Her Gün Bir Defa Yazan: William MacDonald Publisher of the English Original: everyday publications inc



Yüklə 14,07 Mb.
səhifə23/58
tarix07.01.2022
ölçüsü14,07 Mb.
#87000
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   58
Bizler bu dünyada yabancılarız, Sana mezardan başka

Bir şey vermeyen bu yeryüzünde bir yuva aramıyoruz;

Senin çarmıhın bizi buraya bağlayan bağları kopardı,

Sen bize daha parlak bir alemde hazine oldun. J.G.Deck
17 Mayıs
“İster art niyet ile, ister içtenlikle olsun, her durumda Mesih duyurulmuş oluyor. Buna seviniyorum, sevineceğim de.” (Filipeliler 1:18)

İnsanlar arasında kendi özel çevrelerinin dışında iyi olan hiç bir şeyin bulunmadığını düşünmek çok sık rastlanılan bir hatadır. Üstünlük konusunda sanki tekelcilik onların elinde imiş gibi hareket ederler ve kendileri ve yaptıkları ile kıyaslanabilecek birinin ya da bir işin olduğunu kabul etmeyi reddederler. Bize, oraya buraya yapıştırılan çıkartmaların üzerindeki komik yazıları hatırlatırlar. “Ben iyiyim. Sen ise şöyle böylesin.” Bazıları için bu tür sözler söylemek bile can sıkıcı bir itiraftır.

Yalnızca onların kiliseleri doğrudur. Yalnızca onlar Rab için işe yarayan hizmet verirler. Kendilerinin tüm konular hakkında sahip oldukları görüşler tek yetkili görüşlerdir. Tek bilge kişiler kendileridir ve bilgelik onlarla birlikte son bulacaklardır.

Pavlus bu ekole ait değildi. O, aynı zamanda diğer kişilerin de Müjdeyi vaaz ettiklerinin farkına vardı. Evet, bazıları gerçekten de Müjdeyi onu kızdırmak amacı ile duyuruyorlardı. Ama Pavlus hala onlara Müjdeyi duyurdukları için değer verebiliyor ve Mesih duyurulduğu için hala sevinebiliyordu.

Pastoral Mektuplar ile ilgili yorumunda Donald Guthrie şöyle yazdı: “Gerçeğin kendi kanallarından başka kanallardan da akabileceği kabul etmeleri için bağımsız düşünürlerin büyük lütfa ihtiyaçları vardır.”
Mezhep önderlerinin iman ve ahlak ile ilgili tüm konular hakkında son sözü söylediklerini kabul etmek onlara özgü olan ayırt edici bir özelliktir. Kendi duyurularını sorgulama yapılmadan itaat edilmesini talep ederler ve izleyicilerini kendilerinden farklı düşünen kişiler ile iletişim kurmaktan uzaklaştırmak isterler.

Kutsal Kitap’ın King James çevirisinde çok az okunan bir giriş bölümü bulunur; çevirmenler şöyle yazmışlardır: “Kendini beğenmiş kardeşler, kendi yollarında yürürler ve başka hiç bir şey ile ilgilenmezler, ama böyle yapmakla kendilerini çerçeve içine koymuş olur ve kendi örslerine çekiç vurmuş olurlar.” Bizlerin bu konuda almamız gereken ders, canlarımızı sıkıştırmamak ve hiç bir imanlının ya da Hıristiyan paydaşlığının sadece kendilerinin doğru olduklarını ya da gerçek ile ilgili tekelciliği ellerinde bulundurduklarını iddia etmeye hakları olmadığının farlına varmak ve iyiyi nerede bulursak bulalım onu kabul etmektir.

18 Mayıs
“.. o da düşünmeden konuştu.” (Mezmur 106:33)

İsrailoğulları Kadeş’te su bulunmadığı zaman şikayet ettiklerinde, Tanrı Musa’ya kayaya konuştuğu takdirde suyun akacağını söyledi. Ama Musa artık uzun zamandır katlandığı halktan bıkmıştı ve onlara bağırarak şöyle dedi: “ey siz baş kaldıranlar, beni dinleyin! Bu kayadan size su çıkaralım mı?” Sonra kolunu kaldırıp değneği ile kayaya iki kez vurdu. Musa’nın öfkeli sözleri ve itaatsiz eylemi, Tanrının İsrail halkı önünde yanlış temsil edilmesine neden oldu. Ve Musa bu olayın bir sonucu olarak İsrailoğullarını vaat edilen topraklara götürme ayrıcalığından mahkum bırakıldı. (Çölde Sayım 20:1-13)

Amaçları konusunda çok gayretli olan bir insan için diğer imanlıların önünde duygularına hakim olamaması çok kolaydır. Öylesine güçlü özdenetime sahiptir ki, oysa diğer imanlıların kendilerine sonsuza kadar çocuk muamelesi yapılmasına ihtiyaçları vardır. Amaçları konusunda gayretli olan imanlı bilgide üstündür, ama diğerleri bilgisizdirler.

Ancak bu kişinin öğrenmesi gereken, diğer imanlıların da hala Tanrının sevgili halkı oldukları ve Tanrının onlara yapılacak olan sözlü bir tacizi hoş görmeyeceğidir. Tanrının Sözünü insanları ikna edip kırılmalarını sağlayacak bir güç ile vaaz etmek önemli bir şeydir. Ama onları, kişisel bir kızgınlığın ifadesi olarak küçümsemek, farklı bir konudur. Böyle bir davranış, bir insanı Tanrının en iyi ödüllerinden yoksun bırakabilir.

Davut’un önemli adamları 2.Samuel 23. Bölümde, liste halinde yer aldıkları zaman, bu listedeki yokluğu ile dikkat çeken tek bir isim vardır. Bu isim, Davut’un komutanı olan Yoav’ın ismidir. Ama bu komutanın adı listede neden yer almamıştır? Bu soruya yanıt olarak, Yoav’ın bazı dostlarına kılıç kullandığı söylentisini gösterebiliriz. Eğer bu söylenti doğru ise, o zaman dillerimizi Tanrı halkına karşı bir kılıç olarak kullanmak gibi bir ayartma ile karşılaştığımız zaman, bu olayda bizim için büyük uyarıların bulunduğunu anlarız.

Gökgürültüsü oğulları olarak bilinen Yakup ve Yuhanna Samiriyelileri yok etmek için üzerlerine gökten ateş yağdırmayı istedikleri zaman, İsa onlara şöyle dedi: “Siz hangi ruha ait olduğunuzu bilmiyorsunuz” (Luka 9:55). İsa’nın onları azarlaması ne kadar yerinde ve uygun bir azarlamadır; yaratılış itibarı ile yalnızca O’na ait olmakla kalmayan (Samiriyelilerin olduğu gibi), ama aynı zamanda uğurlarına ölerek onlara kurtuluş sağladığı bu kişilere nasihat almadan konuştuğumuz zaman, azarlanmak gerekli olur.

19 Mayıs
“Böyle davrananları Tanrının haklı olarak yargıladığını biliriz.” (Romalılar 2:2)

Evrende mükemmel bir şekilde yargılama hakkına sahip olan tek Kişi Tanrıdır. Nihai yargı konusunda bize güvenmediği için O’na sonsuzlarca müteşekkir olabiliriz. Yersel bir yargıcın ne gibi yetersiz koşullar altında çalıştığını bir düşünün. Yersel bir yargıç için tamamen yansız olmak hiç bir zaman mümkün olamaz. Davalı olan kişinin özelliklerinden ya da görünümünden etkilenebilir. Rüşvet teklifleri ya da bundan daha sinsice düşünceler onu etki altına alabilirler. Bir tanığın yalan söyleyip söylemediğini her zaman tam olarak bilemez. Ya da tanık yalan söylemiyor olabilir, ama gerçeği tam olarak anlatmayabilir. Ya da gerçeği gizliyor olabilir. Ya da son olarak, tanık içten olabilir ama hatalıdır.

Yargıç, karşısına gelen kişilerin durumlarını her zaman tam olarak bilemez. Ancak pek çok yasal davada durumların tam olarak bina edilmesi çok önem taşır.

Nabız kaydeden cihaz ya da yalan makinesi insanı yanıltabilirler. Vicdanları sertleşmiş suçlular bazen suçluluk duygusuna karşı verdikleri reaksiyonu kontrol dahi edebilirler.

Ama Tanrı mükemmel Yargıç’tır. O’nun tüm eylemler, düşünceler ve niyetler ile ilgili mutlak bilgisi vardır. Tanrı insanların yüreklerindeki sırları yargılayabilir. Tanrı, tüm gerçeği bilir; O’nun gözünden hiç bir şey gizlenemez. O, insanları birbirinde ayırmaz, herkese yansız olarak taraf tutmadan davranır. Bir insanın zihinsel yeterliliğinden haberdardır. Zihni sorunlu biri eylemleri konusunda diğer normal kişiler kadar sorumlu tutulmayabilir. Tanrı, yarattığı kişilerin değişen ahlak güçlerinden haberdardır; bazı kişiler ayartmaya karşı, diğer kişilere kıyasla daha kolay karşı koyabilirler. Tanrı, her bir kişinin farklı ayrıcalıklarını ve fırsatlarını bilir. Ve bir kişinin ışığa karşı ne derecede günah işleyebileceğini önceden bilir. Bir suçun ihmal suçu mu yoksa eylem suçu mu olduğunu bilir ve gizli suçları herkesin önünde işlenen suçlar kadar iyi görür.

Bu yüzden Müjdeyi hiç bir zaman işitmemiş olan putperestlerin adaletsiz bir davranışa maruz kalmalarından korkmamıza gerek yoktur. Ya da yaşamda haksız yere acı çekmiş kişilerin öçlerinin alınmayacağını düşünmemiz gerekmez. Ayrıca bu yaşamda kötülük yapmış hainlerin cezasız kalacaklarını aklımıza getirmemeliyiz.

Kürsüde oturan Yargıç mükemmel bir Yargıç’tır ve O’nun adaleti gerçeğe uygun olacağı için mutlak şekilde mükemmel olacaktır.

20 Mayıs
“..hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa yeni şarap tulumları patlatır; hem şarap dökülür hem de tulumlar mahvolur.” (Luka 5:37,38)

Burada sözü edilen tulumlar aslında hayvan derilerinden yapılan kaplar idi. Bu şarap tulumları yeni oldukları zaman, eğilip bükülebilen tulumlar idi ve bir şekilde esnek idiler. Ama eskidikleri zaman, katılaşıp esnekliklerini kaybederlerdi. Eğer yeni şarap eski tulumlara konur ise, şarabın mayalanma işlemi, eski şarap tulumlarında öylesine baskı yapardı ki, patlamalarına neden olur idi.

Burada Luka 5.bölümde İsa bu durumu Yahudilik ve Hıristiyanlık arasındaki çarpışmaya örnek vermek için kullanır. İsa buradaki sözleri ile “Yahudiliğin modası geçmiş, geçerliliğini yitirmiş biçimlerinin, düzenlerinin, geleneklerinin ve törenlerinin, Hıristiyanlığın sevinç, coşku ve enerjisini taşıyamayacak kadar katı olduğunu” ifade etmektedir.

Bu bölümde dramatik örnekler yer alır. 18-21 ayetlerinde dört adamın felçli bir arkadaşlarını iyileştirmesi için İsa’ya getirdikleri zaman, bir evin damını yıktıklarını görürüz. Onların başvurduğu bu alışılmamış ve gelenek dışı yöntem, yeni şarap ile ilgili bir örneğin resmedilişidir. 21.ayette yazıcılar ve Ferisiler İsa’da hata bulmaya başlarlar; bu kişiler eski şarap tulumları gibidirler. Yine 27-29 ayetlerinde Levi’nin Mesih’in çağrısına verdikleri coşkulu karşılık yer alır ve onun arkadaşlarını İsa ile tanıştırmak için verdiği ziyafeti okuruz. İşte bu, yeni şaraptır. 30.ayette yazıcılar ve Ferisiler yine homurdanmaya başlarlar. Onlar eski şarap tulumlarıdırlar.

Bu tür örnekleri tüm yaşamda görürüz. İnsanlar işlerini yaparken geleneksel yolları kullanırlar ve değişmek için yeniliğe uyarlanmayı zor bulurlar. Ev hanımı bulaşıklarını yıkarken kendine özgü bir tarza sahiptir ve başka birinin mutfak lavabosunun çevresinde dolaştığını gördüğü zaman sinirlenir. Bir koca, bir arabanın nasıl sürülmesi gerektiği konusunda kendine özgü düşüncelere sahiptir ve eşi ya da çocukları arabasını kullandıkları zaman neredeyse kendisini kaybeder.

Ama bu konuda her birimizin alacağı en önemli ders, ruhsal alanda olacaktır. Geleneksel yollar ile gelmese dahi, Hıristiyan imanının sevincine, coşkusuna ve heyecanına izin verecek kadar esnek olmamız gerekir. Tanrı çalıştığı zaman, hemen eleştiride bulunmaya kalkan Ferisilerin hazımsızlıklarına ve soğuk şekilciliklerine ne istek ne de ihtiyaç duyarız.

21 Mayıs
“Size doğrusunu söyleyeyim, buğday tanesi toprağa düşüp ölmedikçe, yalnız kalır. Ama ölür ise çok ürün verir.” (Yuhanna 12:24)

Bir gün bazı Grekler Filipus’a geldiler ve “Efendimiz, İsa’yı görmek istiyoruz” diye ricada bulundular. Ama onlar İsa’yı neden görmek istediler? Belki de onu rağbet gören yeni bir düşünür olarak beraberlerinde Atina’ya geri götürmek istemişlerdi. Ya da belki O’nu şimdi artık kaçınılmaz gibi görünen çarmıha gerilme infazından kurtarmak istemişlerdi.

İsa onlara önemli hasat yasalarından birini kullanarak yanıt verdi: eğer bir buğday tanesinin ürün vermesi isteniyor ise, toprağa düşmesi ve ölmesi gerekirdi. Eğer İsa Kendisini ölümden kurtarmak istese idi, tek başına kalırdı. Cennetin yüceliklerinden sadece Kendisi zevk almış olurdu; orada O’nun yüceliğini paylaşmak için kurtulmuş hiç bir günahkar bulunmazdı. Ama eğer ölür ise, pek çok kişinin sonsuz yaşamın tadını çıkartacağı bir kurtuluş yolu sağlamış olurdu. O’nun için rahat bir yaşam sürmek yerine Kendisini feda ederek ölmesi zorunlu idi.

Bir kez T.G.Ragland şöyle demiştir: “Başarıyı garanti eden tüm planlar içinde en kesin olanı, Mesih’in planıdır: bir buğday tanesi olarak toprağa düşmek ve ölmek. Eğer buğday taneleri olmayı reddeder isek, eğer ne ümitleri feda eder, ne karakteri, ne de malı mülkü ya da sağlığı tehlikeye atmaz isek, ya da Mesih uğruna çağrıldığımız zaman, evi terk etmez ve aile bağlarını kırmaz isek, o zaman tek başımıza kalırız. Ama eğer ürün vermek istiyor isek, bir buğday tanesi haline gelerek ve ölerek bereketli Rabbimizin Kendisini izlememiz gerekir, o zaman çok ürün veririz.

Yıllar önce Afrika’da Tanrı için kalıcı hiç bir ürün görmeksizin durup dinlenmeden çalışan bir hizmetkar grubu ile ilgili bir yazı okumuştum. Sonunda umutsuzluk içinde Tanrının önüne gidecekleri bir konferans düzenlemek için duyuruda bulundular. Konferansta devam eden konuşmalar sırasında hizmetkarlardan biri şöyle dedi: “Ben bir buğday tanesi toprağa düşüp ölmediği sürece hiç bir zaman bir bereket göremeyeceğimizi düşünüyorum.” Bundan kısa bir süre sonra aynı hizmetkar hastalandı ve öldü. O zaman önceden bildirmiş olduğu hasat başladı.

Samuel Zwemer şunları yazdı:


Yüklə 14,07 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   58




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin