NARMANII HANI
Beyoğlu İlçesi'nde, İstiklal Caddesi üzerindeki 388 ve 390 numaralı yeri işgal etmektedir. Narmanlı Yurdu olarak da bilinir.
19. yy'ın ilk yarısında inşa edilmiştir. Dış görünümü doğrudan bir kaleyi andırmaktadır. Avlunun içindeki binalar hariç dış taraf iki katlıdır. Üst kat ağır ve büyük filayakları üzerine oturmuştur. Üst kata, hem İstiklal Caddesi üzerinden, hem de hanın girişinin, avluya çıkmadan önceki köşesindeki merdivenden çıkılır.
Binanın İstiklal Caddesi üzerindeki başlangıç yeri Frederici Apartmanı'nm yanıdır. Buradan İsveç (bugünkü Müeyyet) Soka-ğı'na kadarki dış cepheden sonra dönüş yapan bina, İsveç Sokağı'nı boydan boya kat eder, burası yüksek duvarlarla kaplıdır. Sofyalı Sokağı'nın köşesinden, bu sokaktaki Merkez Apartmanı'na kadar olan duvar da gene aynı yüksekliktedir.
Narmanlı Hanı'nın ortası bahçedir. Bu bahçeyi çevreleyen duvarın iç bölümünde bulunan yerleşim merkezlerinin hepsi iki küçük katlıdır. Yalnız önceleri havuzun olduğu yerde ve havuzun hemen arkasındaki diğer yerleşim merkezlerinden ayrılmış bulunan bölüm tek katlıdır. Binanın ana giriş kapısı tam ortadadır. Her iki tarafta bulunan dükkânlar kemerlidir ve buraları önceleri at arabalarının bekleme yerleri idi. Çok büyük ve yüksek olan ana giriş kapısı iki kanatlı olup çok ağırdır. Genellikle tek kanadı açık olarak tutulurdu. Binanın, cadde üzerindeki büyük kapısından başka, bürolara dıştan çıkılan ikinci bir kapısı daha vardı. Bu kapıların dışında, İsveç (Müeyyet) Sokağı'na açılan küçük bir kapı ile Sofyalı Sokağı'na bakan
Narmanlı Hanı
Nazım Timuroğlu, 1994
ve kullanılmayan demirden çok küçük bir kapı daha vardı. Bu kapının üzerinde çok büyük demir bir halka gözlenirdi.
Bina yapıldığı günden itibaren, Rus elçilik binası ve kançılarya büroları olarak kullanılmıştı. 1843'te yapımına Mimar Fos-sati tarafından başlanan karşı sıradaki binanın bitimine kadar da elçilik binası burası idi. Ancak, elçilik bürolarının karşı sıradaki Rus Sefareti'ne taşınmalarına karşılık, konsolosluk büroları bir süre daha burada kalmış, bu arada, I. Dünya Savaşı sırasında, Ruslarla diplomatik ilişkiler askıya alınmıştı. Rus ihtilali nedeniyle, ilişkiler daha da zorlanmış ve İstanbul'a bir sürü "Rus mülteci" gelmişti. İşte bu sırada konsolosluk büroları hâlâ burada faaliyet gösteriyordu.
1930'lu yılların başında, binada "Neft Syndicat" ile "Intourist" turizm şirketinin (bu şirketler doğrudan Rusya devletine aitti) bürolarından başka hiçbir bölüm kalmamıştı. 1933'te bu bürolar da buradan gidince bina tamamen boşalmış ve "Narmanlı kardeşler" binayı satın almışlardı.
Narmanlılar Avni ve Sıtkı adında iki kardeştiler. O dönem Eminönü'nde bir işyerleri vardı ve ticaretle uğraşıyorlardı. Burayı satın alınca, bürolarını ufak kapının olduğu binanın ikinci katına taşıdılar. Ruslar, İsveç (Müeyyet) ve Sofyalı sokaklarını çevreleyen yüksek duvarlar arkasındaki bölümü, hapishane olarak kullanırlardı. Narmanlı kardeşlerin burayı satın almasından sonra, Sofyalı Sokağı ile Müeyyet Sokağı'nın kesiştiği yerde ve duvarlar üzerinde bir kapı açıldı. Bu kapının girişinden sonraki üç ayrı oda Dr. Firsek Karol adındaki bir heykeltıraşa kiralandı. Dr. Karol odalar arasında küçük kapılar açarak burasını çok güzel bir heykel atölyesi haline getirdi. Arabaların durduğu bölümler ise, vitrinler yerleştirilerek dükkân haline sokuldu.
Bu arada, Müeyyet Sokağı'nın İstiklal
Dostları ilə paylaş: |