ÖLÇÜLER
192
193
ÖLÜM ÂDETLERİ
n elinde bulunduranların otorite simgesi ve sosyal düzenin bir parçası olarak daima önem taşımışlardır. Bu hususu erken Hıristiyanlık döneminde daha çok imparator ve Athena figürleri ile bezenen MS 5. yy'in ilk çeyreğinde, üzerlerinde imparatoriçe büstlerinin bulunduğu Bizans kantar ağırlıklarında görebiliyoruz.
Diğer bir deyişle toplumun fertleri arasındaki gereksinimlerin sağlanması ve mal değişiminin yapılabilmesi bu şekilde devlet garantisi altına alınmış oluyordu.
İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bulunan dünyanın en zengin kantar ağırlıkları koleksiyonundaki eserlerin yapım yeri istanbul'dur. M. Ross'a göre, Konstantinopolis heykeltıraşlığının kesin göstergesi olan bu büstlerde tasvirler Konstantinopolis'teki hükümdar ailesinin fertlerini göstermektedir.
Konstantinopolis'in Doğu Roma İmpa-ratorluğu'nun başkenti olması bu örneklerin sadece istanbul'da yapıldığı anlamını taşımaz. Benzer durum Osmanlı İmpa-ratorluğu'nda da kendini göstermiştir. Her şehrin yönetimi, kendi onayı ve kontrol damgalarıyla iktidarının otoritesini simge-lemiştir. Bu şekildeki denetleme, satıcıların eksik ölçüleri kullanarak alıcıları aldatmasını önlemekteydi. Bununla birlikte vergilerin artırılması için hükümetçe ölçülerin küçültüldüğü bilinmektedir. Tüccarlar ise ölçüleri büyüterek gümrük vergilerini az ödeme yoluna gitmişlerdir. Buna rağmen İstanbul'da katı bir standardizasyon ve denetim sistemi daima uygulanmıştır: Hattâ bu denetim Osmanlı döneminde sadrazamın en önemli görevi olmuş, standartlara ve fiyatlara uymayanlar anında cezalandırılmışlardır (bak. ihtisab). Esasen kadıların ya da 1855'te şehremanetinin kurul-' masından itibaren de görevli memurun (muhtesib) emrinde bulunan kileci ve damgacı adındaki görevliler, çarşıda kullanılan her türlü ölçüyü kontrol ederek,, ayarlarının yapılmasını ve damgalanmasını sağlıyorlardı. Örneğin, Osmanlı'da ağırlık ölçüsü olan dirhemler, III. Mustafa döne--minin (1757-1774) sonuna dek tescil amacı ile padişah tuğrası vurularak denetlenmişti. I. Abdülhamid'den (hd 1774-1789) sonra ise tuğranın yanma denet-
Osmanlı döneminde İstanbul'da kullanılan bazı ölçü aletleri (dirhemler ve yarım arşın). Mehmet Yenen koleksiyonu / Fotoğraf Laleper Aytek
leme tarihi de konulmaya başlanmış, II. Mahmud döneminin (1808-1839) son yıllarında ise, tuğradan sonra ayrıca her denetleme tarihi de dirhemin sathına vurulmaya başlanmıştır. Günümüzde de tüketicinin aldatılmasını önlemek amacı ile ölçü ve ayar ile ilgili araçların denetlenmesi belediye zabıtasının yetkisindedir.
Osmanlı sınırları içinde birçok şehirde kullanılan ölçü birimlerinin aynı terminoloji ve aynı işlev içinde olmakla beraber farklılıkları her zaman vardı. 1789 Fransız Devrimi'nin getirdiği ölçülerin standartlaştırılması neticesinde metrik sistem Avrupa'da gündeme gelmiş, Osmanlı İmpara-torluğu'nda ise ilk defa 1869'da ilan edilmiştir. Osmanlı topraklarında ticaret yapan yabancılar için bu yeni ölçü birimlerinin dönüşümüne ait bir broşür de bu dönemde yayımlanmıştır. Resmi işlemler için metrik sistemin Osmanlı Imparatorluğu'nda herkes tarafından kullanılması l Mart 1874'te mecburi hale getirilmiştir. Ancak bu reform teşebbüsleri resmi işlemler ile İstanbul, İzmir, Beyrut ve Selanik gibi şehirlerin haricinde tam olarak uygulanamamıştır.
Metrik sistemin Türkiye'deki gerçek uygulamasına ancak 26 Mart 1931 tarihli kanuna göre 1934'ten sonra geçilebilmiştir.
Herhangi bir ölçmede karşılaştırma terimi ve söz konusu ölçmenin temel birimi olarak ele alınan nicelik şeklinde tarif edilebilen ölçü birimleri, tarih boyunca matematiğin icadından bu yana sayılabilen şeylerin dışındakilerin miktarlarını tespit için kullamlagelmiş ve gerektikçe de çeşitli düzeltmeler yapılarak bugünkü uluslararası standart ölçü sistemi oluşmuştur.
Ağırlık Ölçü Birimleri: Doğu Akdeniz ticaret hayatında geçerli olan İtalyan ölçü sisteminin kurulmasına Roma, Bizans ve Arap-İran ölçü birimleri birlikte katkıda bulunmuştur.
Roma İmparatorluğu'nun son dönemine kadar kullanılan ve I. Constantinus'un (hd 324-337) reformlarından sonra sabitle-nen ve bugünkü 326,16 gr'a eşit olan ağırlık birimi "libra", Bizans'ta da kullanılmıştır. Roma İmparatorluğu'nda l libra=12 un-ciya=48 sicilius=72 sekstula=96 drah-me=288 skripulum=576 obolus olan on
ikili bir sisteme dayanmaktaydı. 100 lib-ranın ise l centanerium'a eşit olduğu kabul ediliyordu.
Selçuklu ağırlık ve ölçü sistemlerinden alınarak kullanılan okka, dirhem ve "ratl-ı rumiye"den, İstanbul'da 3,207 gr geldiği kabul edilen "dirhem", Osmanlı ağırlık ölçülerinin temel alt birimi olarak kullanılmıştır. 400 dirhem l "okka"ya (ukiye, vu-kiye, kıyye), l okka da aynı zamanda 10 kere "seri vukiye"ye ve 4 kere 100 dirhem-lik "ratl-ı rumi"ye eşitti. 6 okka da İstanbul'da pek fazla kullanılmış olmayan l "batman"a karşılık gelmekteydi. 100 dirhem ağırlığındaki ölçü birimi "kantar led-resi" olarak adlandırılmaktaydı. 44 okkadan (56,44 kg) oluşan ağırlık ölçü birimi ise "kantar" idi.
Orta büyüklükte 100 arpa ağırlığının bir "miskal"e eşit olduğu kabul ediliyordu. Buna göre de l miskal, l dirhem ile l dirhemin yedide üçüne eşit olmaktadır. 7 miskal ise 10 "dirhem-i şer'i" ağırlığındadır. l dirhem aynı zamanda 4 "denk"e, l denk 4 "kırat"a, l kırat da 4 "buğday"a eşit sayılıyordu. Buna göre l miskal 96 buğdaya eşit oluyordu. Bu ölçü birimleri altın, gümüş ve mücevher gibi kıymetli şeylerin tartılmasında kullanılırdı. Ancak altının tartılması cepte de taşınabilen sarraf terazisi ile yapılmaktaydı.
Buğday dörde bölünmekte ve her bir kısmı "fitil" olarak adlandırılmaktaydı. Fitil de "nekir" adıyla ikiye bölünmekteydi. Nekir, 2 "kıtmir", kıtmir de 2 "zerre"den oluşmaktaydı.
Odun, taş gibi malların tartılmasında ise dört kantara eşit olan "çeki" birimi kullanılırdı. İstanbul'da odun, bugün bile çoğu yerde çeki ile ölçülmektedir.
Okka ya da dirhem daha çok temel gıda maddelerinin tartılmasında kullanılıyordu.
"Medre" ise İstanbul'da pek yaygın olarak kullanılmamış, ancak Osmanlı döneminde bilinen bir ağırlık ölçüsü birimiydi. Ekin ölçeği ise 6 okkalık şarap kabı manasına gelirdi. Meyhanelerdeki depolardan şarap taşımak amacıyla kullanılan 6'şar okkalık kaplara da medre denirdi.
Dostları ilə paylaş: |