OSMAN REİS CAMÜ
Istinye'de, İstinye İskelesi'nin yakınında, Sarıyer istikametine giderken cadde üzerinde sağ tarafta, yalıların önünde yer almaktadır.
Yapının ilk olarak 1045/l635-36'da Osman Reis (ö. 1645) isimli bir zat tarafından yaptırıldığı ve pek çok onarımdan sonra 1321/1903-04'te Ahmed Afif Paşa tarafından bugünkü görünümüyle tekrar inşa edildiği bilinmektedir. 1321 tarihi, harim kısmına geçişi sağlayan ahşap kanadı kapının üstündeki lacivert zemin üzerine altın yaldızla yazılmış olan ayet kitabesinin altında görülmektedir.
Kapısı doğrudan caddeye açılan, kare planlı, kagir, ahşap örtülü, küçük ölçülü bir camidir. Kapının sol tarafındaki boşluk madeni parmaklıklarla çevrelenmiş ve bu* radan seviye farkından dolayı merdivenlerle inilen arka bahçeye geçiş sağlanmıştır. Yine seviye farkı nedeniyle ön cepheden tek katlı görünen cami mihrap cephesinden bakıldığında bodrum katı ile iki katlı görünmektedir. Kapının sağ tarafındaki boşluk ise kapı çıkıntısına uygun olarak "L" şeklinde düzenlenmiş 5 musluklu abdest alma yeri halinde değerlendirilmiştir.
Günümüzde onarımda olan bu küçük caminin I. Ulusal Mimarlık Dönemi'nin karakteristik özelliklerini bünyesinde toplamış başarılı bir örnek olduğu söylenebilir. Yapının dış yüzünde sarı rengin hâkim olduğu, köşelerin ve yapıya hareket kazandıran silmelerin beyaza boyandığı, üzerinin kiremitli kırma bir çatıyla örtüldü-ğü görülmektedir. Köşeleri yuvarlatılmış geniş kenarlı ahşap bir saçak altına alınmış olan yapıda üst hizada sivri kemerli ufak nişler çepeçevre dolanarak hareketlilik sağlamışlardır. Bu nişlerin altında kesintisiz olarak devam eden birkaç sıra düz silmeler görülmektedir. Cami, mihrap, giriş ve batı cephelerinde 2'şer, doğu cep-
hesinde ise 3 olmak üzere toplam 9 adet sivri kemerli pencere ile aydınlatılmıştır.
Klasik dönem minarelerini anımsatan minaresi kuzeybatı köşesinde, yapıya bitişik, ahşap saçağın içinden yükselmektedir. Köşeleri pahlanmış bir pabuç üzerinden yükselen silindir gövdeli basit bir minaredir. Şerefe üç sıralı mukarnas dizisine oturtulmuş, korkuluklarında ajurlu geometrik geçmeli şebekeler kullanılmıştır. Şerefe kapısı üzerindeki ince, bitkisel kıvrımlı bordur zarif görünümüyle dikkat çekmektedir.
Mihrap cephesi diğer cephelere göre daha sade bir görünüme sahiptir. İki pencere arasında yer alan mihrap dışa hiç aksettirilmemiş ve bu bölümdeki üst hizada dolanan sivri kemerli yüzeysel nişler de kesintiye uğramıştır. Buna karşın giriş cephesi ise, üzerindeki kıvrımlı saçağı ile caminin kare planının dışına taşmış küçük dikdörtgen hazırlık bölümüyle çok hareketli bir görünüme sahiptir. Saçak oyuntusuna kadar yükseltilmiş sivri kemerli, ahşap şeritlerle kafeslere bölünmüş, renkli ve beyaz camlarla kaplanmış kapıdan, mermer bir seki ile yükseltilmiş hazırlık bölümüne girilir. Bu ufak birim iki yana açılan yine aynı karakterdeki pencerelerle çok aydınlık bir görünüm kazanmıştır. Buradan basık kemerli, özenli bir işçilik gösteren ahşap kanatlı kapı ile doğrudan harime geçilmektedir.
Caminin içine girildiğinde bütün duvarların çini görünümlü kalem işleriyle kaplı olduğu görülür. Çini görünümü, kalem işi bezemenin üzerine ince çizgilerle yapılmış 29,5x29,5 cm'lik karelerle sağlanmıştır. Bu kareleme yöntemiyle uzaktan bakıldığında çini karolarla duvar kaplanmış gibi gözükmektedir. Bütün duvarlar mihrap da dahil olmak üzere açık sarı renkli zemin üzerine lacivert, yeşil, kırmızı ve sarının çeşitli tonlarıyla yapılmış bitkisel bezemeli, ince dallar, hançer yapraklarla birbirlerine bağlanan şakayık, hatayi motifleriyle oluşturulmuş sonsuzluk prensibine uygun kompozisyonlarla kaplanmıştır. Mihrap haricindeki duvarları kaplayan kompozisyon hep aynıdır. Mihrap nişi içinde ise biraz daha farklı bir kompozisyon kullanılmıştır. Kavsarasının içi de yine kalem işi
Dostları ilə paylaş: |