllık bir staj süresine tabi tutmak gerekiyorsa biz ona zamanında hayır dedik. Bu mesleği yapacak kişilerin üniversiteden, yani tam 4 yıl yüksek tahsil yapmış olan kişilerden olması gerektiğini de savunmuştuk.
Değerli arkadaşlarım biz ihtisas dalı olan muhasebeciliği yaparken karşımızdaki müşterilerimize olan saygımızı sevgimizi elden bırakmayacağımız gibi, onların da bizim karşımıza geldiğinde bu muhasebeci dedirtmeliyiz. Ama ben bugün görüyorum ki .... bütün her yerde bu görüşü henüz daha yıkamadık. Değerli arkadaşlarım inşallah bundan böyle yeni seçeceğimiz arkadaşlara kim gelirse gelsin hiçbir platformun insanı değilim, mutlaka ben de birilerine vereceğim. O arkadaşlardan istediğimiz bu mesleğin onurunu düşünmeden bu mesleğin bayrağını doruklara dikmek için canla başla çalışarak hareket etmek zorunda olduğumuzu ve bu ülkenin geleceği çocuklarımızın geleceği için bunun elzem olduğunu hatırlatmak istiyorum. Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum.
- Teşekkürler. Son kişisel konuşmacımız gruplardan önce Sayın Kadir Çingil. Buyurun efendim.
- Sayın divan, değerli meslektaşlarım. Bu genel kurullarda bazı ....... bu dahil sık kürsülere gelmekle yüzümüzü eskittik. Buna özen göstereceğim, bu nedenle kısa konuşacağım. Hepiniz gibi ben de eğer istersem bunca yıllık meslek ve meslek örgütü mücadelemizde ilgili gelecekteki beklentiler ile ilgili elbette bir şeyler söyleyebilirim.
Arkadaşlar, Ali İhsan ağabeyimin benden önce konuşan ağabeyim ve ondan önce konuşan genç meslektaşımın serzenişlerini haksız buluyorum. Benim genç meslektaşım, yanlış anlamadıysam çok kısa bir süre önce bağımsız çalışmaya başlamış karşılaştığı bazı olaylardan dolayı da bu kürsüde utandığını söyledi. Utanma değerli arkadaşım. Ama sen doğru yapmaya doğrunun yanında olmaya devam et. Ben 30 yıllık meslek yaşamımda şükür hiç utanmadım ve utanmayanların aramızda çokluğuna, evet çokluğuna inanıyorum ve bu inancımı da inşallah hiç kaybetmeyeceğim. Arkadaşlar işin bu kısmında söyleyeceğim, sizin çok daha iyi düşünenleri tekrar etmek olacaktır. Bu hataya düşmemeye çalışacağım. Konuşmak güzel, konuşurken mangalda kül bırakmamakta mümkün. Sizlere çok kısa bir şey anlatacağım. Sabahleyin bu salona girerken bir arkadaşım, benim önüme bir imza diyelim bunun adına önergesi sundu. Geçmişteki dostluğumuza güvenerek, sayın Çingil şunu imzalar mısınız, o beni bilir okumadan imzalamam. Baktım ne gördüm, iyi niyetle hazırlanmış 4 nolu genelgeyle ilgili bir önerge. Arkadaşıma dedim tatlı tatlı sitem ederek, çalışma raporu kitapçığını hadi daha önceden odanın yapmış olduğu faaliyetleri duymadan ilgilenmedin bilmiyorsun, peki çalışma raporu kitapçığını okumadın mı orada da yazıyor bu. Arkadaşım bana bazı konulara girerken şunu söyledim, yani angarya, angarya, oda bir şey yapmadı. Sayın başkan bu dönemde de adaysınız korkarım size bir ....... bazı işleri ......... ......... iş oraya doğru gidiyor. Vergi dairesinde horlanıyormuşuz. Yapmayın arkadaşlar kim kimi horlayabilir. Doğru belgen varsa kim horlayabilir kimi, aklım almıyor bunu. Değerli meslektaşım siz sizin lehinize çıkan genelgede
- Lütfen vergi dairelerine gidin.
- Vergi dairelerine sen gitmediğin için bilmiyorsun. Ben gidiyorum ve gittiğimi söylemeye çalışacağım.
- Sayın konuşmacı, lütfen cevap vermeyin.
- Sizin imzanızla vergi dairesinin denetim hakkı, yoklama hakkı saklı kalmak şartıyla müracaatınız anında sicil numarası alma hakkınızı kaç kez gittiniz de kullandınız. Siz bunu gidip kullanmadıkça, eleman gittikçe, bu hakkı kullanmadıkça, size getirilecek her yeni hak olduğu yerde kalacaktır. Önce kazanımlarımızı kullanmayı öğrenelim arkasından isteyelim.
- 8 senedir mesleği geri götürdünüz geri.
- Saygılarla.
- Divan başkanı
Değerli arkadaşlarım, lütfen mümkün olduğu kadar konuşma özgürlüğüne müdahale etmemeye çalışalım. Şimdi gruplar adına konuşma bölümüne geçiyoruz. Değerli arkadaşlarım süreyi mümkün olduğu kadar uyarlarsa 20 dakika gibi bir sürede anlaşmışlar. Gruplar adına konuşacak 3 arkadaşımız, ama ilk konuşmacıdan başlayarak bu süreyi biraz kısa tutmaya başlarlarsa daha sonra yine gruplar adına konuşacak arkadaşlara daha uzun süre kalmış olacak. Ben şimdiden kendi duyarlılıklarına teşekkür ederek ilk sözü Ferhan ........ vermek istiyorum. Buyurun sayın konuşmacı.
- Değerli meslektaşlar ilk önce sözüme şunu hatırlatarak başlamak istiyorum. Bugün birinin eksik olduğunu hissettiniz mi bu genel kurulda? Birisi eksikti, o meslek mücadelemizin asırlık çınarı, bu mücadelemizin kilometre taşı Sayın Turgut Arığ. Onu alkışlayalım. Bu alkışlarınızı bir selam olarak buradan gönderiyoruz hep beraber.
Değerli meslektaşlar, şu ana kadar konuşmacıların bir bölümü misafirlerimizdi, bir bölümü meslekten insanlardı. Bir çok konularda görüşler belirtildi. Ben şunu ifade etmek istiyorum biz bu meslek grubunun her şeyden önce yapacağı kongresiyle, toplantılarıyla, çeşitli etkinlikleriyle birikimlerini en iyi noktalarda en değerli noktalarda ifade etmesi en seviyeli üretkenlikle en seviyeli noktalara gelmesini istiyoruz. Bunu başarabilmemiz her şeyden önce bizim bu meslek için çabalarımızın bu mesleğin ilerlemesiyle ilintili olduğu ve hangi eğilimden hangi gruptan veya grup dışı olunması durumunda dahi birbirimizi dinlemek gibi birbirimizle diyalog kurmak gibi bir alışkanlığa sahip olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki 9 yıllık oda meslek örgütümüzün bütün bu döneminde biz bu fırsatı yakalayamadık sayın meslektaşlarım. Yakalayamadık. Bu iyi bir şey değildir. Bir mesleğin ileri gidebilmesi için hangi alanda hangi mevzide hangi zeminde olursa olsun eğer o alanda mesleki birikimi olan insanlar o çalışmalar içerisine dahil edilmeyip dışlanırsa siz kongre kazanırsınız yönetim kazanırsınız ama meslek kazanmaz. Sizin kazandığınız zafer bir Pirhus Zaferi olur ve arkadaşlar nitekim de öyle olmuştur. Bakın genel kurula, kimi değerli misafirlerimiz davete hicabet etti geldi. Her genel kurulu önünüze alın koyun, bakanlar geldi milletvekilleri geldi devletin yetkilileri geldi, bugün de geldi ama her seferinde biraz daha aşağıya indi, ilgi azaldı. Siz odayı kıskaç şekilde bir grubun bütün mevzileri, bütün komisyonları vs. buna hasrederseniz insanlarımızı dışlarsanız olacağı budur ve bu gerçekleşmiştir. Arkadaşlar biz sesleniyoruz ve değerli meslektaşlar bu artık bir grup mücadelesini de aşmıştır. Sizlerden rica ediyoruz bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha düşünün. Evet 9 yıldır arkadaşımız arkadaşlarımız kendince bir hizmet vermişler.
Bize göre yanlışları çoktur, doğruları kimine göre daha fazladır, bunu tartışacağız. Ama bir noktada bu meslek grubu, bu meslek insanları artık bu yönetimlere yeni insanlar yetiştirmekten aciz bir durumda mıdırlar ki hala bu durum devam etsin. Sakın bu kesinlikle kişilerle, kişiliklerle ilgisi yoktur. Sayın Yahya Arıkan ile selamlaşırım, saygı duyarım saygı gösterildiği sürece ve şu ana kadar da herhangi bir problemim yoktur. Biz demokratik platformun talepleri içinde bir şey yerleştirdik, artık bunun yerleşmesi gerektiğini düşündük. Bu iş Ahmet, Mehmet meselesini de aştı. Dedik ki, yönetim organlarında bulunanlar bir dönem bu görevi göreceklerdir, diğer dönem başka insanlar göreve geleceklerdir. Kısaca yönetime rotasyon. Arkadaşlar, şimdi ben olayı kişiler düzeyinde ele alındığı zaman olayı bizim geniş perspektifimiz içinde yer almadığımız zaman o bahsettiğim seviyenin altlarına düştüğümüzü düşünüyorum. Bu kongre öncesi bir çok şey tartışıldı, ön seçimi kendi aralarında herkes yaptı, ama mesele nedir? Siz demokrasinin sağlanmasını öneriyorsanız buna uygun kriterler getireceksiniz. Biz kendi adımıza eğer bu seçimi kazanırsak bu sözümüzü yerine getiririz. Bizim seçilen yıllarca bu koltuğa tutmamalıdır. Bu Ahmet olsun, Mehmet olsun, Hüseyin olsun. Bu neticede bir meslek grubunun odasıdır. Bakın TÜSİAD her yıl başkanını değiştirir, tabipler odası değiştirir, baro değiştirir, biz her ne hikmetse aynı almışız gidiyoruz. Biz bu noktada karşı çıkıyoruz.
Peki bu karşı çıkmanın gerekçeleri nedir, bu gerekçeleri telafi etmek için neler öğreniyoruz, buradan herkesin bahsettiği gibi angaryalar, 4 nolu tebliğ bunları söylemesem mi acaba. Bunlar çok ifade ediliyor ama ben dikkat ediyorum bir şey ifade edilmiyor. Bu da şundan ileri geliyor bizim oda örgütlenmemiz odalar birliği ve TÜRMOB diye vakamız var. Bu vakayı hiç düşünmüyor musunuz arkadaşlar? Bu vaka şu kısaca, odamızda bir seçimler yapıyoruz, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavirler olarak yönetimlerimizi oluşturuyoruz. Ondan sonra TÜRMOB da bir yönetim oluşturuyor. Peki bu yönetim nasıl oluşuyor? 40 bin serbest muhasebeci mali müşavir var, 2 bin yeminli mali müşavirimiz var. Yönetimde paylaşım nasıl arkadaşlar? Sayın Masum Türker’in bunları ifade etmesi isterdim. Bizim genel kurullarımızda kişilerle uğraşmıyoruz lütfen herkese saygım var. Bizim genel kurullarımızda sayın Masum Türker asgari 1 saat konuşur. Merak ediyorum, cidden merak ediyorum, yeminli mali müşavirlikler genel kurulunda sayın Yahya Arıkan gidiyor mu, konuşuyor mu, kaç dakika konuşuyor?
Evet arkadaşlar 40 bine 2 bin, malumunuz bu bir gerçek. Şimdi tek tek yeminli mali müşavir arkadaşlarımı bu konuda iyi niyetli olanları tenzil ediyorum, dostlarımız var ama, 3568, 3568 diye bağırırken biz bunun için bağırıyoruz arkadaşlar. Bir oda ve odalar birliği kurulmuş 2 bin kişiye yönetim bahşedilmiş ondan sonra netice bu. Bize 4 nolu tebliğin mükerrer 227 getiriliyor, 4 nolu tebliğ getiriliyor evet 18 nolu tebliğde yeminli mali müşavirlere de sorumluluklar var, ama başka bir şey de var kusura bakmayın. Karşılığı var değil mi arkadaşlar? Tasdik raporu, KDV raporu, ......... alıyorlar. Tamam benim bir itirazım yok ama bir ses verin. Şimdi 4 nolu tebliğle 98’den itibaren imzalamaya başladık efendim. Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı. Belgeleri şüpheleniyorsanız, ticari örf adetlere uymuyorsa, iletmenin faaliyetlerinin .... lazım değilse ne yapacaksınız arkadaşlar? Mükellefinize ........... ........ bir şey acaba yok ya da ne yapacaksınız ihbar edeceksiniz. Peki arkasından ne olacak arkadaşlar? Bu böyle bir onur kırıcı, hukuka aykırı cezalarla karşı karşıya kaldığınızda, neden TÜRMOB davayı açmadı da İSMMMO’ya havale ettiler. Sayın yeminli mali müşavir arkadaşlar kongrelerimize geliyorsunuz, çeşitli vakıflarda üyesiniz, ön seçimlerde bulunuyorsunuz, yönetimlerin belirlenmesinde üzülerek ifade ediyorum ki etkilerde bulunuyorsunuz, ama bu kadar haksızlık etmeyin bizi bırakın, bizi bırakın arkadaşlar. Sayın yeminli meslektaşlar biz kendi sorunlarımızı çözmeyi biliriz ve yeminli olmayan meslektaşlar ve bu yönetim mücadelesinde bizim bütünsel mesleki çıkarlarımıza uygun olmayan bu ilişkileri meşrulaştıran arkadaşlar gerçekten bürolarda sıkıntı çeken bu A,B,C,D,E,F,G uzuyor bu formları dolduran arkadaşlara haksızlık ediyorsunuz . Biz çalışan insanlarız, biz emeğimizle defterleri yazıyoruz, bilgisayara kaydediyoruz, ama hakikaten emeğimizle para kazanıyoruz. Bunu değiştirmiyorsunuz ve olmadık bir işbirliği ortaya çıkıyor ve bizim mesleğimize zarar veriyor. Bir şeyler daha söyleyeyim hiç ifade edilmedi, şurada yapacaklarımız yapamayacaklarımız vs. vs. bir şey var. Sayın Masum Türker konuşurken SM’leri SMM’lere çevireceğiz işte denetim olacak falan diyor. Sayın masum Türker ben zaten burada artık Masum Türker ile bir kongre yaşıyor olduğu düşüncesindeyim kusura bakmayın. Sayın Masum Türker çok şey ifade ettiniz SM’leri SMM’lere çevirdiniz, çünkü burada SM arkadaşlarımız var ve oy kullanacak olan onlar. Biz bunu baştan beri .... tek meslek diye ifade etmiştik, bunun neyini gerçekleştireceğiniz, gerçekleştirmeyeceğiniz de bilemeyiz ama biz o mücadeleye devam edeceğiz. Ama bir şey ifade etmediniz 200 milyar 400 milyar sınırıyla yeminli mali müşavirlere defter temin etmek zorunda kaldık hepimiz, bunu ifade etmediniz. Bizim mesleki çalışma imkanlarımızı sınırladınız, bunun sahibi olsanıza, ama sizden beklememeliyiz bunu zaten. Sizden beklemeyeceğiz, siz meslektaş diyeceğim ama ayrı bir meslek grubuna dönüştü bu. Ben onun için lütfen yeminli arkadaşlar bizim odamızın kongrelerine, yani bu sefer yaptınız bundan sonra yapmayın müdahale etmeyin. Şimdi arkadaşlar bu eleştiriler aynı zamanda demokratik platformun neyi hedeflediğinin de belgesidir. Biz kavga değil barış istiyoruz, sesimizi duyurmak istiyoruz ve onu dinleyecekler olduğunu düşünüyoruz. Ama aramıza perdeler girdiği zaman bunu başaramadığımızı görüyoruz. Bizim söylediğimiz başka tarafa, başka türlü o barikatlardan dönüyor anlamsız bir şekle dönüşüyor. Biz sayın Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in vergi yasa tasarısındaki ......... gördük ona destek de sunduk. Ama bugünkü parlamentoda bilmem hala gördüğünüz gibi komisyonlarda sürünüyor, durum bu. Ama Sayın Maliye Bakanlığı ve yetkililerin de bizim seslerimizi duyması gerekir. 3 aylık bilanço gibi bir olayla karşı karşıya kaldık, eğer yasalaşırsa. Bunu 10 gün yerine 15 gün geri atmayı başarı saymasını bizim bürolarımızı henüz öyle bir çalışma tarzına adapte olabilecek kapasitede de olduğunu düşünüyor musunuz, bu ne demektir, yapalım daha fazla çalışalım ama aynı ücreti alacaksınız, aynı ücreti alacaksınız bu değişmeyecek. Dolayısıyla biz burada bir meslek grubuyla bir diğer meslek grubunun meselesi olarak değerlendirmiyoruz. Biz yasadan doğan sorunları telafi edilmesi için bunları ifade etmek istiyoruz. Ama bu yasadan doğan haksız ilişki biçimini sürdürmekte yarar ummasın diyoruz, kimse yapmasın bunu. Bunu da ifade etmek hakkımızdır. Mesleğimizin bu noktasını açıkladım sanıyorum. Şimdi oda ile ilgili bir başka konuya gelmek istiyorum. Birincisi bu ilişki biçimiyle dolayımlı olarak oda yönetimlerimizle meslektaşın talepleriyle bağlantılı hareket etmekte güçlük çekiyor, tavizkar oluyor, sorunları örtme yönünde hareket ediyor. Örneğin 4 nolu tebliğ yürütmeyi durdurma davası açan İSMMMO, yürütmenin reddedilmesi üzerine bize şunu iletiyor, diyor ki 4 nolu tebliğin uygulanmaya başlanması böyle olmuştur, ama iyidir zamanla düzeltiriz. Halbuki neydi? Karşı olduğu için dava açmıştı, dava kaybedildi, dolayısıyla 4 nolu tebliğ bu haliyle savunmasız duruma geliyor. Bu İstanbul odamız için, mesela İzmir odamız başkanı daha bu 4 nolu tebliğ çıkar çıkmaz o beyanatı verdi işte yaşasın nihayet kavuştuk, meslek ilerliyor, o öyle. Şimdi biz doğrusu yönetimlere seçtiğimiz insanları birikimlerini değerlendirmeliyiz, yöneticilerini değerlendirmeliyiz ona göre seçimlerimizi yapmalıyız. Yoksa doğrusu karşı karşıya kaldığımız sorunlar konusunda meslek örgütlerimiz gerekli müdahaleleri yapmıyorsa neticede her alanda olduğu gibi demokrasinin sonucu budur oyları biz vermişizdir sonucunu da biz çekeriz. Bu noktada odamızın meslek ... yasalar ve tebliğlerle ilgili tavırlarında da eksikler olduğunu ve doğru tavır geliştirmediğini düşünüyoruz. Odamızın şu andaki yönetimini değiştirmek gerektiğine bizi inandıran bir diğer husus ise faaliyet raporu ve mali raporda anlatılan bize verilen rakamlardır arkadaşlar. Sürem geçmiş, hemen toparlamaya çalışacağım. Bütçede bir bütçe hazırlanıyor bugün de bir bir bütçe hazırlanacak. Arkadaşlar okuyoruz herhalde değil mi ve oda çalışmalarını da seferber edeceğiz. Bu bizim mesleğimizin ve meslek örgütümüzün üstlenmesi demektir. Gelin bunu yapalım.
- Teşekkürler sayın Turgut. Değerli arkadaşlar küçük bir süre aşımına rağmen ve gruplar adına geniş konuşmayı 3 arkadaşımız yapacaktı o anlamda son derece olumlu bir konuşma ve dinleme ortamında kesmenin doğru olmayacağını düşündüm arkadaşımızın konuşmasına. Yine bir grup temsilci arkadaşımız grup adına konuşacak arkadaşımız Aziz Babuşcu, buyurun efendim.
- Sayın divan, sevgili meslektaşlarım hepinizi şahsım ve grubum adına hürmetle selamlıyor, 9. olağan genel kurulumuzun meslek ve meslektaş adına ki bunu hep tekrar ediyorum yeni ufuklar getirmesini diliyorum, saygılar sunuyorum. Burası İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Ben şu anda üniversitenin yönetiminden dikta özleminizi baskı ve dayatmalardan yana bir şahsiyet, rektörlük yapıyor. Şu anda bu fiziğimle ve burada bulunan bayan meslektaşlarımın o fizikleriyle bu yasağı ihlal ediyor olmalarından dolayı haz duyuyorum, mutluluk duyuyorum. Sıra kapaklarına vurabilirsiniz, çünkü Türkiye’de bir mantık bir zihniyet anlayış değişmediği sürece daha çok sıra kapağı eskiyecek Türkiye’de.
Meslek teşekkülü olarak bizler bugüne kadar hep çifte standartçılar, hep şabloncu dayatmacı ve düşünce kalıplarının özgür olmasını istemeyen bir anlayışla bugüne kadar muhatap olduk. Ne alakası vardı, 13 Haziran’da “Angaryalara hayır” yürüyüşünde irtica ilave etmeye, irticalara ve angaryaya hayır yürüyüşü. Yani 4 nolu tebliği, A,B,C formlarını bilmem emir komutayla yapan bir meslek haline gelen şu mesleğimizi irtica mı bu hale getirmişti de 13 Haziranda irtica ya karşı yürüyüş yaptınız ve bu çifte şunu diyor, Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği Grubuna, Meslekte Birlik’ten hiç kimsenin üye olmasının mümkün olmayacağını söylüyor. Bu mu demokratlık, bu mu çağdaşlık, niye üye olmayacakmışım ben? Ben buradan söylüyorum Çağdaş Demokrat gruptan her meslektaş, Demokratik Platform’dan her meslektaş Meslekte Birlik grubunun üyesi olmaya layıktır ve kapımız açıktır. Eğer biz bu anlayışımızı sürdürürsek, bu sadece meslek odasında mağlup olmamız veyahut da boyun eğmemiz anlamına gelmeyecek, aynı zamanda bu ülkede süregelen demokrasi insan hak ve özgürlükleri mücadelesinin de ..... uğramasını sağlayacak. Onun için bunu böyle yapmayalım. Aklıma hemen bir misal geldi bunu aktarmak istiyorum. Güneydoğu bölgesi Mardin’de bir köy. Burada ceberrut bir ağa, zaten Güneydoğu ceberrutdan kurtulamadı bugüne kadar. Ağanın bir bağı var, ceberrut ağanın bir bağı var. 3 kişi bilir, zaten Nail Bey şimdi bahsedince belki oralarda anlatılır. Ceberrut zorba, ceberrut baskıcı, ceberrut zulm eden, ceberrut insanlara dışkı yediren vs. genişletilebilir. Çünkü örnekleri ülkemizde çok. Bu ağa 3 insan, bunların birisi Müslüman, birisi Nusayri Hıristiyan Süryani, pardon bir de Yezidi. Şimdi bunlar bu ceberrut ağanın bağından kızgın güneşin altında meyve alıyorlar. Ağa bunları görüyor, bunlara kafayı takmış tek tek harcayacak bunları. Ama bir taktik izliyor, diyor ki önce Müslüman Hıristiyana yahu sen zaten Müslümansın diyor senle kitabımızda aynı peygamberlerimizde aynı, se nde Hıristiyansın aynı Allah’a inanıyoruz ama şu Yezidi niye yedirdiniz ki yani ateşe tapan bizimle hiçbir alakası yok ve bu destekle o ceberrut ağa Yezidi bir güzel döver, ağzını burnunu düzeltip bir kenara atarlar. Ondan sonra der ki ceberrut zulm ağası yahu der, sen Müslümansın seni anladık da bu adam Hıristiyan Yani bu niye yedi ki benim meyvemi sen de buna niye rıza gösterdin ki. Tabii bundan Süryani de dayağı yiyor, destek oluyor son kalan. Sıra ona gelince, Müslüman olana gelince, diyor ki sen de Müslümansın ben de Müslümanım, sen benim bağımdan meyveyi yedin bu haram değil mi niye yiyorsun sen? Bir güzel de onu benzetiyor, ötekiler zaten dayak yemiş oldukları için müdahale şansları da yok. O 3 kafadar köylerine dönüyorlar sonra. Tabii hepsinin yüzü gözü morarmış bir vaziyette. Ya ne oldu diyorlar size,ya işte böyle böyle oldu biz Yezide sahip çıkmalıydık, yezide sahip çıkmadığımız için bu başımıza geldi. Yani şimdi Yezitlere sahip çıkmak lazım, yani bugün bizim karşılaştığımız durumla yarın bir başkası karşılaşabilir. Bugün meslek mücadelemizde yasayla getirilen şeyler yarın eğer güç birliği edilmezse, ortak hareket edilmezse, çok daha farklı boyutlarda bizim karşımıza çıkar. Zaten 9 yılı aşkın bir zamandır yönetimde bulunan arkadaşlar yapacağınızın ve edeceğinizin ötesinde meslek yasasıyla ilgili hiçbir düzenleme yapamamışlardır. Mesleğimiz her geçen gün zorlaşan, maliyenin vesayetinin daha belirgin hissedildiği, talimatlarla yapılan meslek haline geldi ve biz Maliye Bakanlığı’nın bir takım düzenlemelerine “Bakanı destekliyoruz” noktasında katılabildik. Biz hiç de küçümsenmeyecek oda kaynaklarımızı çok hoyratça harcadık. Benden önceki arkadaşım ifade etti, tekrarlamaya gerek yok. Hem meslek odamızla ilgili bir binanın alınması ve .... ilgili yapılanmasında hem lokal vs. Yani bu hassasiyet meselesidir. Benim paramı harcarken, benim paramı harcama yetkisi verdiğim insan en az kendi parasını harcarken göstereceği duyarlılığı göstermek zorundadır. Şimdi bundan ben tabii Yüksek Ticaretliler Derneği’nin yaptığı yardımı canı yürekten destekliyorum da sayın başkanın Yüksek Ticaretliler Derneği’nde yaptığı bir konuşmada bir değerlendirmede bağış yapıyor diyor ki şahsım adına 10 milyon, oda adına 100 milyon. Şimdi bu doğru bir yaklaşım biçimi değil. Ben diyorum ki bu hassasiyet olmaz, işte kendi adına 10 milyon, oda adına 100 milyon verirsen o hassasiyeti sen gösteremezsin. Gösterilmediği için belki de paralar çarçur ediliyor bir sürü yere. Hangi meslektaşım bu meslektaşım bu yapılan harcamaların hem meslek odası hem lokal hem diğer konularda yeterli, doğru ve mantıklı yerlere yatırıldığını veya yapıldığını söyleyebilir. Bugüne kadar rastlamadım. Bundan sonra ne var? İşte bundan önceki dönemde 7 sayı dergi çıkarıldı. Bu yazılıyor, 20 tane seminer yaptık bu da yazılıyor. Yani bunlar 7 tane dergi çıkarmak bir oda için oda muhteva itibarıyla ne olduğu ............ takdirlerinde övünülecek bir şey değil ki , 20 tane seminer yapmak övünülecek bir şey değil ki. Yani biz çok daha imkanlarla ulaştığımız meslektaş kitlesi itibarıyla bu çok daha makul bir alan içerisinde en az o kadar seminer yaptık. O kadar da dergi çıkardık deniyor. Oda için önemli bir şey değil, oraya yazılmaması bile gerekirdi. Bundan sonra işte bunu yapacağız, şunu yapacağız gibi tekrar etmeye gerek yok, kitapçık da var, zaten vaatlerde bulunulmuş. Nasıl olacak, bir gecede serbest muhasebeciler mali müşavir olacak. Yahu bir gecede serbest muhasebeci mali müşavire çevirmek gibi bir gücünüz var ise, bu güne kadar niye durdunuz kardeşim. Bu meslek yasası ile ilgili bizim bir sürü sıkıntımız yok mu, hak kayıpları yok mu, bizzat mesleğin tanımlanmasında sıkıntımız yok mu, yani topluluk sigortası için hangi meslektaşımız kendi için zaruret görmüyor veya mesleki zorunluluk sigortasını görmüyor veya mali tatil hakkı diyoruz görmüyor, çoğaltılacak daha bir sürü şey. Yani böyle bir güç vardı da niye bu gücü bugüne kadar kullanmadınız? Başka ne vaat ediyor? Bunu Sayın Uğur Büyükbalkan Bey yine bir röportajında söyledi, çizgileri aynı olduğu için söylüyorum, diyor ki bundan sonra ne düşünüyorsunuz meslektaşlarla ilgili olarak? Bir diyor meslektaşlara ait bir mezarlık, yine meslektaşlara ait bir klinik, yine meslektaşlara özgü yaşlılar yurdu. Arkadaşlar yani bu ufuk, yani bunlar yapılmasın demiyorum ama bu ufukla bir yere varılmaz. Meslek yasasıyla ilgili yeni bir şey getirilemez, bir ufka geçilmez, onun için bunun değişmesi lazım bu anlayışın değişmesi gerekiyor. Söylediğim şeyler belgeli şeylerdir, yani itiraz edilirse bunların kayıtları var. Bu açıdan ben diyorum ki mesleğimizin ve meslektaşımızın yeni bir ufukla açılması gerekiyor. Yani koltuklarına yapışmış kalmış bu yönetimle bir yere gidilmez, gidilmediği artık ortada. Yani biz eğer 8 yıl görevde kalmamızın delilerini aramakla uğraşırsak işte Almanya odası bilmem kaç yıldır öndeymiş, şu kaç yıldır öndeymiş benim daha 8 yıllık, bu olmaz demokratlığa hiç yakışmaz çağdaşlığa hiç yakışmaz. Onun için bu yönetimin değişmesi gerekiyor, bu anlayışın değişmesi gerekiyor. Meslekte birlik grubu aday listesi mesleğimizi ve meslektaşlarımızı yeni ufuklara taşıyacak adayların listesidir. Hepinizi tekrar şahsım ve arkadaşlarım adına saygı ile selamlıyorum. Sağolun, teşekkür ederim.
- Teşekkürler sayın Babuşcu. Son grup adına genel konuşmacı sayın Nezih Aktan, buyurun efendim.
- Saygıdeğer divan, değerli meslektaşlarım hepinizi Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği adına saygı ile selamlıyorum. Değerli dostlar, tabirimi lütfen farklı anlamayın, ama buraya ben grubum adına vaaz vermek için gelmedim. Değerli meslektaşım grubumuzun oluşturmuş olduğu Çağdaş Muhasebeciler Vakfı ile ilgili yanlış beyanda bulunmuştur. İlk önce bunu açmak istiyorum. Çağdaş Muhasebeciler Vakfı, ana ilkesi çağdaş, demokrat, laik, Atatürk ilkelerine sahip çıkan, insan hak ve özgürlüklerini savunan, ruhsat almış bütün meslek mensuplarına kapılarını açmıştır. Eğer sayın Babuşcu’da bu ilkeleri savunuyorsa onunla birlikte olmaktan korkmayız.
Dostları ilə paylaş: |