Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 7,93 Mb.
səhifə106/148
tarix08.01.2019
ölçüsü7,93 Mb.
#92679
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   ...   148

SAHİLSARAYLAR

Deniz kenarında inşa edilen saraylar.

Osmanlı saray mimarisi çerçevesinde, sahilsaraylar 18. yy'ın sonlarında, III. Selim döneminden (1789-1807) itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. 16. yy'dan 18. yy'ın sonlarına kadar deniz kenarına inşa edilmiş köşk ve kasırlara rastlanmaktadır. Üsküdar Kavak Sarayı, Topkapı Sarayı'nın sahil bölümündeki Sinan Paşa Köşkü(-0 Ser-dab Köşkü, Mermer Köşk, Sepetçiler Kas-n(->) ve Yalı Köşkü(-0 kıyıda yer alan erken tarihli örneklerdir. Bunların yanısıra

SAHRAYICEDIT



410

411

SAINT ANTOEVE KİLİSESİ

Boğaziçi kıyılarında, özellikle Beylerbeyi, Beşiktaş ve Bebek'te de köşk ve kasırlara rastlanmaktadır. Ancak sürekli kullanıma yönelik olmayan ve genellikle harem bölümünün bulunmadığı bu yapılar, padişah tarafından özel günlerde kullanılırdı.

Osmanlı padişahları III. Ahmecl döne-'minden (1703-1730) itibaren Topkapı Sarayı dışındaki binalarda daha uzun sürelerle yaşamaya başladılar. 18. yy'in başlarında Haliç kıyıları ve Kâğıthane ön plana çıktı. Özellikle Kâğıthane Deresi kıyısında inşa edilen Sa'dâbâd Sarayı(-0, suyun hem manzara hem de işlevsel olarak mimariye katılmasıyla daha sonraki Osmanlı saray mimarisini etkiledi. Padişahlar bu saraylarda uzun süreler kaldıkları için bundan böyle harem ve çeşitli fonksiyondaki başka yapılar da saray kompleksine katılmaya başladı.

18. yy'm sonlarından itibaren Osmanlı sarayı tarihi yarımadadan Boğaziçi kıyılarına yönelmeye başladı. Padişahların özellikle yaz aylarını Topkapı Sarayı dışında geçirmeyi tercih etmeleri, Boğaziçi kıyılarında yoğun bir imar faaliyetine neden oldu. Topkapı Sarayı'ndaki pek çok yapı türünün yer aldığı Beşiktaş Sarayı(->) ilk büyük sahilsaraydır. Sahilsaray yapımı II. Mahmud döneminde de (1808-1839) sürmüş, Topkapı Sahilsarayı ile eski Beylerbeyi ve eski Çırağan sahilsarayları inşa edilmiştir. III. Selim ve II. Mahmud dönemi sahilsarayları kıyıya paralel olarak ve ahşap malzemeyle inşa edilmiştir. Geleneksel Osmanlı saray yerleşiminde olduğu gibi bağımsız yapılar halinde inşa edilmekle birlikte bahçe duvarları ve galerilerle birbirlerine bağlanarak bütünlüğe ulaşılmıştır. Sarayların ana cepheleri deniz tarafında, harem bölümleri arka taraftadır. 18. yy'ın sonlarından itibaren Haliç ve Boğaziçi kıyılarında padişahlık saraylarının yamsıra hanedan üyesi kadınların da sarayları yükselmeye başlamıştır.

Topkapı Sarayı'nı bütünüyle terk etmeye karar veren Abdülmedd (hd 1839-1861) Dolmabahçe Sarayı'nı inşa ettirmiştir. Ab-dülaziz döneminde (hd 1861-1876) inşa edilen Çırağan Sarayı(-0 ve Beylerbeyi Sa-rayı(->), sahilsaray anlayışının son ve en anıtsal örnekleridir. Mermerle inşa edilen bu son örnekler, geleneksel Osmanlı saray mimarisinden pek çok açıdan bütünüyle farklılaşmaktadır. 19. yy'ın sonlarında II. Abdülhamid döneminde Osmanlı sarayı kıyıdan uzaklaşarak Yıldız'a taşınmıştır.

NECLA ARSLAN

SAHRAYICEDIT

Kadıköy Ilçesi'ne bağlı mahalle. Doğusunda Küçükbakkalköy ve İçerenköy; güneydoğu ve güneyinde Kozyatağı; güneyinde Erenköy; batısında Merdiven-köy, kuzeyinde 19 Mayıs ve Yeni Sahra mahalleleri vardır. E-5 Karayolu mahallenin kuzeyinden geçer.

Daha önceleri kireç ocakları ile kaplı olan kırsal alanın ne zaman yerleşime açıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte komşu Merdivenköy'deki yoğunlaşmayı takiben 19. yy'm ilk yansında iskân edilmeye başladığı sanılmaktadır. 1877' de, İstanbul belediye sınırları içinde yeni muhtarlıklar kurulurken, Erenköy ve Sah-rayıcedit semtlerinin birleştirilmesiyle oluşturulan yeni mahallenin adı Sahrayıcedit olmuş, daha sonra, 1930'da Kadıköy Ilçe-si'nin kurulması sırasında Sahrayıcedit Mahallesi yeni oluşturulan Erenköy Bucağı'na bağlanmıştı. 1934 tarihli Şehir Rehberimde, Yelkenli Değirmen Sokağı ile İçerenköy-Üsküdar yolu arasında uzanan dar üçgeni kapsayan Sahrayıcedit Mahallesi, yer isimlerinin Türkçeleştirilmesiyle beraber Yeni Sahra adını aldı. 1950'lerde E-5 Ka-rayolu'nun geçmesi ile yol çevresinde başlayan yoğunlaşmadan Sahrayıcedit Mahallesi de etkilendi; ancak mahalle o dönemlerde hâlâ Kadıköy yakasının az

Flandin'in

çizgileriyle

Sarayburnu ve

Topkapı

Sahilsarayı.



Necla Arslan

arşivi

nüfuslu yerleri arasındaydı. 1965'te Erenköy ve Kızıltoprak bucaklarının lağvedilerek ayrı ayrı mahalleler kurulması sırasında Sahrayıcedit tekrar Erenköy Mahal-lesi'ne; 1974'te doğrudan Kadıköy Ilçesi'ne bağlandı. Genişleyen mahalle 1984'te, Sahrayıcedit ve Yeni Sahra olarak iki ayrı mahalleye ayrıldı.

Mahalle, 1972'de Kızıltoprak-Bostancı Bölgeleme İmar Planı'mn onaylanması ve 1973'te Boğaziçi Köprüsü'nün açılmasını takiben büyük bir gelişme gösterdi. Burada büyük bloklar halinde modern konut siteleri oluşmaya başladı. Bugün Sahrayıcedit Mahallesi, gecekondulaşmanın az olduğu, buna karşılık çok katlı binaların, sitelerin, oldukça lüks konutların oluşturduğu modern bir yerleşim bölgesidir. E-5 Karayolu boyunca gelişen ticaret merkezleri, Metro, Carrefour gibi büyük alışveriş merkezlerinin yakınlığı, bölgeyi daha da canlı hale getirmiştir.

1980 Nüfus Sayımı'na göre 12.828 kişinin yaşadığı Sahrayıcedit Mahallesi'nin halen 60.000 kadar nüfusu vardır. İmam Ramiz Sokağı üzerinde uzanan Sahrayıcedit Mezarlığı tarihi bir mezarlıktır. Mahalledeki Sahrayıcedit Camii(-*) 1875'te yaptırılmıştır. Mahallede Gözcü Baba ve İntaş liseleri, Merdivenköy, Şener Birsöz ve Nevzat Ayasbeyoğlu ilkokulları bulunmaktadır.

İSTANBUL

SAHRAYICEDİT CAMÜ Kadıköy İlçesi'nde, Erenköy'de, Sahrayıcedit Mahallesi'nde, Fahrettin Kerim Gökay ve Şemsettin Günaltay caddelerinin kesiştiği yerdeki üçgen ada üzerinde, Kadıköy-Bostancı istikametinde sol tarafta yer almaktadır.

Metni "Hakkı" mahlaslı bir şair tarafından hazırlanan ta'lik hatlı kitabesine göre, bu bölgenin giderek kalabalıklaşmasından doğan ihtiyaç sebebiyle, Ahırkapı'da

bulunan ve "Şadırvan Camii" olarak tanınan caminin yol genişletmek amacıyla yıktırılması üzerine, devlet ödeneği ve bazı hayırsever insanların yardımlarıyla 12927 1875'te inşa edilmiştir.

Cami esas itibariyle, 6 m çaplı bir kubbe ile örtülü, içten ve dıştan sekizgen planlı, önünde düz çatılı bir son cemaat yeri bulunan, küçük ölçülü, özenli bir yapıdır. 19. yy'dan birkaç örnekle tanınan bu sekizgen şema Sahrayıcedit Camii'nde, günümüze kadar yapılan eklerle tamamen bozulmuştur. İlk etapta kuzeyine, esas caminin toplam alanından daha büyük ve iki katlı, uzunlamasına dikdörtgen bir bölüm eklenmiştir. Bu bölümün yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, kullanılan mimari elemanlar ve süslemeleriyle orijinal yapıyla çok aykırı düşmediği, esas yapıdan kısa bir süre sonra yapıldığı söylenebilir. Ayrıca sekizgen bölümün üzerini örten kubbenin göbeğindeki siyah zemin üzerine altın yaldızla (zerendud) sülüs hatla yazılmış olan İhlas suresinin kenarında 1313/1895-96 tarihi okunmaktadır ki bu tarihte kalem işleri yapılan ya da yenilenen esas cami ile birlikte ek bölümün de inşa edilmiş olabileceği düşünülebilir. Günümüzde ise bu ekle de yetinilmemiş, yapının bütün batı cephesini kaplayan, bodrum katıyla birlikte üç katlı bir bina daha eklenmiş, 1994 tarihli bu bölüm ile yapının görünümü iyice değişmiştir. Öncelikle batıya bakan cephesi tamamen kapanmış, bu bölümdeki pencere kapı haline getirilmiş, ayrıca son cemaat yerinin duvarı da yuvarlak kemerli bir açıklıkla bu yeni ek bölüme bağlanmıştır. İlk ekin batı duvarı ise tamamen kaldırılmış yekpare bir görünüm kazanmıştır. Ayrıca yapı dıştan bütünüyle yeniden sıvanmış, dönem farklarını gösterebilecek duvar örgüsü ya da sıvası diye bir şey kalmamış, her şey yeni örtünün altına alınmıştır. Cami avlusunda şu anda büyük bir şadırvanın yapımı sürdürülmektedir.

Sekizgen planlı esas cami mekânı her cepheye birer pencere gelmek üzere, üç dilimli (üç merkezli) kemerli dört pencere ile aydınlatılmaktadır. Dışa hiç aksettirilmeyen mihrap giriş ile aynı eksende yer almakta, giriş ve iki yanındaki cepheler de son cemaat yerinin içinde kalmaktadır. Günümüzde son cemaat yerine alüminyum çerçeveli camlı bir kapı ile girilmekte, bunun yanında yuvarlak kemerli birer pencere yer almaktadır. Son cemaat yerine girildiğinde sağ taraftaki kapıdan, harim kısmı ile son cemaat yerinin arasından yükselen kesme taştan silindirik gövdeli minareye geçilmekte, sol taraftan ise ahşap merdivenle balkon şeklinde üç açıklıkla harim kısmına bağlanan mahfile ulaşılmaktadır. Ahşap, kanatları, mahfil korkulukları ve altlarına isabet eden dolap ka-paklarıyla birlikte yenilenmiş olan basık yuvarlak kemerli bir kapı ile harim bölümüne girilmektedir.

Caminin içi oldukça sade bir görünüme sahiptir. Duvarların beyaz boyalı olduğu, bütün pencere, kapı ve mihrap nişinin etrafından kesintisiz olarak devam eden ye-

Sahrayıcedit Camii

Yavuz Meyveci. 1994

sil ve gülkurusu renkli bir bordürün dolandığı, cephelerin birleştiği köşelerde de dilimli madalyon çerçeveli, içleri yeşil, mavi, pembe ve kahverenginin tonlarıyla renklendirilmiş, dönemin eklektik zevkine uygun bitkisel motifli bir kompozisyonun oturtulduğu görülmektedir. Mihrap hiç süslemesiz, basit bir niş şeklindedir. Kubbe eteğinde dolanan siyah zemin üzerine altın yaldızla sülüs hatla yazılmış ayet kuşağı mekâna hareketlilik kazandırmıştır. Kubbenin içi ışınsal şeritlerle alt mekâna uyum sağlayacak şekilde sekize bölünmüş ve aynı duvar yüzeylerindeki bitkisel kalem işi bezemeler kullanılarak hareketlen-dirilmiştir. Tam ortada iç içe iki daire şeklinde düzenlenmiş kalem işi bitkisel bezemeli göbek, bunun etrafında ise daha önce sözü edilen, İhlas suresinin yer aldığı yazılı kuşak mevcuttur. Bu yazı kuşağının kenarında 1313/1895-96 tarihi yanında "Hafız Hasan Sırrı Efendi"ye (ö. 1907) ait olması muhtemel bir imza görülmektedir. Yine siyah zemin üzerine altın yaldızla yazılmış, pencere ve mahfil açıklıklarının aralarına yerleştirilmiş Allah, Mu-hammed, 4 halife ve Hasaneyn'in isimlerini içeren yuvarlak levhalar dikkat çekmektedir. Caminin içinde ahşaptan yapılmış minber ve vaaz kürsüsü mevcuttur.

Doğu ve batı cephelerindeki kapılarla girilen -ki şimdi batı kapısı bu duvara yapılan yeni ek nedeniyle tamamen iptal edilmiştir- kuzeydeki ilk ek bölüm, dördü serbest, dördü de duvarlara bağlı 8 ahşap ayak tarafından taşınmakta ve bu bölümde de duvarlarının aynı caminin içindeki gibi basit kalem işleriyle kaplı olduğu görülmektedir. Bu ek bölümün kuzey tarafına birleştirilmiş daha geç tarihli bir meşruta bölümü ve yine aynı yönde ayrı olarak inşa edilmiş tuvaletler avluda yer almaktadır. Ayrıca avlunun dışında mihrabın arkasında eklektik ayrıntılarıyla dikkati çeken Ka-yışdağı Suyu Çeşmesi bulunmaktadır.

Bibi. Ş. Usluduran, "Kadıköy-Bostancı Arası Türk Mimari Eserleri" (İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fak., Sanat Tarihi Bölümü, basılmamış lisans tezi), 1979, s. 22-23; S. Ögel, "istanbul'da 19. yy'ın Sekizgen Camileri", Sanat Tarihinde Doğudan Batıya, Unsal Yücel Anısına Sempozyum Bildirileri, İst., 1989, s. 65-70. BELGİN DEMİRSAR

SAINT ANTOINE KİLİSESİ

Beyoğlu'nda, İstiklal Caddesi üzerinde, Galatasaray'dan Tünel'e doğru sol kolda no. 317-323 tedir. Cadde üzerinde bulunan kiliseye ait apartmanların arasındaki kemerli kapılardan geçilerek ulaşılan avluda yer alır.

Kilise ve apartmanlar İstanbul doğumlu mimar Giulio Mongeri'nin (1875-1953) eseridir. Fransızca Saint Antoine Kilisesi olarak bilinen, ancak İtalyan rahiplerin yönetiminde olan kilisenin asıl adı San An-tonio'dur. Concordia Tiyatrosu ve Bahçe-si'nin(->) yerinde inşa edilen yapının temel atma töreni 23 Ağustos 1906'da yapılmış, ancak bina maddi olanaksızlıklardan 15 Şubat 1912'de bitirilerek açılabilmiştir. Kilisenin ilk kuruluş tarihi bugünkü Perşembe Pazarı Hırdavatçılar Çarşısı'nın yerinde 1272'de yapılan Fransisken Kilise ve Ma-nastırı'na kadar iner. Ahşap olan bu kompleks 1699'da yanınca II. Mustafa (hd 1695-1703) siyasi sorunlardan dolayı tekrar yapılmasına izin vermemiş ve yerine 1960 öncesi imar faaliyetleri sırasında yıktırı-

Saint Antoine Kilisesi

Cezar, Beyoğlu

L

SAINT ESPRIT KİLİSESİ

413

Cosimo Comidas'm çizimiyle Saint Benoit Kilise ve Manastın. C. C. Carbognano, 18. Yüzyılın Sonunda İstanbul, ist., 1993



SAİNT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

lan ahşap Yeni Cami'yi yaptırmıştır. Katoliklerin bundan sonraki mabedi olarak 1724'te Galata'da faaliyete geçen ahşap San Antonio di Padova Kilisesi de yanın-ca, 1762'de Fransa Elçiliği arazisi içindeki Saint Louis Kilisesi'nin yukarı tarafında yapılan binaya taşınılmış, caddeye taşan bu yapı tramvay geçişine engel olduğu için yıktırılmış, bu yapı da yandıktan bir süre sonra bugünkü kilise yapılmıştır. Saint Antoine, günümüzde istanbul'un en popüler ve en fazla cemaati olan kilise-sidir.

Mongeıl, 19. yy'ın son yıllarında Milano Brera Akademisi'nde mimarlık eğitimi için bulunduğu sırada, tanınmış mimarlık te-orisyeni ve uygulayıcısı Camillo Boito'nun en gözde öğrencilerindendi. C. Boito yorgun düşmüş eklektisist akıma bir tepki olarak Kuzey İtalya'nın tarihsel formlarını da kullanarak İtalya'da, neogotik mimari(-0 üslubunu geliştirmiştir. Mongeri eğitimini tamamlayıp İstanbul'a döndükten sonra, mensubu bulunduğu İstanbul İtalyan kolonisinin inşa etmeyi kararlaştırdığı Saint Antoine Kilisesi ve Apartmanları için Lombar-dia gotiği de denen bu üslupta bir tasarım teklifi geliştirdi. Tasarımını Milano'da C. Boito 'ya da takdim etti ve hocasının övgüsünü aldı. istanbul İtalyan kolonisi tarafından kabul edilen önerinin mühendislik projeleri İtalyan asıllı Edoardo de Nari tarafından hazırlandı. Yardımcı mimar Arif Hikmet Koyunoğlu idi. Uygulama yüzyıl dönümünde İstanbul'un en faal inşaat şirketlerinden olan Guglielmo Semprini' nin(-0 müteahhitlik şirketi tarafından gerçekleştirildi. Bu uygulamada Mongeri ve de Nari de şirkete ortak oldular. Osmanlı yönetiminin bir önşartı olduğundan, önce cadde üzerindeki apartman binaları yapıldı, kilisenin inşaatına sonra geçildi. Nitelikli malzeme ve iyi bir işçilikle inşa edilmiş yapılar topluluğunun bakım onarım hizmetleri yerine getirilmektedir.

Doğuya doğru eğimli bir arazide do-ğu-batı doğrultusunda konumlanmış yaklaşık 20x50 m ölçülerinde Latin haçı planlı bir kilisedir. Yapının eni transeptte dışa taşan kollarla 30 m'ye, iç yükseklik ise orta nefte 23 m'ye ulaşır. Eğimden dolayı doğu cephesi 56 m yüksekliğe varır. Doğuda eksendeki apsis beş cepheli çokgen bir çıkma yapar. Çan kulesi bu çıkmanın yanındaki güney apsisinin üzerindedir. Ana girişi barındıran batı cephesi orta nef doğrultusunda, dikdörtgen biçiminde çıkıntılıdır. Beyoğlu'nun ilk betonarme yapılarından olan kilisenin dış cephesi tuğla kaplıdır. Cephelerde, iç mekândaki gömme ayakları karşılayan dikdörtgen biçiminde pilastrlar yer alır. İç mekânda taşıyıcı ayaklar, tonoz kaburgaları ve belirli yüksekliğe kadar duvar yüzeyleri mozaik sıvalıdır. Doğu cephesinde açığa çıkan bodrum duvarları taş-tuğla almaşık örgülüdür.

Kilisenin güneyinde yapıya paralel konumda iki katlı bir manastır binası vardır. Kilisenin eğimden dolayı kazanılmış bodrum katı, ikinci bir kilise şeklinde düzenlenmiş ve Keldanilerin kullanımına verilmiştir. Bağımsız bir girişi olan bu mekâ-

na avlunun kuzeyinde bulunan merdivenlerle ulaşılan kuzey avlusundan girilir.

Aksiyal simetrik bir plana sahip olan kilisenin üç nefli naosunda netler, deste sütun tarzındaki altışar ayakla oluşturulan sıralarla ayrılmıştır. Daha geniş ölçülerdeki orta nef ve transeptin kesiştiği merkezi mekânı belirleyen dört ayak, diğerlerinden daha büyük kesitlidir. Orta nef ve transept, yan netlerden daha yüksek tutulmuştur. Kilise mekânını sınırlayan duvarlarda ayakları karşılayan gömme ayaklar bulunur. Yapının taşıyıcı sistemini meydana getiren ve dikdörtgen modüller oluşturacak biçimde birbirlerine sivri kemerlerle bağlanan bu ayakların tümü iri yaprak motifleriyle bezenmiş başlıklarla nihayetlenir. Örtü sistemi gotik mimari üslubunun bir diğer vurgusu olan kaburgalı çapraz tonozlarla tamamlanmıştır. Doğuda, transeptle sınırlanan üç apsis naostan dört basamak yüksektir. Transeptin güney kolunda manastır binasına ve çan kulesine bağlantıyı sağlayan dahili bir kapı yer alır. Batıdaki ana girişin üzerindeki locaya org yerleştirilmiştir.

Kuzey, güney ve doğu cephelerinde taşıyıcılar arasına yerleştirilen sivri kemerli, vitraylı geniş pencereler yapı boyunca yükselir. Orta nefin ve transeptin yan netleri aşarak yükseldiği cephelerin kemer aynalarında daire biçiminde pencereler yer alır. Alların üzerinde asılı olan ahşap oyma çarmıhtaki İsa heykeli ve Saint Anto-ine'ın ahşap üzeri altın varaklı heykeli İtalyan heykeltıraş Luigi Bresciani tarafından yapılmıştır. Yan apsislerin doğu duvarında vaftiz ve yemek sahnelerinin betimlendiği iki mozaik pano vardır.

Giriş cephesi, pilastrlarla sınırlanmış ve daha yüksek olarak ana nef hizasında öne çıkan orta bölüm ve iki yan bölümden oluşmaktadır. Bu aksiyal simetrik düzenlemede ana giriş ortada, diğerleri yan nef-ler hizasında olmak üzere dikdörtgen üç giriş kapısı yer alır. Kapılar, sivri kemer üzerinde yüksek bir üçgen alınlık ve yanlarında baldakenlerle düzenlenmiş, kemer aynalarında mozaik betimlemelere yer verilmiştir. Bu kapı kompozisyonları üzerinde büyük gülpencereler vardır. Geniş saçak silmesinin altında, mavi renkte çiniler-

Saint Benoit Fransız lisesi

Nazım Timuroğlu, 1991

le canlandırılmış sivri kemerli niş sırasından oluşan geniş bir bordur görülür. Cephe düzenlemesi dört pilastr üzerindeki dört yüksek baldakenle tamamlanır.

Kiliseye akar olması amacıyla inşa edilen altı katlı iki apartman bloğu, ortalarında bulunan üç açıklıklı avlu girişinin üzerinde yer alan bir geçitle birbirine bağlanmıştır. İstiklal Caddesi cephesi, giriş düzenlemesiyle birlikte 38 m'yi bulur. Bloklar, kilisenin algılanmasını güçlendirecek biçimde avlu cephelerinde kademeli olarak daralır. Zemin katta cadde cephesinde büyük sivri kemerli asma katlı dükkânlar, avlu cephesinde apartman girişleri ve özel iş-levli odalar yer alır. Cepheler, zeminden ikinci kat pencere kemer üzengileri hizasındaki kornişe kadar ve altıncı kat döşeme silmesinden itibaren taş taklidi sıvalıdır. Arada kalan ve köşelerde taş kaplama ile çerçevelenen orta bölüm tuğladır. Pencereler, ortadakiler ve altıncı kattakiler üçüz olmak üzere sivri kemerlidir. Üçüncü kat pencerelerinde dekoratif balkonlar bulunur. Avlu cephesinde sütunçelere taşıtılan ve üç kat boyunca devam eden "log-gia" şeklindeki balkonları, cephelerde, yer verilen armaları, dekoratif ferforje fener askıları ve renkli mimarisiyle Saint Antoine Apartmanları İstiklal Caddesi'nin en göz alıcı yapılarındandır.

İstanbullu mimar Mongeri'nin İstanbul'a kazandırdığı Saint Antoine Kilise ve Apartmanları, Kuzey İtalya'da birçok misali olan İtalyan neogotik mimarlığının en başarılı örneklerindendir.



Bibi. İnciciyan, İstanbul, 110; C. Can, "istanbul'da 19. Yüzyıl Batılı ve Levanten Mimarların Yapılan ve Koruma Sorunları" (Yıldız Teknik Üniversitesi, yayımlanmamış doktora tezi), 1993, s. 17-21, 341-345.

CENGİZ CAN



SAINT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

Galata'da Kemeraltı Caddesi'nde 1583'ten beri Fransızca eğitim veren eğitim kurumu. Günümüzde tam adı Özel Saint Benoit Li-sesi'dir.

Okulun kurucuları olan Cizvit misyonerleri, 8 Kasım 1583'te İstanbul'da Galata Saint Benoit Kilisesi ve Manastırı'na(-») yerleşerek bir okul açtılar. Saint Benoit er-

i

kek okulu, Latin çocukları ile birlikte yerli Rum ve Yahudi çocuklarına da eğitim veriyordu. Öğrencilere Fransızca, matematik, eski Grekçe, Latince ve sanatlar yanında, din dersleri de veriliyordu. Katolik mezhebinden olmayanlara da mensup oldukları mezhebi öğretmeyi amaç edinmişlerdi. 1585'te salgın hastalık sonucunda okul kapandı. 20 Eylül 1609'da İstanbul'a ikinci defa gelen bir Cizvit misyoner grubu okulu yeniden açtı. 1773'te Cizvit tarikatının kaldırılması sonucu okul 1783'te Lazarist misyonerlere devredildi. 1831'de okulun müfredat programı Avrupa'daki okullar seviyesine uygun şekilde düzenlendi. 1832' • de yangın ve salgın hastalık nedeniyle, okul önce Yeşilköy'e, daha sonra da Bebek'e taşındı. Okula gündüzlü öğrenci de alınmaya başlandı. 1839'da okulun kız bölümü açıldı. Öğrencinin fazlalığı ve binanın darlığı nedeniyle ek binalar yapıldı (1879). 1897'de Sainte Pulcherie Koleji binası satın alınarak orta kısım buraya taşındı.



Her iki bölümdeki öğretim 1919'a kadar sürdü. Sainte Pulcherie'nin 1919'da Filles de la Charite Cemiyeti rahiplerine devredilmesinden sonra kolejin yatılı ve gündüzlü bölümleri Galata'daki bugünkü binalarında toplandı.

O sıralarda, kolejin ilk kısmı 4 sınıflıydı. 2 sınıflı orta kısımda klasik öğretim ve modern eğitim kolları vardı. Klasik eğitim kolunda Latince de okutuluyordu.

Kolejin, lise kısmına hazırlayan dört hazırlık sınıfından sonra öğrenciler A ve B bölümlerine ayrılırlardı. Bu sınıflar felsefe ve matematik sınıflarıydı.

Saint Benoit Koleji'nde bir de 2 yıllık ticaret ve bankacılık bölümü açılmış ve Paris'teki "Ecoles deş Hautes Etudes Cammer-ciales"in ders programı adepte edilmişti.

Saint Benoit Fransız Erkek ve Kız kolejleri 1987'de lise adı altında birleştiler. Öğretim süresi ilk yıl hazırlık olmak üzere 8 yıl olan bu okulda, Türkçe dersleri ile Türk kültür dersleri dışında bütün dersler Fransızca; ortaokul 7. sınıftan itibaren ikinci lisan olarak da İngilizce okutulmaktadır. Okula öğrenci, merkezi sistem sınavlarıyla alınmakta olup, 1994-1995 öğretim yılında okulda 858 erkek, 741 kız olmak üzere toplam 1.599 öğrenci öğrenim görmektedir. Lise bölümünde ders geçme ve kredi sistemi uygulanmaktadır.

Bibi. N. Polvan, Türkiye'de Yabancı Öğretim, c. I, ist., 1952; İ. P. Haydaroğlu, Osmanlı Im-paratorluğu'nda Yabancı Okullar, Ankara,

199°' KUTLUAY ERDOĞAN

SAINT BENOIT KİLİSESİ VE MANASTIRI

Galata Kemeraltı Caddesi'ndedir. Cenevizli Benedikten tarikatı papazlarının kilisesi olarak bilinir.

Yapının inşa tarihi, kapısının üzerindeki yazıya göre 1427'dir. Fakat araştırmacı Dalleggio d'Alessio daha önceleri Saint Be-noit'nın yerinde bir Bizans manastırının bulunduğunu ve bu nedenle söz konusu yılın genel bir restorasyon tarihi olabile-

ceğini söylemiştir. Bizans kilisesi tipinde olan yapının, 15. y}' yapımı çan kulesi ile yarattığı kontrast, d'Alessio'nun bu hipotezini doğrulamaktadır. Yine bu araştırmacıya göre, özellikle yapının çan kulesi su-riçi Galata'sından günümüze kadar gelebilmiş en eski binalardan biridir. Bugün Saint Benoit Kilisesi'nin bulunduğu yerde 13. yy'da bir sarnıç olduğu, bu sarnıcın üzerinde ve Saint Benoit'nm yerinde adı da Santa Maria Della Citerna olan 14. yy'a ait bir kilisenin bulunduğu bilinmektedir.

Bu kompleks içinde yer alan Saint Ber noit Fransız Lisesi(->), Osmanlı İmparatorluğu zamanında, İstanbul'da kurulan ilk Fransız eğitim kurumudur. Okulun kurucuları Cizvit misyonerleridir. Bu misyonerler 8 Kasım 1583'te İstanbul'a gelmişler, birkaç gün Fransa büyükelçisi ve Venedik balyosu tarafından misafir edildikten sonra, Galata'da Saint Benoit Kilise ve Ma-nastırı'na yerleştirilmişlerdir. İstanbul'un fethinden 200 yıl kadar önce Cenevizliler tarafından yaptırılmış olan bu kilise ve manastır, I. Süleyman zamanında (1520-1564) Fransa'ya verilmiş olduğundan, bu devletin korumasındaydı. İstanbul'a gelen Cizvit misyonerlerinin yerleştirilmesi için hazır ve elverişliydi.

Saint Benoit Kilisesi ve Manastırı, 1573' te Cizvit tarikatının kaldırılması üzerine, 1783'te Lazaristlerin eline geçmiştir. Şimdiki yapının içinde 17. yy'da buraya yerleştirilmeye başlanan mezarların arasında Macar özgürlük savaşçısı II. Rakoçzi Ferenç ve annesinin mezarları da bulunmaktadır. 19. yy'da kompleksin içinde Saint Benoit Lisesi binası, Maison de la Providence adı ile geçen ve öksüz çocuklara bakan bir yetimhane ve hastane vardı. Bugünkü Saint Benoit Kilisesi ve çevresindeki binaların, 1803 veya 1804'te Lazaristler tarafından kurulduğu bilinmektedir.

Saint Benoit Kilisesi'nin 18. yy'da bir restorasyon gördüğü, bu restorasyon sırasında veya daha sonra, kilisenin içinde Sainte Anna adına bir şapel yapıldığı bilinmektedir. 1865'te meydana gelen bir yangının verdiği zarardan sonra, günümüzdeki Saint Benoit Kilisesi'nin sadece planı ve çan kulesi ayakta kalmıştır. Plan ola-

rak, kuzey-güney yönünde tonoz ve kubbelerle örtülü, uzunlamasına dikdörtgen, üç mekândan oluşmaktadır.

Kilisenin süslemelerine gelince; kubbe kasnaklarında renkli camlarla yapılmış ve dini bazı kişileri gösteren resimler bulunmaktadır.


Yüklə 7,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   ...   148




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin