NİSBETİYE KASRI
Bebek sırtlarında, günümüzdeki adıyla Eti-ler'de, Boğaz'a hâkim bir mevkide yer almaktaydı.
Kasrın inşa tarihi tam olarak tespit edilememekte ancak tasarımı, mimari ayrıntıları ve süslemelerinden dolayı 18. yy'm sonlarında, III. Selim döneminde (1789-1807) inşa edildiği ya da esaslı bir onarım geçirdiği söylenebilmektedir. Nitekim III. Selim'in, düzenlediği binişler sırasında bu kasra uğradığı bilinir. 19. yy'm son çeyreğinde Abdülmecid'in oğullarından Şehzade Süleyman Efendi'ye (ö. 1909) intikal eden ve bu yüzden "Süleyman Efendi Köşkü" olarak tanınmaya başlayan yapı bu dö-
nemde gerçekleşen bir onarım sonucunda bazı özgün mimari ayrıntılarım yitirmiş, Cumhuriyet döneminde bakımsız kalmış, 1960'larda yanarak ortadan kalkmış, geriye, köşkün arkasındaki havuz ile bahçesindeki bazı ulu ağaçlar dışında bir şey kalmamıştır. Kasrın, son onarımından önceki halini gösteren, S. H. Eldem tarafından hazırlanmış plan ve cephe restitüsyon-ları bulunmaktadır.
Yayvan kitlesi ve enine gelişen ağırbaşlı oranlan ile dikkati çeken, tek katlı, ahşap kasır, servis birimlerini barındıran, basık tavanlı, kısmi bir bodrum katının üzerine oturur. Yapıda, Türk sivil mimarisinin en köklü tasarım şeması olan, merkezi so-falı ve dört eyvanlı divanhane planının, Batı kökenli barok üslup etkilerinin şekillendirdiği, iki eyvanlı bir türevi uygulanmıştır. Tasarımın odağını beyzi planlı bir sofa oluşturmakta, diğer mekân birimleri sofanın merkezinde dik açı ile kesişen iki eksene göre yerleştirilmiş bulunmaktadır. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda gelişen uzun eksen üzerine, biri Boğaz manzarasına açılan, diğeri arka bahçedeki havuza ve koruya bakan, dikdörtgen planlı bir eyvan konmuş, güneybatı-kuzeydoğu doğrultusundaki kısa eksende ise eyvanların yeri, giriş taşlığına ve ağalara mahsus odalara tahsis edilmiştir. Zeminleri sofaya göre bir seki ile yükseltilen ve sedirlerle donatılan eyvanların köşeleri çeyrek dairelerle yumuşatılmış, merkezi sofa ile eyvanların arasındaki açıklıklar, ikişer ahşap dikmeye oturan kirişlerle geçilmiş, eyvanların ön ve arka cephelerde yaptıkları çık-
Nisbetiye
Kasrı'nın zemin
kat planı.
Eldem,
Kasırlar, II
malara yedişer tane pencere açılmıştır. Kısa eksen üzerinde, güneybatı yönünde bulunan girişin önünde, iki yandan kavisli merdivenlerle çıkılan bir binek sahanlığı bulunmakta, girişi izleyen taşlıktan, eskiden "kapı arası" tabir edilen ufak bir hol katedilerek sofaya ulaşılmaktadır. Giriş taşlığının sağında ağalara tahsis edilmiş bir oda, solunda bir hela-abdestlik birimi yer alır. Bu kanadın simetriği ise, merkezde diğer bir ağalar odası ile bunun yanlarındaki bir hela-abdestlik birimini ve bodruma inen servis merdivenini barındırır. Simetrik konumdaki bu iki kesim, eyvanlar gibi cephelerden dışarı taşmaktadır. Eyvanlarla, kısa eksen üzerindeki bu kanatlar arasında kalan köşelere dikdörtgen planlı, sedirleri ve yüklükleri'olan dört adet oda yerleştirilmiş, bu odaların girişleri, Türk sivil mimari geleneğine uygun olarak, yüklüklerin yanındaki yamuk planlı kapı aralıkları ile donatılmıştır.
Kasrın Boğaz tarafındaki odalar, geçen yüzyılın sonlarındaki onarımda sedirlerinden ve yüklüklerinden soyutlanmış, ayrıca tavanları da yenilenmiş, buna karşılık arka bahçe tarafındaki köşe odaları sonuna kadar, III. Selim dönemine ait barok üslupta tavan bezemelerini muhafaza etmiştir. Söz konusu odalarda, tavanların merkezinde birer beyzi göbek bulunmakta, bir tanesinde göbekten dağılan ve beyzi bir çerçeveyi dolduran ışınlar, diğerinde de odanın köşelerine ulaşan kayıtların meydana getirdiği taksimat gözlenmektedir. S. H. Eldem açıkça belirtmemiş olsa da beyzi sofanın, çatı altında gizlenen basık ve bağda-
NİSUAZ PASTANESİ
82
NİŞANCA
di sıvalı bir kubbe ile örtülü olduğu tahmin edilebilir. Restitüsyon planında, divanhanenin merkezinde beyzi bir göbeğin izdüşümü görülmektedir.
Kademeli çıkmaların hareketlendirdiği cephelerde herhangi bir bezeme bulunmamaktadır. Çıkmaların köşeleri ince pilastr-lar ile belirlenmiştir. Geniş bir saçakla son bulan cephelerde dikdörtgen açıklıklı pencereler sıralanır. II. Abdülhamid dönemi onarımında, saçağın iptal edilerek yerine bir korkuluk duvarı konması ve eyvanlar-daki köşe pencerelerinin kapatılması sonucunda cephelerin oranlan önemli ölçüde bozulmuş, ayrıca, geç dönem köşklerinde olduğu gibi pencere açıklıkları bezemeli pervazlarla çerçevelenmiş ve ahşap pan-curlarla donatılmiştır.
Nisbetiye Kasrı, Sarayburnu'ndaki Şev-kiye Köşkü(->) ile beraber, beyzi sofalı divanhanelere sahip sivil mimari eserlerinin en erken örneklerindendir. Söz konusu şema daha sonra Acıbadem'deki Hünkâr imamı Köşkü(->), Kâğıthane'deki Çadır Köşkü(->), Üsküdar-Şemsipaşa'daki Şere-fabad Kasrı, Topkapı Sarayı'ndaki Gülha-ne Kasrı(->) gibi miri yapılarda, ayrıca birçok yalıda ve köşkte de uygulanmıştır. Bibi. Eldem, Köşkler ve Kasırlar, II, 337-344. M. BAHA TANMAN
Dostları ilə paylaş: |