Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə896/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   892   893   894   895   896   897   898   899   ...   980
1963-1980 Dönemi

1961 Anayasası'nca belirtilen hakların uzantısında 24 Temmuz 19ö3'te 274 sayılı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu yürürlüğe kondu.

1961 Anayasası'nda tüm çalışanlara tanınan sendika özgürlüğü, ilgili yasalarda yalnızca işçilere tanındı. Kamu çalışanlarına toplusözleşmeli, grevli sendika hakkı tanınmıyordu. Böylece özellikle 1971 anayasa değişikliğinden sonra sürekli gündemde kalan işçi-memur tartışmasının temelleri atıldı. "Sosyal uyanma ekonomik gelişmeyi aşmıştır" görüşünün ileri sürüldüğü 1971'de anayasada yapılan bir deği-

şiklik ile "çalışanlar" sözcüğü yerine "işçiler" sözcüğü getirildi ve tüm kamu çalışanları sendikaları Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ilkelerine aykırı biçimde kapatıldı.

1961 Anayasası'nın sağladığı demokratik ortam ve bu iki yasa ile birlikte Türkiye'de sendika özgürlüğü ve sosyal haklar açısından yeni bir dönem başlıyordu. ILO ilkelerine aykırı olarak, kamu çalışanlarına toplu pazarlık ve grev hakkının tanınmaması ve işçiler için grev hakkına bazı sınırlamalar getirilmesine rağmen, 1961 Anayasası ve 274 ve 275 sayılı yasalar Türkiye'de yeni bir sendikal anlayışın doğmasının yasal koşullarını yaratmıştı.

1963 sonrasında özellikle İstanbul'da ve özel sektör işyerlerinde yoğun işçi eylemleri gerçekleştirildi. Kapitalist gelişme, mülksüzleşme, kente göç, teknolojik değişiklikler, sendikacılarla kurulan Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) mücadelesi bunların uzantısında işçi kitlelerindeki yeni talepler ve beklentiler yeni bir sendikal anlayışı gerekli kılıyordu. İşte bu koşullar 13 Şubat 1967'de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nu (DtSK)(->) yarattı, istanbul merkezli bir konfederasyon olarak DİSK, istanbul ve Kocaeli'nde sendikacılık hareketine yeni bir ivme getirdi.

Bu arada 196l'de istanbul İşveren Sendikaları adıyla örgütlenen işverenler 1962' de bu örgütün adını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'na (TİSK) dönüştürdüler.

1970'teki sendika özgürlüğünün kısıtlanmasına yönelik yasa değişikliği girişimi büyük toplumsal tepki gördü. İstanbul'da ve Kocaeli'nde DlSK'in başlattığı ve 15-16 Haziran direnişi olarak bilinen, sendikacılık hareketinin en büyük işçi eylemi yaşandı (bak. On Beş-On Altı Haziran Olayları). Sendika özgürlüğünün kısıtlanmasına yönelik yasa değişikliklerinin büyük çoğunluğu daha sonra Anayasa Mah-kemesi'nce iptal edildi.

15-16 Haziran direnişi ertesinde 23 Haziran 1970'te kurulan ve milliyetçi temeller üzerinde yükselen, tek ve mecburi sendikacılığı savunan Türkiye Milliyetçi işçi Sendikaları Konfederasyonu (MlSK) ile 22 Ekim 1976'da İslami esaslara dayalı Hak-İş özellikle Milliyetçi Cephe hükümeti dönemlerinde sendikacılığın farklı çizgilere çekilmesinde kullanıldı.

1973-1980 arasında İstanbul'a, özellikle DlSK'li işçilerin eylemleri damgasını vurdu. Sendika özgürlüğü ve sosyal haklar açısından yasalardaki sınırlamalara; sendikaların önemli kesimi tarafından hâlâ sürdürülmek istenen "partilerüstü sendikacılık" anlayışına; siyasi iktidarların 1947 sendikacılık anlayışını egemen kılma çabalarına; ertelenen ya da yasaklanan grevlere; işçilerden hâlâ yalnızca "itaat" bekleyen işverenlere ve sendika düşmanı yoğun saldırılara rağmen, 12 Mart dönemi dışında 1963-1980 dönemi işçiler açısından görece en özgür sendikacılık dönemi oldu.

işçiler ancak bu dönemde ilk defa işyerlerinde ve toplumda gerçek anlamda bir kimlik kazandılar. Sendikaların bir bö-

Teksif


Federasyonu

Başkanı Celâl

Beyaz, Tekstil

Sanayii işçileri

Sendikası'mn

bir


toplantısında.

Cumhuriyet

Gazetesi Arşivi

lümü bu dönem boyunca sendika özgürlüğü ve sosyal hakları en geniş boyutlarıyla tartıştı, ekonomik-demokratik istemlerini dile getirdi, baskı grubu işlevlerini yerine getirmeye çalıştı. Bu gelişmelerin en belirgin olduğu yer işçi hareketinin merkezi sayılan İstanbul'du.

1980'e yoğun bir ekonomik, sosyal ve siyasal bunalım ile varıldı. 24 Ocak kararları ile Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Demokrasinin, sendika özgürlüğünün ve sosyal hakların kısıtlanması, ücretlerin düşürülmesi, kazanılmış işçi haklarının geri alınması isteniyordu. Bu da 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile gerçekleştirildi.


Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   892   893   894   895   896   897   898   899   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin