Hidayet önderleri 2 İmam ali (AS) Önsöz 2


Ali'yi Hilâfete Yaklaştırmama Plânının Belirtileri



Yüklə 0,77 Mb.
səhifə25/54
tarix02.11.2017
ölçüsü0,77 Mb.
#27824
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   54

Ali'yi Hilâfete Yaklaştırmama Plânının Belirtileri


 Halifeliği Ali'ye (a.s) kaptırmamak için hareket eden muhalif grubun önceden hazırladığı sağlam bir plânın olduğunu düşünüyoruz ve bu düşüncemizi destekleyen birtakım veriler de vardır:

1- Bu grubun Medine'den ayrılmaması ve durum ne olursa olsun Medine'den çıkmaya yanaşmamaları. Çünkü Peygamber'in (s.a.a) sağlığının gittikçe bozulduğunu görüyorlardı. Ayrıca Peygamber'in (s.a.a), dinin ve devletin selâmeti için sık sık Ali'yi Müslümanlara tavsiye ettiğini de gözlemliyorlardı.

2- Her zaman Peygamber'in (s.a.a) yanında durmaları ve Ali'nin (a.s) hilâfetini pekiştirici bir gelişmenin gerçekleşmemesi için tetikte beklemeleri. Ömer'in; "Allah'ın kitabı bize yeter." sözüyle kopardığı gürültü bunun bir göstergesidir. Sonra Masum Peygamber'in (s.a.a) ağrılardan dolayı ne dediğini bilmemekle suçlanması. Çünkü Peygamber'in (s.a.a); "Bana kürek kemiği ve mürekkep getirin." şeklindeki sözü, eğer bazılarının önceden belirlenen bir plânı olmasaydı, nefret ve kuşkuya neden olmazdı, Peygamber'i engellemek için gürültü çıkarmalarına sebebiyet teşkil etmezdi.

3- Ali'nin (a.s) ve Haşimoğulları'nın Resulullah'ın (s.a.a) defin işlemleriyle meşgul olmaları fırsat bilinerek derhal halifelik meselesi ele almaları. Ömer, Sakife toplantısını duyar duymaz, Peygamber'in (s.a.a) evine giren Ebu Bekir'i çağırıyor, senin de bulunmanı gerektiren bir olay baş gösterdi, diyor. Ali'nin veya Haşimoğulları'ndan başka birinin haberdar olmaması için de olayın ne olduğunu açıklamıyor. Niçin? Acaba bu önemli olay, içlerinde Ebu Bekir ve Ömer'den daha fazla İslâm'ın üzerine düşen kimselerin de bulunduğu başka Müslümanları ilgilendirmezken neden Ebu Bekir'i ilgilendiriyor? Niçin Ömer'in kendisi Peygamber'in (s.a.a) evine girmiyor. Neden meseleyi orada bulunan diğer Müslümanlara da açmıyor?

4- Ensarın tarafsız kalmasını sağlamaya çalışmaları, Peygamber'in (s.a.a) aşireti olmadıklarını ileri sürerek onları siyasî rekabet meydanının dışına çekmeye çaba göstermeleri.

5- Biatin ilk önce ensardan alınması. Çünkü yeni halifeye ilkin Kureyş biat etmiş olsaydı, bu biatin en küçük bir pratik değeri olmazdı. Bilâkis İmam Ali (a.s) sonraki aşamada Kureyş'in aleyhine argüman geliştirebilirdi. Ensar İmam Ali'nin yanında olduktan sonra hiç kimse onunla bu hususta mücadele edemezdi.

Sakife'den çıkıldıktan sonra biatin alınış biçiminden de bu niyeti algılayabiliriz. O sırada insanlar mescitte toplanmışlardı. Ömer şöyle dedi: "Niçin ayrı halkalar şeklinde toplanmışsınız? Ensarın biat ettiği Ebu Bekir'e biat etsenize!" Bunun üzerine Osman ve Ümeyyeoğulları'ndan bazı kimseler kalktılar ve biat ettiler. Sonra Sa'd ve Abdurrahman'la birlikte Zühreoğulları'ndan bazı kimseler kalkıp biat ettiler.

6- Haşimoğulları'na muhalif grubu desteklemek maksadıyla önceden Medine'nin dışından başka unsurların Medine'ye getirilip hazır bekletilmesi. Bunun kanıtı da Ömer'in şu sözüdür: "Eslem kabilesini gördüğümde bunların bize yardım edeceğinden emin oldum."[218]

7- Bir aldatma olarak gerçekleşmiş uygulamaları bir oldu bittiyle kabul ettirmeye çabalamaları. Kendilerine karşı çıkanları Müslümanların birliğini bozmak ve fitne çıkarmakla suçlamaları. Nitekim bunu, daha sonra peş peşe meydana gelen olaylar aracılığıyla gözlemleyebiliyoruz. Bu arada biat etmeyenleri ve Sakife kararlarına muhalefet edenleri bastırma girişimlerinde bulunmaları.[219]

8- Önceden belirlenmiş bir plânın bulunduğunun kanıtlarından biri de, Osman b. Affan'ın, kendisine böyle bir şeyi yazmasını emretmediği hâlde Ebu Bekir'in vasiyetine, ondan sonraki halife olarak Ömer'in adını yazmasıdır.[220] Çünkü Ebu Bekir baygındı. Osman, Ömer'in Ebu Bekir'den sonraki halife olduğunu nereden biliyordu?

9- Daha sonra Ömer Osman'ı, aralarında birinin halife seçecekleri kurula atıyor ve onun halife olmasını sağlayacak şekilde desteğini açıklıyor. Hiçbir tarihçi ve uzman araştırmacı, bu altı kişilik kurulu, Ali (a.s) gibi açık ve net bir şekilde tahlil edememiştir.[221]

10- Sakife toplantısından sonra hükümet kurulunca, Ebu Bekir halife oldu, Ebu Ubeyde maliyenin başına getirildi, yargı görevi de Ömer'e verildi.[222] Bu üçü de devlet mekanizmasında en önemli ve en hassas görevlerdir. Devlet mekanizmasındaki bu görevler, önceden plânlanmadan öyle rast gele birine verilmez.

11- Ömer öleceği sırada şunu söylüyor: "Eğer Ebu Ubeyde sağ olsaydı, onu kendimden sonraki halife olarak tayin ederdim."[223] Ömer'in böyle bir temennide bulunmasının nedeni, Ebu Ubeyde'nin yeterliliği ve liyakati değildi kuşkusuz. Çünkü Ömer asıl hilâfete lâyık olanın Ali (a.s) olduğunu biliyordu. Ama yaşarken olduğu gibi öldükten sonrada da Ali'nin ümmetin liderliğini üstlenmesini istemiyordu.

12- Muaviye, Muhammed b. Ebu Bekir'e yazdığı bir mektupta, Ebu Bekir'i ve Ömer'i plân yaparak halifeliği Ali'nin elinden kapmakla suçlamaktadır. Mektubunda şöyle diyor: "Biz de biliyorduk, baban da biliyordu, halifelik Ali'nin hakkıydı. Bu hakka uymak ve yerine getirilmesini sağlamak bizim görevimizdi. Allah Peygamber'i için katındaki nimetleri vermeyi dileyince, vadi de tamamlanınca ve kanıtı da her yerde belirgin bir şekilde ortaya konulunca, Allah Peygamber'ini (s.a.a) katına aldı. Ali'nin hakkını elinden alan ilk kişiler senin baban ve Faruk (Ömer) oldu. Onun emirliğine karşı çıktılar. Bu hususta aralarında tam bir ittifak ve uyum vardı. Sonra Ali'yi kendilerine biat etmeye çağırdılar. O da biat işini geciktirdi, ağırdan aldı. Bunun üzerine ona karşı birtakım tedbirler aldılar ve onunla ilgili ağır plânlar kurdular.[224]

13- Emir'ül-Miminin Ali'nin (a.s) Ömer'e söylediği şu söz: "Yarısı senin olan sütü sağ ey Ömer! Yarın sana dönmesi için bu gün onun (Ebu Bekir'in) işini iyi bağla (sağlamlaştırmaya çalış)."[225]

14- Hz. Fatıma'nın (a.s) egemenliği ele geçirenleri siyasî hizipçilikle ve iktidarı Haşimoğulları'nın elinden almak için plân hazırlamakla suçlaması.[226] Şöyle demişti Hz. Zehra: "Size ait olmayan bir deveye (hilâfete) kendi damganızı bastınız. Onu size ait olmayan bir yerde suvarmaya kalktınız. Fitne çıkacak iddiasıyla ve el çabukluğuyla iktidara el koydunuz. Haberiniz olsun! Kendileri fitneye düştüler ve cehennem kâfirleri kuşatmıştır."



Yüklə 0,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   54




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin